..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Dinler, Ýnançlar ve Ateizm > Hulki Can Duru




20 Haziran 2010
Din ve Metafizik Üzerine Çeþitlemeler (2ci Bölüm)  
Hulki Can Duru
Allah emri olarak bildirilen dogmalarýn, kurallarýn sonsuzluða kadar geçerliðini koruyan gerçekler deðil, bildirildikleri dönemin toplumsal seviye, anlayýþ ve yaþam koþullarýnýn zorunlu kýldýðý yerel ve geçici emirler olduðu açýktýr.


:BCAE:
CENNET SORUNU
Cinselliðin veya genç kýzlarýn kiþilere mükafat olarak sunulmasý en eski putperest geleneklerinden biridir. Eski Mezopotamya halklarýnda (Sümer, Babil, Asur) “kutsal tapýnak fahiþeleri”in iþlevi buydu. Bunlar böylece hem genç erkekleri tapýnaða gelmeye cezbediyor, onlarý eðitiyor, hayata hazýrlýyor (!), hem de yetiþkinlere mükafat olarak sunuluyordu. Seks ve tapýnma birlikteydi. Bu iþ gönüllü olarak yüksek sýnýftan olan kadýnlar tarafýndan da yapýlýyordu. Bu durumda kadýnlar tanýnmamak için örtünüyor veya baþörtüsü takýyorlardý. Kutsal fahiþelik sonraki devirlerde dönüþüm geçirecek, bu uygulama müminlere sunulacak cennetlerde “huriler” ile sürdürülecektir.

Ateþe tapan putperestlerin dini Zerdüþtlük'ün kutsal kitaplarýnda “Cinvat” (Sýrat) köprüsünü geçen müminler “iri göðüslü, onbeþ yaþlarýnda” çok güzel kýzlarla sonsuza dek seviþmeyi hak ederler. Cennetliklerin her türlü gereksinimleri karþýlanýr ve orada zevk sefa içinde sonsuza kadar yaþarlar. Zerdüþtlük'teki bu inanç Yunan mitolojisinden (nymphialar) kaynaklanýr. Ýslam cenneti ise Yunan mitolojisi ve Zerdüþt cennetinden çok daha görkemli ve abartýlýdýr.

Özellikle erkeksi seksüel fantezileri, fiziksel ve cinsel hezeyanlarý tatmin etmeye yönelik olarak dizayn edilmiþ “memeleri tomurcuklanmýþ, devekuþu yumurtasý renginde tenleri olan ceylan gözlü huriler” ve “ipeðe saçýlmýþ inci gibi gýlmanlar” ile “tahtlar, divanlar, döþekler, ipekten yeþil yastýklar, gümüþ tepsiler, billur kadehler, balkonlu köþkler, þarap ýrmaklarý, bal ve süt ýrmaklarý, gölgelikler, her türlü yiyecek ve içecekle dolu” bu arabesk cennet eþsizdir. (Rahman Suresi: 54-76, Saffat Suresi: 44-49, Muhammet Suresi: 15, Zümer Suresi: 20, Tevbe Suresi: 72)

Böyle bir mitolojik cenneti metafizik, akýl, felsefe ve mantýk açýsýndan ciddiye almak mümkün müdür? Ceylan gözlü dilberler ve oðlanlarýn müminlere armaðan olarak sunulmasý etik ve ahlak dýþý deðil midir? Üstelik, buna inanmayan imansýzlarý derhal “kafir” olarak damgalayýp ölümle cezalandýrmaya ne demeli? (Bakara 191).

Ýþte bardaðý taþýran damla budur. Bu etik ve ahlak dýþý dünyayý reddedenlerin “kafir” olarak görülmesi ve onlarýn derhal öldürülmesi emrinin Kuran'da yer almasý ahlak ve insanlýðýn bittiði yerdir. Korkunç trajedi budur. Nasýl olur da evreni ve insaný yaratan yüce deha insana armaðan olarak bir sefahat, seks ve þehvet dünyasý sunar? Ve nasýl olur da böyle bir ilkelliði yadsýmanýn karþýlýðý kafir olarak damgalanýp öldürülmek olabilir? Asýl kafirlik böyle ahlak dýþý bir cennet inancýný savunmak deðil midir?

Böyle bir sapkýn inancý ortaya atan zihniyetin, böyle bir inanca inananlarýn günümüz çaðdaþ toplumunda yeri olabilir mi? Böyle bir inancý benimseyenlerden saðlýklý ve normal bireyler olmasý nasýl beklenebilir? Bilgelik, erdem, ahlak, dürüstlük, fazilet, hikmet, yücelik bunun neresinde?

Bunu tartýþmak bile abesle iþtigaldir. Bu tür inançlarýn kiþilik yapýsýnda psikolojik travmalara, her tür cinsel sapýklýða yol açmasý, beyinleri ve ruhlarý dejenere etmesi kaçýnýlmazdýr. Bunu artýk görmeliyiz, anlamalýyýz. Bu olgu, Kuran'ýn tanrýsal bir söz olamayacaðýnýn en büyük ontolojik kanýtlarýndan biridir.

TEYEMMÜM SORUNU
Teyemmüm Ýslam’ýn özündeki þekilciliðin yüceltilmesi, doruk noktasýdýr. Buradaki sorunsal aptes, namaz gibi dünyanýn ancak belli coðrafi bölgelerinde uygulanabilen yerel, pagan ve þekilci bir tapýnmanýn Yaratýcýya mal edilmesidir.

Kutup bölgesinde yaþayanlar günde nasýl 5 kez aptes alacak? Eller ve ayaklar buzlu suyla yýkanacak ya da buzda teyemmüm mü yapacaklar? Hatta eldivenlerini ve ayakkabýlarýný çýkartmadan buzda teyemmüm edebilirler mi? Dinen bir sakýncasý olmamalý. Çünkü önemli olan “niyet”! Önemli olan temizlenmek deðil: O þekilci sývazlama eylemlerini yapmak. Ha kum, ha toprak, ha buz. Fark etmez.

“Allah’a ibadette niyet yeterlidir, ibadet et de nasýl edersen et” diyebilir miyiz? Teyemmümü niyetin ne kadar önemli olduðunu gösteren bir temizlenme eylemi olarak yorumlarsanýz, putperestlerin þekilci tapýnmalarýný, istavroz çýkarma ve benzer adetlerini de benzer söylemlerle aklayabilirsiniz.

KIBLE SORUNU
Tapýnýrken belli bir yöne dönmek þekilciliðin bir baþka çeþididir Ancak, Mekke’nin küresel bakýþýmlýðýnda (simetrisinde) bulunan yerleþim yerleri için için kýble ne taraf olacak? Çünkü ne tarafa dönseler her yön kýble oluyor da. Yeryüzü dümdüz olsaydý bu bir sorun yaratmayacaktý. Ama yeryüzü top gibi yuvarlak olduðundan bu büyük bir fýkýh sorunu olarak önümüzde duruyor ! O devirde bir sorun yoktu çünkü herkes dünyayý tepsi gibi dümdüz zannediyordu.

Prof. Dr. Vural Altýn’dan öðrenebildiðim kadarýyla bu bölgeyi bulmak için Mekke’nin bulunduðu enlemin güney simetrisini alýp boylamdan 180 derece çýkartmak gerekiyormuþ. Mekke “enlem kuzey 20”, “boylam 40” olduðuna göre; 180-40= 140, enlemin simetrisi ise güney 20 oluyor. Enlem güney 20, boylam 140 da bulunan yer ise Avustralya Queensland’da “Mount Isa” kenti. Bu kentte yaþayanlar arasýnda Müslüman varsa çok þanslýlar. Ne tarafa dönseler her yön Kýble oluyor da.

KURAN'DAKÝ SÖZLER SONSUZA DEK GEÇERLÝ MÝ?
Asýl sorun Kuran'daki kurallarýn esnetilmesinin veya deðiþik uygulamalarýn “dinen sakýncasý olup olmadýðý” deðildir. Dinen tabi ki hiçbir sakýncasý olmayabilir. Kýlýf hemen bulunabilir. Ama sorun bu deðil. Peki sorun ne? Asýl sorun þu: Önemli olan Kuran'daki emirlerin “tanrýsal açýdan” bir sakýncasý olup olmadýðý, tanrýsallýkla baðdaþýp baðdaþmadýðýdýr.

Þunu demek istiyorum: Kuran’daki bu emirler, yaptýrýmlar, kurallar, yasalar her durumda, her koþulda, her ortamda, dünyanýn her yerinde, her coðrafi bölgede geçerli midir? Bunlar yerel mi, yoksa evrensel midir? Geçici mi, yoksa sonsuza dek duracak mýdýr? Çünkü insan emirleri geçicidir, günü kurtarmaya yöneliktir ve sürekli deðiþirler.

Kuran’daki emir ve yasaklarýn ahrette de geçerli olmasý gerektiðini savunmuyorum. Tanrý’nýn sözlerinin sonsuza dek durmasý gerektiði keyfiyetini savunuyorum. Allah emri olarak bildirilen dogmalarýn, kurallarýn sonsuzluða kadar geçerliðini koruyan gerçekler deðil, bildirildikleri dönemin toplumsal seviye, anlayýþ ve yaþam koþullarýnýn zorunlu kýldýðý yerel ve geçici emirler olduðu açýktýr. Ve artýk onlar çoktan iþlevlerini tamamlamýþ, beyin ölümleri gerçekleþmiþ, ve üstelik etik, mantýk, akýl ve felsefi açýdan kabul edilmeleri mümkün deðildir. Bu dogma ve emirleri yapay yöntemlerle, eylem ve söylem cambazlýklarýyla yaþatamayýz.

Eðer “Kuran’daki emirler ve sözler” ahret yaþamýnda geçerli deðilse, bu durumda, “Kuran’daki sözler”in sonsuz olmadýðý, sadece “kýsacýk ve geçici bir mola yeri” için geçerli olduðu ve dolayýsýyla bir gün yok olacaðý sonucuna ulaþýrýz. Çünkü, eðer “Allah kelamý” bir göz kýrpmasýnda yok oluyorsa, o zaman onun insan kelamýndan ne farký var? O halde, Kuran nasýl Allah kelamý olur? Oysa, sonsuz, ölümsüz, öncesiz ve sonrasýz olan Tanrý’nýn sözlerinin sonsuza dek durmasý ve asla yok olmamasý gerekmez mi?

Doðrusu ben insanýn giyimine kuþamýna, yiyeceðine, içeceðine karýþan “moda uzmaný” veya “diyetisyen” bir Tanrý düþünemiyorum... Evreni ve insaný yaratmýþ en büyük deha olan Evrensel Tanrý’yý insanýn yiyeceðine, içeceðine ve giyeceðine kadar karýþan, etik dýþý emirler veren bir kabile ilahý haline getirerek aþaðýlamaya da kimsenin hakký olduðunu sanmýyorum.


NOT:
Bir iki küçük ekleme daha yapmak istiyorum:

1. Kuran'da Yahudiler, Sabiler (Yýldýza tapanlar), Nasraniler (Hristiyanlar), Mecusiler (Zerdüþtler) þirk koþan kiþiler olarak tanýmlanmaz. Þirk koþan kiþiler ayrýca belirtilir:

“Þüphe yok ki inananlar ve Yahûdi olanlar, Sabiîler, Nasrânîler ve Mecusîlerle bir de þirk koþan kiþiler; þüphe yok ki Allah, kýyâmet gününde onlarýn aralarýný ayýrýr; þüphe yok ki Allah, her þeye tanýktýr.” (Hac Suresi: 17, Abdülbaki Gölpýnarlý)

Gölpýnarlý'nýn bu ayet hakkýndaki notu þöyle: “Zerdüþt dinine mensup bulunanlara "Mecusi" denegelmiþtir. Hz. Peygamberin, bu din mensuplarýna yapýlacak muâmeleyi talim ederken, onlarla Kitap Ehli muâmelesinde bulunun dediði rivâyet edilmiþtir, Þeyh Þihabeddin Sühreverdî-i Maktul (ölm. 1191), "Hikmet-ül-Ýþrak" ýnda Zerdüþt'ün, peygamber olduðunu söyler, bu kitabý þerheden Kutbeddin Þirâzý de ayný inancý taþýr (Mevlânâ Ebül-Kelâm Azâd - Prof. Said Nefisi: Zülkarneyn yâ Kuruþ-i Kebir, s. 81-83. 2. sûrenin 62. âyetine ait izaha da bakýnýz).”

2. Ýleriki yüzyýllarda -uygarlýðýn küresel bir felaketle yok olmayacaðýný varsayarsak- ay ya da baþka gezegenlerde insanoðlu koloniler ve yerleþim alanlarý kurduðu takdirde -ayýn bir yüzü sürekli karanlýk, diðer yüzü sürekli aydýnlýk olduðuna göre- güneþin doðuþ ve batýþýna endeksli namaz, ezan vakitleri, oruç vs hangi kýstaslara göre ayarlanacaktýr? Aydan ve diðer gezegenlerden Kýble yönü nasýl belirlenecektir?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinler, Ýnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz (2)
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz
Mevlana ve Ýslam
Dinin Ahlaksýzlýðý, Yahut, Ahlaksýzlýðýn Dini
Sevgililer Günü ve Dinlerin Sevgi Algýlayýþý
Din ve Metafizik Üzerine Çeþitlemeler (1ci Bölüm)
Ýsa ve Pavlus'un Þeriata Bakýþý
Dünya Yaþamý Bir Oyun, Bir Eðlence Midir?
Kader ve Elindelik

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevlana'nýn Kimyasý
Cinsel Saldýrý Suçu ile Tecavüzden Yargýlananlarýn Hadým Edilmesi Yasa Tasarýsý
Köpekliðin Aþký ve Varoþ Kültürü
Çaðdaþ Gericilik: Postmodernizm
Ka, Kar ve Kars
Haksýzlýða Kesinlikle Karþýyým
Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü
Yeni Hayat (2ci Bölüm)
Yaþam, Aþk ve Rastlantý
Özel Mezarlýklar: Kârlý Bir Yatýrým Kapýsý!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.