"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yý ayýlttýlar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Her þair bir önceki dostunu þiir kervanýna katýp, duygu yüklü gönül heybesinde dostane taþýyor. Edebiyat dünyasýnýn uzun yol kulvarýnda yürürken konuk ettiðimiz dünya devlerinden birkaç þaire tesadüf ettim. Biri bizim gönüllerimizi kimi kez aþkla kimi kez de buruk bir acýyla sýzlatan þairimiz Nazým Hikmet olmuþtu. Onun cömert ruhundan fýþkýran mýsralar bizim duygu heybemizi zenginleþtirirken, ruhumuz da onun mýsra anaforlarýnýn girdabýna takýlýr ve özgürlük solumak ister sanki okur. Þair zorlu hayat yolculuklarýný dizelerinde bizi misafir ederken gözlerimizi, sessizce onun menzillerinde soluklanýr ve onun ruhunun usuna yolcu oluruz genellikle. Çoðu zaman þairin eserlerinin poetikasýnda, insan ruhun kendi içinde son derece tutarlý bir bütüne ulaþan fikirleri yer alýrken “Memleketimden Ýnsan Manzaralarý” adlý dizelerinde gözlerimiz tanýktýr, çizdiði BÝZ ruhuna… Ülkemizin o yýllardaki insan psikolojisinden fikir verirken, ekonomisinden, sosyal kiþiliðine kadar ipucu vermektedir: "Babam neden kapattý dükkânýný?" Ve fabrika benzemiyor babamýn dükkânýna" Diye düþündü 16 yaþýnda. "Gündeliðim artar mý?" diye düþündü 20 yaþýnda. "Babam ellisinde öldü, Ben de böyle tez mi öleceðim?" Diye düþündü 21 yaþýndayken. "Ýþsiz kalýrsam" diye düþündü 22 yaþýnda. "Ýþsiz kalýrsam" diye düþündü 23 yaþýnda. "Ýþsiz kalýrsam" diye düþündü 24 yaþýnda. Ve zaman zaman iþsiz kalarak "Ýþsiz kalýrsam" diye düþündü 50 yaþýna kadar. 51 yaþýnda "Ýhtiyarladým" dedi, "babamdan bir yýl fazla yaþadým." Þimdi 52 yaþýndadýr. Ýþsizdir.” Ve öldüðünde onu sevenler aðladý. Hala da içi sýzlar dizelerine gözü deðerse insanýn. Lakin biri var ki Dünya Edebiyatýnýn önemli bir kalemi, adý Pablo Neruda da aðladý gönül dostunun ardýndan. Þiiriyle adeta yas tuttu: “Niçin öldün Nâzým? Ne yaparýz þimdi biz þarkýlarýndan yoksun? Nerde buluruz baþka bir pýnar ki, Onda bizi karþýladýðýn gülümseme olsun? Seninki gibi ateþle su karýþýk acýyla sevinç dolu, Gerçeðe çaðýran bakýþý nerde bulalým? ... “Ne yapayým ben þimdi? Tasarlanabilir mi dünya Her yana ektiðin çiçekler olmadan? Nasýl yaþamalý seni örnek almadan, Senin halk zekâný, ozanlýk gücünü duymadan? Böyle olduðun için teþekkürler, Teþekkürler türkülerinle yaktýðýn ateþ için.” Þiir insan ruhunun gizemini görsel olarak bize sunarken, kimi kez þair ruhunun inzivasýndaki duygularýný dýþa vurur. Sizin dizelerinizi okurken, felsefi-psikoloji ve yaþama dair duygu akislerini görebiliyor, o iç sesinizin esintisi esiyor gönlümüzün sayfalarýna. Neruda, bir þiirinde ruhumuza hüzünle þöyle esmiþti: Ýspanya iç savaþýnda öldürülen en yakýn arkadaþý Federico Garcia Lorca için de duygulanmýþ ve ardýndan gözyaþlarýný þiir diliyle gri renge resmetmiþtir: “Issýz bir evde, Korkudan aðlayabilseydim; Gözlerimi çýkarabilsem de, Yiyebilseydim; Senin sesin için yapardým Bunlarý, Yaþlý portakal aðacý sesin; Senin þiirin için yapardým Bunlarý, ... Hayat böyle, Federico, Ey babayiðit, Ey kara sevdalý adam. Sana, Dostluðumun sunabileceði þey Ýþte bunlar. Sen de epeyce þey biliyorsun Þimdiden. Yavaþ yavaþ, daha da, Öðreneceklerin var”. *** Ýþte þiir insanýn içsel duygularýnýn dýþa vuruþunu; kimi kez coþku, tutkuyla baðlý bir aþký /dostluðu beslerken, kimi kez de bir çýðlýkla, bir acýyla, gerekse bir trajediyle ve hatta mizahi duygu sofrasýnda yüz mimiklerimizi deðiþtirecek, temayý iþleyerek bir ayna gibi þairin ruhundan yayýlýr evrene... 1904 yýlýnda Þili'nin Parral kentinde doðan Pablo Neruda, çocukluk yýllarýnda çekingen, hayalci, sessiz, kendi halinde bir çocukluk geçirmiþ. Yoksulluk ve sýkýntýlý yaþamýndan sonra 1971 yýlýnda Nobel Ödüllü þair ve yazar Neruda kansere yenik düþerek 1973 senesinde yaþama veda etti. Ölümünden sonraki yýllarda ondan çok etkilenenlerden biri de Che Guevara da Neruda idi. Yolculuðun insan yaþamýnda çok önemli olduðunun bilincinde olan Neruda “Yavaþ Yavaþ Ölürler” adlý þiirinde insanýn yaþama son vedasýný akýcý bir üslupla kurgulamýþ olduðunu görmek mümkündür: "Yavaþ yavaþ ölürler Seyahat etmeyenler. Yavaþ yavaþ ölürler Okumayanlar, müzik dinlemeyenler, Vicdanlarýnda hoþgörüyü barýndýramayanlar. Yavaþ yavaþ ölürler * Alýþkanlýklarýna esir olanlar, Her gün ayný yollarý yürüyenler, Ufuklarýný geniþletmeyen ve deðiþtirmeyenler, Elbiselerinin rengini deðiþtirme riskine bile Girmeyenler, Bir yabancý ile konuþmayanlar. Yavaþ yavaþ ölürler * Heyecanlardan kaçýnanlar, Tamir edilen kýrýk kalplerin gözlerindeki pýrýltýyý Görmek istemekten kaçýnanlar. Yavaþ yavaþ ölürler Aþkta veya iþte bedbaht olup yön deðiþtirmeyenler, Rüyalarýný gerçekleþtirmek için risk almayanlar, Hayatlarýnda bir kez dahi mantýklý tavsiyelerin dýþýna çýkmamýþ olanlar." * Sokrates, baldýran zehrini içmeden önce iki öðrencisine tebessüm ederek, "beni takip ediniz" Diye vasiyet etmiþti. Sokrates böyle bir sözel vasiyeti neden yapmýþtý? Nasýl bir çýkarýmda bulunmuþtu? Bu sorulara yanýt bulmak o zamanýn Platon'una göre kolaydý. Eðer ölüm mutlak bir son ise neden korkuya yer verelim? Öyle ya, yaþadýðýmýz sýkýntýlardan, sorunlardan ve taþýdýðýmýz yüklerden kurtulacaktýk. Sokrates, ölüm eðer insan yaþamýnýn yeni bir baþlangýcýysa, o halde üzülmek niye, huzur ve mutlulukla karþýlamak gerek ölümü, der gibi bir düþünceyle ölüme koþmuþtu. Sokrates'in ölüm temasýný Erdem Beyazýt'ýn kaleminden okuyalým: “Engin sakin berrak bir denize Uçsuz bir kumsaldan aðýr aðýr Nasýl yürürse insan Sokrates öyle yürüdü ölüme. Tilmizleri aðlaþýrken O vasiyet ediyordu: -Asklepyos’a bir horoz borçluyuz Unutmayýnýz. Ne tuhafsýnýz dostlar Güçsüz kadýnlar gibi aðlaþmak niye Yükselmek varken ölümsüzlüðe. Ýnanca sahip olmak Ýnsan olmanýn þartý Kölelikler içinde en onulmaz kölelik Hayatýn ölümcül yanýna Takýlýp kalmak deðil mi? Ýlkin ayaklarýnda duydu Sokrates Zehrin soðukluðunu Ve yavaþ yavaþ ölüm Yükseldi göðsüne çenesine Dudaklarýnda donan son bir tebessümle Bir iþaret taþý da böylece Sokrates dikmiþ oldu ölüme.” * Sokrates’in erdem karþýsýndaki onurlu ve dik duruþuna tanýk oluyorken biz, cesur, bilge ve tarihe yön verici bir kiþilik olarak da kanýtlamýþtýr kendisini. Bunu Atina’daki ihtiyarlar heyetine sunduðu savunmasýnda maddeye deðil de insan ruhuna verdiði deðeri göstermekteydi: Öyle ki, yaþamýnda asýl önem verdiði þeyin, haksýzlýktan ve günah iþlemekten sakýnmak olduðunu Ýhtiyarlar Heyetine haykýracak kadar da dürüst ve cesurdu: “Benim vazifem size para, pul ile erdem elde edilemeyeceðini, paranýn da her türlü iyiliðin de ancak erdemden geldiðini söylemektir.” Ve baldýran zehrini korkusuzca içmeden önce ÖLÜM hakkýnda söyledikleri çok manidardýr: “Ölüm bir kimsenin rüyasýz uykusu gibi þuursuzca bir þeyse o zaman mükemmel ve fevkaladedir. Çünkü o zaman zamanýn bütün akýþý tek bir gece gibi görünecektir.” “Ben bir Tanrý’nýn Atinalýlarýn baþýna musallat ettiði bir at sineðiyim” diye de kendini tanýmlamýþtýr. Emine Piþiren/Edremit – Akçay 16.Aðustos.2010
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |