ALTINDAN KAMYON TEKERÝ OLMAZ

     Biz yaratýcýnýn mucizevî bir eseriyiz. Ancak bu durumun pek farkýnda deðiliz. Hiç nasýl aþýk olduðunuzu düþündünüz mü? Birisini gördüm, çok hoþtu ve bende âþýk oldum mu diyorsunuz. Eðer öyle bir durum olsaydý bize hoþ gelen herkese âþýk olmamýz gerekirdi. Ama durum öyle deðildir. Bakýn bakýn nasýl olduðunu söyleyeyim.

     Ýnsanlar telefon gibi, radyo gibi frekans yayarlar. Karþýnýzda bir insan var ve size bakýyor, onun gözlerinden çýkan frekans sizin frekansýnýzla uyuþmuþsa, hop bir bakmýþsýn âþýk olmuþsun. Ve ondan sonra sebepler ararsýn “Çok güzeldi, güzel konuþuyordu, kendine güveni tamdý” gibi sebepler söyleyerek aþkýmýza bahane buluruz. Bakýn bilmediðimiz bir özelliðimiz sadece aklýmýzla, bedenimizle iþ yapmayýz birde frekanslarýmýz var. Arkamýzdan birisi bize bakar biz onu görmeyiz ama baktýðýný hisseder döner bakarýz, sizce neden dönüp baktýk. Ýki insan karþýlýklý uzun süre göz göze bakamazlar, sizce neden?

     Sadece aþýk olanlara has bir özellik vardýr, sevdiðini andýðý anda neden burnunun kemiði sýzlar yada halk arasýnda böyle tabir edilir. Burnumuzun sol yanýnda bir kutucuk vardýr. Ama bu kutucuk aþýk olduðunuz zaman faaliyete baþlar ve aþkýnýzý özlediðinizi hissettiðinizde kutu açýlýr ve onun kokusunu duyarsýnýz. Buyurun size bilmediðimiz bir özelliðimiz daha.

     Necip Fazýl’a annesi ölmeden önce hastane de demiþ ki “Senin þair olmaný isterdim.” O ana kadar þairlik istidatýnýn farkýnda olmayan büyük þair, þiir yazmaya baþlamýþ. Kendimizi keþfetmemiz kolay bir durum deðildir. Kendini bilen Rabbini bilir demiþler. Herkes kendini biliyor olsa idi. Herkes Rabbini de biliyor olurdu ve bize Rabbimizi anlatmasý için peygamberlerin gelmesine gerek kalmazdý deðil mi?

     Bilgisayar pek çok þey bilir ama kendisini bilmez, kendisini bilmediði için kendisini yapan yani insaný da bilmez. Kendini bilse idi bakýn ne çok þey bilmiþ olacaktý. Bizde kendimizi bilebilirsek çok þey bilmiþ olacaðýz.

     Bir iþte baþarýlý olmak istiyorsak öncelikle o iþle alakalý artýlarýmýzý ve eksilerimizi bilmemiz gerekir. Olumlu taraflarýmýzý kullanmak için hazýr hale getirmeli, olumsuz taraflarýmýzý da eksikliklerimizi de giderme yoluna bakmalýyýz. Olumlu ve olumsuz yönlerimizi ortaya çýkarýp bunlarý beynimize söyleyip durmamalýyýz. Bir yere yazmalý ki sýk sýk beynimizi meþgul etmesin.

     Kendini tam anlamýyla keþfedebilirsen dünyada isteyip de yapamayacaðýn iþ olmaz. Kendini keþfettiðin zaman kendine göre olan iþlerin peþinde olacaksýn. Çünkü senin madenin altýndan ise senden bir kamyon tekeri yapýlmayacaðýný bilirsin. Senden çok güzel gerdan, yüzük, bilezik, olabilir ama bir masa, bilgisayar, kapý, kamyon tekeri olmaz. Sen bir altýn olup da baþka bir insana imrenerek ya da yanlýþ bir insaný modelleyerek araba lastiði olmaya çalýþýrsan ömür boyu acý çekeceksin demektir.

     Bu kitapta ben size kendinizi nasýl keþfedebileceðinizi, sadece kendinizi deðil muhatabýnýzý da birkaç dakika içerisinde nasýl çözebileceðinizi anlatacaðým. Ve göreceksiniz ki kendinizi keþfettikten sonra hayat ne kadar güzel ve basitmiþ anlayacaksýnýz. Zor diye bir durum kalmayacak. Çok zevkli iþler ve zevkli iþler diye iþleri kategorize edeceksiniz.

Kendinizi, fizyolojinizi, psikolojinizi, beyninizi tam bileceksiniz ki neye ihtiyacýnýz olduðunu bileceksiniz. Aslana ot verirsen aslanýn özelliðini –etçil bir hayvan olduðunu- bilmiyorsun demektir. Aslana devamlý ot verdiðin durumda ya aslan açlýktan ölecektir, ya da aslan aslanlýktan çýkacak öküzleþecektir. Yani aslanýn kiþiliðini bozmuþ olacaksýn. Sizce neden dünyamýzda bu kadar çok kiþiliði bozuk insan var.