..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Mehmet Akif Uçar




4 Haziran 2010
Dünya Müslümanlarýndan Papa'ya Mesaj  
Mehmet Akif Uçar
Dinler arasý Diyalogu baþlatan Papa 6. Paul, Aralýk 1967'de dünyanýn ileri gelen bazý þahsiyetlerine evrensel barýþ için bir mektup göndermiþtir. Papa VI. Paul’un mektup gönderdiði kiþiler arasýnda bazý Müslüman âlimler de bulunmaktadýr. Bunlardan biri de Pakistanlý Ýslâm âlimi Ebûl A'lâ El-Mevdudi'dir.


:AGIJ:
DÜNYA BARIÞI

Dinler arasý Diyalogu baþlatan Papa 6. Paul, Aralýk 1967'de dünyanýn ileri gelen bazý þahsiyetlerine evrensel barýþ için bir mektup göndermiþtir. Papa VI. Paul’un mektup gönderdiði kiþiler arasýnda bazý Müslüman âlimler de bulunmaktadýr. Bunlardan biri de Pakistanlý Ýslâm âlimi Ebûl A'lâ El-Mevdudi'dir.

Aþaðýda Papa 6. Paul’un Mevdudi'ye yazdýðý mektup ve Mevdudi'nin de ona olan cevabýný ve bunun hemen akabinde de dünya Müslümanlarýnýn þu an ki Papa’ya (16. Benedict) olan önerisini okuyacaksýnýz. (Lütfen metnin tamamýný büyük bir sabýr ve metanetle okuyunuz…)

PAPA 6. PAUL'UN MEKTUBUNUN ÖZETÝ

Biz dünyanýn bütün iyilik isteyen insanlarýndan yeni yýlýn ilk günü 1 Ocak’ýn Dünya Barýþ Günü olarak kutlanmasý dileðinde bulunuyoruz. Bize göre mevcut þartlarda barýþa ne kadar fazla ihtiyaç olduðunu ve bunun saðlanmamasýndan doðabilecek tehlikeleri, amacý uluslararasý barýþý saðlamak ve onun için çaba sarf etmek olan bütün milletler, uluslararasý dini kuruluþlar ve kültürel/siyasi hareketler hissetmektedirler. Barýþý saðlama yolundaki engelleri kaldýrmak çok önemli bir görevdir. Bu engeller arasýnda bir kaçý da dünya milletlerinin aralarýndaki iliþkilerde bencilliðin devam ettirilmesidir. Bazý toplumlar, saygý, þeref ve vakar ile yaþamlarýný sürdürme haklarýndan mahrum býrakýldýklarýný düþünmektedirler. Ve bu haklarýnýn iade edilmemesinden dolayý bu insanlar rahatsýz olup savaþ yolunu seçmiþlerdir. Dolayýsýyla, güya uluslararasý çekiþmeler insaf ve adalet yoluyla, karþýlýklý müzakereler gibi makul yollarla halledilemez, tersine sorunlarý en iyi adalet kýlýcý saðlar – ki bu da kan dökme ve insanlarý katletme gibi sonuçlar doðuracaktýr - gibi bir genel kaný oluþmuþ bulunmaktadýr. Barýþ, güvenlik ve birlikte yaþama için yeni nesillere kardeþlik ve uluslararasý yardýmlaþma eðitimi mutlaka verilmelidir… Barýþ ve huzur sadece lafla kurulamaz. Bunun için laflarla avunmak insanlýðýn kalbinin sesi olmasý yönüyle zahirde iyi görünse de çoðu zaman, bu sadece iþlevsiz ve ihlâssýz iþlemi gizlemek için bir kýlýf görevi görmektedir. Hatta bazen bu anlayýþ, taraflý zulmün devamýna alet olmuþ olur. Ülkeler birbiriyle ve muhtelif ülkelerdeki liderler ve vatandaþlar birbirleriyle sevgi, ihlâs ve adaleti hakiki manada þiar edinmedikçe ve fertler milletlere, kültürel, ahlâki ve dini çizgiler içinde söz ve iþin hürriyeti olmadýkça barýþ ile laf söylemek manasýz ve neticesi olmayan bir þeydir. Hürriyet ve Güvenlik için gereklilikler olmadan eðer sadece galebe ve iþgal yoluyla barýþ ve huzur ile kanuni düzen ve sistem kurulsa da ardý arkasý kesilmeyen ve kontrol edilemeyen dalgalanmalar, ayaklanma ve savaþlar silsilesi hep devam eder.

MEVDUDÝ'DEN PAPA'YA CEVAP

Birkaç gün önce Lahor’daki Luyu la Hall Genel Baþkaný Dr. R. A. Butler vasýtasý ile sizin deðerli mektubuz bana ulaþtý. Bu mesajýnýzda siz, Katolik Kilisesi’ne baðlý insanlarla birlikte tüm dünyanýn büyük dinlerinin takipçileri ve bütün iyi dileklere sahip insanlardan yeni yýlýn baþlangýcýnýn “Dünya Barýþ Günü” olarak kutlanmasýný rica ediyorsunuz.

Bu mesaj hakkýndaki düþüncelerimi acilen size ulaþtýrmak istiyordum. Fakat Ramazan ve Ramazan bayramýn araya girmesi buna engel oldu. Þimdi ilk fýrsatýmda size bu mektubu yazýyorum. Öncelikle herkesin ortak amacý olan iyi bir maksat için dünyadaki tüm insanlarý davet ettiðiniz ve bununla birlikte bu amacý elde etmek için de önemli yollara iþaret buyurduðunuz için sizi tebrik ederim. Hakikaten barýþ insanoðlunun mutluluk ve geliþmesini saðlayan en temel ihtiyaçlar arasýndadýr. Fakat bunun isteði ve ihtiyacýný idrak etmesine raðmen insan çoðu zaman hatta bugün bile bundan mahrumdur. Bunun sebepleri ise sizinde çoðuna tüm dünyadaki insanlarýnýn dikkatini çektiðiniz sebeplerdir. Benim fikrime göre, fiilen bu sebepleri kaldýrmak için bir þey yapýlmazsa sadece iyi niyetli ve temiz dileklerde bulunmak ile dünya barýþý saðlanamaz. Bu yüzden bana göre bizden herkesin, milletler, toplumlar ve bütün dinlerin takipçileri tam ihlâs ve doðrulukla kendi muhasebesini yapmalýdýr. Ýnsanoðlu sonuçta kendisini barýþtan mahrum eden sebepleri eksikleri ve hatalarý belirlemeli ve mümkün olduðu kadar da bunlarý yok etmek için çalýþmalýdýr. Bununla birlikte her birimizin tam olarak gerçekçi þekilde, tatsýzlýk doðurmak ve çoðaltmak için deðil de ýslah etme niyeti ile diðer güruhun iyi niyetli insanlarýyla, onlarýn hangi tavýrlarýndan kendi güruhunun rahatsýzlýk duyduðunu da belirterek bunlarý düzeltmeye çalýþsýn.

Ýþte bu amaçla, ben, Müslümanlarýn siz Hýristiyanlardan þikâyetçi olduðu bazý sorunlarýna dikkatinizi çekmek istiyorum. Böylece Katolik Kilise’nin lider olma hesabýyla Hýristiyan âlemi arasýnda sahip olduðunuz olaðanüstü etki ve saygýdan yararlanarak sizin onlarýn ýslahý için çaba sarf edeceðinizi umuyorum. Ve ben de, Hýristiyan kardeþlerimizin eðer makul sebeple bizim davranýþlarýmýzdan bir þikâyeti varsa bize söylemesini istiyorum. Biz inþallah onu mutlaka ortadan kaldýrmak için hiçbir zaman vakit kaybetmeyiz. Dünyada barýþ ve huzur ortamýný saðlama yolunda biz birbirimize adaletle davranarak yardýmcý olabiliriz. Ayrýca, bu yolda diðerlerine açýk gönülle davranmak için geniþ kalbimiz olmazsa bile en azýndan diðerlerine haksýzlýk etmemeli veya onlara sýkýntý vermemeye çalýþmalýyýz.

Hýristiyan kardeþlerin davranýþlarýnda bir ülke veya bir milletin deðil de bütün dünya Müslümanlarý için þikâyet sebebi olan konularý ben hiç laf kalabalýðý yapmadan size kýsaca anlatayým.

Barýþ ve Karþýlýklý Nefret

Uzun bir süreden beri Hýristiyan ilim sahiplerinin ve liderlerinin, yazý ve konuþmalarýnda Efendimiz Hz. Muhammed (sav), Kur’an-ý Kerim ve Ýslam üzerine yaptýðý ve bugün de devam eden saldýrýlarý Müslümanlar için çok inciticidir. Siz þikâyetimizin makul ilmi eleþtirilere karþý olduðunu düþünerek yanlýþ anlamayasýnýz diye ben “saldýrý” kelimesini bilerek kullanýyorum. Ýlmi tenkit eðer delil ile birlikte saygýlý ve uygun þekilde olursa ne kadar aðýr itirazlar yapýlsa da alýnmayýz, bilakis iyi karþýlarýz. Ve delilin cevabýný delil ile vermeye hazýrýz. Fakat biz haklý olarak o yalan ve yanlýþ suçlamalar þeklinde ortaya atýlan ve çok kalp kýrýcý bir dil ile iþlenen ve hâlâ da devam eden saldýrýlardan þikâyetçiyiz. Müslümanlar ise Hz. Meryem (as) ve Hz. Ýsa (as)’ya çok ciddi bir þekilde saygý gösterirler. Ve onlara karþý saygýsýzlýk ifade eden her hangi bir kelime sarf etmek inancýmýza göre küfürdür. Siz her hangi bir Müslüman’ýn Hz. Ýsa (as) veya saygýdeðer annesine saygýsýzlýk ettiði hiçbir örneði bulamazsýnýz. Gerçi biz Hz. Ýsa (a.s)’nýn ulûhiyetine inanmýyoruz fakat onun nebilik (peygamberlik) üzerine bizim imanýmýz ayný Hz. Muhammed (s.a.v)’in nebiliði üzerine olduðu gibidir. Ve hiç kimse Muhammed (sav) üzerine ve onunla birlikte diðer enbiya üzerine iman getirmedikçe Müslüman olamaz. Bununla birlikte biz yalnýzca Kur’an-ý Kerim deðil Tevrat ve Ýncili de Allah’ýn kitaplarý olarak kabul ediyoruz. Ve hiçbir Müslüman bu kutsal kitaplara hakaret etmeyi düþünemez bile. Bizim tarafýmýzdan eðer bir bahis mevzuu varsa, o da Ýncil’in þu anki mevcut þekliyle ne kadar müstened olduðu konusudur. Ve bu bahsi Hýristiyan âlimler bile kendi aralarýnda yapmaktadýrlar. Fakat Müslümanlardan Hz. Musa (as) ve Hz. Ýsa (as) ile Ýncil’deki diðer peygamberlere Allah’ýn kelamýnýn indiðini inkâr eden hiçbir kimse çýkmamýþtýr.

Müslümanlar mevcut Ýncil’in tamamýyla Allah’ýn kelamý olduðunu kabul etmezlerse bile bunun içinde Allah’ýn kelamý olduðuna mutlaka inanýrlar. Bu yüzden bizim Hýristiyan kardeþlerimiz tarafýndan bize “onlarýn peygamberleri veya kutsal kitaplarýna hakaret ediyoruz” þeklinde hiçbir zaman þikâyet vaki olmamýþtýr. Bunun aksine bizler, gün geçmiyor ki onlardan bir hakaret iþitmeyelim ve üzülmeyelim. Ve asýrlardan beri bu kalp kýrmalar sürüp gitmektedir. Onlarýn yazar ve konuþmacýlarý Peygamberimiz (sav), kutsal kitabýmýz ile dinimize þiddetli saldýrýlarda bulunuyorlar. Dünyadaki Müslüman ve Hýristiyan toplumlarý arasýnda iliþkilerin bozulmasýnýn en önemli sebeplerinden birisi budur. Böylece aralarýnda þiddetli nefret doðmaktadýr. Üstelik bu haksýz propagandanýn mutlak sonucu olarak Hýristiyan halkýn kalplerinde Müslümanlara karþý nefret ve hakaret duygusu oluþmaktadýr. Eðer, Hýristiyanlýk mensuplarýnýn bu davranýþlarýnýn Müslümanlarýn kalbini kýrma ve onlardan nefret etme boyutuna kadar ulaþmamasý için nasihatte bulunabilirseniz dünya barýþýna oldukça büyük katkýda bulunmuþ olacaksýnýz.

Barýþ ve Sömürgecilik

Misyoner hareketlerinin uzun bir süredir Ýslam ülkelerinde Hýristiyanlýðý yaymak için kullandýðý ve halen kullanmakta olduðu metodlar da dünyadaki Müslümanlar için büyük bir þikâyet nedeni olagelmiþtir. Diðer ülkeler ve toplumlarda ne tür metodlar kullandýklarý bizi fazla ilgilendirmiyor ama Müslüman ülke ve toplumlarda bizim deneyimimiz ve gözlemimiz odur ki misyonerler sadece “teblið” ile iktifa etmemiþlerdir. Bilakis teblið sýnýrlarýný aþarak çok çeþitli yollar benimsemiþlerdir. Bunlar tebliðden daha çok siyasi baský, ekonomik tamah ve hýrs, ahlâki ve itikâdî yýpratma tanýmý içerisinde yer almaktadýr ve bu metodlarý herhangi makul düþünen birisinin dini yaymanýn meþru aracý olarak kabul etmesi çok zordur.

Afrika’nýn büyük bir bölümünde misyonerler sömürgeci güçlerin yardýmý ile Müslümanlarý eðitimden mahrum býrakmýþlar ve Hýristiyanlýðý kabul etmeyen veya en azýndan kendi Müslüman ismini býrakýp Hýristiyan ismini benimsemeyen her bir kiþinin yüzüne okullarýnýn kapýlarýný kapatmýþlardýr. Bu yolla meydana getirilen nüfuzlu Hýristiyan azýnlýk, özgürlük çaðýnýn gelmesinin ardýndan, bugün, Müslümanlarýn çoðunlukta olduðu birçok Afrika ülkesinde siyasi, askeri ve ekonomik yönden üstün duruma gelmiþtir. Bu Müslüman çoðunluða sahip Afrika ülkelerine yapýlmýþ bulunan açýk bir haksýzlýk idi. Sudan’da Ýngiliz sömürge yönetimi yardýmýyla misyonerler güney bölgesini kendileri için “güvenli bölge”ye çevirdiler. Bu bölgede eðitim ve teblið hakký sadece Hýristiyan misyonerlere tahsis edildi ve Müslümanlar için teblið faaliyeti þurada dursun, baþka amaçlarla bile bu bölgeye gitmeleri yasaklandý. Ben bütün bunlarýn hangi delille dinin meþru ve makul yollarla yayýlmasýný ispat edebileceðini bilemiyorum.

Bizim kendi ülkemizdeki misyoner hastaneleri ve okullarýnda bilinen yöntem þudur: bunlar Müslüman hastalar ve öðrencilerden akýl almaz ücretler talep etmektedirler. Ancak herhangi fakir birisi Hýristiyanlýðý kabul etmeye görsün, ona tedavi ve eðitimde kolaylýk saðlanmakta; ya bedava veya göstermelik bir ücret alýnmaktadýr. Bunun teblið olmadýðý, bilakis insanlarýn þahsiyeti ve inancýnýn satýn alýnmasý olduðu açýktýr. Buna ilave olarak, misyoner okullarý bizim ülkemizde öyle bir nesil yetiþtirmektedir ki bunlar ne Hýristiyanlýðý benimsemekte, ne de Müslüman olarak kalmaktadýr. Bilakis, kendi ahlak ve davranýþlarý, dil ve hayat tarzý itibariyle yabancý biri olup çýkmaktadýr. Veya dini yönden onun içinde Hýristiyanlýk veya Ýslam yerine ateistlik ve dinsizlik eðilimleri oluþmaktadýr. Acaba makul düþünen birisinin Hýristiyan misyonerlerin bütün bu yapmakta olduklarýnýn dine bir hizmet olduðunu kabul etmesi mümkün olabilir mi? Ýþte bu sebeplerden dolayýdýr ki, Ýslam ülkelerinde genelde bu misyonerlerin yaptýklarý dini teblið yerine Ýslam ve Müslüman toplum aleyhine bir tuzak olarak algýlanmaktadýr. Ben sizden, bütün bu faaliyetlerin akýbeti üzerinde düþünmenizi ve kendi etki ve nüfuzunuzu kullanarak misyoner teþkilatlarýn teblið metodunun düzeltilmesi noktasýnda gayret göstermenizi rica ediyorum.

Barýþ ve Ýsrail

Hýristiyan dünyasý ile ilgili olarak Müslümanlar genelde, Hýristiyanlarýn Ýslam ve Müslümanlar aleyhine þiddetli bir inatlaþma hissine sahip olduklarý kanýsýný taþýmaktadýrlar. Ve gün geçmemektedir ki bizim bu kanýmýzý pekiþtirecek tecrübeler yaþamamýþ olalým. Bununla ilgili yaþadýðýmýz en taze tecrübe Arap-Ýsrail savaþý sürecinde olan hadiselerdir. Bu savaþta Ýsrail’in elde ettiði baþarýlar üzerine Avrupa ve Amerika’daki misyoner ülkelerde yapýlan kutlamalar tüm dünya Müslümanlarýný derinden yaralamýþtýr. Dolayýsýyla, Araplarýn yenilgisi ve Ýsrail’in zaferler kazanmasý üzerine Hýristiyan dünyasýnda açýktan açýða sevinç gösterileri ve kutlamalar yapýlmasý ve Ýsrail’in gizleyip saklanmadan himaye edildiðini gören hiç bir Müslüman gösteremezsiniz ki bütün bu yapýlanlarýn Ýslam ve Müslümanlar aleyhine Hýristiyanlarýn taþýdýðý derin inatlaþmanýn bir göstergesi olduðunu düþünmeden durabilsin.

Filistin’de Ýsrail devletinin nasýl kurulduðu, hatta kurdurulduðu, tarihi kimseye gizli deðildir. Ýki bin yýldýr Filistin, Arap nüfusun vataný idi. Bu yüzyýlýn baþýnda oradaki Yahudi nüfus % 8’den daha fazla deðildi. Buna raðmen Ýngiltere hükümeti burasýný Yahudilerin ulusal vataný olarak kurma kararý verdi ve Cemiyet-i Akvam (Birleþmiþ Milletler) bu kararý onamakla kalmayýp, ayný zamanda, Ýngiltere hükümetine Filistin’in himayesini vererek, Ýngiltere’ye Yahudi temsilciliðini hükümete düzenli bir þekilde ortak etme direktifini verdi ve böylece bu kararýn pratiðe dönüþtürülmesine yardýmcý oldu. Bundan sonra, tüm dünyadaki Yahudileri getire getire mümkün olan her tür tedbiri alarak onlarýn Filistin’de yaþama süreçlerini baþlattý. Öyle ki, 30 sene içerisinde bölgedeki Yahudi nüfusu yüzde otuz üçe kadar ulaþtý. Bu öyle aleni bir zulüm idi ki, bu yolla bir ulusun vatanýnda zorla diðer yabancý bir ulusa vatan kurduruldu. Dahasý, bundan daha zalimce bir adým atýldý ve Amerika açýkça baský yaparak, Yahudilerin bu yapay ulusal vatanýnýn bir Yahudi devletine dönüþtürülme kararýný Birleþmiþ Milletler’den geçirdi. Bu karar uyarýnca yüzde 33’lük Yahudi nüfusuna Filistin’in yüzde 55’i, Araplarýn yüzde 67’lik nüfusuna ise yüzde 45 yüzölçümü tahsis ediliyordu, ancak Yahudiler savaþarak ve zor kullanarak Filistin’in yüzde 77’sine sahip oldular; vurarak, kýrarak, öldürüp yaðmalayarak yüz binlerce Arabý kendi vatanlarýnda evsiz býraktýlar. Ýþte Ýsrail gerçeði budur. Acaba dünya yüzünde adalet ve iman sahibi bir kimse bu ülkenin tabii ve insaf çerçevesinde kurulmuþ meþru bir devlet olduðunu iddia edebilir mi? Ýsrail’in varlýðý en kötü tarafýndan bir insafsýzlýktýr. Bundan daha ileri zulüm ise, Yahudilerin Filistin’de sýrf zorbalýk ve þiddetle elde etmiþ olduklarý bu sýnýrlarla kendilerini sýnýrlý görmemeleridir. Bilakis onlar yýllardýr açýk bir þekilde “Nil nehrinden Fýrat nehrine” kadar tüm bölgenin kendi ulusal vatanlarý olduðunu dillendirmektedirler. Bunun bir baþka anlamý þudur: bu millet, her zaman için tüm bu bölgeyi zorbalýkla ele geçirme ve bu bölgenin asýl unsurlarýný zorla yerlerinden yurtlarýndan ederek dünyanýn her tarafýna yayýlmýþ bulunan Yahudileri buraya getirip yerleþtirme gibi insafsýzca bir iradeye sahiptir. Yani bölge hiçbir zaman huzur görmeyecektir. Ýþte bu insafsýzca planýn bir bölümü geçtiðimiz temmuz ayýnda yapýlan ani saldýrý ile gerçekleþtirildi. Bu vesile ile Ýsrail 26 bin mil kare topraðý gasp etti.

Tüm bu yapýlan zulümlerin sorumlusu Hýristiyan âlemidir; Hýristiyanlar bir ulusun vatanýnda baþka bir ulusa kendi vatanlarýný kurdurmuþlar, bu sunî ulusal vataný bir devlete dönüþtürmüþlerdir. Yine onlar bu insafsýz devlete para ve silah yardýmý yaparak, bu devleti kendi geniþleme planlarýný zorla gerçekleþtirebilecek derecede güçlendirmiþlerdir. Ve þimdi bu devletin yeni elde ettiði baþarýlar Hýristiyan âleminde bir bayram havasý içerisinde kutlanmaktadýr. Dolayýsýyla acaba siz tüm bu olanlardan sonra, sadece Araplarýn deðil tüm dünya Müslümanlarý gözünde Hýristiyanlarýn adalete olan saygýlarý, insanlarýn iyiliðini isteme ve dini inat ve taassuptan uzak olmalarý gibi söylemlere herhangi bir inançlarý kalmýþ olduðunu söyleyebilir misiniz? Veya siz dünyada güvenlik ve huzuru oluþturmanýn sýrf bu yoldan geçtiðini mi düþünüyorsunuz? Dolayýsýyla Hýristiyan kardeþlerinizi bu tavýrlarýndan dolayý ayýplamak ve onlarýn bu ruhsal kirlenmelerinden arýnmalarý için çaba göstermek aslýnda bizim deðil de sizin vazifenizdir.

Barýþ ve Birleþmiþ Milletler

Bu konuyla ilgili olarak bizzat sizin tarafýnýzdan yapýlan bir baþka haksýzlýk daha var: Gerçi ben, bunun iyi niyetle yapýldýðýný düþünüyorum ve sizin büyük ihtimalle bunu aslýnda bir insafsýzlýk olarak algýlamadýðýnýz kanýsýný taþýyorum. Kastettiðim husus sizin eski Kudüs’ün (Beytu’l Makdis) uluslararasý denetime verilmesi þeklindeki teklifinizdir. Siz büyük ihtimalle bu teklifinizi uluslararasý denetim altýnda bu mukaddes þehrin savaþ ve çekiþmeden korunacaðý düþüncesiyle gündeme getirmektesiniz. Ancak gerçekte, netice olarak bu da bir baþka zulüm þeklinde kendini gösterecektir; uluslararasý denetimin kontrolünün yapay Ýsrail devletini kurduran, Ýsrail’in bugüne kadar ki hiç bir insafsýzlýðýna dur diyemeyen ve olduktan sonra da süreci geri çeviremeyen bir uluslararasý yönetimin elinde olacaðý açýktýr. Eðer bu kutsal þehir böyle bir uluslararasý denetime verilirse, aynen Cemiyeti Akvam (Birleþmiþ Milletler) himayesi altýnda Ýngiltere Hükümeti’nin Yahudi göçmenler için Filistin’in kapýlarýný açmýþ olduðu gibi, Yahudiler için Kudüs’te yerleþmenin kapýlarý ardýna kadar açýlacaktýr. Yine ayný þekilde, nasýl ki Ýngiltere himayesi altýnda Yahudilere Filistin arazileri peþkeþ çekilmiþse, ayný þekilde Yahudilerin Kudüs’te arazi ve bina satýn almalarý yolundaki tüm engeller kalkacaktýr. Böylece kýsa bir süre içerisinde bu kutsal þehir fiili olarak da bir Yahudi þehrine dönüþecektir ve bu þehir kalplerinde ne Hýristiyanlýk kutsallarýna ve ne de Müslümanlýk kutsallarýna saygý duyan Yahudilerin eline geçecektir.

Mesajýnýza cevap verirken yazýmý uzatmam ve açýk sözlülüðümden dolayý özür dilerim. Ancak, ben, barýþ ortamýnýn oluþturulmasý yolundaki asýl engellerin neler olduðu ve bunlarýn fiili olarak ortadan kaldýrýlmasý için neler yapýlmasý gerektiði hususundaki görüþlerimi sizinle paylaþmayý üzerime bir vecibe olarak görüyordum. Bununla birlikte tekrar ifade etmek isterim ki, eðer dünya barýþý ile ilgili Ýslam âlemi tarafýndan engel oluþturulduðu düþünülen bir husus varsa bizimle paylaþýnýz. Biz, hem Ýslam âlemi üzerinde var olan az çok etkimizi bu gibi engelleri kaldýrmak için kullanýrýz ve hem de diðer Ýslam âlemi liderlerinin dikkatini bu hususa çekeriz.

DÜNYA MÜSLÜMANLARININ
ÞU AN KÝ PAPA'YA (16. BENEDÝCT) MESAJI

Sanýrým sözü uzun uzadýya dillendirip dolandýrmaya hiç gerek yok… Zira Papa 6. Paul’un dünya barýþý için yaptýðý teklif, yukarýdaki mektubunda çok açýk ve net bir þekilde zikredilmektedir.
Buna istinaden Ebûl A'lâ El-Mevdudi' nin cevabý da yine ayný netlik ve ayný istikamet dâhilindedir.

Evet, Sayýn Papa 16. Benedict þimdi ise mikrofon sizdedir. Þayet siz de Papa 6. Paul gibi düþünüyor ve dünya barýþý noktasýnda gerçekten bir adým atmak istiyorsanýz, Ýsrail’in Gazze ambargosunu ve bu ambargoyu delmek amacýyla yola çýkan barýþ filolarýna dair yaptýðý saldýrýyý acilen ve de altýný çizercesine þiddetle kýnamanýz gerekmektedir.

Nitekim ki biz, tüm dünya Müslümanlarý olarak Ebûl A'lâ El-Mevdudi’nin kaleme aldýðý mektubu kesinlikle destekliyor ve bu yöndeki gerekli tüm çalýþmalarý harfiyen yerine getireceðimizi Musa’nýn, Ýsa’nýn ve Muhammed’in rabbi olan Allah’ýn adý üzerine söz vererek yineliyoruz.

Eðer ki siz de Papa 6. Paul’u tasdik ediyor ve onu destekliyorsanýz buyurun sözünüzü yerine getirin ve Hz. Meryem’in rabbi olan Allah’ýn sizi kesinlikle her yerde gördüðü bilinciyle Allah adýna hareket ederek doðru olaný yapýnýz.

Þayet bu çaðrýmýza gerekli yanýtý vermez ve tüm yeryüzünde adaletle hükmetmezseniz yarýn Kýyamet gününde sizi Allah’a þikâyet edeceðimizden ve yakanýza yapýþacaðýmýzdan asla ve asla hiçbir þekilde þüpheniz olmasýn… Çünkü o dem, ilahi adaletin vuku bulacaðý demdir. Çünkü o dem tüm haksýzlýklarýn son bulup, hak yumruðunun masaya vurulacaðý demdir.

Zira temennimiz odur ki tüm Müslümanlarýn, Hýristiyanlarýn ve Yahudilerin o güne kalmadan aklýný baþýna devþirmesi ve þimdiden ilahi adalet yönünde hareket etmesidir. Nitekim ki o gün ‘keþke’lerin hiç kimseye faydasý olmayacaktýr.

Dolayýsýyla geliniz Allah’a inanan tüm insanlar olarak yeryüzünde Allah’ýn adaletini saðlayalým ve bu yönde atýlmasý gereken adýmý hep birlikte atalým.

Nitekim ki Allah, kendisine inanan ve onun yolunda olan tüm insanlarýn yardýmcýsýdýr.

Çünkü O’nun vaadi böyledir ve O ki vaadinden asla ve asla dönmez.


Hiç þüphesiz ki Allah’tan baþka ilah yoktur. Ve yine hiç þüphesiz ki Hz Musa, Hz Ýsa ve Hz Muhammed onun hem kulu ve hem de resulüdürler.

Ne mutlu bu gerçeði bilen ve tasdik edenlere…



Mehmet Akif UÇAR



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyaz Balina
Türk"e Kurþun Yaðdýrmak

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýyilikler ve Kötülükler
Er - Rab
Ölüm..!
Dabbe"tül Arz
Erkekler ve Kadýnlar
Kitap ve Hikmet
Þeytan Ya da Ýblis
Üstünlük Ya da Aþaðýlýk Kompleksi
Ýnsan
Dünya ve Diðer Alemler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nur Tacý [Þiir]
Kutlu Sevda [Þiir]
Yakarýþ - Müjgan Akyüz & Mehmet Akif Uçar [Þiir]
Peygamber [Þiir]
Beraat [Þiir]
Boþluk [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Titimoha [Þiir]
Af - Rika [Þiir]


Mehmet Akif Uçar kimdir?

www. yakamozkitapevi. com

Etkilendiði Yazarlar:
Mustafa Kemal Atatürk, Necip Fazýl Kýsakürek, Mehmet Akif Ersoy, Lev Nikolayeviç Tolstoy, Ebul'Ala El-Mevdudi, Fethullah Gülen, Mustafa Ýslamoðlu, Hayrettin Karaman vs.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Akif Uçar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.