Gerektiðinde “Hayýr” demeyen/diyemeyen insan ve toplumlarýn baþlarýna neler geldiðine dair sayýsýz örnek vardýr.
Mesela:
-Bir arkadaþýnýz yasa dýþý bir iþ yapýyor ve sizden de yardým istiyor. “Hayýr” diyemediyseniz siz de suça ortak oldunuz demektir.
-Genç kýz sevdiði adamýn bazý isteklerine “hayýr” diyemiyor, sonra ömrü boyunca piþmanlýk yaþýyor.
-Eþinizin, çocuðunuzun çok pahalý bir isteðine “hayýr” diyemediðiniz için gýrtlaða kadar borca giriyorsunuz ve ömrünüz bu borcu ödemekle geçiyor.
Kendi toplumumuzda da bazý örneklere bakalým:
-Batý Osmanlý’dan onlardan borç almasýný istiyor. “Hayýr” diyemiyor, alýyor ve yýllar sonra bir aldýðý borç on, hatta yüz oluyor. Býrakýn anaparayý ödemeyi faizi ödeyemiyor Osmanlý.
-Ayný Batý borca karþý devletin gelirlerine el koymak istiyor, Osmanlý gene “hayýr” diyemiyor.
-Ayný batý Osmanlý Ýmparatorluðu içindeki etnik topluluklara baðýmsýzlýk istiyor, Osmanlý “hayýr” diyemediði için ayrý ayrý devletçikler þeklinde etnik topluluklar baðýmsýzlýk ilan etmeye baþlýyor.
-Yetmiyor, ayný Batý bu sefer Sevr ile Anadolu’yu paylaþmak istiyor, Osmanlý gene “hayýr” diyemiyor ve Anadolu iþgal ediliyor.
Ancak tam bu noktada 1919 yýlýnda Samsun’dan yükselen bir “HAYIR” bütün Anadolu’da yankýlanýyor ve Türkün Kurtuluþ destaný yazýlýyor.
**
Günümüz Türkiyesinde, bu gün de referandumda “Hayýr” denilecek mi, denilmeyecek mi tartýþmasý yaþanýyor.
-Bir yanda “Hayýrcýlar”,
-Diðer yanda “Hayýra Hayýr” diyenler var.
Kýlýçlar çekilmiþ, söylenmesi gerekenler söylenmiþ ya da söylenecek…
Kýyasýya bir mücadele.
Her þey unutulmuþ, referandumla yatýlýp referandumla kalkýlýr olmuþ.
Gariban vatandaþ, sonuç ne çýkacak diye düþünmekten açlýðýný bile unutmuþ.
Ýþsiz vatandaþ, iþ aramayý referandum sonrasýna býrakmýþ,
**
13 Eylül 2010’da baþka bir Türkiyeye uyanmaya hazýr olun!
-Referandum sonucu ne olursa olsun daha fazla ayrýþmýþ, þiddet olaylarý çoðalmýþ, bölünme tehlikesiyle karþý karþýya olan bir Türkiye göreceðiz.
Çünkü:
-“Hayýr’a hayýr” diyenler kazanýrsa, bazýlarý kendilerini dev aynasýnda görmeye baþlayacak; muhaliflere baskýlarýný artýracak, Türkiye ile ilgili her türlü tasarrufta bulunma hakkýna sahip olduklarýný düþüneceklerdir.
-“Hayýrcýlar” kazanýrsa gene bazýlarý, zannetmeyin ki pýlýsýný pýrtýsýný toplayýp gitme hazýrlýðýna baþlayacaklardýr. Aksine direneceklerdir. Zira makamlar býrakýlýnca hesap sorma ile karþý karþýya kalacaklarýný biliyorlar. Bu hesabý millete verme cesaretini göstereceklerini sanmak ise safdillik olacaktýr.
Yani, her iki ihtimalde de bizi zor, çok zor günler beklemektedir.
**
Son söz: Türkiyemde “hayýrlý” insanlarýn çoðunlukta olmasýný temenni ediyorum. Biliyorum ki “hayýrsýzdan hayýr” çýkmaz…