Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Çocuklar kalkýp “Bizim uykumuz geldi, yatacaðýz” deyince, babalarý arkalarýndan seslendi: - Seyrek yatýn. Hýrsýzlar elinizi ayaðýnýzý çiðnemesin! … Evimiz üst üste beþ kez soyulunca, hýrsýzla yaþamaya alýþýr gibi olduk. Hele hiç biri yakalanamayan beþ hýrsýzýn da ayný kiþi olabileceði söylenince, arada ister istemez bir yakýnlýk, bir sýcaklýk da doðdu. Zaten, beþinciden sonra da artçýlar sistemli olarak sürdü; gitgide bunlara da alýþtýk. Adam kadrolu hýrsýz gibi oldu. “Abi sigorta primlerini ihmal ediyormuþsun” diye bir not býraksa, irkilecek hale geldik. Artýk tek düþüncemiz, girip de bir þey bulamazsa, ayýplar mý acaba, sorunsalýnda düðümlenir oldu. … Öyle demeyin, hýrsýzýn da iyisi kötüsü, kibarý saygýsýzý, yeteneklisi yeteneksizi var. Bizimki ilk iki giriþte kapýyý kýrmýþtý; sonrakilerde daha teknik çalýþmaya, çaldýklarýnýn yanýnda marangoz, demirci, çilingir masrafý çýkarmamaya özen gösterdi. Hatta çocuklar, eve girerken ayakkabýlarýný çýkardýðýný, konuklara ayrýlan kýsýmdan terlik alýp giydiðini bile söylemeye baþladýlar. Bir keresinde giydiði terliði yerine koymayý unutunca erkek olmalý, demiþtik. … Benim kadrolu hýrsýzla ilk yazýlý iletiþimim, mutfak bankosunun üstüne koyduðum ikiyüzelli lira emanet parayý almasý üzerine oldu. Belki bir iþe yarar diye, giriþteki aynalý dolabýn camýna açýk açýk, bu paranýn emanet olduðunu, sporcu dilinde buna belden aþaðýya vurmak dendiðini, beni çok zor durumda býraktýðýný, yazdým. Yanýt çok gecikmedi. Ýki gün sonra geç vakit eve geldiðimizde baktým, aynaya bir yazý yapýþtýrýlmýþ: - Caným abim, çok özür dilerim. Çocuðun okul taksidi gelmiþti. Zorda kalmýþtým. Yerine koyuyorum. Eee babalýk kolay mý? Hýrsýz da olsa, devlet okullarýnýn üvey evlat durumuna düþtüðünü görüyor. Çalýp çýrpýp paralý okula gönderiyor. Neyse, biz inadýmýza devam edelim. Paralý okul mu olurmuþ, bizim okullarýmýzýn suyu mu çýkmýþ? Ama bunlar konu dýþý zýrvalar. Býraktýðý paralara baktým; bütün olan iki tane yüzlüðün yerinde yirmilikler, onluklar. Aynadaki yazý devam ediyor. O da kimse: - Ýrfan abinin dükkan hasýlatýndan. Malum ona bütün para düþmez. Bir zahmet köþedeki büfeden bütünletiver abi. Ellerinden öperim! … Bizim adam üç gün sonra yine bizde. O gün milli maç var. Bitmeden dönmeyeceðimizi biliyor; maçý da bizde izlemiþ. O gün küçük bir not býrakmýþ: - Kanal karlý gösteriyordu; ayarladým. Teþekküre deðmez. … Ben size bir þey söyleyeyim mi? Bu hýrsýz takýmýna bir þey beðendirmek de çok zor. Bazý kýzýyorum. Bizi tanýyor, nereye gitsek izliyor ya, evimizi yine akþam yemeði için onurlandýrmýþ. Titiz mi titiz, yemeðe de kusur bulmuþ; üþenmemiþ uzun uzun da yazý döþenmiþ: - Biricik abim, yengeme söyleyiver, yakýndaki bakkaldan yoðurt almasýn. Mayasý mý bozuktur ne? Adamýn yoðurdu geliþten ekþi. Üç adým ötede mandýra var; öyle ya. Hem eskiden süt alýp kendi üðütmez miydi? Þeker gibi yoðurt yerdik. Hem daha ucuza… Neyse, asýl söyleyeceðim bu deðil: Hani sen kýzartmanýn üstünde yoðurt sevmezdin? Yanýnda isterdin? Beni de alýþtýrdýn damak tadýna ! Yani, biraz dikkat be aðabeycim. Dilberim bostan patlýcaný kýzartmasý ne hale gelmiþ. Sen çaktýrmadan yengeyi uyarýver. Ha bak, sen yine benim söylediðimi söyleme, yýllardýr piþirdiðini yedik; nankörlük gibi olmasýn. … Bizim hýrsýz önemli günleri de unutmuyor. Benim aklýma bile gelmeyen doðum günümde pasta yaptýrmýþ. Üstüne mumlarýný dikmiþ. Yanýnda bir kibrit. Yabancý dili de var. Mektubu yine aynaya yapýþtýrmýþ: - Happy birtday to you! On iki yýl Ýngilizce okudum, on iki laf bilmem, dediðimi duymuþ olmalý; altýna Türkçe de yazmýþ: - Doðum günlerinin hepsi kutlu olsun. Onun altýnda da: - Sevdiðin pastadan aþýrdým abi. Afiyetler olsun. … Artýk bizim evde ne korunma kaldý ne de kapý güvenliði. O gün de bir ahbabýn düðününe gideceðiz. Hanýma “Ne yapsak içerdeler. Kapýyý ardýna kadar aç. Çalacaklarý bir þey de kalmadý. Bari kýrýp dökmesinler” dedim. Öylece býraktýk çýktýk. Eve geç vakit geldiðimizde hýrsýz girmiþ girmemiþ umrumuzda bile deðildi. Rahatýz ya, sallana ballana kapýya dayandýk. Ama, o ne ! Ardýna kadar açýk olan kapý sýmsýký kapatýlmýþ. Camda da kocaman bir yazý: - Abi, ne yaptýn sen öyle! Kapý açýk býrakýlýr mý? Hýrlýsý var, hýrsýzý var! Ýti, uðursuzu var. Hatta, saðlamýndan bir çelik kapý taktýr þuraya. Altýna da önemli not diye eklemiþ: - Sen beni düþünme. Ben bir yolunu bulur girerim. Neyse, bizimkiymiþ. … Misafirlikteki olay mý? Onlarýn hýrsýzý baþka. Sýk sýk pencereden girer; çanta , cüzdan çocuklarýn paralarýný toplarmýþ. Babalarý üstlerine basýlmasýn; canlarý yanmasýn, diye öðüt veriyor “Seyrek yatýn hýrsýz üstünüze basmasýn” diye.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |