Sabahýn altýsýnda kim kavga eder?
Gözlerimi açýp saate baktýðýmda aklýmdan ilk bu düþünce geçti nedense. Nedeni belli aslýnda, normalin dýþýndaki bu durum uykumdan uyandýrdý beni ve açýkçasý sinirlendi baþta. Bilmiyorlar mý sanki duvarlarýn ses geçirdiðini? Yalnýz yaþayan ve huzurlu, sessiz evinde böyle alýþýlmadýk sesler duyabilecek her insanýn içine girebileceði bir sinir pozisyonuydu bu… Ýnsan biraz daha dikkat etmez miydi sesini yükseltirken. Sabahýn altýsýnda…
Baðýra çaðýra, hýçkýra hýçkýra aðlayarak… Kim kavga eder sabahýn altýsýnda? Kadýnýn hýçkýrýklarýna tanýk olduðumda kýzgýnlýðým geçti, yerini garip bir huzursuzluða býraktý nedense. Sabahýn altýsýnda bir insaný ne bu kadar üzebilirdi? Ben hayatýmda birkaç kez hýçkýrarak aðlamýþtým. Ýnsan çok yaþar mýydý bunu? Ben mi az aðlamýþtým acaba? O garip ruh haline nasýl girilirdi ki? Sabahýn altýsýnda...
Nereden geliyordu bu yabancý sesler? Karþý daire zaten boþ, yan daire olsa evin üç yaþýndaki kýzý çoktan odaya girip o da aðlamaya baþlardý onu uykusundan uyandýran bu garip durum karþýsýnda… Alt dairede öðrenciler oturuyordu zaten. Çapraz dairedeki sesler, konuþmalarý bile duyabileceðim bu netlikte gelemezdi. Üstten mi geliyordu sesler? Ýyi de onlar taþýnalý daha üç gün olmuþtu, iki gece hatta. Kim yepyeni bir evdeki ikinci gecesinde böyle bir kavga ederdi ki? Sahi sabahýn altýsýnda kim kavga eder?
O yabancý sesler. O kadýn, o adam… Yatakta ne kadar süre sessizce durup sesleri dinlediðimi, þaþkýnlýðýmla birleþen üzüntümün ne kadar sürdüðünü bilmiyorum. Kavgadan birkaç saat önce, saat dörtteki eþya deðiþtirme seslerinin de sayesinde uyuyakaldým sabah... Saat on, ancak iþe gelebildim. Ama kafamda hala ayný soru: Sabahýn altýsýnda kim kavga eder ki?
Uykusundan uyanýp kendi yatak odasýnda kendisini deliye döndürecek bir durumla karþýlaþan insanlar mý? Nasýl olabilir böyle bir þey? Ya da vakitlerinin hatýrý sayýlýr bir kýsmýný kavga ederek geçiren insanlar? Belki de tüm gece hiç uyumamýþ olanlar… Hangisi olabilirlerdi? Hiç uyumamýþ insanlar mý? Bu garip, sýcak ama kasvetli, bulutlu Temmuz gününde þimdi aklýmda ayný soru dönüp duruyor: Sabahýn altýsýnda kim kavga eder? Daha da önemlisi neden? Cevabýný hiç bulamayacaðým sorular bunlar sanýrým. Ama gerçekten cevabýný bulmasýný istediðim insanlarýn sayýsý gün geçtikçe artýyor. Buna sevinmeli mi üzülmeli mi onu da bilemiyorum. Artan tek þey isteklerim deðil kuþkusuz. Ümidim, inancým ve zaman zaman üzüntüm de…