El yýkayacaðým bu hayattan
Yarýn kýrýncaya kadar aslanlar gibi
hayatýn zincirlerini milletin/Ali Þeriati

Bilmeliyiz ki felsefi terimler irdelenirken bilim taraf tutmaz! Yeniden tarih yazmak için geçmiþ tarihi sorgulamak, tarihi verilere adil davranmak, yeniden kendimiz olmak için sorgulamak, sorgulanmak/özeleþtiri/, yeniden tarih sahnesine çýkmak için þovenizmle doldurulmuþ sahneleri boþaltmak, özgür insan olabilmek için, Post-modernizm’in tasmalýsý olmuþ insaný özgürleþtirmek, yeniden iman etmek için, bir kez daha iman etmek þiarýyla.

Bir milletin soyunu, dinini, geçmiþini, semavi dini ile çatýþmayan kültürünü, kýsaca onu o yapan deðerlerini reddetmek, ambargo uygulayarak hizaya getirmek, Muhammed ve Ehl-inin deðil, Ebu-Sufyan ve evlatlarýnýn Ýslam’ýdýr! Gerçeðin bilinmesi ile kurtuluþu isteyende, helak olmayý dileyende kendi bilinci ve hür seçimi ile seçmeli. Cebr/zor/ uygulanmamalýydý!

Genelde Ýslam dünyasý, özelde Anadolu’nun Ýslam tarihinde; Emevi iktidarý ile birlikte yüklendiðimiz cebri inancýn verdiði acý ve bu acýnýn girdabýndan çýkamayan potansiyel suçlular!

Suç ve eksikliðin bedelini, Kur-an ve ilahi deðerlere yüklemek adýna; her dönem yeniden tefsir ve tekzipler yazýlýrken, saltanat zihniyetiyle kurulmuþ Ýslam’ýn açtýðý þemsiyenin altýnda gölgelendiðini göstermemek için taþlaþmýþlýðý, tutuculuðu, cehaleti, baðnazlýðý, aymazlýðý, ataleti, ne varsa..! Bütün suçu Kur-an’ýn yanlýþ yorumlanmýþ ayetlerine yükleyerek, iktidarýn eline mükemmel kozlar verilmiþ. Kur-an’ý tek suçlu olarak idam sehpasýnda ipe çekmek içinde bir müddet daha sabýr etmeliydi hakim güç!..

Oysa sorun; Ýslam adýna Ýslamcý geçinen zulüm hanedanlarýnýn iktidarý. Geçmiþte olduðu gibi bu günde otaklarýnýn kazýklarýný, özsüz, posalý Ýslam’ýn ve bu Ýslam’la beslenmek zorunda býrakýlmýþ toplumun baðrýna çöreklenmek!

Böylece dinamik güce sahip Ýslam, ilk yýllarýnda sahip olduðu özelliðini her geçen gün biraz daha kaybetmiþ ve Batý dünyasýnýn salt akýlcý çýkýþlarý karþýsýnda varlýk gösterememiþ.

Gelelim ýlýmlý Ýslam tezgâhýna.

Bu Ýslam’ýn sorumluluðunu üstlenmiþ politikacýlar ve ruhani kimlikli fert ve ya kurumlarýn, Halkýn huzurunda evet bizler böyle bir sorumluluk üstlendik! Demelerini bekleyecek kadar beyinleri iðfal edilmiþ toplum!

Nasýl mý?

Türkiye, Mýsýr, Ürdün, Suud-i Arabistan sair Âlimlerin okþamalarý ile Filistin’e çözüm adý altýnda Ýsrail’e yeniden nefes aldýrma, Batýnýn kesilmek üzere olan sömürü hortumlarýný onarmak ve…

Pekâlâ, sorun nerede?

Sorun Kur-an! Kur-an; Bedevi Araplarýn ihtiyacýna ancak cevap verebilecek nitelikte olan bir kitaptýr!

Kur-an; Modern zamanlara hitap edemeyecek kadar geçkin içeriklere…!

Kur-an; Batý dünyasýnýn yakaladýðý evrensel(!) deðerlerle örtüþmeyen…!

Kur-an; Nüzul çaðýndaki insanlarý aydýnlatan, yön veren, ancak insan bilincinin yükselmesi, us vurma yeteneðinin kusursuzluða doðru olgunlaþmasý, dahasý insanýn tanrýsallaþmaya doðru evrimleþmesi ile ihtiyaç duyulmayan...!

Ya da Kur-an; Göksel mesajlara ulaþýldýðý sanýlan bazý filozoflarýn Vedantalarýn Upaniþadýdýr!?

Kur-an; …!

Elbette halka açýk olmayan, kapalý kapýlar ardýnda!?

….!

Son çeyrek yüzyýlda, yeniden gemisi su alan, batýp boðulmaktan korkan kaptana benzeyen Batý dünyasý…

Batý dünyasýnýn öncüleri, yeni ürettiði Ýslamcýlar vasýtasý ile Batý’lý deðerlerin derinliklerinde evrensel deðerlerin var olduðu ve Ýslam’la uyumlu hale gelebilmesi için eleþtirel ve rasyonel tutum üretebilmenin kaynaðýný, devrimci Ýslam’ý revize edip, Kateþizm kategorisine indirgemek…

Hedeflerinde baþarýya ulaþabilirlerse, devrimci Ýslam’ýn yeniden evrensellik oluþturabileceðine dair güçlü çýkýþlarýný, “medeniyetler arasý diyalog/ittifak” kýlýfýný giydirip manipüle etmek saldýrýsý, baþkalaþmýþ islamla batýnýn kesilmiþ þah damarýna yeniden taze kan pompalamak anlamýna gelmesidir!

Bu cenah’ýn öncüsü; Batýnýn katilliðini tenkit etmeyen, taklitten geri kalmayan, Ýslam dünyasýna post-modernizmin yeni sömürü mekanizmasýný yerleþtirmek adýna, sürekli diyalog mekik’i dokutan, Sultan’ýn tahtýna Veliaht hevesleri güden ve bu aþkýnlýðýn doðal sonucu olarak Ortadoðu sancak beyliðini üstlenen þu anki Timsah gözyaþlý Meþþai üstadý!

Son yüzyýlda Anadolu halkýnýn inançlarýna oynanan oyunda tarihsel döneme girildiðini, bu dönemin çok önemli olduðu kýrýlma noktasýný aþýp, imha noktasýna dayandýðý biliniyor. Buna raðmen neden Ýslamcýlar düþtüðü girdaptan çýkamýyor?

Türk aydýnlarýn düþtüðü bilgi kaynaklarý kirliliðine, Türk Ýslamcýlarý da bilerek bilmeyerek düþmüþ. Bilmeyerek düþtüðü hüsnü zannýmýzý korumak istiyoruz. Böyle düþünmemize yardýmcý olacak materyalleri Türk tarihinin son þekillenmesinde aramalýyýz. Geçmiþi ile baðlarýný kopartan, Alfabe sorunu ve dayatýlan felsefesiz, ideolojisiz imz’dir! Türk izm’inde felsefe aramak beyhude bir arayýþtýr. Zira kurumlarýn bina edildiði gerçekçiliði ve beslenecek deðerleri yok.

Osmanlýdan beslenmeyi dahi baþaramayan Türk Ýslamcýlarý Araplardan çok batýlý tarihçilerin deðerlendirmelerini tarihi veriler olarak almýþ. Bu durum Ýslamcýlarýn yazdýklarý kitaplarý incelediðinde kolaylýkla görülebilir.

Türk Ýslamcý medya ve basýný dahi, varlýðýný Emevi Ýslam’ý üstüne bina ettiðini çok iyi bilmiyor!?

Sarsýcý cümleler yazdýðýmýzýn farkýndayýz. Ancak ne söylediðimizi bilecek kadarda konunun içindeyiz.

Türk Ýslamcýlarý teriminden, Türkiye’deki bütün Ýslamcýlarýn tür olduðu da anlaþýlmasýn!? Bu tür, bir tür kurgu Türkçülüðüdür. Örneðin Türkiye’de yaþayan halkýn %75 den fazlasýnýn etnik kimliði bilimsel olarak bilinmiyor. Mart 2007 tarihli milliyet gazetesinin yaptýrdýðý araþtýrmalara ulaþanlar görecektir ki orada yayýnlanan verilerde, bugünkü Türkiye coðrafyasýnda Türk kökenlilerin genel nüfusuna oraný %3‘tür. Türk kökenini Türk tarihinde deðindiði gibi Orta Asya’dýr.

Evet, ama Türkçe denilen bir dilin bileþke olduðu, sadece bugün kullanýlan Türkçedeki (M) harfi ile baþlayan kelimelerin Türkçeye ait olmadýðý, dahasý kelimenin de Türkçe olmadýðý kelimelerden oluþan cümlenin de, bunun yerine son dönemde uyarlanmak istenen tümcenin dahi Farsçadan olup, Türkçe olmadýðýný, edebiyatçý ediplerimizin bilmemesi düþünülemez.

Böylece Cumhuriyet tarihi ile zorlama yorumlarla uyarlanmak istendiði görülmüþ olacaktýr. Dahasý “güneþ dil gurubu” teorisinin ne kadar ebleh bir çýkýþ olduðu, geçekte Türkçenin çeþitli dillerden uyarlanan yeni ve çoklu bileþkeyi legalleþtirme operasyonu olduðu…

Türk Ýslamcýlarýnda, Ýslam’ýn devrimci deðerlerine baðlý, onun devrimci deðerlerinin evrimleþmesine katký sunan, daha da ileriye götürme endiþesi taþýyan, hikmetle eleþtirenlerin hepten yok olduðu kanýsýný uyandýrmak istemiyoruz.

Yani;

“Ýlahi dinlerin kutsallýðý, mutlak deðerler taþýdýðýndan, süreklilik gösteren hakikatleri barýndýrýr. Kiþioðlunun zaman içindeki olgunlaþma süreci onun dinden edindiði tasavvur, toplumsal ve evrensel baðlayýcýlýk taþýmaz. Böyle bir iddiada bulunan herhangi fert, felsefe ve ideoloji, dýþtan etkilenmeden kendine yeterlilik saðlayan mutlak bilgi ünitesine sahip olmayý da gerektirir! Dinsel sorunlarýn baþlangýç aþamasý da bu cümleye bina edilebilir. Kiþisel anlayýþlar kutsallaþtýrýldýkça sorunlar büyür. Bu sahadaki nihai çözümün nasýllýðý ilahi öðretilerde sabittir. Burada söz konusu sorunun çözümündeki metodun ne olduðunu derinlikli olarak irdeleyecek deðiliz!..

Biz çarpýtýlmýþ tarihin nasýl oluþtuðuna dair örneklendirmede bulunmaya dönelim. Yakýn tarihimizde dahi onlarca, beklide yüzlerce suçsuz insanlarýn kanýna, canýna sebep olanlar, ölümlerinin akabinde veya daha saðlýðýnda iken kahraman ilan edilmesi ve hakperest olduðunu iddia eden Türk Ýslamcýlarýn dahi bu tür zevatlarý adeta Hüseyinleþtirmesi!

Pekâlâ, nasýllaþtýðýna dair bir örneklendirmede bulunacak olursak: Osmanlýdaki birinci siyasal kýrýlmadan önce Ýstanbul fatihi Mehmet sultanýn Hocasý Molla Guran-i Kürdistan/bugün Suriye sýnýrlarý içinde kalan Guranlý olduðu için gürani adýný almýþtýr/ asýllý bir Alim. Bu âlimin künyesi, Saray erkâný tarafýndan doðduðu yerin adý ile telaffuz ediliyor ve hiçbir sorunda yaþanmýyor! Bu konuyu açmaya duyduðumuz ihtiyacý, yazýmýzýn ileriki bölümlerinde deðineceðiz. /Okuyucudan yazý dizisini bütünsel deðerlendirmesini istirham ediyoruz/

…!

Kýrýlmaya dönelim. 1492 de yenidünya/Kýta/ keþfi ile kutuplar arasý siyasal dengelerin yeniden dizayna olan ihtiyacý, bu dengenin olgunlaþtýrýlýp yerleþtirilmesi için Ýspanya (masumlar!) göçü ve beraberinde gelen sarý sermaye ile saraya sýzan Endülüs Emevi siyaseti!

Ýkinci kýrýlma 17. yüzyýlýn ortalarýna tekabül eden Vestfalya anlaþmasý ve batý dünyasýnda oluþan hareketliliðin sonucu,1798 Fransa devrimi! Halk Devrimiyle ilintili geliþen sanayi devrimidir. Sanayi devriminin zorunlu kýldýðý eski dünyanýn þekillenmesi, son olarak 20.yüzyýlýn ilk yarýsýndaki iki kutuplu dünya…

Ve...

1979 Ýslam devrimi ile bozulan son büyük oyunun yeniden batý ve batý adýna yönetilenlere tersinden öðretmek gayretleri!

Peki, ne oldu bu tarihte?

Sürecek…