Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Russell, Kierkegaard, Tolstoy gibi düþünürler, dinsizlikten ziyade, dinin neden olduðu ahlaksýzlýk olgusuna ýsrarla dikkat çekerek, çok önemli toplumsal bir gerçeði açýða çýkarýrlar. O halde, eðer "dinin ahlaksýzlýðý" söz konusu ise, dinin, aslýnda "ahlaksýzlýðýn dini" konumuna düþmesi de kaçýnýlmaz olabilir. Papalýk kurumundaki süre gelen seks skandallarý, Avrupa'da eþcinsel evliliklerin yasallýk kazanmasý, Ýslam ülkelerinde artmakta olan dinsel içerikli pedofili, tecavüz ve saldýrganlýk konuyu psikiyatik açýdan irdelemeyi gerekli kýlmaktadýr. Bu tür eylemlerdeki artýþýn yetkililerce ve belli etkin çevrelerce hoþ görülmesi veya görmezden gelinmesi neticesinde, dinsel kýlýflý ahlaksýzlýðýn her geçen gün daha da arttýðý görülmektedir. Bu baðlamda ülkemizde bir "patlama" yaþandýðýný söylemek herhalde abartýlý olmayacakýr. Psikiyatrik tetkiklerde, gündelik dilde “þeriatçý, dinci, gerici, tutucu, mutaassýp, mürteci, yobaz, baðnaz, mukaddesatçý, aþýrý dindar” diye nitelendirdiðimiz tipleme türleri çok belirgin ortak psikopatik eðilimler taþýrlar. Aslýnda "dindar" ile "koyu dindar"ý da çok ince bir çizgi ayýrýr. Çünkü yalýn gözlem ile, müminlerini her gün beþ vakit tapýnmaya çaðýran bir din, buyurgan ve baskýn yapýsý gereði, zaten "fanatik" ve "abartýlý" eðilimleri bünyesinde taþýr, dolayýsýyla, koyu dindarlara gereksinim duymaya eðilimlidir. Günde en az beþ kere ve ortalama 45 dakikadan toplam 4 saate yakýn süren gündelik dinsel seanslarla belirli hareket, pozisyon ve belli dualarýn anlamý bilinmeden yinelenmesine yönelik böylesine hipnotik ve baðlayýcý bir tapýnmanýn saðlýklý, dengeli, erdemli ve uygar bireyler oluþturmaya katkýda bulunmasý çok düþük bir olasýlýktýr. Ýþte býkýp usanmadan günde beþ kez tapýnarak dinsel görevlerini yerine getirdiklerine ve cenneti garantilediklerine inanan kiþilerin, salt kendilerince kutsal gördükleri, nesnelere, taþa, topraða, yapýlara, eþyalara, ölülere tapan nevroz ve psikoz hastalarý olma olasýlýðý bu nedenle çok yüksektir. Kendilerini sanki çok dindar, imanlý ve bilgiliymiþ gibi göstermeye kalkýþsalar da sýð kahve sohbetlerinden öteye geçemezler. Bilim, felsefe, kültür ve güzel sanatlarla yakýndan uzaktan bir ilgileri yoktur. "Gýygýy" dedikleri klasik müzikten, senfonilerden, operalardan, oratoryolardan kilise müziðini çaðrýþtýrýyor diye hastalýk derecesinde korkarlar. Bunlar Ýslamiyet’in yetiþtirdiði deðerleri , filozoflarý, bilim adamlarýný küçümseme, hatta ret noktasýna kadar gidebilir. Çünkü onlar için akýl, bilim, bilgi ve mantýk, birer puttur. Bu baðlamda, sözde ahlakçý, kuralcý, dindar görünmelerine karþýn, özde fevkalade ahlaksýz, þehvet düþkünü, çýkarcý, antisosyal, toplumsal sorumluluk duygusundan uzak, yurttaþlýk ve ulus bilincinden yoksundurlar. Ýnançlarý göstermeliktir. Dinden anladýklarý da varsa yoksa yat, kalk, takunya, ibrik, tas, tespih, türban, misvak, domuz yaðý ve anlamýný bilmedikleri Arapça dualarý tekrarlamaktan ibarettir. Salt anlýk ruhsal ve fiziksel doyum yollarýný tercih ettiklerinden toplumsal ve etik kurallarý dikkate almazlar. Hatta toplumun ahlaki kurallarýna düþman kesilirler. Tüm davranýþlarýndan da pek az sýkýntý ve suçluluk duyarlar. Aslýnda suçluluk duymak bir yana, tüm toplum dýþý tutumlarýndan büyük haz ve övünç duyarlar. Çünkü bunu Allah uðruna yaptýklarýna inanýrlar. Genel olarak, bunlarý saldýrgan (agresif) ve edilgen (pasif) tipler olarak iki türe ayýrabiliriz: SALDIRGAN (AGRESÝF) TÝPLER Saldýrgan tipler, gerek kendilerine, gerekse baþkalarýna karþý þiddet uygulayan “celali”, kolerik, dediðimiz paranoyak tiplerdir. Kendi benliklerine karþý mazoþist þiddet (kendini zincirle dövmek, kamçýlama, burhan ayinleri, acý çekme, aðlama, dövünme) uyguladýklarý gibi, aile fertleri ve üçüncü kiþilere karþý da çok kolayca sadik þiddet, dayak, kesme, biçme ve öldürmeye baþvurabilirler. Ýnançlarý sado-mazo bir öte dünyanýn hayalleriyle dolu, kanlý, irinli, kaynar sularýn içileceði, zebanilerin bulunduðu ürkünç bir cehennem sanrýsý ile, erotik-pornografik bir cennette kara gözlü huriler ve gýlmanlarla seviþeceðine dair ilkel bir imandan oluþur. Bu asla sonu gelmeyecek iþkence ve seks cümbüþünün hezeyanlý sayýklamalarýnda beyinler öte dünya hayalleriyle korku ve zevk gel-gitinde uyuþmuþ gibidir. Bu kadar farklý ve çeliþkili ölüm ötesi yerlerin varlýðýna tüm benlikleriyle inananlarda psikoz ve nevroz arazlarýna sýkça rastlanýr. Bunlar sapkýn inançlarýndan aldýklarý körkütük cesaretle kolay hiddetlenen , hoþgörüsüz, acýmasýz, tepkilerini denetleyemeyen psiko-nevrotik kiþiliklere dönüþürler. En ufak bir olayda kavga çýkardýklarý gibi baþkalarýnýn da kavga ve tartýþmalarýna katýlýrlar; hiç ilgileri olmadýðý halde birdenbire taraf olup çýkarlar. Bu nedenle kýzdýklarý zaman ne yaptýklarýný bilmezler. Bazan göðüse, vücuda, jilet, býçak ve usturayla çizikler yapabilirler. Kolay suç iþler ve bunu hemen "kader, kýsmet, nasip, alýnyazýsý" gibi dinsel bir kýlýfa uydurur, vicdanlarýný rahatlatýrlar. Kriminel tipler, cinsi sapýklar, pedofiller, tecavüzcülerin psiko-nevrozlarýn arasýndan çýktýðý gözlemlenmiþtir.. Toplumda linç kültürünün yaygýnlaþmasýnýn birincil nedenlerinden biri bu tiplerin kamuoyunda egemen olmasýdýr. EDÝLGEN (PASÝF) TÝPLER Edilgen hastalarýn kiþilik alt yapýsý saldýrgan tiplerle ayný olmakla beraber, bunlar hemen tepki vermezler. Korkak, ezik, ürkek, çekingen görünür, uzun süre sessiz kalýrlar. Ancak, sakin, sessiz, uysal, terbiyeli, telkine elveriþli, itilmiþ-kakýlmýþ, çevreye uyar gibi görüntü verirlerken, kendileri gibi olmayanlara diþ biler, içten içe sürekli lanet ve beddua ederler. Zamaný gelince bunu yüksek sesle küfür, eylem ve hakaretle göstermeye baþlarlar. Derken bir gün bir de bakarsýnýz ki o mahcup bünye tekbir getirerek elde pala kafalarý kesmeye, gaza etmeye baþlamýþtýr. Böylelikle ahlaksýzlýðn dini ve dinsel iman þiddet eylemlerine, terörist faaliyetlere zemin hazýrlamýþ olur. Mitomanlar, oligofrenikler (idiyolar, embesiller, debiller) ve þizofrenler de bunlarýn arasýndan çýkar. Mitoman herhangi belirgin bir neden olmaksýzýn sýk sýk yalan söyleyen kimsedir. Ya mevcut olaylarý, düþünceleri, söylemleri tahrif eder veya tamamen yeni, olmadýk hurafeler, uydurma masallar anlatýr: Yok iþte tüm ilimler, evrenin gizli þifreleri kutsal kitaplarda, Kuran'da yazarmýþ, yok Avrupalýlar oradan gizlice kopya çekermiþ, yok Hitler, Cousteau ve Ýngiltere kraliçesi gizlice Müslüman olmuþmuþ, vesaire vesaire gibi.. Bu tür teselli edici salya sümük sayýklamalar genellikle çocukluk veya ergenlik çaðýndan kalma bilinçaltýnda bastýrýlmýþ, aþaðýlýk duygusunun telafisi þeklinde ortaya çýkar. Oligofreni aileden, insest, akraba eviliklerinden gelen veya sonradan ortaya çýkan her çeþit zeka düþüklüðü, geriliðidir. Ýdiyolarda öðrenme ve karar verme yetisi geliþmemiþtir. Kolaylýkla telkin altýnda kalýrlar. Embesil de telkine elveriþli olduðundan her tür suça teþvik edilebilir. Debiller ise toplum içinde sorumlu mevkilere gelebilir, verilen emirleri düþünmeden yaparlar. Çoðunlukla cinsi sapýklar ve fahiþeler bunlarýn arasýndan çýkar. Efendilerine karþý köpekçesine baðlýlýk gösterirler. Þizofreni ise kiþilik parçalanmasýyla kendini belli eden ve tedavisi zor olan çok tehlikeli bir hastalýktýr. Çok aðýr psiþik bozulmalara ve yýkýma yol açar. SAÐALTIM Dinsel kökenli nevroz, psikoz, paranoyak, þizofren ve oligofrenlerin saðaltýmý salt psikiyatrik bir sorun olmaktan çok mediko-sosyal bir sorundur. Yani toplumsal bir sorundur. Bu nedenle, geleceðin saldýrgan ve edilgen hastalarý çocuklukta keþfedilmeli, bunlarý besleyen, yetiþtiren aileler, yerler, yurtlar, okullar, tarikatlar, tekkeler, dergahlar, dernekler, gençlik kollarý denetim altýna alýnmalý, gerekirse kapatýlmalý, bataklýk kurutulmalýdýr. Çocuklarýn hassas, dengesiz, melankolik yapýlarý dikkate alýnarak aile, öðretmen, eðitimci, doktor tüm çevresi el ele vererek hastalarýn normal insan haline gelmesine çalýþýlmalýdýr. Yetiþkin olanlar hastane gözetimine gereksinim gösterseler de bu gözetimin nasýl yapýlacaðýna dair kesin yöntem ve ölçütler belirlemek zordur. Bu iþ için sinir ve akýl hastaneleri uygun deðildir. Bu amaçla özel psikiyatrik tesis ve özel olanaklarý bulunan bir çeþit ýslahevi, rehabilitasyon merkezi - okul arasý kliniklerin yapýlmasý gerekebilir. Saðaltým bir taraftan akýl, bilim, ahlak, bilginin önemi hakkýnda ikna, telkin ve öðretim ile, diðer taraftan da çeþitli sedatif ilaçlarýn kullanýlmasý ile olabilir. Tüm bunlara raðmen taassup bataðýna gömülmüþ bir hastanýn iyileþeceðine, sözel ve davranýþsal bozukluklarýn sürekli kaybolacaðýna inanmýyoruz. Yani: prognosis negatif. Bu nedenle “iyileþti” kaydýyla taburcu bile olsa hasta tüm yaþamý boyunca gözlem altýnda tutulmalý, gerektiðinde kýsýrlaþtýrmalý, hezeyanlarýn, sapýklýk ve ahlaksýzlýðýn nüksetmesi halinde yeniden psikiyatrik saðaltýma alýnmalýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |