..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > bahadýr cüneyt yalçýn




20 Eylül 2002
Pazar, Biricik Sendromumdu Benim  
bahadýr cüneyt yalçýn
... eðlence programý “Pazar 94” yayýna girerdi. Belki de bu yüzden Pazar gününü tek kelimeyle tanýmlayýn deseler hiç duraksamadan “Mustafa Yolaþan” derdim.


:DBAE:
Babamýn o oldum olasý sinir olduðum, yatakla aramdaki o saf arkadaþlýðý bütün gün sürecek bir hasretle sonlandýran gýcýklýðýyla baþlardý Pazar günleri. Baþýma dikilir, ille de beraber kahvaltý yapacaðýz diye tuttururdu.

“Ya baba git Allah’ýný seversen!”
Kafi gelmezdi. Gözlerimi açtýðýmda babamýn yüzünde bir aile reisinde bulunan tüm izleri görürdüm. Seyrek saçlarý karmakarýþýk, gözleri ezik ezik olurdu. Yüzüne akseden Pazar sendromunu beni gýdýklayarak belli etmemeye çalýþýrdý.

Burnuma gelen kokular hayatýmýn sonuna dek aklýmdan çýkmayacaktý. Annemin Pazar tembelliðiyle içine tek tük yumurta kabuðu kaçýrdýðý melemenin kokusu, gece yarýsýndan beri yýkayýp kaloriferlerin üstüne dizdiði çamaþýrlarýn mayhoþ kokusu, bütün gece yaðan yaðmurun sokaklardan çalýp getirdiði toprak kokusu, çamaþýr suyu kokusu...

Oturma odasýnda gördüðüm manzara utanmaz arlanmaz bir günü anlatýrdý sanki. Ortaya daðýlmýþ köþe yastýklarý, kenarda içine sigara külü dökülmüþ portakal kabuklarý, zaten gri olan havayý iyice karamsarlaþtýran kapalý perdeler, kurcalanmaktan bitap düþüp koltuðun altýna sinmiþ kumanda, içeriye daðýlmýþ bayat çay kokusu coþkuyla yaþanmýþ bir Cumartesi gecesinin mirasý olurdu.

Sýra diðer görevlerine gelirdi Pazar gününün...
Önce annemi ütü masasýnýn baþýna tayin eder, evin küçük kýzýný da çalýþma masasýna okuldaki dengesiz resim öðretmeninin “Ýlle de yapacaksýnýz!” diye direttiði bir sürü boya israfý manzara resmini yapmak üzere gönderirdi.

Malum günün vefalý dostu bulutlar onu hiç yalnýz býrakmazdý. Ýçeriye yayýlan ütü buharý her mobilyayý tek tek dolaþarak yukarýlara yükselir fakat yetmiþ iki model siyah-beyaz televizyonun yükselticisi bir türlü yükselmezdi. TRT’de bilmem kaçýncý yüzyýlda baþlayan ve hiç de sona ermek niyetinde olmayan eðlence programý “Pazar 94” yayýna girerdi. Belki de bu yüzden Pazar gününü tek kelimeyle tanýmlayýn deseler hiç duraksamadan “Mustafa Yolaþan” derdim. Kanallar hýzla deðiþir Show TV’de Malkoçoðlu kara þövalyeleri bir kýlýç darbesiyle ikiye böler, Star’da, Banu Alkan yoldan geçenlere kaþ göz ederdi.
TGRT’de birtakým dað, tepe, çiçek ve böcek görüntüleri eþliðinde hilal þeklinde dizilmiþ birkaç amca ilahi söylerdi.

Ýçimde ertesi günün aðýr sorumluluklarý, kulaðýmda Ýngilizcecinin canhýraþ çýðlýklarý, müdür beyin tören konuþmalarý birikir, son ana kadar yapýlmayan Türkçe ödevi, müzik dersi sözlüleri, boyanmamýþ ayakkabýlar ve bir türlü bulamadýðým kravatým bana karþý düþmanca saldýrýya geçerdi.

Islak kaldýrýmlar, su sýzdýran pencere, hava yapmýþ kalorifer, anasýný satayým þu hiç çalamadýðým þarký ablamdan kalma sarý flütle...
Hepsi o garip günün yalnýz yabancýlarýydý.

Akþam üstümüze iyice çöktüðünde babamýn bir köþede içi geçerdi. Kimse dýþarý çýkmadýðý için üzerimizde kalan pijamalar bizi tembelliðe sürükler, canlanmamýza izin vermezdi.

Ütü dolaba girmeden, küller çöpe dökülmeden, pijamalar çekmeceye yerleþip perdeler açýlmadan gitmezdi Pazar. Bulaþýklarý yýkadýktan ve Mustafa Yolaþan’ ý evine gönderdikten sonra Pazartesi ile buluþmaya hazýr olurduk.

Pazardý. Biricik sendromumdu benim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


bahadýr cüneyt yalçýn kimdir?

hýbýr


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © bahadýr cüneyt yalçýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.