..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Haþmet Þenses




12 Aðustos 2010
Hurda  
Üç teker bir tabla

Haþmet Þenses


Sitenin, doðruca sahile inen dar yolun giriþindeki kapýsýndan içeri salmadýklarý Kazým, güvenlikçilerin kulübesinin hemen yanýndaki akasyanýn, sitenin duvarýndan dýþarý taþan gölgesine çekti üç tekeri...


:BAFC:
Sitenin, doðruca sahile inen dar yolun giriþindeki kapýsýndan içeri salmadýklarý Kazým, güvenlikçilerin kulübesinin hemen yanýndaki akasyanýn, sitenin duvarýndan dýþarý taþan gölgesine çekti üç tekeri.
Alýþkýndý sabýrla beklemeye, yine bekleyecekti her zaman olduðu gibi.
Bir sigara yakacakken, kapýdaki güvenlikçilerden birinin kendisine seslenmesi ile çýkardýðý sigarayý pakete koyup, paketi gömleðinin göðüs cebine sokuþturdu. Neyse bu kez beklemeyeceðim, diye düþündü.
Gençten, saçlarý jöleli çocuk, "Hey dayý! Gel bakalým." diye seslenmiþti kendisine. Alýþkýndý böyle tiplere, yalnýzca gülümsedi acý acý. "Gelelim bakalým." diye söylendi.
Aðacýn altýnda, duvara dayayýp saðlama aldýðý üç tekerin önünü, ucunu azcýk kaldýrarak kapýya yöneltti. Arabanýn üstünde hurda bir bisikletten arda kalmýþ jant kapaklarý ve uzun, mavi rengi solmuþ kýrk-elli santim uzunluðunda bir borudan baþka bir þey olmadýðý için zorlanmadý.
"Hop hoop," diye çýkýþtý genç, "araba kalsýn."
"Kalsýn bakalým." dedi kendi kendine. Arabayý çapraz biçimde duvara dayayýp kapýya yürüdü.
Sahildeki evlerin sýrasýnca gitmeyi düþünmüþtü ilkten. Öðleye kadar derenin denize döküldüðü yerdeki siteye varýrým diye kurmuþtu kafasýnda. Sahile kývrýlan dört yol aðzýndaki bu büyük sitenin önünden geçerken seslenmiþti güvenlikçi çocuk:
"Hurdacý soruyordu bizim Nesrin haným, sen denk geldin valla dayý. Biraz bekle bakalým þurada hele." demiþti.
Ýçerisi onlarca aracýn park yeriydi adeta. Benim üç tekerin nesi var ki, diye düþündü. Eksiði var, fazlasý yok. Bir teker daha olsa þöyle adam akýllý arabadan sayýlacak mý ki!
Kapýda duran diðer delikanlý kendine bloðun kapýsýna kadar eþlik etti.
"Altýncý kat, on iki numara." dedi, "Unutmazsýn deðil mi?"
Hiçbir þey demeden delikanlýnýn yüzüne baktý Kazým. Bir süre israrla baktý gencin gözlerinin içine.
"Saðol yeðenim." deyip asansöre yöneldi sonra.
Alýþkýndý Kazým, insanlarýn patavatsýzlýklarýna, her türlü boþ laflarýna.
Asansör aþaðý inince, bir kadýn çýktý içinden. Yanýndan geçerken dikkatle baktý Kazým'a. Bir þey soracak gibi durdu. Asansörün kapýsýný tutan Kazým da kadýna baktý, sabýrla bekledi.
"Siz..." dedi kadýn kararsýzca. "Ben Kazým," dedi, "Hurda mý varmýþ ne."
"Hah sen misin?" derken sesine bir kararlýlýk, tavrýna bir güven gelmiþti.
"Benim abla."
"Gel öyleyse benimle."
Gelelim bakalým, dedi Kazým, bu kez içinden. Alýþkýndý,ilk görüþte siz'le baþlayanlarýn, kýsa sürede toparlanýp sen'le devam etmesine. Biraz bozulsa da, böylesi daha iyi aslýnda diye düþünürdü. Ya alýþmadýðýndan, ya da içtenliksiz bulduðundan -çok muhtemelen her iki nedenden- böylesi daha iyi derdi.
Birkaç adým önde kadýn, arkada kendisi, aradaki uzaklýðý koruyarak yürürlerken, apartmanýn kapýsýndan çýkýnca konuþtu kadýn:
"Çok demir var, araban yeterince büyüktür inþallah!" Kazým dudaklarýný büzmekle yetinince, "Ama neyse... hele bir gör, fiyat ver de..." deyip saða doðru yürüdü.
Göreceðinin ne olduðu hakkýnda bir þey bilmeyen Kazým, görelim bakalým diye düþündü, fiyat verelim sonra da. Bir ýslýk tutturmak geldi içinden ama olacak þey deðildi kadýnýn peþisýra yürürken.
Sitenin bahçesi silme otomobil doluydu. Üç büyük bloktan oluþan sitede otomobili olmayan yoktu sanki. Hatta bazýlarýnýn ikiþer tane filan olmalýydý. Çoðu bu saatte evde olmadýðýna göre kullanmýyorlardý da pek. Ee... yakýt parasý ateþ pahasý. Dört tekerler böyleydi iþte. Olur da kullanamaz insanlar, kullanacak olanlar da bulamaz. Üç tekere talim eder. Þöyle hurda bir Anadol kamyonet bile ne çok þeyi deðiþtirirdi kendisi için.
Ahh... bir sigara yakýp ýslýðý tutturmak þimdi... ama olacak þey deðil.
" Nere senin memleket Kazým efendi? Buralardan deðilsin her halde."
Arkasýna dönmeden, hýzýný bile azaltmadan yürürken sormuþtu kadýn. Azcýk hýzlanýp kadýnýn yanýna geldi Kazým:
"Urfalýyým abla. Siverek... köyünden."
"Hýmm... belli konuþman o taraflara çalýyor. Ne vardý kalktýn geldin buralara. Yok muydu toprak, davar filan."
"Ahh abla ahh...hiç sorma."
Off of, bir sigara...
"Pek derinde yatýyor belli derdin..."
Kazým, lafýn gerisini getirip getirmeme konusunda kararsýzdý. Yedi yüz dönüm toprak, diye düþündü. Þimdi ne var elde avuçda, üç teker ve üstünde bir tabla.
"Vardý abla, hem de ne toprak... gerisini boþver iþte, çok uzun hikaye. Gençtik ayrýldýðýmýzda. Saymakla bitmeyecek boðaz. Satýp savdýlar topraklarý, mallarý...herkes bir tarafa."
Tek sýra dizilmiþ otomobillerin arasýndan geçip, geniþçe bir meydanýn ortasýnda dað gibi yýðýlmýþ demirlerin yanýna geldiler.
Vay babam vay, diye söylendi Kazým, duyulur duyulmaz bir sesle.
"Ne çokmuþ."
"Aslýnda biriyle anlaþtýk, geldi söktü adam çardaðý. Sonra verdiði fiyatta kývýrmaya kalktý. Birbirimize girdik, söktüðümün karþýlýðýný isterim diye tutturdu, satamadýðýmýz demire para verdik bir de."
Sen kendin mi sökecektin yerinden, diye geçirdi içinden Kazým. Neyse, kendine sakladý lafýný, aptal deðildi.
"Vallaha abla, nerden baksan bir buçuk ton var, tartarýz da gerekirse."
Kadýnýn telefonu önce hafiften, sonra gürül gürül çalmaya baþlayýnca sözüne devam etmedi. Bekledi. Kadýn ters ters:
"Evet, ne var." dedi açýp. "Ne, kimmiþ ki, iyi beklesin biraz da þu demir..." Duraksadý biraz karþýdakini dinleyerek, sonra: "Öyle mi? Bekletmeyin adamý, gelsin. Kibarca açýklayýn, yönetici, kurallar filan. Biliyosunuz iþte. Çardaðýn oradayým. Ha biriniz binip adama eþlik edin."
Çat diye kapattý, kýzaðý kaydýrýp. Bir süre elindeki telefonla oyalandý. Kazým lafa girmek istemedi öyle birden, bekledi. Caný fena halde sigara çekiyordu þimdi. Dayanamadý:
"Abla müsade var mý bir sigara içsek"
Boþ boþ baktý telefondan baþýný kaldýran yönetici. Sonra arkasýna dönüp, sitenin, bloklardan birinin arkasýnda kaldýðý için görünmeyen kapýsýndan gelen yola baktý.
"Haa...iç, iç sen tabii ya... Ama izmariti yere atma."
"Yok abla atýlýr mý hiç yere, hem de burada."
Paketi cebinden çýkardýktan sonra, kadýna da tutup tutmamakta kararsýz kaldý. Kaçak bu.. kötü sigara.. odun gibi.. içmez, diye düþündü. Ýçinden bir tane sigara aldýðý paketten utanýp aleleacele cebine soktu. Yakýp ilk nefesi havaya savurduktan sonra:
"Misafirin var galiba..." derken bloðun köþesinden fiyakayla dönüp yanlarýna hýzla yaklaþan siyah bir dörtçekeri görünce sustu.
Güneþ gözlüklü, esmer, zayýf ve uzun boylu bir adam, hemen yanlarýna parkettiði arabadan inip:
"Nesrin haným?!" dedi kadýna. Diðer kapýdan inen güvenlikçi çocuk hýzla geldikleri yöne doðru yürüdü.
Nesrin haným gülümsedi, elini uzattý. "Hoþ geldiniz. Biraz sürpriz oldu doðrusu Nazým bey, sizden ses çýkmayýnca..."
"Ahh evet çok özür diliyorum sizden."
Dikkati, birden farketmiþ gibi Kazým'a kaydý. Hafifçe baþýný eðerek selam verdi. Selamý ayný biçimde yanýtlayan Kazým, Nesrin hanýma:
"Abla konuþacaklarýnýz varsa ben þu apartmanýn gölgesinde durayým biraz."
"Ýyi olur Kazým efendi. Güneþte dikilme boþuna sen."
Betonun gölgesinde küçük bir aðacýn altýna çömelen Kazým sigarasýnýn dumanýný savura savura beklerken düþündü: Az hurda deðil hani. Fazla diretmeden kadýnýn vereceði fiyata razý olmalý. Birkaç sefer yaparsam kaldýrýrým bugün hepsini. Sökme ne derdi de yok. Þu adam da nerden çýktýysa, bizim oralara çalýyor konuþmasý ya, kibarlaþmýþ heralde zamanla. Bitirsinler hele laflarýný da.
Islýkla bir türkü tutturmak isteðine kapýldý yine:
Urfa'nýn etrafý... dumanlý daðlar...
Duyulur duyulmaz bir sesle mýrýldanmaya baþladý türküyü ama bir þey vardý iþtahýný kaçýran. Dikkatini yönetici kadýnla, dört çekerli adama verdi susup.
Yýðýlmýþ hurdaya bakýp bir þeyler diyordu adam. Kadýnýn bir ara dönüp kendisine baktýðýný görünce önündeki çalýlýklara çevirdi bakýþýný. Sigaradan derin bir nefes daha çekip, ucunu topraða bastýrdýðý izmariti gömlek cebine attý.
Ýyice keyfi kaçtý Kazým'ýn. Kadýnýn söylediklerinin bir kýsmýný duyabiliyordu. "Daha çok var," diyordu, "bakalým bir karar çýkartalým da hafta sonu." Sitenin duvarlarýný taradý gözleri bir süre. Eliyle gösterip, "Hepsini söküp atmak niyetimiz. Deðiþik bir þeyler düþünüyoruz." dediðini duyabildi.
Sökülenlerin yerine yapacaklarýný konuþuyorlar, adamýn iþi bu belki de, diye umut etti bir ara. Adamýn sesi alçaktý, uzun uzun bir þey anlattý, kadýn yalnýzca dinledi, kafasýný sallayarak. Gülüþtüler sonra, el sýkýþtýlar.
"Buyrun bir kahve içelim," diyen kadýn, göz ucuyla tedirgince Kazým'a baktý bu arada.
Kendini kandýrma Kazým, 'daha çok var' dedi kadýn demirlere bakarken. Adam ya hurdacý, ya da kaldýrdýklarýný hesaptan düþecekler.
Doðruldu, kararsýzca çevresine bakýndý, nerdeyse bir þey demeden çekip gidecekti.
Konuþtuklarýný net duyabiliyordu artýk. Ýþ, pazarlýk ve saire bitmiþ, rahat bir tonda söyleþmeye baþlamýþlardý.
"Urfa'lýyým Nesrin haným." dediðini duydu adamýn, kadýnýn "nerelisiniz?" sorusuna. "Siverek'in köyünden."
Kadýnýn aðýr aðýr dönüp kendine dikkatle baktýðýný gören Kazým, bu kez baþýný çevirmedi. Kadýn dikkatini adamýn sözüne vermekte zorlanarak Kazým'ý süzerken, adamýn
"Yedi yüz dönüm toprak, hem ne bereketli toprak. Neyse uzun hikaye" dediðini duydu Kazým.
"Bir dakika bekleteceðim sizi Nazým bey, hikayenizi dinlemek isterim. Ama kahvelerimizi içerken. Hemen geliyorum."
Hýzlý ve kararlý bir biçimde Kazým'ýn yanýna geldi.
"Kusura bakma Kazým efendi. Seni beklettim burada. Gerek kalmadý fiyat vermene, ama her zaman uðra, bizde hep çýkar bir þeyler. Sana hayýrlý iþler olsun."
Kadýn bir an konuþmadan durup gülümsedi, bir þey diyecek gibi oldu, sonra karalý bir biçimde dönüp adamýn yanýna gitti.
Adamýn açtýðý kapýdan arabaya bindi kadýn. Adam da direksiyona geçti, seri ve kendinden emin hareketlerle. Yumuþak ve ustaca bir manevra ile dönüp, hýzla, yað gibi kayarak bloðun ön cephesinde kayboldular.
Kapýya doðru yürüdü Kazým. Güneþin altýnda, yýlgýn, yavaþ yavaþ yürüyüp geçti sitenin kapýsýndan. Güvenlikçi çocuklar içeride televizyon izlemeye dalmýþlardý. Göz ucuyla bir baktýlar yalnýzca. Dýþarý çýkýnca yan taraftaki açýk camdan içeri bakýp, sað elini alnýna götürdü usulca, gidiyorum, uðurlar olsun anlamýnda. Ýkisi de görmedi bunu.
Akasyanýn gölgesi çoktan gitmiþ, üç teker bütünüyle güneþ altýndaydý þimdi. Çekip yola doðru sürdü arabayý.
Yolun karþýsýna geçip saðdan, kaldýrýmýn iyice dibinden sahile doðru yola koyuldu. Aðzýna kendiliðinden gelip yerleþti ýslýk, sözleri içinden akarken:
Urfa'nýn etrafý...dumanlý daðlar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çözülüþ
Sabah Akþam Mozart
Sercan
Cumhuriyet Kýraathanesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tavþanlar ve Bir Ayrýlýk
Götürülüþ
Krem Renkli Kedi
Durmuþ
Bir Balýk Öyküsü
Alaaddin'in Uykusu
Buluþma
Tepenin Ardý
Mýsýrcý ve Deli
Bir Müzikal Aný

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýstila [Þiir]
Krallar, Duvarlar, Köpekler [Þiir]
Lütfen Kapatýn Ekraný ve Bir Þans Verin Kendinize [Deneme]
Kulelerin Dýþýnda [Deneme]


Haþmet Þenses kimdir?

Görüntülerin giderek hýzlandýðý, belleði ve bilinci dumura uðratan bir girdaba dönüþtüðü günümüzde, yazýnýn yavaþlýðýnda soluklanmak ve direnmek için yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Klasikler, gerçekçi ve toplumcu sanatçýlar, ressamlar, müzisyenler ve dünyayý anlamaktan ötesini, onu dönüþtürmeyi öngören tüm insanlar, sanatçýlar, düþünür ve bilim insanlarý...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Haþmet Þenses, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.