Yine uyuyamadým dün gece. Nasýl uyuyabilirim ki? Beyaz mý beyaz koyunlarý saymaya baþladým önce, yok olmadý; ne yaptýysam bir türlü uyku tutmadý gözlerimi. Sonuncu beyaz koyun da çitten atlayýnca bir baktým, büyük danalar atlamaya baþladý. Yok, bu danalar Avusturalya'dan özel uçakla gelen Angus danalarý da deðildi. Farklýydý görüntüleri. Tanýmlamak adýna kýçlarýna baktýðýmda, her biri dolar ve euro iþaretleri ile daðlanmýþtý. Ardýndan gür sesiyle þimþek gibi sözleriyle kulaklarýmýn içinde akisler yaptý.
"-Hiçbir zaman ümitsiz olmayacaðýz, çalýþacaðýz, memleketi kurtaracaðýz! "
Bu sözler;1919 senesinde Bandýrma Vapuru ile Samsun-a doðru yol alan Mustafa Kemal Atatürk'ün yürek sesi deðil miydi?
Ya þimdi?
Güzel yurdumun tüm kaleleri fethedildi mi?
Bir zamanlar da Osmanlý Sultaný ve Osmanlý Paþasý bir Lejyon Dö Nör Nýþaný uðruna Girit Adamýzý vermedi mi?
Belki tarih sayfalarýna bakmakla uyanýrýz gaflet uykumuzdan. Tekerrür ediyor sanki tarihimizdeki o kareler:
"Sultan Abdülaziz, Paris’te açýlan 1866-1867 sergisi münasebetiyle yaptýðý seyahatte Keçeci-zade Fuat Paþa’yý refakatine almýþtý.Bu seyahat sýrasýnda Compte de Montauban de Palitan Üçüncü Napolyon’un baþvekili idi.Üzerinde seraskerlik vazifesi de vardý. Üçüncü Napolyon Süveyþ Kanalý’ný açtýrmak, Girit’i Yunanistan’a vermek istiyordu.Sultan Aziz’le Ali ve Fuat Paþalar ise Fransa Kralýnýn hassaten ikinci arzusunun tahakkuk ettirilmemesi taraftarý idi. Compte de Montauban de Palitan ile Fuat Paþa arasýnda mühim siyasi görüþmeler oldu.Nihayet bu konuþmalar sýrasýnda bir gün Compte de Montauban Keçeci-zade’ye;
-Neye beyhude ýsrar ediyorsunuz? Hangi kuvvetinize güveniyorsunuz? Osmanlý Hükümetinin ne derece zaafa düþtüðünü görmüyor musunuz? Dedi. Fuat Paþa derhal mukabele etti:
-Hayýr Kont! Hayýr!.... Türkiye hiçbir zaafa düþmemiþtir.Bütün kuvvetini muhafaza ediyor ve edecektir.Türkiye en kuvvetli, en dayanýklý devletlerden biridir.Üç yüz senedir siz dýþarýdan, biz de içeriden yýkmaya çalýþtýðýmýz halde bir türlü yerinden sarsamadýk!...
Fransýz baþvekili ister istemez kahkahayý salýverdi.Koca bir Girit meselesi bir nükte ile halledilmiþ bulundu.
Fransýz baþvekil bir kahkaha ile Grit Adasýný satýn alabileceðini anlamýþ ve sormuþ:
-Giriti kaça verirsiniz peki?
Fuat Paþa bu soruya hiç düþünmeden þu yanýtý vermiþ.
-ALDIÐIMIZ FÝYATA! "
Nasýl alýndýðý onlar için önemli mi? Alýnmýþ iþte...Kan akmýþ, canlar feda edilmiþ, bir karýþ toprak binlerce cana feda olsun, diye mi?
Ya þimdi?
Eðitim ve Öðretim Kalelerimiz...
Adalet ve Emniyet Kalelerimiz...
Saðlýk ve Sosyal Kalelerimiz kimlerin elinde?
Söyler misiniz, bu nasýl bir fetih?
Halkýn yüreði kanýyor, þehit cenazelerinde:(((
"Yaþarken ölmekten beter" olan, özgürlükleri kýsýtlanmýþ demokrasinin koruyucularý, neden hala Silivri-de çürümekte?
Ben kendi kendime böylesi söyleþtiðimde, bu sorularýn yanýtlarýný alamýyorum.
Ýçim acýyor, yüreðime milyonlarca oklar batýyor sanki, sancýlar giriyorken nasýl uyuyabilirim?
Günlerce yazarlar yazýyor, halk isyan edip duygularýný paylaþýyor; peki bu paylaþýmlar, bu gerçekler, bize ne veriyor, bizden ne götürüyor?
Anladým ki, kimimiz uyuyor, kimilerimiz de gözleri uyku tutmuyor.
Gerçekler acýtacak diye, acýyla yüzleþmek bazýlarýmýzýn da o tatlý uykusundan uyanmak iþlerine gelmiyor. Benim de anladýðým buydu.
O halde, bu hikayenin finalini; Amerika ve Ýsrail ninnilerini dinleyerek, BOP kalelerinin inþaasýný düþlerimizde görelim...
Hani analarýmýzýn bizi ayaðýnda sallarken, bir türküsü vardý;

Dandini dandini dastana
Danalar girmiþ bostana
Kov bostancý sen onu
Yemesin bizim kavunu

Uyu yavrum uyu
Büyü yavrum büyü

Dandini dandini dananmýþ
Mevlam neler yaratmýþ
Anasý oðlunu beklerken
Gül benzini sarartmýþ

Uyu yavrum uyu
Büyü yavrum büyü

Karanfil oylum oylum
Uyur mu benim oðlum
Eðer oðlum uyursa
Þen olur benim gönlüm

Uyu yavrum uyu
Büyü yavrum büyü

Yavrum gözün tavanda
Çift öküzler tavanda
Yavrum baban yabanda

Uyu yavrum uyu
Büyü yavrum büyü
***
Biz bu ninnileri dinledik ama büyüyemedik, maaþallah bizlere!


Sevgi ve ýþýkla

Emine PÝÞÝREN/Edremit-Akçay
15.06.2010