Kriz teðet geçecek,
Kriz teðet geçiyor,
Kriz teðet geçti…

Bu cümleler sermaye sahibi bazý adamlar tarafýndan alkýþlandý.
Bu ifadeler adlarýnýn önünde Prof. olan kiþiler tarafýndan adeta bilimsel bir sonuç(!) olarak kabul edildi.
Bu beyanlar televizyon televizyon dolaþýp açýklama yapan bilge adam(!)lar tarafýndan bir ekonomik baþarý olarak gösterildi.

**
Küresel kriz baþladýðýnda ekonomimizde güçlü olan yanýmýz neresiydi?
Sadece bankalarýmýz. O yüzden “teðet” geçmenin kanýtý olarak hep bankalar gösterildi.
Nitekim þu anda da yabancýlar bankalarýmýza gözlerini dikmekle kalmayýp, el de attýlar ve “nasýl kaparýz?” diye yollar aramaya baþladýlar.

Halbuki bankalarýmýzýn krize karþý dayanýklý olmasýnýn bedelini iktidarý kaybetmek olarak ödeyen üçlü koalisyon hükümeti olduðu gerçeðinden hiç kimse bahsetmedi, bahsetmiyor, bahsetmeyecek.
Topluma acý ilacý içeren Sayýn Ecevit’in baþkanlýðýndaki üçlü koalisyon hükümeti ilk genel seçimde iktidarý kaybedeceði ihtimalini düþünemiyor muydu?
Elbette düþünüyordu, ama onlar “önce ülkem” felsefesi ile hareket ettiler.

*
Bu arada gariban, yoksul vatandaþ ne yaptý?
Battýkça borca battý.
Nesi varsa satýlýða çýkardý.

Satabildi mi?
Ne gezer! Ýki sene önce satýlýða çýkarýlan bir çok gayrimenkul hâlâ satýlýk. Býrakýn satmayý, soran bile yok.

**
Birkaç aydýr kriz teðetcilere de dokunmaya baþladý. Teðet mi, onikiden tam isabet mi , þimdi anlayacaklar.
Krizin teðetçilere dokunmaya baþladýðýný feryatlarýndan anlayabileceðiniz gibi, gazetelerin internetteki emlak sayfalarýna bakarak da anlayabilirsiniz.

Eskiden yoksul ya da orta halli vatandaþlarýn 2-3 göz oda evleri ile 250-350 metrekarelik arsalarý vardý satýlýk olarak internetteki emlak sayfalarýnda.
Þimdi ise “satýlýk” sayfalarýný yazlýklar, villalar, köþkler, lüks evler, rezidence’lar, fabrikalar, yüzlerce-binlerce dönümlük arsalar doldurmaya baþladý.
Eskiden satýlýklardaki fiyatlar 50-100 bin arasýnda idi, þimdi ise milyonlu , bol sýfýrlý rakamlar dolaþýyor.

Kelepir de bulabilirsiniz. Ýnanýn Ýstanbul’da çok lüks sayýlmayacak bir daire fiyatýna satýlýk fabrika bile var…

**
Beynimi týrmalayan bir soru var, hiç aklýmdan çýkmýyor: Bu ülkenin ekonomistleri, toplumbilimcileri, siyasetçileri, aydýnlarý yok mu? Varsa neredeler? Niçin çýkýp vatandaþlarý uyarmýyorlar?

Çünkü kriz bitmedi ve daha yýllarca da bitmeyecek. Son günlerdeki Yunanistan, Ýspanya, Japonya v.s. örnekleri de bunu gösteriyor .

Keþke öyle “teðet geçti” demekle teðet geçse! Keþke öyle “kriz bitti” demekle bitse!

Neredeseniz ekonomistler, neredesiniz toplumbilimciler?
Korkuyor musunuz, yurt dýþýna mý kaçtýnýz, gazeteler görüþlerinize yer mi vermiyor, televizyonlar size ekranlarýný mý kapatýyor?

Haksýzlýk etmeyelim. Ýki-üç tanesi bir ara seslerini çýkarýyorlardý. Bunlardan birisi de rahmetli Erhan Göksel’di. Erhan Göksel Ergenekon dalgasýna kapýlýp içeri atýlmýþ, ama kýsa süre sonra serbest býrakýlmýþtý. Bu olayýn ardýndan Amerika’ya gitti ve maalesef geçen gün de vefat etti. Ýyi bir araþtýrmacý ve bilgili bir deðerimizdi. Bu vesileyle Allahtan rahmet de dileyelim sevgili Göksel’e…

SON SÖZ:

Pragmatist küreselcilerin yarattýklarý her þeyi fayda/çýkar açýsýndan deðerlendiren çaðýmýzdaki “yeni kitapsýz bir din” in ürünü olan dinci burjuva sýnýfý, bu krizden daha da güçlenerek çýkarsa vay halimize ki vay…
Sermaye hýzla el deðiþtiriyor. Bugün senin olan yarýn bir baþkasýnýn olabiliyor. Ama onun da elindeki kaybetme ihtimali oldukça yüksek.

Türkiye’deki siyaset arenasýna da dikkat! Umulmadýk deðiþimler oluyor ve de olacak. Bunda krizin teðetcileri vurmaya baþlamasýnýn rolü var mý,dersiniz?