Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Gülümsüyorsun; gülümsüyorum. Havadan sudan konuþuyoruz. Sen, “Kahve içer misin?” diye soruyorsun. “Olur” diyorum. Bir telefon ve birkaç dakika içinde gelen iki orta kahve. Bana kahvemi uzatýrken ellerimiz çarpýþýyor. Bir anda derin bir sessizliðin kenarýna iliþiyoruz... Yutkunuyorum. Aþkýmý, kahvemle birlikte içime akýtýyorum. Son yudumun ardýndan kahve fincanýný üç defa çevirip kapatýyorum; dilimde “Neyse halim, çýksýn falim” sözü, gözlerimde ‘Hadi, bana katýl’ daveti… Sen de kapatýyorsun. Yüzümüzde öylesine bir gülüþ... Havadan sudan konuþmaya devam ediyoruz. Hava ve su, saklamaya çalýþtýklarýmýzý kahve telvelerinin arasýna karýþtýrýyor, oradan da fincana mýhlýyor. Ve iþte, telvelerin arasýnda dolaþmaya hazýrýz. Elimde senin kahve fincanýn... Bakýyorum... O da ne! Neler oluyor? Bedenim kaskatý, konuþamýyorum, gözlerimin irileþmesine engel olamýyorum. Oturduðum yerde gittikçe senden uzaklaþmaya baþlýyorum. Kalkýp yanýna gelmek istiyorum, olmuyor! Mesafe gittikçe açýlýyor. Uzaklaþýyorum. Oda kayboluyor, her yeri kahve rengi sarýyor. Sarsýlýyorum; yumuþak bir zemin üzerine düþüyorum; toprak mý yoksa? Hayýr! Toprak deðil, kahve telveleri! Ben fincanýn içinde; gördüklerim karþýsýnda donup kalýyorum: Telveler arasýnda uçuþan kuþlar, konuþan suratlar, dizi dizi sýralanmýþ insanlar ve yanlarýnda beliren bir gelin… Bembeyaz bir gelin. Derken sayýlar uçuþmaya baþlýyor; bir, üç, yedi... Eðilmeye çalýþýrken kendimi yerde buluyorum. Kýmýldayamýyorum. Sayýlar baþýma üþüþüyor. Ellerimle onlarý savuþturuyorum. Gittikçe tepeme çýkýyorlar, kahkahalarý beynimi bir makineli tüfek gibi tarýyor. Ellerimi baþýmýn üzerine koyuyorum ve yere yumuluyorum. - Neyin var? Neyin var? Alkýn’ýn beni sarsmasý mý beni uyandýran, elimden düþen fincan mý, emin deðilim. - Özür dilerim Alkýn, bir an dalmýþým. - Hayýr, bu dalýp gitmeden öte bir þeydi Rena. Sen bayýldýn. - Bayýldým mý? - Farkýnda deðil misin? - Yo! - Hadi gel, yüzünü yýkayalým. Odadan çýkýyoruz. Lavaboya geçiyoruz ve sen büyük bir þefkatle avuçladýðýn suyla yüzümü yýkýyorsun. Ferahlýyorum. - Bu hep olur mu? - Bu derken? - Yani kendinden geçme hali. - Bilmiyorum, emin deðilim. Yani ben bayýldýðýmý anlamadým. - Tamam Rena. Neyse, þimdi iyi misin? - Merak etme, iyiyim ben. - Tamam caným. Bak, benim þimdi yeni bir ihale iþi için acilen toplantýya gitmem lazým. Lütfen bir doktordan randevu al ve saðlýk kontrollerini yap. En sevdiðim dostumun hasta olmasýný istemem. Bana bu akþam saðlýk haberini ulaþtýr þekerim. - Tamam ya, amma abarttýn. Seni duyan da çok ciddi bir hastalýða yakalandýðýmý sanýr, diyerek kesik bir kahkaha atýyorum. - Olsun, diyorsun. Önlem almaktan bir þey olmaz. Yanýmdan uzaklaþýrken yüreðime sýrtýný dönmüþ gibi hissediyorum. Yanýmda kalsan, elimi sýkýca tutsan, “Randevu al” demek yerine sen benim için doktordan randevu alsan... Hatta birlikte gitsek... Of... Söylenmelerine maruz kalmamak için tanýdýðým bir doktoru arýyorum ve randevu alýyorum. * En korkunç düþüncelerin, en tehlikeli duygularýn suç iþleyecekleri bir zaman dilimi... Gece, ayý yutmuþ; hatta ayýn aydýnlýðýný güneþe tükürmek üzere çiðnemeye baþlamýþ bile. Beni aramandan kýsa bir süre sonra kapý çalýyor ve sen geliyorsun. Yanýmdasýn, canýmdasýn. Ýkimiz de pencere kenarýndaki koltukta aðzýmýza miller çekilmiþçesine derin bir sükûnet içinde dýþarýya bakýyoruz. Kulaklarýmýzda fýsýltýlar, bilinmezlikler. Aniden yerinden kalkýyorsun, bana doðru dönüp “Sana bir þey söylemem lazým.” diyorsun. Ýçimin nasýl titrediðini, ruhumu oracýkta çýkarýp ellerine vermek için nasýl çýrpýndýðýmý anlatamýyorum. Yerde dolaþan gözlerimi hemen gözlerine çeviriyorum. Havai fiþekler patlatýlmak üzere... - Rena - Efendim? - Biliyorum bu çok acele oldu diyeceksin, benim nasýl haberim olmadý diyeceksin, ama oldu iþte. Bu cümle karþýsýnda ne diyeceðimi bilemiyorum, sadece “Ne oldu?” sorusu çýkýyor aðzýmdan. - Ben evleniyorum. Kaskatý kesiliyorum! Alkýn’ýn söyledikleri bir yarasa sürüsüne dönüþüyor, kelimeler havada kaçýþýyor. * Gözlerimi açmak istiyorum, olmuyor. Üzerlerinde çok büyük bir aðýrlýk varmýþ gibi bir türlü açamýyorum. Bir ses, “Kendinizi zorlamayýn, az sonra gözlerinizi açabileceksiniz.” diyor. Daha fazla savaþmýyorum. Göz kapaklarým istedikleri gibi hüküm sürüyor. Neler olduðunu hatýrlamaya çalýþýyorum; olmuyor. Son hatýrladýðým þey Alkýn ve onun aklýmý baþýmdan alan buðulu sesi. Dakikalar geçtikçe gözlerimin hafiflediðini hissediyorum, yavaþça açýyorum. Etraf puslu... Kolumda serum, yaný baþýmda nabzýmý kontrol eden bir hemþire. Sanýrým bir hastane odasýndayým. “Ne oldu bana?” diye soruyorum. “Merak etmeyin, az sonra Doktor Bey size her þeyi açýklayacak.” diyor ve odadan çýkýyor. Kendimi bir hastane odasýnda bulmamýn anlamý ne olabilir? Pek de hayýrlý bir þey olmasa gerek. Hatýrlamaya baþlýyorum. Alkýn, Alkýn’la pencereden dýþarýya bakýþýmýz, sesi, söyledikleri... Hayýr! Olamaz! Doðru hatýrlýyor olamam. Bu, baygýnlýðýn verdiði bir yanýlsama olmalý! Kulaðýma kapý sesi geliyor... Ýþte, açýlýyor. Alkýn ve bir doktor içeriye giriyorlar. Meraklý bir sükûnete bulanýyor ve bakýyorum. - Geçmiþ olsun, Rena Haným. Bizi çok korkuttunuz. - Evet caným ya, bir anda kendinden geçince sana kötü bir þey oldu diye ödüm koptu. Neyse ki Dr. Feran Bey hemen imdadýmýza yetiþti. - Kendinizi nasýl hissediyorsunuz Rena Haným? - Bilmiyorum. Yorgunum biraz. - Gayet normal. - Ne oldu bana? - Rena Haným, sizde hipertansiyon, yani yüksek tansiyon varmýþ. Yüksek tansiyona baðlý beyinde damar týkanýklýðý olmuþ. Sizi birkaç gün burada misafir edecek ve tedavinizi yapacaðýz. Ardýndan evinize istirahate yollayacaðýz. - Peki iyileþmem için ne yapmam gerekiyor? - Alkýn Bey yoðun iþ temponuzdan ve düzensiz beslenmelerinizden biraz bahsetti. Her þeyden önce düzenli beslenmeli, tuzdan uzak durmalý, sigarayý býrakmalý ve elinizden geldiðince egzersiz yapmaya gayret göstermelisiniz. Merak etmeyin, bu söylediklerimi yaparsanýz hem saðlýðýnýza hem de çok daha kaliteli bir yaþama kavuþacaksýnýz. Of, kaliteli bir yaþamý isteyen kim? Ben Alkýn’ý istiyorum. Oysa söyledikleri hâlâ beynimin içinde dönüyor. Doktor Beye teþekkür ediyorum. Doktor Bey, dýþarýya çýkýyor. Alkýn, “Sen þimdi rahatýna bak, her þey düzelecek benim tatlý dostum.” diyor; ve o da gidiyor. Ona gülümsemeye çalýþýyorum ama dudaklarýmýn yamuk yumuk durduðunu hissediyorum. Gidiyor… Beni terk ediyor. Hayatýmdan çýkýyormuþ gibi gözden kayboluyor… Gözyaþlarýmý daha fazla tutamýyorum. Ýçimdeki parçalanmýþlýðý gözyaþlarýmla dýþarýya kusuyorum… * Günler ne çabuk geçiyor. Durmasýný istediðimizde nedense bize inat daha da hýzlanýyor. Hýzlanýyor ve senin beklediðin, benimse kaçtýðým o gün geliyor. Biraz sonra düðün salonuna gideceðim. Gözyaþlarýma nasýl hakim olabileceðimi bilmiyorum. Yazýlacak yazýsý olmayan bomboþ bir sayfa gibi hissediyorum kendimi. Ah Alkýn! Yalvarýyorum! Mürekkep kokunu içime çekmeliyim! Bedenime ilmek ilmek iþlemelisin! Ruhumun her ücrasýnda el yazýn dolaþmalý. Ýçim gýdýklanmalý; mutlanmalýyým. Ne olursun yok olacakmýþým gibi davranma; hiç olmamýþým gibi... Hiçbir þey yazýlamadan yýrtýlýp atýlacakmýþým gibi... Kabul edemem sendeki hiçliðimi. Her þeyin olmalýyým. Yüreðinin yazdýðý aþk þiiri olmalýyým. Yüreðinin yazdýðý aþkýn en narin sayfasý olmalýyým. Oysa bomboþum; varlýðýmý sunamadan kayboluyorum. Ýþte... Düðün salonu... Misafirler... Alkýþlar... Sen ve O; seçtiðin gelin! Yüreðimin arasýndan kayýp gidiyorsun. Bakýþlarýna çarpmamak için gözlerimi kaçýrýyorum. Tenimi ve tenden ötemi acýtan bu seremoninin içinde daha fazla duramýyorum. Kalkýp kendi falýmdan kaçýyorum. * * *
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Derviþe Güneyyeli Kutlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |