..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Ömer Faruk Hüsmüllü




27 Haziran 2010
Maðaranýn Kamburu - 16  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Maalesef. Açtý aðzýný, yumdu gözünü. Ne magandalýðým kaldý, ne adiliðim kaldý, ne de serseriliðim… Bu hakaretlere raðmen O’na karþý kaba davranmaktan kaçýndým. Ama “Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim iþim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek!” deyince bir anlýk öfke ile, büktüðüm bileðini biraz ileriye doðru iteledim. Bu itelememin sonucunda elindeki býçak boðazýna saplanmýþ olmalý ki boþ bir çuval gibi yere yere düþtü. Ne bir çýðlýk attý, ne de debelendi. Yýðýlýp öylece kaldý. Önce numara yapýyor sandým, eðilip baktým. Hareketsizdi ve yerler kan içindeydi. Nabzýný kontrol ettim. Ölmüþtü.


:AGCI:



-Hoþ geldin. Oldukça iyi görünüyorsun.
-Teþekkür ederim. Tatil dönüþü ayaðýmýn tozu ile hemen buraya geldim. Onbeþ gün çok iyi bir tesiste yorgunluk attým. Demek ki bu, görüntüme de yansýmýþ.
-Tatillerde dolaþtýðýna göre, iþler iyi olmalý.
-Tam aksi desem! Umulmadýk sürprizlerle karþýlaþtýk. Piyasa oldukça oynak ve durgun; üstüne üstlük ekonomik kriz de iþin tuzu biberi oldu. Anlayacaðýn iþler oldukça kötü. Batmamak için çýrpýnýyoruz. Protesto olan çeklerimizin sayýsý giderek artýyor.
-Bir çýkýþ yolu bulacaðýna eminim. Çünkü daha önceleri de birkaç ekonomik badire atlatmýþtýn.
-Bu seferki biraz farklý. Ýþimiz zor. Bu konuda konuþacak çok þey var da…
-Neyse, onlarý sonraya býrakalým. Önce hortlaktan ne haber, onu sorayým.
-Sayende peþimi býraktý. Çok sýk deðil, ama arada sýrada rahatsýzlýk veren bazý þeyler de olmuyor deðil. Þey diyorum, çünkü bunlarýn ne olduðunu tam olarak bilemiyorum. Sanki kafamýn içinde benden baþka birkaç kiþi daha var gibi.
-Onu da geçelim. Asýl öðrenmek istediðim konu: O’nun, yani sevgilinin ölümü. Bu konuda konuþabilecek durumda mýsýn? Daha önce konuþmak istememiþtin de…
-Evet, konuþabiliriz. Benim de ihtiyacým var birisiyle dertleþmeye. Çok doluyum, o yüzden zaman yeter mi bilmiyorum. Görüþme süresini uzun tutmaya yanaþmayacaðýndan da eminim. Halbuki bu maðaraya geldiðim ilk gün oldukça uzun konuþmuþtuk.
-Evet öyle olmuþtu. Çünkü, o geldiðinde yýlýn gecesi en uzun olan günüydü.
-Demek ki Aralýk ayýnda gelmiþim.
-Evet. Söyler misin bana sevgilin nasýl öldü? Ýntihar mý etti; sen mi öldürdün?
-Þöyle ya da böyle olmasý O’nun öldüðü gerçeðini deðiþtirecek mi ki soruyorsun? Diyelim ki ben öldürdüm…
-Kaçmýþtý ve sen O’nu arýyordun.
-Aramaya devam ettim. Bu yolla bulamayacaðýmý anladým sonunda ve sakin bir kafa ile düþündüm. Düþünürken senin “Aklýný kullan, çünkü balýðý yakalayan oltadýr, ama yakalatan da yemdir.” sözünü hatýrladým.
-Evet, “Bu önerini beðendim. Uygulayacaðým.” demiþtin.
-Öðüdünü tuttum ve ortaya bir yem attým.
-Nasýl bir yem?
-O’nun kargo þirketinde çalýþan çok samimi bir kýz arkadaþý vardý. Bu kýz O’nun yerini mutlaka biliyordu, fakat ne yapsam bana söylemezdi. Gidip o kýzla konuþacaktým. Yem olarak bir senaryo hazýrladým. Saat 18 civarýnda kýzýn iþyerine gittim. Kapýdan girdiðimi görünce panikledi. Görmemezlikten gelmeye çalýþtý. Heyecandan titrediðini fark ettim. Yanýna iyice yaklaþýnca kafasýný kaldýrýp yüzüme bakmak zorunda kaldý. “Ýyi günler. Sizi rahatsýz ettiðim için özür dilerim, ama çok önemli bir konu var. Birkaç dakikanýzý alabilir miyim?” dedim. “Estafurullah, buyurun.” diye cevap verdi. O’nun evden kaçtýðýný, günlerdir aramama raðmen bulamadýðýmý, biraz önce bir umutla evine gittiðimi, ancak içeri girince salonu darmadaðýnýk gördüðümü, balkon kapýsýnýn açýk bulunduðunu, muhtemelen bir hýrsýz girmiþ olabileceðini , fakat benim polise haber vermeye zamanýmýn bulunmadýðýný, çünkü Fransa’ya bir iþ seyahati yapacaðýmý, o nedenle iki saat sonra uçaðýmýn kalkacaðýný, O’nun aramasý durumunda konu hakkýnda bilgi vermesini rica ettiðimi, söyledim ve kanýt olarak da, eski tarihli bir uçak biletini içini açmadan gösterip, oradan ayrýldým.
-Ýyi bir plana benziyor. Balýk yeme atladý mý?
-Elbette. Doðru O’nun evine gittim. Ýlk iþim telefonumu kapatmak oldu. Bilinmeyen bir numaradan arayýp gidip gitmediðimi kontrol edebilirdi. Telefon kapalýyken arar da “ulaþýlamýyor” uyarýsýný alýrsa, uçakta olduðumu düþünüp oldukça rahat davranabilirdi. Ýkinci iþ olarak, salondaki ve yatak odasýndaki eþyalarý geliþi güzel daðýtýp balkon kapýsýný açtým, eve hýrsýz girmiþ süsü verdim. Sonra da oturup beklemeye devam ettim. Saat 20.00’yi biraz geçince hava yavaþ yavaþ kararmaya baþladý. Bir ara lambalarý yakmak için ayaða kalktým, son anda yaptýðým yanlýþýn farkýna varýp tekrar yerime oturdum.
-Dýþarýdan evde ýþýk yandýðý görülebiliyor mu?
-Hem de çok kolay bir þekilde görülüyor. Bunu niçin önceden düþünemediðim için kendime kýzdým. Karanlýkta beklerken sýkýlmadým deðil, ama baþka çarem de yoktu. Bir saatten fazla bir süre daha beklemek zorunda kaldým. Derken kapýnýn dýþýnda bir topuklu ayakkabý sesi duydum. Bunu anahtarýn çevirdiði kilit sesi takip etti. Açýlan kapý, çarpýlarak kapatýldý, koridorun ýþýklarý yandý. Küçük odaya çekildim ve oradan O’nun nerede olduðunu izlemeye en azýndan tahmin etmeye çalýþtým. Salondaki ýþýklarý yaktý, balkon kapýsýný da çarparak kapattý. Salonda en az onbeþ dakika oyalandý. Daðýlan eþyalarý toplamýþ olmalý.
-Kötü bir sürprizle karþýlaþmasý an meselesi.
-Evet öyle. Adeta fark edilmemek için nefes bile almýyordum. Yatak odasý tarafýna doðru giden ayak sesleri kulaðýma geldi. Burada da biraz oyalandý. Sonrasýnda birkaç kapý daha açýlýp kapandý. Muhtemelen banyo ve mutfak kapýlarýydý. En sonunda benim bulunduðum odaya doðru yaklaþmaya baþladý. Kapýyý açtý. Elektrik düðmesine dokundu. Iþýðýn yanmasýyla birlikte karþýsýnda beni gördü.
-Seni görünce heyecenlandý mý?
-Sanýrým daha doðrusu bilmiyorum. Çünkü bir heykel gibi, bir put gibi hareketsiz bir þekilde karþýmda duruyordu. Sanki bulunduðu yere çivilenmiþti. Yüzüne baktým, fakat hangi duygular içinde olduðunu çýkaramadým. Bakýþlarý boþ ve anlamsýzdý. Yanýna yaklaþtým, hiç kýpýrdamadý. Elini tuttum, soðuk ve hissizdi.
-Konuþmayý deneseydin.
-Denedim. Konuþarak her þeyi halledebileceðimizi, onu çok sevdiðimi, bana döndüðü takdirde olanlarý unutabileceðimi söyledim. Elini çekti ve çýkýþ kapýsýna doðru kaçmaya baþladý. Bu ihtimali daha önceden düþündüðüm için tetikteydim ve fazla uzaða gidemeden yakaladým. Salona gelmesini söyledim; direnince de sürükleyerek götürdüm.
-Baðýrmadý mý, ya da bir þeyler söylemedi mi?
-Hayýr. Belli bir süre hiç sesi çýkmadý. Salonda da ayný þeyleri tekrarladým. Beni dinlemiyor gibiydi. Yüzüme bakmamak için kafasýný yana çeviriyordu. Tekrar kaçmak için bir hamle yaptý, bu sefer ancak mutfakta yakalayabildim; ama elinde bir býçak vardý ve konuþmaya baþladý: “Üstüme gelme, yoksa seni öldürürüm. Biliyorsun bunu daha önce de denemiþtim. Býrak benim peþimi. Seni istemiyorum. Düþ yakamdan. Ben baþkasýný seviyorum, çekil aradan!” dedi. Üzerine doðru yürüyüp býçaklý elini yakaladým ve büktüm. Býçak ondan tarafa dönmüþtü. Bir kere daha denememiz gerektiðini, bana bir þans daha vermesini söyledim. Bu sözlerim O’nu çileden çýkardý.
-Demek ki, O’nu ikna etmeyi baþaramamýþsýn.
-Maalesef. Açtý aðzýný, yumdu gözünü. Ne magandalýðým kaldý, ne adiliðim kaldý, ne de serseriliðim… Bu hakaretlere raðmen O’na karþý kaba davranmaktan kaçýndým. Ama “Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim iþim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek!” deyince bir anlýk öfke ile, büktüðüm bileðini biraz ileriye doðru iteledim. Bu itelememin sonucunda elindeki býçak boðazýna saplanmýþ olmalý ki boþ bir çuval gibi yere yere düþtü. Ne bir çýðlýk attý, ne de debelendi. Yýðýlýp öylece kaldý. Önce numara yapýyor sandým, eðilip baktým. Hareketsizdi ve yerler kan içindeydi. Nabzýný kontrol ettim. Ölmüþtü.
-Yazýk! Pisi pisine bir ölüm.
-Evet öyle. Ýnan ki Kambur, O’nu öldürmek niyetim yoktu.
-Nasýl yoktu? Kaç defa O’na yaptýklarýný ödettireceðini, bunlarýn hesabýný soracaðýný söyleyen sen deðil misin?
-Benim. Doðru söylüyorsun, ancak yapamazdým. Kýzgýnlýkla o sözler aðzýmdan çýkmýþ olabilir, fakat O’nu öldüremezdim.
-Öldürdün iþte…
-Her þey birkaç saniye içinde oldu bitti. Nasýl hemencecik öldü, anlayamadým. Baþýna çömeldim ve aðlamaya baþladým. Çok üzgündüm ve çok acý çekiyordum. Yüreðimden, içimden bir þeyler koparýlmýþtý sanki. Hayatýmda bu kadar aðladýðýmý hatýrlamýyorum. Yarým saat sürdü sanýrým aðlamam.
-Bu bir cinayet ve polis de katilin yani senin peþindedir.
-Benim peþimde polis filan yok. Çünkü katil yakalandý.
-Hani sen öldürmüþtün, bir de katil yakalandý diyorsun!
-Senin bunak kafan bu tür þeyleri anlamada yetersiz. Anlatayým da öðren!
-Ýyi olur.
-Çocukluðumdan beri zor bir durumla karþýlaþtýðýmda bir kurtuluþ yolu bulmada oldukça becerikliyimdir. Aðlamam bitince çareler düþünmeye baþladým ve gene bir senaryo hazýrladým. Bu senaryo gereði önce O’nun çantasýndan telefonunu aldým, sevgilisine “Aþkým, yarým saate kadar gel. Seni bekliyorum. Kapýyý anahtarýnla aç. Sana sürprizim var. Þaþýracaksýn!” diye bir mesaj yazýp gönderdim. Telefonu, kapý kollarýný ve evde dokunma ihtimalim olan yerleri bir bez ile sildim. Tabii telefonu tekrar O’nun çantasýna koydum. Son bir defa daha O’nu seyrettim, diz çöküp af diledim. Duydu mu duymadý mý bilemem. Sonra evin ýþýklarýný yanýk býrakýp oradan ayrýldým.
-Ne yapmak istediðini anlar gibiyim.
-En nihayet anladýn… Evin bulunduðu caddenin karþýsýnda bir kafeye oturdum. Buradan evin etrafýnda olup bitenleri rahatlýkla izleyebilecektim. Dedektiflik bürosu, sevgilisi ile ilgili her türlü bilgiyi bana vermiþti. Fotoðraflarýna, arabasýnýn rengine varýncaya kadar. Nitekim yarým saat bile dolmadan Ýngiliz yeþili bir araba evin önünde durdu. O adamýn arabasýydý bu. Elinde çiçeklerle arabadan çýkan adam apartmana girince biraz ilerideki ankesörlü telefona gittim ve önce acil servisi arayýp bir hasta olduðunu, acele ambulans göndermelerini istedim ve adresi verdim. Birkaç dakika oyalandýktan sonra, polisi de arayýp bir cinayet ihbarýnda bulunacaðýmý söyledim. Onlara da adresi yazdýrýp kafeye döndüm.
-Polisi çaðýrmaný anladým, fakat ambulans neden istedin?
-Ambulansýn daha önce geleceðini ve adamýn ambulans nedeniyle polis gelene kadar oyalanacaðýný düþündüm. Nitekim öyle de oldu. Önce ambulansýn siren sesi duyuldu, apartmanýn önüne yanaþtý. Ambulansýn geldiðini gören meraklý birkaç kiþi oraya üþüþtü. Derken polis arabasý da geldi. Apartmanýn önündeki kalabalýk daha da çoðaldý. Kýrkbeþ dakika sonra resmi plakalý bir araç daha yanaþtý evin önüne. Kýravatlý iki adam indi, birisinin elinde daktiloya benzer bir þey vardý.
-Hakim olmalý. Olayla ilgili zabýt tutmak için gelmiþtir.
-Kafeye hýzlý adýmlarla, söylene söylene bir adam geldi, yan masadaki iki kiþinin yanýna oturdu. Konuþmasýndan kalabalýðýn arasýndan geldiði anlaþýlýyordu. “Gencecik kadýný öldürmüþler. Katil polis tarafýndan suçüstü yakalanmýþ. Yazýk olmuþ, yazýk…” diyordu. Daha ne kadar zaman geçti tam hatýrlamýyorum. Önce ambulans görevlileri bir ceset torbasýyla evden çýktýlar. Sonra polislerin arasýnda elleri kelepçeli o adam göründü. En sonunda da resmi plakalý araba getirdiði yolcularýný alarak oradan ayrýldý. Tabii seyredecek bir þey kalmayýnca, birikmiþ kalabalýk da daðýldý. Her þey eski haline döndü.
-Böylece sen de bu iþten kendini sýyýrmýþ oldun.
-Tam deðil. Çünkü polis benim de ifademe baþvurdu. Hatta iki kere sorguya alýndým. Ancak, ellerinde beni suçlayabilecekleri bir delil olmadýðýndan, serbest býrakmak zorunda kaldýlar. Buna raðmen bunda sonra hareketlerime dikkat etmeli, yani temkinli davranmalýyým. En ufak bir açýk bile vermek, benim sonum olur.
-Bir cinayet iþledin. Sen bir katilsin. Anlattýklarýna bakýlýrsa çok da soðukkanlýsýn. Neler hissettiðini öðrenebilir miyim?
-Ne o bunak, büyücülük müyücülük derken þimdi bir de psikologluða mý soyunuyorsun? El atmadýðýn bir tek o alan kalmýþtý. Ne hissettiðimden sana ne? Ruhsal analiz mi yapacaksýn? Hem ben sana olayla ilgili bilmen gerekenleri anlattým.
-Benim bu soruyu sormaktan maksadým, konuþman sýrasýnda sanki piþman olmuþ gibi bir izlenim edinmiþ olmamdýr.
-Ýzlenimin doðru. Hayatýmda hiç duymadýðým bir piþmanlýk yaþýyorum. O’nun yokluðu beni kahrediyor. O’na kýydýðým için kendimi lanetliyorum. Ýnan ki böyle olmasýný asla istemedim. Bir anlýk öfke, basit bir refleks ve acý bir son… O’nu geri getirebilsem, bu yaþadýklarým bir rüya olsa… Bunun için neler vermezdim! O’nu geri getirmenin bir yolu yok mu Kambur? Yardým et n’olur!
-Saçmalama! Böyle bir þey mümkün olabilir mi? Bak sana kýsaca bu konuda bir hikaye anlatayým: Adamýn birinin çok sevdiði oðlu ölür. Acýsý her geçen gün katlanarak artar. Her konuda bilgi sahibi bir bilgeye gidip, oðlunu geri getirmesini ister. Bilge ona boþ bir tas verir ve der ki : “Bu tasa içinden ölü çýkmamýþ bir haneden su doldur getir, ben de seni oðluna kavuþturayým.” Adamcaðýz sevinçle oradan ayrýlýr. Aradan günler, haftalar geçer ve baba bir gün boynu bükük bir þekilde bilgenin yanýna gelir, elindeki boþ tasý utanarak iade eder. Yani ölüm her zaman, her yerde, ve herkes için var..
-Haklýsýn. Ne desek ne yapsak boþ…
-Çok yoruldun ve de üzüldün. Bu olayý bir kez daha yaþamanýn senin için hiç de kolay olmadýðýný görüyorum. Ýstersen görüþmeyi burada sonlandýralým.
-Ýyi olur. Hoþça kal!
-Güle güle.
****
(Devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Maðaranýn Kamburu - 1
Maðaranýn Kamburu - 3
Maðaranýn Kamburu - 14
Maðaranýn Kamburu - 2
Maðaranýn Kamburu - 12
Maðaranýn Kamburu - 4
Maðaranýn Kamburu - 5
Maðaranýn Kamburu - 10
Maðaranýn Kamburu - 17
Maðaranýn Kamburu - 13

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.