31 Aðustos 2010'da, TRT 1'de, 13.00 Haber Bülteni'nde "Elmanýn Ýlk Kez Gen Haritasý Çýkarýldý" baþlýðý altýnda bir haber geçildi. Ardýndan, çýkarýlan haritaya göre, hayatta kalabilmek için elmanýn da deðiþikliðe uðramýþ olduðu açýklandý. Ancak her açýdan Darwinizm propogandasý kokan bu haberin devlet televizyonunda bu þekliyle yayýnlanmasý hata olmuþtur. Haberin devamýndaki bir cümleden zaten yapýlan araþtýrmanýn sonucunun bilimsel bir kanýt deðil yalnýzca Darwinistler'in DÜÞÜNCESÝ olduðu açýktýr. Cümle þöyle:

Bilimadamlarý, "Bunun, özellikle dinozorlarýn da aralarýnda bulunduðu diðer birçok türün yeryüzünden silinmesine yol açan kitlesel tahribe karþý bir hayatta kalma tepkisi olduðunu DÜÞÜNÜYORUZ " dediler.

Yani bildiðimiz ELMA hayatta kalabilmek için TEPKÝ KOYMUÞ ve kromozom sayýsýný DEÐÝÞTÝRMÝÞ...(!)

Evrim teorisi, bitkilerin kökeni konusuna pek girmez çünkü bu konuda büyük çýkmazdadýr. Bunu birçok Darwinist de ifade eder. Yazýnýn altýnda bazý Darwinistlerin bu konudaki açýklamalarýný/itiraflarýný bulacaksýnýz.

Bitkilerin evrimleþerek meydana geldiklerine dair tek bir bilimsel delil bulunmamaktadýr. Bitkiler, fosil kayýtlarýnda, günümüzdeki bitkilere benzer özelliklerle birdenbire belirmektedirler. Bu ise, onlarýn diðer canlýlar gibi yaratýldýklarýný göstermektedir. Birçok bilim adamý yaratýlýþ gerçeðini kabullenmek istemediði için, her fosili evrim teorisine göre deðerlendirmeye çalýþmakta, ancak her seferinde bilimsel ve mantýksal yanýlgýlar sergilemektedir. Bu yanlý haberler izleyenlere Darwinist kaynaklardan, olduðu gibi deðil, objektif deðerlendirmeler yapýlarak aktarýlmalýdýr.

Evrimci birkaç itiraf:

Chester A. Arnold, Michigan Üniversitesi'nde fosil bitkiler üzerine çalýþmalar yapan bir botanik profesörüdür. Paleobotaniðe Giriþ isimli kitabýnda þöyle der:

"Þimdiye kadar hiçbir modern bitkinin baþlangýcýndan bugüne kadar olan evrimsel akrabalýk tarihini izleme þansýmýz olmadý." (Chester A. Arnold, Paleobotanige Giris, New York: Mc Grow-Hill,1947, s.7)

Daniel Axelrod ise The Evolution of Flowering Plants, in The Evolution Life adlý kitabýnda þöyle söyler:

"Angiospermlere, yani çiçekli bitkilere yol açan ilkel grup, fosil kayýtlarýnda henüz tespit edilmemiþtir ve yaþayan hiçbir angiosperm böyle bir baðlantýya dikkatleri çekmemektedir." (Daniel Axelrod, The Evolution of Flowering Plants, in The Evolution Life, s.264-274 (1959))

Burada, tam bir yaratýlýþ mucizesi olan insanýn yaratýlýþ aþamasýndaki çok ilginç bir noktaya deðinmek istiyorum. Yeryüzündeki bütün insanlarýn vücutlarýnda bulunan 100 trilyon hücrenin tamamýnda 46 kromozom vardýr. Yalnýzca üreme hücreleri istisnadýr; bunlarda 23’er kromozom vardýr. Neden trilyonlarca hücremizde 46 kromozom varken sadece ve sadece üreme hücrelerimizde 23 kromozom vardýr?

Yumurta ile spermin bir araya gelmesi ile ortaya çýkan yeni hücrede toplam kromozom sayýsý diðer hücrelerdeki gibi 46’yý bulur. Ýþte bu nedenle bir sperm ile yumurta birleþtikten sonra ikinci bir spermin içeri girmesi engellenerek kromozom sayýsýnýn daima 46 da kalmasý saðlanýr. Yeni kromozom sayýsýnýn 46’dan farklý olmasý doðacak bebek için son derece vahim sonuçlar doðurur. Kuþkusuz bir yumurta ve sperm hesap yapabilme gibi bir yeteneðine sahip deðillerdir. Dahasý kromozom adlý bir yükü taþýdýklarýndan haberleri dahi yoktur. Peki nasýl olur da 100 trilyon hücrenin içinden sadece ikisi ileride 23 kromozomlu bir hücre ile karþýlaþacaðýný, bunun için kendisinde de 23 kromozom olmasý gerektiðini bilebilmektedir?

Kýsacasý Darwinistler'in açýklama getirmesi gereken milyonlarca soru vardýr. Ama onlarýn, akla ve bilime uygun, verebilecekleri tek bir yanýtlarý yoktur. Olmamýþtýr ve olmayacaktýr da. Yaratýlýþ gerçeði tüm dünyayý sarmýþtýr. Bilim Yaratýlýþýn kanýtlarýný sunmakta, Darwinistler farkýnda dahi olmadan Yaratýlýþa hizmet etmektedirler.

Yüce Allah, “OL” demiþtir ve her þey olmuþtur. Ýnandýðýný söyleyen insan için doðrular Rabb'inin mesajýdýr. Kur'an'da evrim delili arayanlar büyük yanýlgýdadýrlar. O halde akýl ve vicdan sahibi insanýn sorumluluðu, aklýn, mantýðýn, vicdanýn ve bilimin doðrularýna uymak ve her varlýðý Allah'ýn yarattýðý gerçeðini kabul etmektir. Allah'ýn, insanlarýn övgüsüne, teslimiyetine, takdirine ve ibadetine ihtiyacý yoktur. Ýhtiyacý olan yalnýzca insanýn kendisidir. Evrende tek bir toz tanesi hükmünde bile deðilken Allah'a karþý büyüklenmek insana dünyada ve ahirette yýkýmdan baþka bir þey getirmeyecektir.

Allah'ýn gökyüzünden su indirdiðini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri deðiþik olan meyveler çýkardýk. Daðlardan da beyaz, kýrmýzý renkleri deðiþik ve siyah yollar (kýldýk). (Fatýr Suresi, 27)