Ne çok þey söylenir sabýrla ilgili;
“Sabrým taþtý”,
“Ben sabýr taþý mýyým?”,
“Sabýr taþý bile bu durumda çatlar".....

Oysa sabýr tahammül deðildir; yaþananlar karþýsýnda diþlerini sýkmak deðildir..Sabýr zorluk geldiðinde Yüce Allah’ý hatýrlamaktýr. Ardýndan gelecek kolaylýðý beklemektir. Ýmtihanýmýzda Allah’ý görürsek, o zaman imtihaný severiz. Ýmtihan olmamýz, Allah’ýn Kendisini hatýrlatmasýdýr, bizi unutmadýðýnýn iþaretidir. Ne kadar zorluk isabet ederse, Allah’a o kadar yakýnlaþýrýz. Çünkü, “Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara Suresi, 153)

Tahammül acý, sabýr ise zevk verir. Allah için sabretmek güzelliktir. Senin için milyarlarca güzellik yaratan Rabb’in için yaptýðýn bir güzellik.

Söylenen tek doðru söz, "sabrýn sonu selamettir"... Gerçekten sabrýn sonu selamettir; sabýr sonsuz kurtuluþtur. "Bugün Ben, gerçekten onlarýn sabretmelerinin karþýlýðýný verdim. Þüphesiz onlar, ’kurtuluþa ve mutluluða’ erenlerdir." (Mü’minun Suresi, 111) ayetiyle haber verildiði gibi…

Zahiren kötü bir görüntüyle yüzleþme zamaný geldiðinde gösterdiðin tevekküldür sabýr...Býçak bedene saplanýr, acýyý ruh çeker. Ancak insan tam tevekküllü olursa acý duymaz.

Yüce Allah her þeyi birbiriyle uyumlu ve mükemmel yaratmýþ. Her þey O’nun kontrolünde ve mükemmel bir uyum var. Þeytaný da insana açýk bulup sokularak vesvese verecek þekilde yaratmýþ. Þeytan zehirdir, ancak Allah, Katýndan bir rahmet olarak panzehiri iþaret eder; O’na sýðýnmak...

Bediüzzaman’ýn sözlerindeki gibi:

“Din bir imtihandýr. Ýlahi sorumluluk bir tecrübedir. Sonuçta, yüksek ruhlar ile aþaðýlýk ruhlarýn birbirinden ayrýlmasý içindir. Nasýl ki bir madene ateþ veriliyor, sonuçta elmasla kömür, altýnla toprak birbirinden ayrýlýr. Ayný þekilde bu imtihan yurdunda mevcut olan ilahi sorumluluk yarýþmaya sevktir ki; insan madeninde bulunan üstün cevher ile aþaðý unsurlar birbirinden ayrýlsýn. Madem Kuran, bu imtihan yurdunda bir tecrübe konumunda, bir yarýþma meydanýnda insanlýðýn ilerlemesi için indirilmiþtir.”

Ýþte kainattaki þerler, zararlar, imtihanlar, þeytanlarýn ve zararlýlarýn yaratýlýþlarý þer ve çirkin deðildir. Küçük- büyük zorluklara sabýr göstermenin çok önemli/hikmetli sonuçlarý vardýr…

Yüce Allah bize belli vakitlerde randevu verir. Namaz vakitlerinde Allah ile randevuya gidiyor, ancak sabretmemiz gerektiðinde yapmýyorsak, Allah ile olan randevumuzu kaçýrýyoruz demektir. Vakti geldiðinde, dua, hamd, þükür, tevbe etmek gerekir. Karþýlýðýnda da Allah bütün aðýrlýklarý üzerimizden kaldýracaktýr.

Namazý nasýl sahipleniyorsak, sabrý, tevekkülü, þükrü, inanan insanlara sevgi duymayý, hepsini öyle sahipleneceðiz. Eþit olarak, ayýrdetmeden…

Allah’ýn kaderine saygýsýzlýk olmaz. Emir her an bizim için iniyor. Ve her görüntü bizim için hayýrla yaratýlýyor. Tevekkülsüz davranmak, kýzmak, üzülmek Allah’ýn yarattýðý kadere saygýsýzlýk olur.

Allah her konuda sýnayabilir. Açlýkla, canlardan mallardan imtihanla... Bunlar sýnav baþlýklarýdýr. Ýmtihanlara hazýr olmak gerekir. Ýmtihan karþýsýnda göstereceðimiz sabýr, alacaðýmýz nottur.

Sýnavda alacaðýmýz not bellidir; ona göre hazýrlanýrýz. Ancak Yüce Allah verdiði nimetlerin hiçbirine sýnýr koymadýðý gibi, bizlere vereceði nota da bir sýnýr koymamýþ…Ve O’nun dilemesiyle alacaðýmýz yüksek notun karþýlýðý, sonsuz mutluluk ve güven ortamý olan cennet..Yalnýzca bu dünyada her þeye sabretmenin karþýlýðý olarak insanýn dilediði her þey oradadýr:

Ýþte onlar, sabretmelerine karþýlýk (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileði ve selamla karþýlanýrlar. (Furkan Suresi, 75)