Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Eðitim ve Öðretim yýlýnýn son günlerindeyiz. Mezun olacak öðrencilerimle birlikte doyumsuz bir veda gecesinin ardýndan ’’Cimri’ oyununu sahneye koyacaðýz . Öðrenciler oyun için giysilerini deðiþtiriyorlar. Sahne gerisini bilirsiniz , koþuþturmalar, espriler…. Ýnanýlmaz bir heyecan dalgasý esiyor oyun öncesinde. Daha anneliði tatmadan öðrencilerimle hissettim anne olmanýn dayanýlmaz lezzetini. Onlarýn heyecaný benim, baþarýsý benim… Salonda boþ yer kalmamýþ. Ayakta izlemeye hazýr velilerimiz için neler yapabileceðimizi düþünüyorum. Gençlerin heyecanýný kontrol altýna almaksa hayli zor. Sahnedeki eksiklikler canýmý sýkýyor. Derken ’Hocam’ diyor Esra - oyun için giysisini giymeden önce- ’Bakar mýsýnýz koltuðumun altýnda bir beze var. Kanser olabilir mi? ’ Þaþýrýyorum, dürüst olmak gerekirse onca telaþenin içinde biraz da önemsemiyorum: ’ Allah aþkýna Esra her beze kanser mi olur? Voleybol oynarken attýðýn servislerden olmuþtur. Þimdi böyle þeyleri düþünmenin sýrasý mý? Allah esirgesin.’ diyorum. Sonra unutuluyor her þey. Oyun aksamadan, baþarýyla, yapabileceklerinin en iyisiyle sonlanýyor. Sonraki günler, mezun olmanýn keyfi, okuldan ayrýlýyor olmanýn hüznüyle birleþiyor. Okul bitiyor. Yaz tatilinde memleketteyim. Sürekli haberleþiyorum öðrencilerimle. Esra’dan bir kart geliyor: ’ Ankara’da hastaneden yazýyorum. ’ Ýnanamýyorum. Kendimi önemli bir þey olmadýðý konusunda ikna etmeye çalýþýyorum. Arkadaþlarýndan aldýðým tek tük haberlerle avunuyorum. Dönüþte hasta yataðýnda buluyorum onu. Üzerinde sabahlýk, bir þeyler ikram etmeye çalýþýyor: -Artýk iyiyim hocam, inanýn endiþelenecek bir þey yok. -O zaman çýkar üstündeki þu sabahlýðý, diyorum.Gören de hasta olduðunu sanacak. Gülüyor: : -Bir daha geldiðinizde sizin sevdiðiniz blue-jean takýmýmý giyeceðim, göreceksiniz, diyor. Sonraki ziyaretimin hastanede olmasý epeyce moralimi bozuyor. ’Hazýmsýzlýk’ demiþ doktorlar, yediði mýsýr aðýr gelmiþ, midesini yýkamýþlar. ’Kanser’ teþhisinin adý bile anýlmýyor. Herkes o sözcüðü unutmuþ sanki. Hepimiz iyi olduðuna inanmak istiyoruz. - Ýyileþeceðim, zaten önemli bir þey deðil. - Tabii deðil, diyorum, üstelik dediðime de inanýyorum. Sarýlýyoruz birbirimize sýký sýký ama bir daha birbirimizi göreceðimizden emin. Bir daha sýmsýký sarýlacaðýmýzdan… Sabah telefonun sesiyle uyanýyorum. Telefondaki ses artýk Esra’nýn yaþamadýðýný söylüyor. Ýnanamýyorum. ’Bir yanlýþlýk olmalý.’ diyorum. Yine öðrencilerin çocukça, dozu kaçmýþ þakalýndan biri olduðunu düþünüyorum. Koþarak, gözyaþlarýma aldýrmadan soluðu evlerinde alýyorum. Þaka deðil, herkes aðlýyor, herkes inanamýyor - Henüz on sekiz yaþýnda- gerçek suratýma bir tokat gibi çarpýyor. Titriyorum, gözyaþlarým kuruyor, konuþamýyorum. Þadiye Haným: -Gel hocaným,, gel,diyor. Kýzýmýzý Esra’mýzý kaybettik. Bir annesi de sensin, beni en iyi sen anlarsýn. Ne denilebilir? Ne diyebilirim ki?… Bu kadar zayýf olmayý yakýþtýramýyorum kendime. - Henüz on sekiz yaþýnda- Topraða yakýþýr mý onu koynuna almak. Siyah pardösüsünün eteklerini savura savura geliþi geliyor gözlerimin önüne. Bir daha onu görememek … Varsýn sevdiðim blue-jeani olmasýn üstünde, sabahlýða razýyým ama ölmemiþ olsun, yine boynuma sarýlsýn. Tüm kalabalýk siliniyor gözümden. ’Ben kimim?’ diyorum. ’Onu ben doðurmadým, günlerce uykusuz kalmadým onun için, hastalýðýnda baþucunda deðildim, ne verdim ona? Üç yýllýk sevgimden, yaþama sevgisini kýrbaçlamaktan, sevgimi bilgiyle pekiþtirmekten baþka?!..’ - Sizi sordu akþam, diyor Þadiye Haným. - ‘Ýyileþir iyileþmez hocam’a gidelim’, dedi. Ne verdim ona?!.. Ataol Behramoðlu: ’ Ve kederi de yaþamalýsýn, namusluca, bütün benliðinle. ’ der çok sevdiðim þiirinde. Böyle yaþadým bu acýyý, günlerce, aylarca, dolu dolu.. Esra’nýn manevi annesiyken Þadiye Haným’ýn manevî kýzý oluvermiþtim birden. Yirmi yýlý hayli aþkýn bir zaman oldu. Artýk ben de bir çocuk annesiyim. Ve acýlarýn olgunlaþtýrýrken neler alýp götürdüðünü çok iyi biliyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hilâl Erboyacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |