..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > hasan tülüceoðlu




2 Eylül 2010
Tülücüler Ýlkokulu  
okul anýlarý

hasan tülüceoðlu


eðitimci yazar hasan tülüceoðlu'ndan anlatým harikasý okul günleri öyküsü


:BBDB:
Muallim Naci’nin “Ömer’in çocukluðu” adlý eserinde anlattýðý gibi okul çaðý geldiðinde babasý onu kucaðýna alarak okula götürüp okuyup yazmayý öðretmesi için öðretmene teslim etmemiþti. Mektebi babasýyla birlikte tanýmamýþtý. Onlar Muallim Naci ve babasý gibi ülkenin payitahtýnda dünyanýn en gözde ve güzel þehrinde oturmuyorlardý. Onlar, önceleri bataklýklarýyla meþhur sinek yuvasý sýtma merkezi Çukurova’nýn bir kenarýnda, Ceyhan nehir yataðýnýn bataklýðýndan kaçarcasýna amonoslara yaslanmýþ ücra bir köyde yaþýyorlardý.

Köylerine ilkokul 40’lý yýllarda yapýlmýþtý. Abdulhamit’in Anadolu’da þehir merkezlerine yaptýrdýðý okullar sonrasýnda bu ülkede cumhuriyetle ilk defa köylere okul yapýlmýþtý. Köyleri aslýnda üç ayrý köy sayýlýrdý. Okul öbür mahalleye yapýlmýþtý. Mahallelerinden iki-üç kilometre kadar uzaktaydý. Her tarafýn tamamen ekin alaný olarak açýlmadýðý o günler çalýlýklar içerisinden patika yolda çocuklar okula bir mücadele ile giderlerdi. Bu gidiþ-geliþ güçlüklerini aðabey ve ablalarý yaþamýþtý. Dahasý yalnýzca aðabeyleri yaþamýþtý. Çünkü ilk zamanlar kýz çocuklarý okula gönderilmedi. Kýz çocuðu okuyup ta nolacaktý?! Yaðmurda çamurda patika yoldan düþe kalka devam edilen zorluklar içinde okul yolculuðu ve nerdeyse ömür boyu anlatýlan yüzlerce okul anýlarý. Bunlarý çok dinlemiþ dahasý dinleyerek büyümüþtü. Bunun için okul ulaþýlmasý güç bir hedefti onun için.

Okul çaðýna geldiðinde kendi mahallelerine çoktan okul yapýlmýþtý. Ýkinci küçük ablasý ve üçüncü küçük aðabeyi bu yeni okula gitmiþlerdi. Ablasýnýn kitap, defter ve kalemlerine çok meraklýydý. Okula baþlayacaðý yýlýn yazýnda ablasýnýn birkaç defa anlatmasýyla bir çok harfi tanýyýp öðrenmiþti. Ýlginçti harfleri düzgünce de yazýyordu. Ablasý buna þaþýrmýþ; büyüklerinde dikkatini çekmiþti.

Karþýlýklý birbirine bakan iki küçük yamaca kurulan mahallelerine okul, iki yamacýn aþaðý ortasýnda baharlarý akan derenin hemen kenarýna yapýlmýþtý. Okul, yukardan aþaðý doðru geniþleyerek açýlan hoþ görünümlü kiremit çatýsý, çizgi çizgi tahtalarla kaplý büyük pembe kapýsý, yine pembe boyalý pencere kepenkleri, ve yeþilimsi alt kýsmý pütürlü sývasýyla yaþam boyu göreceði en güzel yapýlardan biriydi. Yan yana sýralanmýþ iki derslik ve bir idari odadan ibaret bu þirin binaya tam ortaya yapýlmýþ kapýdan, beton basamaklardan çýkýlarak giriliyordu. Pembe boyalý, yivli büyük tahta kapý, önündeki küçük beton platform ve kurþuni renkli sade temiz basamaklar önünde her gün itiþ kalkýþla platformdaki öðretmenin big brader bakýþý altýnda her sýra oluþlarýný; kollarýný vücuduna yapýþtýrýp omuzlarýný kaldýrdýðý oranda boynunu içine çeken göðüs kafesi ileri fýrlayan, gözleri yarý açýk yarý kapalý tüm kuvvetini aðzýna vererek andýmýzý okutan çocuðu; saat geldiðinde zil çalma meraklýsý çocuðun diðer meraklýlarla itiþip kakýþmasý sonucu kocaman tunç zili tüm gücüyle yukarý kaldýrýrken pantolonu aþaðý inmiþ yakasý bir tarafa fýrlamýþ halini; okulun en temiz ve düzgün giyimli kýz öðrencisinin basmaklarýn hemen yanýnda bayrak direðinde istiklal marþý okunurken bayraðý indirip çekmesini; büyük kapý önünde 29 Ekim ve 23 Nisan kutlamalarýný; Kasým güneþinin altýnda mucuk adý verilen sinek grubunun gözlerine girercesine yüzlerine çökmelerine karþýlýk hiç kýpýrdamadan Atatürk için iki dakikalýk saygý duruþlarýný; tüm kýþ boyu her gün evlerinden getirdikleri odunlarýn platformun yan tarafýnda yýðýlmýþ halini ve her gün öðretmenin önce odun getirmeyenleri tespit etme gayretini; birde pembe büyük aðaç kapýnýn hemen sað tarafýnda yaklaþýk 100x70 ebadýnda “T.C Milli Eðitim Bakanlýðý Kýrmacýlý Köyü Tülücüler Ýlkokulu kuruluþ:1967” altýn sarýsý harflerle yazýlmýþ ayný renkle etrafý çerçeveye alýnmýþ siyah levhayý hiç unutamayacaktý.

Her gün önünde toplandýklarý alanýn hemen sað tarafýnda okulun ön köþesi hizasýnda okul binasý kadar güzel kareyi andýrýr þekilde lojman vardý. Okula ne kadar yakýn, ne kadar içli dýþlýysa bu binaya da o kadar uzak ve soðuktu. Bu bir anlamda öðretmenin mahremi olmasý açýsýndandý. Zira kendi evleri dýþýnda hiçbir eve rahat bir þekilde girip çýkmamýþtý. Evlerin aidiyetine þahsa ait oluþlarýna saygý gösterirdi. Lojmana girip içini görmeyi çok merak etmiþti. Biliyordu ki bu lojman kendi kalýn taþ duvarlý kiremit çatýlý basitçe üç oda evlerine göre saray gibiydi. Yaz tatillerinde bile bu lojmana çok yanaþamamýþlar, en fazla etrafýnda saçak geniþliðinde yapýlan beton blokta oynayabilmiþlerdi. Merdiven basamaklarýndan yukarý kapýya hiç çýkmamýþtý. Bu ilk defa beþinci sýnýftayken o yaz bir süre lojmanda kalan öðretmenine her sabah süt götürmesi gerektiðinde gerçekleþmiþti. Ýlk gittiðinde elinde süt kovasý uzun süre merdivenlerin önünde beklemiþ neden sonra bulduðu bir cesaretle basamaklarý çýkýp kapýyý çalmýþtý. Çoðu zaman kapalý olan okul kapýsý benzeri pembe boyalý tahta kapýyý küçük elleriyle ürkekçe çalar, kapýyý açan okulda gördüðünün aksine pijama giysili öðretmenine süt dolu kovayý uzatýr, boþalttýðý süt kabýný verirken öðretmenin gülümsemesi ve teþekkür etmesi sonrasý dönüp giderdi. Lojmanýn içini hep merak emiþti. Bazen yarý aralýk olan kapýdan gizlicesine içeriyi incelemeye çalýþýrdý. Öðretmenin anlattýðý hýrsýz ve ev sahibi hikayesini bu lojmaný hayal ederek dinlemiþti.

Lojmanýn hemen ön sol tarafýnda büyük bir dut aðacý, bunun ilerisinde de beton bloktan yapýlmýþ öðrencilerin su içtikleri çeþme vardý. Bu çeþmenin biraz daha ilerisinde adeta bir maket evi andýrýr öðrenci tuvaleti vardý. Bahçeye bakan tarafý erkek öðrenciler kullanýyor ve iki kabinliydi. Tek kabinli öbür tarafý ise kýz öðrenciler kullanýyordu. Merak ettiði yerlerden biriydi burasý. Kýz öðrencilerin kullandýðý tuvaleti, kendi kullandýklarý tuvaletten oldukça farklý bir yer olarak düþünüyordu. Ulaþýp göremediði her yer onun her zaman ilgisini çekmiþti. Böyle yerleri zihninde gizemli hale getirirdi. Yýllar sonra yetiþkin biri olarak okula götürdüðü kýz kardeþi için günahtan korkarcasýna kýzlarýn tuvaletine girmek zorunda kaldýðýnda kendi kullandýklarý tuvaletin daha güzel olduðu gerçeðini görmüþ ve uzun bir süre þaþýrýp kalmýþtý.

Okul, lojman, çeþme ve tuvalet binasý ortadaki oyun alanýnýn iki kenarýný oluþturuyordu. Bu alanýn dereye doðru geniþleyen öbür kenarý ise çam aðaçlarý dikilmiþ haliyle küçük bir ormaný andýrýyordu. Sonrasý dereydi ki hemen kenarýndan taþ duvarla örülüp okul bahçesi çevrelenmiþti.

Okullarý doðumundan bir yýl sonra yapýlmýþtý. Üç yada dört yaþlarýndayken okul etrafýnýn duvarla çevrelenmesini okulun yapýlýþý olarak hatýrlýyordu. Tüm köy halký öðretmenin yönlendirmesiyle el ele verip römorklarla daðlardan taþ taþýmýþlar; birliktelik sonrasý okul ve bahçesi korumaya alýnmýþtý.

Doðu taraf okul bahçe duvarýnýn hemen gerisi yoldu. Pamuk toplamaya traktörle römorkta gidip gelirlerken bu yoldan geçtiklerinde ablasý okullarýn yakýnda açýlacaðý bilgisini verir; heyecanlanýr, -ki kendi de heyecanlanýrdý- okul tarafýna araþtýrýrcasýna iyice bakarak usanç tonuyla “çetiler yine çýkmýþ, her tarafý kaplamýþ!” derdi. Yaz tatili boyunca çocuklarýn tamamen terk ettiði okul bahçesinde büyükçe otlar çýkardý. Ýnce yapraklý küçük ince dikenli “çeti” diye isimlendirilen ot bahçenin hemen her yerinde çýkar ve her tarafý kaplardý. Dikenli olduðu için mutlaka kesilip temizlenmeliydi. Bunun için okulun açýldýðý ilk gün öðrenciler okula kazma kürekle giderler, öðretmen onlara bu otlarý temizletirdi.
Ablasý onu kayýt için ilk defa okula götürdüðünde okulun açýldýðý ikinci yada üçüncü gündü. Okulu, bahçeyi hatta lojmaný öðretmen öðrencilere tamamen temizletmiþti. Bu ilk, okula gidiþi ve öðretmenin karþýsýna çýkýþý nedense tam olarak hatýrlamýyordu. Yalnýz heyecanlýydý ve birazda korkuyordu. Öðretmen eylülün henüz eksilmeyen sýcaðýnda lojmanýn önündeki dutun altýna ev hanýmý eþiyle birlikte oturmuþtu. Ablasý elinden tutarak orada öðretmenin karþýsýna çýkarýp kardeþini kayýt için getirdiðini söylemiþti. Öðretmen ona adýný ve hatýrlamadýðý birkaç soru daha sormuþ; sonrada ablasýna tamam anlamýnda baþýný eðmiþ ve oradan ayrýlmýþlardý. Ýsmail isimli bu öðretmenin tepeden küçümser bir bakýþý vardý. Bahçede sürekli birlikte göreceði eþi ise çocuklarý pis, kirli ve pejmürde gördüðünü her zaman yüzüne yansýtýrdý.

Ýlk iki sýnýfý birleþtirilmiþ sýnýf þeklinde Ýsmail öðretmende okudu. Okul iki derslik olduðu için bir iki ve üçüncü sýnýflar bir arada bir, dört ve beþinci sýnýflar da bir arada diðer sýnýfta okuyorlardý. Ýsmail öðretmeni okuttuðu dersi ve verdiði ödevi yapmayan öðrencileri acýmasýzca döven biri olarak hatýrlýyordu. Öðrenci zeka ve kapasitesini hiç dikkate almazdý. Kýþýn o soðuk günlerinde parmaklarýný birleþtirip parmak uçlarýna bazý öðrencilere getirttiði yaþ nar çubuðuyla acýmasýzca vurmasý; buna maruz kalan öðrencinin aðlamak yasak olduðundan dayanamadýðý acýdan dolayý sessizce gözlerinden akan yaþlarý hiç unutamayacaktý. Yeterince zeki ve gerektiðince çalýþtýðý için böyle bir acýmasýzlýða hiç maruz kalmamýþtý ama bunun endiþesi ona okulda ve okula geliþlerde kabuslar yaþatýyordu. Yýllar sonra üniversitede British Consil’e üye olup ödünç alýp okuduðu Ýngilizce kitaplardan Charles Dickens’in kitaplarýný okurken eþiyle birlikte Ýsmail öðretmeni dolayýsýyla hiç sevmediði o iki okul yýlýný hatýrlayacaktý.

Babasý ve diðer babalar soðuk kýþ günlerinde tarlada takýmda yada hayvanlar peþinde daðlarda koþtururken öðrenciler, her sabah çantanýn aðýrlýðý yanýnda ellerinde taþýdýklarý odun parçalarýyla geldikleri okulda, öðretmenin sýnýftaki kocaman sobaya beþinci sýnýf öðrencilerine getirdikleri odunlardan attýrarak ýsýnan sýnýfta dayak korkusundan ecel terleri dökerlerdi.

Üçüncü sýnýfta Ýsmail öðretmenin okuldan gitmesine herkes sevinmekle birlikte en çok o sevinmiþti. Yerine gelen Abdurrahman öðretmen dini anlatýmlarýyla ilgisini çekmiþ ve sevmiþti. Ýsmail öðretmen gibi sert katý ve acýmasýz deðildi. Zaman zaman þarký ve ilahi söyler, bol bol dini hikayeler anlatýrdý.

En çok sevdiði okul yýllarý dört ve beþinci sýnýf olmuþtu. Abdurrahman öðretmenden daha çok beðendiði Ali öðretmen bu iki yýl onu okutmuþtu. En iyi dil bilgisi ve tarih derslerini bu iki sýnýfta öðrenmiþti. Ders kitaplarý dýþýnda ilk defa farklý kitaplarý bu sýnýflarda okumuþ ve okumanýn tadýný hissetmiþti. Ve ilk defa bu yýllarda her teneffüs çam fidanlarý, oyun alaný ve çeþme etrafýnda kovalamaca oynadýðý esmer güzel kýza aþýk olmuþtu.

Bu yýllar özellikle baharda sabah uyku doygunluðuna ulaþmasa da sevinçle kalkýp üzerini giyinir; annesinin her sabah kahvaltý olarak hazýrladýðý harika lezzet duyduðu “sütlü çorba”yý iþtahla içer; yine annesinin plastik gübre torbasýndan eliyle diktiði çantasýna gazete kaðýtlarýyla kapladýðý kitap ve defterlerini koyup sevinçle çýkardý evden. Yamaçtan aþaðýdaki okula, “kilteli” adý verilen yýrtýlan bazý yerlerini babasýnýn akþamlarý sobanýn közünde maþayla yapýþtýrdýðý lastik ayakkabýsýnýn toprak köy yollarýnda çýkardýðý hoþ týpýrtýlarla ulaþýrdý. Ali onlardan daha iri yapýlý olduðu için doðal olarak ayaklarý da büyüktü. Toprak yolda pat pat diye daha þiddetli çýkardý ayak sesleri. Bu sesten Ali’nin okula gittiðini anlarlardý. En son Küçük Mehmet Ali’nin evini kývrýlýp okula ulaþýrlardý.

Okul bahçesinin tek giriþi olmakla birlikte okulun hemen yanýndaki köy camiinin bahçe giriþi de kullanýlýyordu. Yukarýki oba diye isimlendirilen kendi oymaklarýndaki çocuklar ilkönce ulaþtýklarý cami giriþini kullanýrlardý. Aþaðýki oba diye isimlendirilen oymaðýn çocuklarý ise ilk önce ulaþtýklarý büyük bahçe kapýsýný kullanýrlardý. Bu kapýdan eksiklik duymamak için zaman zaman girip çýkardý. Teneffüslerde ise en çok sevdiði iki þey olan akide þekeri ve çekirdeði bakkaldan almak için bu kapýyý kullanýrdý.

Hayatýnda ilk ve son olarak kendi köylerinde okul ve camiyi bir arada görmüþtü. Yer sorunu olduðu için okul bahçesinin bir bölümüne küçük, minaresiz, kiremit çatýlý, sade bir cami yapýlmýþtý. Cami olduðu çatýsýna yerleþtirilen aporlörlerden anlaþýlýyordu. Bu þekilde köylerinde þirin okullarý lojmanýyla birlikte camiyle yan yanaydýlar. Ortabiri bitirdiði yaz tatilinden itibaren o güne kadar hep kapýsý önünden geçip gittiði caminin yaz aylarýnda müdavimi olacaktý. Yetiþkin cami cemaati içinde tek baþýna bir çocuk olarak bulunacak ve zaman zaman pencere önündeki mikrofondan ezan okuyacaktý.

Okul günlerinde kýþýn sýnýfta ders esnasýnda Mustafa Amcanýn duygulu hoþ sesiyle okuduðu ikindi ezaný onu dersten alýp kendine çekerdi.
Hasan TÜLÜCEOÐLU



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Mezapotamyanýn Nemrutlarý ve Mýsýrýn Firavunlarýndan Postmodern Batýlý Yeni Sahiplerin Kýsmý Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoðu Düzenine [Eleþtiri]
Ýlk Batýlýlaþma Kahramanýmýz: II. Mahmut [Eleþtiri]
Türkçe Olimpiyatlarý ve Kelebek Etkisi [Eleþtiri]
Allah"tan Tanrý"ya, Tanrý"dan Rabbe! [Eleþtiri]
Yoksa Ýstanbul, Hiç Bizim Olmadý mý? [Eleþtiri]
"Muhteþem Yüzyýl"ýn Masumiyeti [Eleþtiri]
Asým’ýn Nesli Akif’i Býraktý mý? [Eleþtiri]
Mithat Paþa"dan 28 Þubat"a, Ehl - Ý Beyti Hanedanlaþtýrma [Eleþtiri]
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanlarý Kadar Þanlý mý? [Eleþtiri]


hasan tülüceoðlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © hasan tülüceoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.