..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yý ayýlttýlar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > Þenol Durmuþ




11 Temmuz 2010
Cezaevleri  
Þenol Durmuþ
Avrupa parlamentosundan denetlemek için gelen heyetler bile bu sahte sistemin bir oyuncusu olmuþtur. Yýlda bir kaç kez gelen bu heyetlere ülkemizde sadece iki cezaevi gösterilmektedir.


:BJCC:
Ýnsanýn kanýný donduran üç yerden birisidir cezaevleri.

Hastahane - Hapishane - Mezarlýk

Hiçbir insanýn uðramak istemediði yerler. Hoþgörüde, sevgide, insanlýkta, dünyada bir numaralý toplum ve devlet olduðumuz söylenir. Ama hapishane ve ya mahkum dendiðinde en hoþgörülü bir insan bile bir anda korkunç bir öfkeye kapýlýr. Bunlarý affetmeyeceksin, hemen asýcan, suçlu cezasýný çekicek, bunlara rahat yüzü vermeyeceksin der insanlar. Tepkilerini hemen þiddetle gösterirler. Çünkü hiçbir zaman insanýn aklýna bir gün oraya düþeceði gelmez. Kaza ile düþtüðü zamanda ise bir anda bu ülke gerçeðini insanýmýzýn acýmasýzlýðýný gördüðünde yýkýlýr, aðlar ve belkide yazýklar olsun bana, ben bu yaþa kadar nerede yaþýyormuþumda haberim yok, insanlýk ölmüþ derler.

Suçlular iki kategoriye ayrýlýr. Siyasi suçlu ve adli suçlu. Toplumun büyük çoðunluðu farkýnda olmadan bu adli suçlulara adi suçlu derler. Aradaki L harfi unutulur. Devlet hapishaneleri de ikiye bölmüþtür. Siyasi suçlularý bu adli suçlulardan ayýrmýþtýr. Onlarýn beynini yýkamasýn, isyana teþvik etmesin diye zamanýnda önlemini almýþtýr. Halkta siyasi suçlularý diðer adli suçlulardan yani sefillerden farklý görür. Siyasi suçlulara hep vatan haini diye etiket yapýþtýrýlmýþtýr. Bunda devletin propagandasý da etkilidir. Sefilleri ise geçmiþ yýllarda olduðu gibi bazen kader mahkumu, bazen de cani diye adlandýrmýþtýr. Yine devletin propagandasý devreye girer.

Ýþine geldimi kader mahkumu olursun, gelmedi mi de cani, hýrsýz, sefil olursun. Þimdiye kadar cezaevleriyle ilgili sýkýntýlarý buradaki yaþamý gündeme getiren hak, adalet arayan, hep siyasi suçlu yazarlar ve þairler olmuþtur. Bir hýrsýzýn yahut bir katilin deðil hak arama ve ya kitap yazma, dilekçe yazma yeteneði bile olmamýþtýr. Birçoðu zaten cahildir. Siyasi suçlular da yalnýzca kendi davalarýný, kendi haklarýný açlýk grevleriyle, isyanlarla, yazýlarla, þiirlerle aramýþtýr ama hiçbir zaman bu zavallý sefil adli suçlularý görmemiþtir. Çoðunlukla onlarý küçümser, onlarý zavallý görürler. Aynen mücadele ettiði, baþ kaldýrdýðý, otoritenin bakýþ açýsýyla onlarý görür ve davranýr.

Ne garip bir durum. Sadece kendi davalarýný mý savunuyorlar, yoksa tüm halkýn davalarýný mý savunuyorlar. Bu durum suç ve ceza kriminolojisinde insana ayna tutar, bu ayrýmýn ne kadar yanlýþ olduðunu, sonuçta insanýn her eyleminin insan ihtiyaçlarýndan ve haklarýndan kaynaklandýðýný gözler önüne serer. Suç ceza kriminolojisi de suçlularý ikiye ayýrýr: Siyasi suçlu ve adli suçlu diye. Þöyle der:

"Aslýnda bu iki suç türünün de birbirinden farký yoktur. Hak, özgürlük, adalet arayan, sisteme isyan eden, eðitimli insanlar siyasi davalara, örgütlere girerek mücadele eder, baþ kaldýrýr. Ayný haklarý isteyen ama eðitimsiz olan toplumun alt tabakasýndaki cahil insanlar da farkýnda olmadan bireysel suç iþler. Hýrsýzlýk, cinayet, gasp, uyuþturucu, sahtekarlýk vs. Bunlar da sisteme baþkaldýran insanlardýr. Sonuçta ikisinin de mücadelesi otoriteye, topluma karþýdýr. Cezaevleri yýllardan beri gelen çeþitli hükümetler tarafýndan sürekli ihmal edilmiþ, dýþlanmýþ ve toplumdan tamamen tecrit edilmiþtir. Bunda da halkýmýzýn tabii ki büyük payý vardýr. Asmayalým da besleyelim mi felsefesi burada etkilidir.

Geçmiþ yýllarda cezaevlerinde birçok olaylar, isyanlar olmuþtur. Yaþanan korkunç dramý hiç kimse umursamamýþtýr. Bunlarý bastýrmak için çeþitli adlarla "E-A-M-C-F-T-L-D" tipi cezaevleri yapýlmýþtýr. Ýnsanlar buralarda büyük bir baský altýnda korkunç þartlarda yaþamak zorunda býrakýlmýþtýr. Bugünlerde cezaevlerinde insanýn yok oluþ süreci yaþanmaktadýr. Hem mahkumlar hem de gelen yakýnlarý, ziyaretçileri bu sürecin kurbanýdýr. Geçmiþ yýllarda yapýlan olaylarýn, isyanlarýn faturasýný ne yazýk ki bugünkü mahkumlar ödemektedir. Siyasi suçlular F tipi denen tek kiþilik yahut üç kiþilik küçük tabut odalarda tecrit edilirken adli suçlular da sonradan yaratýlan oda sistemi denen bu cezaevlerinde adeta üstüste yerlerde hatta tuvaletlerde yatmaktadýr. Yirmi metrekarelik bir odada yirmi beþ, otuz kiþi üstüste tavuk misali kümeslerde yýðýlmýþtýr.

Günümüz iktidarý devamlý insan haklarýndan bahsederken, buralarda yaþanan insanlýk dramýný gözardý etmektedir. Hatta buna muhalefet partileri dahildir. Bu konuda meclise yazýlan dilekçeler belkide çöp bidonlarýndadýr. Tüm cezaevlerinde sefalet, periþanlýk, hastalýk, bunalým sonucu çýkan kavgalar, psikopatlar, gardýyanlarýn, jandarmalarýn dayaklarý, günlük yaþamý oluþturmaktadýr. Bir yatakta iki kiþi karý koca gibi yatarken bu odalar adeta mezar evlere dönmüþtür. Her geçen gün suç artýþýndan gittikçe dolan cezaevleri boðazýna kadar taþmýþtýr. Þuanda cezaevlerinde yatanlar ölüm kalým mücadelesi içersindedir. Yargý reformu, insan haklarý gibi televizyonlarda gösterilen bazý cezaevleri göstermelik bir reklam filmi gibidir.

Avrupa parlamentosundan denetlemek için gelen heyetler bile bu sahte sistemin bir oyuncusu olmuþtur. Yýlda bir kaç kez gelen bu heyetlere ülkemizde sadece iki cezaevi gösterilmektedir.

"UÞAK E-TÝPÝ KAPALI CEZA ÝNFAZ KURUMU"

"ELAZIÐ E-TÝPÝ KAPALI CEZA ÝNFAZ KURUMU"

Bu iki cezaevi pilot bölge olarak seçilmiþtir. Boyanmýþ, temizlenmiþ konforlu bir hale getirilmiþtir. Yemekleri güzeldir, spor salonu, sinema salonu vardýr. Avrupalý heyet de her yýl hiç býkmadan tekrar tekrar buralarý ziyaret ederek aferin raporu vererek görevlerini tamamlarlar. Geriye kalan beþyüzden fazla cezaevinin önünden dahi geçmemiþlerdir. Son yýllarda bu sefaletten dolayý insanlarýn isyaný ve çýkan olaylar örtbas edilirken hiçbir gazetede yahut televizyonda da gösterilmez. Belkide sansür yüzünden yahut planlý bir organizasyonun hareketidir. Sanki bizim aydýn kiþilerimizin, ünlü gazetecilerimizin yahut Hsyk ya da bakanlýðýn umurunda mýdýr acaba. Yahut özgürlük, insan haklarý diye nara atan barolar birliðinden hiçbir çýt çýkmýþ mýdýr acaba. Barolar birliði bazen bu konuda kendisini az da olsa ekranda gösterir. Rütbeli makam mevki sahibi Ergenekoncularýn cezaevinde sýkýntýsýný dile getirmiþtir. Çünkü onlar hasta, hassas, temiz, dürüst, vatanýný seven insanlardýr. Bu adamlar bir hýrsýzla eþit tutulabilir mi?

Adalet mekanizmasýný oluþturan tüm kurumlar bu insanlýk suçunun belkide ortaðý haline gelmiþtir. En acý olaný ise insan haklarýný bu sisteme karþý savunan avukatlarýn bunlarla ortaklýk yapmasýdýr. Kendi ideolojilerinde gruplara ayrýlan, çatýþan bu kurumlar sýradan halka, sefil insanlara karþý her zaman bir ortak duruþ sergilemiþtir. Günümüzdeki otorite iktidara geldiðinde iþkenceyle bir süre mücadele etse de sonunda o da pes etmiþtir. Gittikçe yozlaþan, fakirleþen, kontrol edilmesi güçleþen halkýn tedavisinin teþhisinin belki de en iyi ilacýnýn iþkence olduðunu görmüþlerdir. Bir kaç yýl öncesinden Ankaradan gelen gizli sözlü bir emir cezaevlerine ulaþtýðýnda müdürler, gardýyanlar, jandarmalar harekete geçmiþtir.

Sözlü emirde cezaevinde otoriteyi saðlamak için idareye dayak atma serbestliði tanýnmýþtýr. Bir çok cezaevinde hemen dayak mangalarý kýsa bir sürede kuruldu. Ama bazý cezaevlerinde ise müdürler savcýlar bu emre temkinli yaklaþmýþtýr. Cezaevi savcýsýnýn ve müdürünün desteðiyle kurulan bu mangalarý oluþturan gardýyanlar özel seçilmiþtir. Kabadayý, cahil, birazcýkta egoist olan gardiyanlardan seçilen bu mangalara "A takýmý" adý verilmiþtir. Bayrampaþa cezaevinde isyanlardan sonra kurulan, model alýnan bu "A takýmý" mangasý daha sonra bir çok cezaevinde faaliyete geçmiþtir.

Ýþte Engin Çeber bu manganýn kurbaný olmuþtur. Engin Çeber davasýnda bir müdür ve üç gardýyan hakkýnda müebbet hapis cezasý veren Bakýrköy 14. Aðýr Ceza Mahkemesi heyeti farkýnda olmadan belki de bin yýllýk Türk toplumu devlet geleneðini yerle bir etmiþtir. Ýlk defa devlet ve onun memurlarý bir mahkeme tarafýndan en aðýr þekilde cezalandýrýlmýþtýr. Bu heyetin üyeleri belki de Nobel barýþ ödülüne layýktýr. Verdikleri kararla otoritenin gücünün önüne bir set çekmiþtir. Yýllardýr Engin Çeber gibi yüzlerce insan cezaevlerinde ölmüþtür. Fakat tutulan raporlarda ölenler ya hastalýk ya da intihar vakalarý olarak gösterilmiþtir. Çünkü onlarýn haklarý aranmadýðý için o insanlar yok olup gitmiþtir.

Bu karardan sonra bu dayak mangalarý artýk sona doðru yaklaþmýþtýr. Þuandaki cezaevi sistemi yaþamý, yargýlama sistemi Çarlýk Rusyasý dönemini hatýrlatmaktadýr. Bunu görmek için Tolstoy'un "Diriliþ" adlý romanýný okumak yeterlidir. Sonrada hangi yüzyýlda yaþadýðýmýzý görebiliriz. Belkide en güzel sözü Dostoyevski söylemiþtir:

"Bir toplumun medeniyeti cezaevleriyle ölçülür."

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Þenol Bey,
Gönderen: Cahit KILIÇ / , Türkiye
14 Temmuz 2010
Gene topluma ayna tutmuþsunuz! Bu çalýþmalarýnýz ve emeðiniz her türlü takdire deðerdir. Teþekkürler ve saygýlar.

:: 'Cýs'' konulardan biri
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
11 Temmuz 2010
Hukuk herkes için var olmalý, herkesin hakkýný korumalýdýr. Ama, ne yazýk ki bu noktadan çok uzaðýz. Reform paketi diye önümüze konanlarýn ise, bunlarý çözmek gibi bir niyeti, hiç yok. Medyada yer bulmayan bir konuya dikkat çekip, yeni pencereler açmýþsýnýz. Teþekkür ve saygýlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paþa Paþa Yatmak
Edebiyat
Cezaevlerinde Neler Oluyor

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.