..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dilbilim > Oðuz Düzgün




16 Temmuz 2010
Tdk'nýn Türettiði Kelimeleri Halk Kabul Eder mi?  
Oðuz Düzgün
Kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken o dili konuþan insanlarýn beðenileri öncelikle dikkate alýnmalýdýr.


:EBJG:
Türk Dil Kurumu kendisinden beklenen sorumluluðun bilincinde olarak Türkçemize Anglo-Sakson dillerinden girmiþ yabancý kelimelere karþýlýk olmak üzere, yeni yeni kelimeler türetmeye devam ediyor. Elbette bu çalýþmalar Türkçemiz adýna gerçekleþtirilmeleri yönüyle, takdir edilesi uðraþýlar. Ancak yabancý kelimelere Türkçe karþýlýklar türetme çabasý, maalesef “Ben yaptým oldu” mantýðýyla gereken baþarýyla buluþamýyor. Kelime türetme çalýþmalarýnýn baþarý ölçeri, öncelikle “halkýmýzýn bu kelimelere itibar edip etmemesi” olmalý. Bu durumda halk tarafýndan itibar görmeyen kelimeler, bir an önce öneri kýlavuzlarýndan çýkarýlmalý, yeni kelimeler aceleyle toplumun beðenisine sunulmalý.
Týp biliminde, doku ya da organ nakillerinin baþarýsýný deðerlendirmek için, nakli yapýlan organlarýn yeni vücutla olan uyumu dikkate alýnýr. Doku ya da kan uyumu oluþmamýþsa, en saðlýklý organ bile nakledildiði yerde ve dahi bütün vücutta, eskisinden daha büyük sorunlarý doðurabilir ya da yýkýcý sorunlarla boðuþabilir. Çünkü fýtrat yalan söylemez. Tabiata uygun olan yaþamýný sürdürebilir. Bir sistemin doðal kurallarýna raðmen gerçekleþtirilen dayatma uygulamalar, o sistem tarafýndan reddedilir, adeta nefretle kusulur. Dil çalýþmalarýnda da benzer doðal kurallar dikkate alýnmalýdýr. Bilhassa kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken seçilen bir kelimenin yanýna kulak ve beðeni týrmalayýcý geliþi güzel ekleri yerleþtirirsek, ya da o dilin binlerce yýl süren geliþimini; bu geliþimin sonucunda o dilin ulaþtýðý son noktayý dikkate almadan, yine binlerce yýl öncesinin mantýðýyla ilkel düzeyde kelimeler türetirsek, o dilin son süreçteki mükemmelleþmiþ doðasý, yeni türetilen kelimeleri kabul etmeyecek, hatta oldukça iðrenç ya da gülünç bulabilecektir. Çünkü dil de canlý bir sistemdir ve her canlý sistem gibi o da “canlýlýðýný” devam ettirme azmi içerisindedir. Bu sistemi bozan her yapý ya da yapýcýk, zararlý birer virüs olarak kabul edilmelidir. Bu gerçeði, yeni türettiðimiz kelimeleri duyan ya da okuyan toplum üyelerinin yüzlerindeki hoþnutsuz ifadelere bakarak da kolayca anlayabiliriz. Þuuraltýmýza kadar kök salmýþ olan “dil bilincimiz”, dil sistemi için zararlý olaný, biz farkýnda olmasak da ayýrt edebilecek yeteneklere sahiptir. Çürük bir kaç elma, çuvaldaki diðer elmalarý da mahvedebilir. Ýþte yanlýþ türetilen, sistemle uyumsuz kelimeler de ya sistemi tamamen deðiþtirecek evrimleri tetikleyecekler, ya da daha baþlangýçta kabul görmeyerek, yerlerine geçecek yeni kelimeler bulunmasý adýna kendilerini feda edeceklerdir.
Ýnsanlarýn günlük hayatta kulanacaklarý kelimeleri seçmeleri, emirlerle, kýlavuzlarla ya da yasalarla hatlarý çizilemeyecek kadar özgürlük isteyen içsel ya da toplumsal kýymet ölçüleriyle mümkün olabilmektedir. Türk toplumunun da kendi bünyesine uygun dil beðeni ölçüleri vardýr. Öncelikle bu ölçüleri tespit etmeli, bünyemize uymayan, dar ya da geniþ gelen kelime türetme uygulamalarýný terk etmeliyiz. Kelime türetiminin daha etkili olabilmesini ve yeni türetilen kelimelerin toplumca daha içten benimsenmesini; kullanýlmasýný saðlamak için çeþitli ortamlarda ifade ettiðim bir kaç önerimi sizlerle de paylaþmak istiyorum.

1)     KELÝME TÜRETÝLÝRKEN TOPLUM BEÐENÝSÝ DÝKKATE ALINMALI
Kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken o dili konuþan insanlarýn beðenileri öncelikle dikkate alýnmalýdýr. Bir yabancý kelime için önerilen birden fazla yeni kelimeyi, sanalâlem gibi imkanlarý da kullanarak halkýmýzla paylaþmalýyýz. TDK kendi sitesinden bu beðeniyi rahatlýkla ölçebilir. Gerçekleþtirilecek anket uygulamalarý, hangi kelimenin toplumca daha çok benimsenebileceði konusuna ýþýk tutacaktýr.

2)     BÝLÝM ADAMLARIYLA ORTAK ÇALIÞMALAR YAPILMALI
Çeþitli bilim kollarýnda çalýþan, Türkçe’ye duyarlý bilim adamlarýyla yeni kelimeler türetilirken fikir alýþveriþi yapýlmalýdýr. Örneðin yabancý týp terimlerinin yerine Türkçe kelimeler türetilirken týp alanýnda uzmanlaþmýþ bilim adamlarýnýn da fikirlerine müracaat edilmelidir.
3)     KELÝME TÜRETMEDE ÇOCUKLARDAN DA YARDIM ALINMALI
Baþýmdan geçen bir iki örneði anlatarak bu maddeye açýklýk getireyim. Çocuklarým 2-3 yaþlarýndayken kendilerine gösterdiðim „Pipet“ olarak anýlan aleti, „çekme“ þeklinde Türkçeleþtirmiþlerdi. Bu yeni kelimeyi hiçbir müdahaleye maruz kalmadan kendi saf Türkçe beðenileriyle bulmuþlardý. Lego oyuncaklarýný da „takma“ olarak adlandýrmýþtý çocuklarým. Demek ki tertemiz bir þuura ve dil beðenisine sahip çocuklarýmýz da yeni kelime türetme çalýþmalarýnda yol gösterici olabileceklerdir.
4)     DÝLÝN MÛSÝKÝ YAPISI YOK EDÝLMEMELÝ
Kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken dilin ses uyumuna zarar verecek buluþlardan da çekinilmelidir. Zaten Türklerin kelime kullanýmýnda yüz yýllardan beri oluþmuþ bir kelime mûsikisi tercihleri bulunmaktadýr. Yeni bulunacak kelimeler bu ses uyumu beðenisiyle çatýþýrlarsa, elbette kullanýlmayacaklardýr.. TDK tarafýndan vaktiyle önerilmiþ olan „Belgegeçer“ sözcüðü Türkçe’nin ses uyumuna aykýrý olduðu için „Belgeç“ þekline dönüþmüþtür. Zira iki tane „ge“ sesinin yanyana gelmesi Türk kulaðýný týrmalamaktadýr. Ses bilimi açýsýndan bakýldýðýnda da bir „ge“ sesinin kaybolacaðý açýktýr.. Yine „tatbilir“, „duyurumluk“, „güvenmelik“, „yansýlaným“, „oturgaç“, „götürgeç“ gibi türetilmiþ kelimelerin Türk toplumu tarafýndan benimsenmeyeceði oldukça açýktýr. Bu gibi Türkçe’nin doðasýna aykýrý kelimeler yerine daha akýcý, söylenmesi kolay, kulaða hoþ gelen ve Türkçe’nin mûsiki yapýsýný bozmayacak kelimeler oluþturulmalýdýr. Bu çalýþmalar yapýlýrken, müzik ustalarýndan ve þâirlerden de destek alýnmalýdýr.
5) DÝLÝN EKONOMÝ KURALI DÝKKATE ALINMALI
Kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken dildeki Ekonomi Kuralý mutlaka dikkate alýnmalýdýr. Türkler ve pek çok topluluk, konuþtuklarý dillerdeki uzun kelime kullanýmlarýný kýsaltma gereði hissederler. Baþlangýçta daha fazla ses yapýsýna sahip bir kelime zamanla daha az seslerle ifade edilmeye baþlanýr. Örneðin „geliyorum“ fiilinde olduðu gibi þimdiki zaman ekleri bütün yörelerimizde kýsaltýlarak kullanýlýr. „Geliyom“, „gelim“ vb… Bir Türk’ün „klip“ kelimesi yerine „görümsetme“ kelimesini kullanabileceði nasýl düþünülmektedir? Ekonomiklik kuralý gereði nisbeten daha uzun „görümsetme“ kelimesi yerine Türkler elbette „klip“ kelimesini tercih edecektir. O halde „klip“ kelimesi yerine kullanýlacak sözcük, en az bu kelime kadar kýsa bir sözcük olmalýdýr ya da Türk belleðine daha kolay yerleþebilecek anlamlý bir kelime olmalýdýr. Mesela „þarkýfilmi“, „görümsetme“ kelimesi uzunluðundadýr ama dilimize daha kolay yerleþebilecek bir kelimedir. Ekonomik bir kullanýma örnek ise, „kesit“ örneðinde olduðu gibi –it ekiyle oluþturulan „görüt“ kelimesi olabilir.. Ancak bu örneklerden hangisinin kabul edileceðine halk kendisi karar verecektir.


6)     ANLAMI KARÞILAMAYAN YA DA ANLAM KARGAÞASINA SEBEP OLACAK KELÝMELER TÜRETÝLMEMELÝ
Buzdolabý, bilgisayar kelimeleri gibi olumlu örnekler, ifade edilmek istenen nesnelerin özelliklerini açýkça ortaya koyan kelimelerdir. Örneðin „navigasyon“ kelimesi yerine önerilen „yolbul“ kelimesi hem ekonomik, hem de Türk beðenisine uygun hem de anlatýlmak isteneni açýkça ortaya koyan bir kelimedir. Bu nedenle bu kelimenin dilimize yerleþeceðini iddia etmek asla bir kehanet olmayacaktýr. Bu örnekte de kastedilen anlam, kelimelerin içeriðinden hemen çýkarýlmaktadýr. Ancak „terör“ kelimesi yerine önerilen „yýldýrý“, „terörist“ kelimesi için önerilen „yýldýrýcý“, „migren“ sözcüðü yerine önerilen „yarým baþ aðrýsý“ kelimeleri gibi kötü örnekler sanki çok düþünülmeden bulunmuþ, ifade edilmek istenen anlamý karþýlamayan hem de ekonomik olmayan kelimelerdir. Örneðin „terör“ kelimesine karþýlýk bulunurken askeri çevrelerle ya da devlet yetkilileri ile yeteri kadar iletiþime geçilmiþ midir? „Yýlmak“, „yýldýrmak“ kelimeleri dilimizde halen kullanýlmakta olan kelimelerdir. Örneði „yýldýrýcý“ kelimesi „terörist“ yerine kullanýlacaksa, „yýldýrýcý sýcaklar“ kelime grubunun anlamý ne olacaktýr? „Terörist sýcaklar“ mý olarak anlayacaðýz bu kelimeyi? Üstelik „Yýldýrýcý“ soyadýna sahip pek çok vatandaþýmýz bu kelimenin kullanýlmasýndan maðdur olduklarý için soyadlarýný mý deðiþtirmek zorunda kalacaklardýr? „Yýldýrým“, „yýldýrmak“ kelimelerinin cümle içinde kullanýmýyla doðacak anlam karýþýklýklarý nasýl önlenecektir?
7)     KELÝME TÜRETMEDE HALKIN KULLANDIÐI KELÝMELER DE KULLANILMALI
Yýllardan beri açýkça görülmektedir ki kelime türetme kaygýsýný taþýyan dilcilerimiz, türettikleri kelimelerin dilimize yerleþmiþ Arapça ya da Farsça kökenli kelimelerden oluþmamasýna da özen göstermektedirler. Ancak bizim kabulümüz, Türk diline binlerce yýldan beri yerleþen, halkýn türkülerine, destanlarýna, atasözlerine, þarkýlarýna girmiþ bütün kelimelerin Türkçe olduðu yönündedir. Kulaða daha hoþ gelen ve dile yerleþme imkaný daha yüksek „aynýbasým“ yerine söylenmesi daha zor „týpkýbasým“ kelime grubunu önermek, zaten yerleþmiþ olan „sanalâlem“ yerine „örütbað“, „genelað“ gibi kelimeleri sonlarýndaki seslerin yok olacaðýný bile bile önermeye çalýþmak, dilimize yerleþmiþ Arapça ya da Farsça kökenli kelimeleri yok sayarak dilimizin binlerce yýldan beri oluþmuþ tadýný, doðasýný bozmak, bizce dilimize iyi niyetle de olsa yapýlabilecek en büyük kötülüklerden birisidir.
8)     KELÝME TÜRETÝRKEN TÜRK LEHÇELERÝNDEKÝ ORTAK KULLANIMLARI BOZMAMALIYIZ
Türkiye Türkçesi için kelime türetme çalýþmalarý yapýlýrken maalesef Türkçe ve diðer Türk lehçeleri arasýndaki mesafe olabildiðince açýlmýþtýr. Türk lehçelerinde halen kullanýlan, zarf, sýfat, hekim, isim, zamir, gaye, edebiyat, þiir, fiyat, sebep, hâkim, kelime, beyaz, siyah vb. kelimeleri kullanýmdan kaldýrmak, gençlerimizle Türk topluluklarýný ve hatta geçmiþimizi yabancýlaþtýrmak anlamýna gelmez mi? Bu yabancýlaþmayý ve kopukluðu önlemek için dilimize yerleþen yeni türetilmiþ kelimelerin yanýnda bu kelimelerin halk aðzýna, atasözlerimize, kitaplarýmýza yerleþmiþ eski kullanýmlarýný da bir zenginlik olarak mutlaka öðretmeliyiz. Yine Farsça, Arapça gibi dillerle, Zazaca, Kurmançça gibi lehçelerde var olan kelime ortaklýklarý da bu yanlýþ kelime türetme uygulamalarý sayesinde ortadan kalkmaktadýr. Eskiden beri sâkin, zevce, camid gibi pek çok kelime ile oluþmuþ ortak bir anlaþma alanýna sahip olan halklar, þimdi geçmiþteki bu ortaklýklarýndan habersiz bir þekilde birbirlerini yabancý olarak görmeye baþlamýþtýr.
TÜRK DÝL KURUMU’NUN ÖNERDÝÐÝ BAZI KELÝMELERE KARÞILIKLAR
Daha önce de ifâde ettiðimiz gibi Türk Dil Kurumu’nun yabancý kelimelere karþýlýk gelecek yeni kelimeler türetme çalýþmalarý içinde olmasý elbette takdir edilesi ve alkýþlanasý bir faaliyettir. Yabancý kelimelere Türkçe karþýlýklar bulan dil uzmanlarýmýzýn samimiyetinden ise hiçbir þüphemiz yoktur. Ancak bu samimi gayretler, yeni türetilen kelimelerin halk tarafýndan kabul görmesini saðlamak için yeterli olmamaktadýr. Yazýmýzýn daha önceki bölümlerinde de belirttiðimiz gibi, yeni kelimelerin yerleþmesi ancak o dilin binlerce yýldan beri þekillenmiþ doðasýnýn bu deðiþikliklere „evet“ demesiyle mümkün olacaktýr. Dil sisteminin ve toplumdaki dil beðenisinin raðmýna yapýlan hiçbir deðiþiklik „dilin mevcut bünyesi“ tarafýndan kabul görmeyecektir. Bu bölümde TDK’daki uzmanlarýmýzýn bulduklarý yeni kelimelerden farklý, kendi türettiðim ya da toplum arasýnda zaten yayýlmýþ olan bazý kelime kullanýmlarýný takdirlerinize sunmak istiyorum. Bunu yaparken bir kaç farklý seçenek belirleyerek, bunlar arasýnda en uygun tercihi sizin yapmanýzý saðlamayý arzuladým. Bakalým türettiðimiz kelimeler sizin beðeninizi kazanabilecekler mi? Görüþlerinizi ve önerilerinizi oguzduzgun@gmail.com adresine gönderirseniz mutlu olurum. Kelime sýralamasý þu þekildedir: Yabancý kelime-TDK’nin önerdiði kelime>Bizim önerimiz.

amblem -belirtke>bellem
anchorman -ana haber sunucusu >anahaberci
aspiratör -emmeç >havaçeker>tozemer
billboard -duyurumluk >ilantahtasý
dart- oklama>ok-at
duayen- aksakal>enkýdemli
eküri -ahýrdaþ>mekandaþ
gurme -tatbilir>taduzmaný
kapora -güvenmelik>önödeme>önpara>güvenparasý
klip -görümsetme >görüt>þarkýfilmi
light -yeðni>hafif
raket -vuraç>vur-at
ultrason -yansýlaným >yansýçeker>ýþýyansý
voleybol -uçan top >filetopu>aðtopu>havatopu
zapping -geçgeç>görgeç>basgeç>zýpgeç
fotokopi- týpkýçekim>aynýçekim>özügibi
internet-genelað>sanalâlem>sanalbað
e-mail-e-posta>e-mektup

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ýyi de yeni önerdikleriniz Türkçe deðil ki!
Gönderen: Ýlker Fýçýcýlar / , Türkiye
17 Temmuz 2010
Merhaba Ýlker Bey! Yorumunuz için teþekkürler. Öncelikle Türkçe anlayýþýmýz arasýnda bazý farklar olduðunu belirtmek istiyorum. Ýlantahtasý kelimesi bize göre Türkçe bir kelimedir. Týpký þarký ya da mekan kelimeleri gibi. Zaten TDK da artýk bu kelimelerin yerine yeni kelimeler türetmeye çalýþmamaktadýr. Bu tür Arapça ya da Farsça kökenli kelimeler bin küsur yýldýr kullandýðýmýz kelimelerdir. Bu kelimelerle Türkçe arasýnda doku uyumu gerçekleþmiþtir.Bunun þahidi bin küsur yýllýk edebi metinlerimiz ve söylencelerimizdir. Onlar Türkçe'nin bir parçasý olmuþlardýr artýk. Ama'sýz, ve'siz, hala'sýz, zaten'siz, fakat'sýz, ki'siz bir Türkçe düþünmemizin imkaný yoktur. Binlerce yýl sonucunda elimizde bulduðumuz yaþayan Türkçe budur. Bu kelimeler dilimize girmeye baþladýklarý sýrada bir kelime türetme çalýþmasý yapýlsaydý elbette bu tür kelimelerin Türkçeleþmiþ olmasýndan bahsedemeyecektik. Ama öyle ya da böyle bu kelimeler Türkçe'dir. Bugün Anglo-Sakson kökenli kelimelere karþý direniþimiz bu kelimelerin de Türkçeleþmesini önlemek içindir. Hem daha bu yaancý kelimelerle Türkçe arasýnda doku uyumu da gerçekleþmemiþtir. Yüzlerce yýldýr Arapça ya da Farsça kökenli bir çok kelimeye Türkçe ekler eklemekteyiz. Mumluk, insancýl, hayvansý, alakasýz, umutlu, sihirli, kitaplýk vb... Sadece saf Türkçe kelimelerle yeni kelime türetme arayýþlarý maalesef akim kalmýþtýr. Halkýmýz, diline yerleþmiþ bütün kelimeleri Türkçe kabul eder. Mesela kahve kelimesi halk için renklere ad olacak kadar Türkçe'dir. Renk, gül, dost, hoþ, teþekkür, hava, ateþ, aþk, havaalaný, efendi, hoca, Ýstanbul, karanfil, kadife kelimeleri de hangi kökenden gelirlerse gelsinler Türkçe'dir artýk. Þarkýlarýmýzda, atasözlerimizde, manilerimizde ve masallarýmýzda yaþamaktadýrlar. Bin yýlda oluþmuþ bu edebi ürünleri bir anda yok sayýp muadillerini oluþturmamýzýn imkný yoktur. Mesela eküri yerine önerilen ahýrdaþ kelimesi de saf Türkçe bir kelime deðildir. Ahýr Farsça kökenli bir kelimedir ve artýk o bile öz Türkçe kabul edilmektedir. Aksakal örneðinde olduðu gibi Sakal, Moðolca kökenli bir kelimedir ve dilimizde öz Türkçe sandýðýmýz pek çok kelime Moðolca kökenlidir. Yine dilimizde Soðdca, Eski Farsça, Eski Hintçe, Çince kökenli pek çok kelime vardýr ki bunlarý Öz Türkçe sanmaktayýz. Bu kelimeler arasýnda da Öz Türkçe, Türkçe deðil ayrýmý yapmaya kalkarsak pek çok kelimeyi kabul etmememiz gerekir. Türkçe buna müsait olmasaydý bu kelimeler gibi binlercesi Türkçe eklerle birleþemezdi. Orhun abidelerinde bile durum böyledir. Hatta dilimizde kullandýðýmýz bazý ekler de Moðolca gibi dillerden dilimize geçmiþtir ki, biz onlarýn Türkçe olmadýðýný iddia edemeyiz. Bunun gibi binlerce yýldýr dilimizde pek çok derin anlamlarýyla kullanýlagelmiþ, adeta ruhumuza yapýþmýþ kelmeler artýk Türkçe'dir. Bizim kabulümüz bu yöndedir. Binlerce yýllýk süreçlerden ve onlarca coðrayadan gelen hiçbir dil saf dil olamaz. Almanca, Ýngilizce gibi diller de böyledir. Kabul etmemiz gerekiyor ki, Türkçemiz de böyledir. Bu tarihi ve sosyal bir vakýadýr. Bu gerçekle uyumlu olacak her türlü dil çalýþmasý halkýmýz tarafýndan kabul görecektir. Diðerleri pek çok uçuk savda olduðu gibi tozlu raflarda unutulmaya mahkum olacaktýr. Bu gerçeði bir zenginlik olarak kabul etmeli, yeri geldiðinde siyahý yeri geldiðinde karayý, kimi zaman aþký kimi zaman sevgiyi, bazen iyiyi bazen de hoþu, arasýra aký arasýra da beyazý kullanmasýný bilmeliyiz, bu zenginliðin ve çok boyutlu bir edebiyatý müjdeleyen bu seçenekler evreninin tadýný çýkarmalýyýz//// Ýngilizce sözcükler yerine öz-Arapça önerilmiþ olmuyor mu bu kez de? Örneðin ha billboard ha ilantahtasý... Ýkisi de Türkçe deðil ki. Sonra "mekândaþ" sözcüðü! Bunda da Arapça bir sözcüðün ardýna Türkçe ek getirmiþ olduk! Bu yaklaþým doðru olabilir mi? Klip yerine þarkýfilmi ise hem uzun hem de Türkçe-Ýngilizce bileþik isim yapýlmýþ oldu. Aslýnda "kesit" sözcüðününün anlamý zamanla video-clip anlamýný kapsayacak biçimde geniþletilebilir belki. e-posta, e-mail ve e-mektup arasýnda ise gene hiçbir ayrým yok. Ne posta Türkçe ne de mektup. Aslýnda e ön takýsý artýk gereksiz gibi. Kýsaca "ileti" dense bile olabilir sanki, ne dersiniz? "Enkýdemli" de gene benzer bir olmamasý-gereken-durumu içeriyor. Türkçe sýfat ile Arapça bir isim birleþtirilere bir bileþik sözcük üretilip ardýna Türkçe bir yapým eki getirilmiþ... Arapça Türkçe deðildir ki... Niçin Ýngilizce'ye düþen Arapça'ya sarýlýr durumu yaratalým? Aydýn Köksal'ýn aslýnda iyi bir terim-üretme kýlavuzu var. Þurada: http://www.sivilsozluk.com/turkce%20bilim%20sozcukleri%20uretmek.html ve þurada biraz daha kapsamlý olarak: http://www.bilimbilmek.com/sayfa/Aydin_Koksal-Turkce_Bilim_Sozleri.html Deneyimlerinden çýkardýðý öneriler bunlar. Ve evet haklýsýnýz, TDK'ya ve bürokrasiye býrakýlamýyacak kadar önemli bu yeni terim üretme sorunu... Çeþitli bilim insanlarý ve yazarlar, sizin gibi bunlarý üretip kullandýkça zaman içinde olgunlaþýp yerleþecektir bu yeni sözcükler.

:: ....
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
16 Temmuz 2010
Kutlarým.Çok deðerli bir çalýþma olmuþ. Çeþitli sitelerde yayýnlayarak bu yazýnýzýn daha çok kiþi tarafýndan okunmasýný saðlayacaðýnýzý umarým. TDK, 1980 öncesi dilimizde toplumun önemli bir kesimi tarafýndan tasvip görmeyen bazý kelime türetme çalýþmaslarý yapmýþtý. Bu çalýþmalar alay konusu olduðu gibi, toplumda ayrýþmalara da yol açmýþtý. Mesela sol kesim bu kelimeleri ýsrarla kullanýrken öteki taraf buna karþý çýkmýþtý. Ýstiklal marþýna "ulusal düttürü", tramvaya "çift boynuzlu götürgeç " diyen TDK birçok kiþi tarafýndan eleþtirilmiþti. Ýþin yolunu,yordamýný siz gayet rasyonel bir þekilde açýklamýþsýnýz. Teþekkür ederim. Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dilbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fince Türkçe Benzerliði
Ýbranice - Hintçe Kardeþliði
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 2
Adem ve Havva Dili
Eston Dili ve Türkçe
Esperanto ve Türkçe
Türkçe'mizin Ermenice'ye Etkileri
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 1
Türkçe'nin Yitik Kardeþi; Kýzýlderilice!
Sümer'e Farklý Bir Bakýþ

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atomda Dna Var mý?
Tebbet Suresindeki Mucizeler
Çoklu Hücre Modeli
Ýslam Bilim Müzesi
Nasreddin Hoca Yazar Oldu
Hangi Tanrý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.