Kötü bir barýþ, iyi bir savaþtan daha iyidir. -Puþkin |
|
||||||||||
|
Zaman zaman internette eski gazeteleri okumaktan zevk alýrým. Bazen öyle ilginç haberlere tesadüf eder ki gözlerim, iþte bir tanesini sizinle paylaþmak isterim. Hem de günün manasýna ve deðerine çok uygun düþüyor. Hani çocukluðumuzda hep bir aðýzdan bir marþ söylerdik. Ýçimize yayýlan bir sýcaklýk olurdu. Bu sýcaklýkla hiç tanýmadýðýmýz köyleri düþünürdük. Bizim köyümüz olan o köyleri düþlerdik. Ve… Ahmet Kutsi TECER'ÝN yüreklerimize hece hece, duygu yüklediðimiz þiirini coþkuyla söylerdik: Orda bir köy var, uzakta O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür. Orda bir ev var, uzakta O ev bizim evimizdir. Yatmasak da, kalkmasak da O ev bizim evimizdir. Orda bir ses var, uzakta O ses bizim sesimizdir. Duymasak da, týnmasak da O ses bizim sesimizdir. Orda bir dað var, uzakta O dað bizim daðýmýzdýr. Ýnmesek de, çýkmasak da O dað bizim daðýmýzdýr. Orda bir yol var, uzakta O yol bizim yolumuzdur. Dönmesek de, varmasak da O yol bizim yolumuzdur. Evet bir köy var çok çok uzaklarda. O köy, bizim köyümüz Anayurt Türkiye’den km’lerce mesafede hala varlýðýný hissettiriyor. Akdeniz’in lacivert sularýna bir çizme gibi uzanan bir ülke olan, Ýtalya Avusturya sýnýrýnda bir kayak merkezinin baðlý olduðu bir Ýtalyan köyüdür. Bu köyün adý MOENA… Ve bu köyün insanlarý tam 324 sene bir TÜRK gibi yaþamaktalar. Evet, yanlýþ duymadýnýz. Bu köyün tamamý TÜRK. Yaz aylarýnda nüfusu 2 bin 600, kýþýn ise 14 bine çýkan Ýtalya'da Manzori Daðlarý'nýn eteðinde kurulmuþ adý Moena olan Türk Köyü… Hürriyet/Milliyet Gazetelerinin dýþýnda diðer haber ajanslarýnýn da bildirdiklerine göre, sokakta röportaj yapýldýðýnda, her insan “Türkiye doðumluyum” yanýtýný veriyorlarmýþ. Bu yanýtý okuyunca öyle muhteþem bir duygu yayýldý ki bedenime. Daha sonra da sol yaným “milli duygularýmýzla” kabarýverdi. Türkiye ile uzaktan yakýndan hiçbir alakasý olmayan bu Türk Köyünün hikayesi de oldukça ilginç geldi bana: Bundan 324 yýl önce 2. Viyana Kuþatmasý sonrasý yaralý bir Yeniçeri askerini ölmek üzereyken buradaki halk tarafýndan tedavi edilip bakýlýyor. Bir süre sonra burada yaþayan bir Ýtalyan kýzla evlenen Yeniçeri, 'Osmanlý erkeði' görünümüyle ev yerine eþiyle bir çadýrda yaþamayý tercih ediyor.Gün geliyor ve yeniçeri kasabanýn aðasý seçiliyor. O kasabanýn yönetiminde sorumlu zalim bir dük varmýþ, yani o köyü yöneten derebeyi Ausburg Dükünün askerleri, halktan haksýz yere vergi almaktaymýþ. Yeniçeri bu toplananý haksýz vergilere karþý halký, örgütler ve ayaklandýrýr, dükalýk sistemini ortadan kaldýran yeniçeri bölgede kahraman ilan edilir.Lakin Osmanlý Yeniçerisi vazgeçer mi örf ve adetlerinden. Kýrk yýllýk veli olur mu deli? Kýldan bir çadýr yaptýrmýþ, baþýndan sarýðý hiç çýkartmaz olmuþ, belindeki kýlýcý ise onun þaný, þeref, gücünü kanýtlar olmuþ. Osmanlý Yeniçerisi halka adaletli davranarak yörenin insanýna kýsa zamanda sevdirmiþ kendisini. Öyle ki, o yöre halký onu çok benimsemiþ gönüllerindeki yeri en baþ köþe olmuþ.. Ýþte bu Türk Köyünün tam 324 yýldýr bu gelenekleriyle varlýðýný o yeniçerinin adetlerine göre sürdürmeye devam ediyorlar. Öyle ki, Moenalýlar,Anadolu’nun bazý yörelerinde uygulandýðý Türk örf ve adetlerini çok benimsemiþler halen sürdürmektedirler. Örneðin; kýz istemeye giden aileden “baþlýk parasý” istenmekte, bunun adýna da “töremiz” denilmekte. Hatta köyden baþka köylere gelin giderken “Alabastia” adý altýnda bir geleneksel törenleri uyguluyorlarmýþ. Bu törenlerdede, gelinin dýþarýya çýkabilmesi için köyün büyüklerinden “adlarý sultan olan” izin alýnmadýkça asla, gelin kýz köyün dýþýna çýkamýyormuþ. Köydeki büyüklerin kýlýk ve kýyafetleri ayný” Osmanlý Sultanlarýnýn” kýyafetlerine benzemeleri de geleneklerinin en önemli unsurlarýndanmýþ…Her yýl düzenlenen bu törenlerde köy baþtan aþaðý “ay yýldýzlý Türk Bayraklarý” ile donatýlýyormuþ. Bunlarý okudukça inanýn imrendim. Hele hele güzel yurdumun son yýllarýmýzda yaþadýðý talihsizlikleri, bin yýldýr birlikte yaþadýðýmýz bu mozaik kültürü ayrýþtýrmaya çalýþan zihniyetleri düþündükçe Ýtalya’daki Türk Köyünün varlýðýný hissetmek, göðsümü kabartýp gururlandýrdýðý gibi, ruhumda ayazlarý da birlikte getirdi…KEÞKE, diye bir sözcük dudaklarýmda bir fýsýltý olarak tutsak kaldý… Bu düþüncelerden sonra hem gözlerimin nemlenmesine,hem de sesimin titremesine engel olamamýþtým, binlerce þehit aklýma düþünce, bu nasýl mümkün olabilir diki? 30 Aðustos Zafer Bayramýmýz kutlu olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE!.. (-Bu yazýmýn Belçika’daki Türkler ve Asya’daki Türklerle ilgili yazý dizisini, önümüzdeki günlerde yayýnlayacaðým-) Emine PÝÞÝREN/Edremit-Akçay 30.Aðustos.2010 Not: Yazýma esin olan Milliyet/ Hürriyet Com sitelerine ve resimlerini alýntý yaptýðým aþaðýdaki adrese sonsuz teþekkürler. http://www.skyscrapercity.com/showthread.php?t=428328
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |