Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
Geçen hafta 32 canýmýza mezar olan ocakta, grizu patlamasýna karþý erken uyarý sistemi ile acil tahliye sistemi ve havalandýrma sisteminin olmadýðý, iþçilerin oksijen maskesi takmadýðý, özellikle kömür madenlerinde kullanýmý zorunlu olan “hidrolik çelik maden direði” yerine hala yüzyýllar öncesinin dandik “tahta direkler”i kullanýldýðý ortaya çýkmýþtýr. Bu ihmaller ve adamsendeciliðe raðmen meydana gelen felaketi “bu bölgede yaþayanlar bu tür kazalara alýþýktýr, mesleðin kaderinde bu vardýr…” diye geçiþtirmeye çalýþmak resmen milleti ahmak yerine koymaktýr. Denetimsizlik, savsaklama, laubalilik ve kuralsýz çalýþmanýn sonucunda oluþan felaketleri ve kazalarý kader inancýna baðlayarak iþin içinden sýyrýlmak, hem Tanrý'ya, hem de insanlara yapýlacak en büyük hakarettir. Ýnsanlýðýn dinsel gericiliðe ve Yeni Dünya Düzenin insaný yeniden köleleþtirmeye, ezmeye, sindirmeye, tevekküle yönlendirmeye yönelik her türlü düzenek ve tuzaklarýna tüm gücüyle direnmekten baþka çaresi yoktur. Ýster dinsel söylemlerle, ister güncel ve çaðdaþ söylemlerle kamufle ederek karanlýðý ve ölümü savunanlar er geç kendi kazdýklarý kuyuya düþecek, insanlýk onuru onlarý asla baðýþlamayacak, günü geldiðinde cezalarýný çekeceklerdir. MUTEZÝLE OKULU Müslümanlýðýn ilahiyatý “Kelam Ýlmi” hicretin ilk yüzyýlý (MS 7.ci yüzyýl) sonlarýna doðru ortaya çýktýðýnda kader ve elindelik konularýnda en kapsamlý incelemeye giriþen Mutezile Okulu olmuþtur. Mutezile’nin baþlýca konularý Tanrý’nýn özü, özgür irade (elindelik) ve kader sorunsalýydý. Elindelik konusunu ilk inceleyen Mabet El Cahani ile Ata Bin Yasari olmuþtur. Her iki düþünür de Hasani Basri okulundandýr. Yasari'nin oðlu Vasýl (700-749) önceleri Hasani Basri'nin öðrencisi iken sonralarý ondan ayrýlmýþ, itizal etmiþ (itizal: Ýslamlýkta ehli sünnet inancýndan, dinden ayrýlmak) ve Mutezile’yi kurmuþtur. Kaza ve kader düþüncesi tamamen siyasal kökenliydi. Kaza ve kaderi savunanlar, insanda özgür istem ve seçme gücünü yadsýyanlar, savaþlarý ve dökülen kanlarý Allah’a havale ederek iþin içinden çýkanlar genelde hep yönetici konumunda olanlardý. Böylece yönetici ve feodal sýnýf kimseye hesap vermiyor, keyif ve zenginlik içinde yaþýyor, iþledikleri yolsuzluklar, iðrenç cinayet ve katliamlardan sorumlu tutulmuyor, tutulamýyordu. Kader sanki onlarýn “dokunulmazlýk” zýrhýydý. Bu görüþe en baþta Mutezile akýmý karþý çýktý. Mutezile yandaþlarý Allah’ýn her þeyi bildiðini, ancak, “insaný o iþi yapmasý için zorlamadýðýný” belirterek sorumluluðu ve suçu insana ve en dokunulmaz yerlerde bulunan yöneticilere yüklediler. Kuþkusuz bu Mutezile'nin sonu oldu. TANRI'NIN ÖNCEDEN BÝLMESÝ Önceden kestiremediði, öngörmediði/öngöremediði, tahmin edemediði olaylar meydana geldiði zaman insan bunlarý “baþkalarý üzerine atma”, “baþkalarýný suçlama”, “baþkalarýna ihale etme”, “ilahi güçlere yansýtma” eðiliminde olur. Bu travma kader düþüncesinin psiþik temelini oluþturur. Oysa, insanýn iyi ve kötü eylemlerinde, suça düþmesinde, kaza ve felaketlerde çeþitli sosyal, ekonomik, teknik, bilimsel etmenler devrededir. Bunlarýn Tanrýyla bir ilgisi yoktur. Ýnsanlar yaptýklarý eylemler ve hatalarýndan yasalar önünde birincil derecede sorumludur ve sudan gerekçelerle sorumluluktan kaçamazlar. Çünkü, her þey insanýn elindedir. Ýnsan yaptýðý iyi veya kötü iþlerden, söylediklerinden, yol açtýðý kazalardan birinci derecede sorumludur. Bu baðlamda, Tanrýnýn önceden bilip bilmemesi önemli deðildir. Önceden bilmek baþka kaderi çizmek baþkadýr. Tahmin etmek baþkadýr, insanýn alýnyazýsýný, kaderini çizmek baþkadýr. Tanrý önceden bilebilir. Ama bu onun insanlarýn kaderini çizdiði anlamýna gelmez. Ýslam ve kader inancýna göre insanýn öleceði zaman Allah tarafýndan belirlenir, “hayýr ve þer” de Allah'tan gelir. Yani bu iþi organize eden odur. Azýlý katillerin cezaevlerinde neden “kader kurbaný” diye kendilerini acýndýrmaya çalýþtýklarýný anladýnýz mý? Oysa, insanýn nasýl ve ne zaman öleceði Tanrý tarafýndan belirlenmez: toplumsal-ekonomik koþullar, olaylar, hastalýk, genetik yapý gibi karmaþýk etmenler bunu belirler. Dinsel korku ve þeriat, þiddet üreten toplumlarýn mayasýný, harcýný, temelini oluþturur. Þiddet ve dinsel motifli cinayete baþvuranlar eylemlerine hep dinsel veya ilahi bir gerekçe göstermeye bu yüzden çalýþýrlar. Köþeye sýkýþtýklarýnda “ne yapalým kader, alýnyazýsý” diyerek suçu da Allah’a atarlar. Çünkü zaten inandýklarý kitap da bunu savunur. (Enfal Suresi : 17 “Sonra onlarý siz öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü. Attýðýn zaman da sen atmadýn, lâkin Allah attý.”) KADER ÝNANCININ KÖKENÝ Kader inancý putperestlikten gelmedir. Ýnsanýn davranýþlarýnda, eylemlerinde, “kader, alýnyazýsý, mukadderat, talih, kýsmet, nasip” gibi ilahi güçlerin veya cinlerin etkili olduðu öðretisi eski Babil, Sümer ve Yunan paganizminden kaynaklanýr. Sofokles’in “Kral Oidipus” trajedisinde Teb kentinde veba salgýný baþlamasý tanrýlarýn gazabýyla açýklanýr. Yine Sofokles'in “Oidipus Kolon'da, Antigon” gibi yapýtlarýnda insanýn mukadderat karþýsýndaki çaresizliði temalarý iþlenir. Yunan antik tiyatrosunda en önemli tema olan kader, mukadderat ve alýnyazýsýný Platon da savunur. Yunan mitolojisinde her þeyin ve hatta tanrýlarýn bile üzerinde olan Moiras (Moiralar) adý verilen Üç Kader Tanrýçasý’nýn oluþturduðu “Kader Üçlük”ü tüm tanrýlarýn ve insanlarýn kaderlerini çizerler. Bunlardan Lakhesis geçmiþin, Klotho þimdinin, Athropos da geleceðin þarkýsýný keyiflerince söyleyerek tüm evreni, tanrýlarý ve canlýlarý yönlendirirler! Günümüzde deprem, yaðmur, sel, kasýrga, salgýn hastalýklar, felaketler, kazalar gibi doðal ya da sosyo-ekonomik olaylarý geleneksel din anlayýþý kaderciliðe baðlayarak tanrýsal bereket, lanet veya cezalar olarak yorumlar. MEVLANA VE GÖLPINARLI Mutezile'nin görüþlerinden etkilendiði anlaþýlan Mevlana, Mesnevi’sinde, tevekkülün, boyun eðmenin Tanrý'ya küfür sayýlacak bir inanç olan “cebrilik” (kadercilik) anlamýna geldiðini açýkça belirtir. Mevlana, eylem ve geliþme taraftarýdýr, kaza ve kader yerine elindelik ve isteðe baðlý eylemleri önerir, sürekli bir savaþýmý, sevgi ve hoþgörüyü yaþamýn özü olarak kabul eder. Abdülbaki Gölpýnarlý da, tasavvuf inancýnýn (Ýslam mistisizmi) geniþ bir hoþgörü ve ileri görüþle zamanýnda topluma hýz verdiðini, ancak, vakýf sahibi tekkelerle, atadan kalma þeyhliklerle, “cezbe”nin ters anlaþýlmasýyla, bir çok manyaklarý, ahlaksýzlarý evliya yapmasýyla olumsuz ve kötü etkiler yaratmýþ olduðunu, halka miskinlik ve kaderci bir uyuþukluk vermiþ olduðunu belirtir.. SONUÇ Çok açýk ve net bir þekilde görüldüðü gibi kaderciliðin insana kabul ettirilmesini temel nedeni insanýn yaþantýsýna baþkaldýrmasýný, siyasal yetkenin hatalarýný, yanlýþlýklarýný sorgulamasýný, araþtýrmasýný, irdelemesini, eleþtirmesini, engellemek içindir. Bu itaat ve boyun eðme kültürüdür. Küresel egemenler ve onlarýn yandaþlarý dünya kurulduðundan beri dört elle bu çaðdýþý ve utanç verici görüþe sarýlmýþlar, baþta din olmak üzere -günümüzde ise sinema ve medya ile- bu yýlgýnlýk ve boyun eðme kültürünü yüzyýllardýr tüm uluslara aþýlamýþlardýr. Gerici inançlar vurmadan, eleþtirilmeden yýkýlmaz. Bir bilgenin söylediði gibi “süpürgenin deðmediði yerde, toz kendiliðinden ortadan kalkmaz.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |