..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Mevlüt Tok




4 Ekim 2010
Din Görevlisi Kanaat Önderi Olmalýdýr  
Kanaat Önderlerimiz.

Mevlüt Tok


Bardakoðlu, “Din görevlimiz sadece namaz kýldýran memur deðil. Sosyal hayata müdahale eden kanaat önderi olmalý” dedi Haberin altýnda yorumlarda ‘‘müdahale eden’’ yanlýþ anlaþýlmýþtýr. Buradaki anlamý toplum yaþamýnýn içerisinde olan anlamýnda kullanýlmýþtýr.


:AGBE:
Bardakoðlu, “Din görevlimiz sadece namaz kýldýran memur deðil. Sosyal hayata müdahale eden kanaat önderi olmalý” dedi Haberin altýnda yorumlarda ‘‘müdahale eden’’ yanlýþ anlaþýlmýþtýr. Buradaki anlamý toplum yaþamýnýn içerisinde olan anlamýnda kullanýlmýþtýr.

Peki bu ''kanaat önderi'' kavramý neyi anlatýr? Bu toplumbilimi kavramý modern demokrasilerde kamuoyu oluþturma alanýnda kullanýlmýþtýr.

Kamuoyu kavramý içerisinde yer alan “kamu” sözcüðü özetle “grup” ve “oy” sözcüðü de özetle “kanaat” anlamýna gelmektedir (Bektaþ, 1996:41-68). Toplumda yaþayan farklý gruplarýn farklý konularda farklý kanaat ve tutumlara sahip olduðu hatýrlanýrsa, kamuoyunun sadece çoðunluðun kanaati olduðunu söylemek doðru olmayacaktýr. Kamuoyu, çoðunluk ve azýnlýk kanaatlerinin karþýlýklý etkileþmesinin de bir son ürünüdür (Vural, 1999:61). Özetle kamuoyu, belirli bir zamanda, belirli bir tartýþmalý sorun karþýsýnda, bu sorunla ilgilenen kiþiler grubuna ya da gruplarýna hakim olan kanaattir; ancak bunun kendini etkin olarak duyuran kanaat olduðunu da eklemek gereklidir (Kapani, 1983:115). Ayrýca, kamuoyu konusunda çalýþmalar yapanlarýn kabul ettikleri bir gerçek ise, bu kavramýn tek ve açýk bir tanýmýnýn olanaklý olmadýðýdýr (Mutlu, 1993:117).

Gökçe (1996:211), siyaset bilimi açýsýndan kamuoyunu; yasama, yürütme ve yargý organlarýnýn davranýþýný belirleyen ya da kanaat önderleri tarafýndan belirlenen ve oluþturulan ölçüt olarak tanýmlamaktadýr. Dolayýsýyla, kamuoyunun oluþumunda ayrýca kanaat, kaný ya da kamuoyu önderlerinin rolünden (Vural, 1999:50; Bektaþ, 1996:109-111) de söz etmek gereklidir. Kanaat önderleri, görece belli bir sýklýkta, diðer bireylerin tutumlarýný ve/ya da davranýþlarýný teklifsiz olarak etkileyebilen kiþiye karþýlýk kullanýlmaktadýr (Mutlu, 1993:122). Arkadaþlarý tarafýndan belli bir konuda özel uzmanlýðý olduðu kabul edilen, fikir ve öðüt almak için baþvurulan kanaat önderleri, kamuoyunun oluþumunda önemli bir role sahip görülmektedir. Dar çevrelerde kamuoyunun oluþumunda kanaat önderleri, medyadan daha etkili kabul edilmektedir (Kýþlalý, 1997:330).

Diyanet Ýþleri Baþkaný Bardakoðlu’na göre: ‘‘Din görevlisi devlet memurundan öte, toplumla iç içe yaþayan sivil memurdur. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn toplumun her kesimini kucaklayan, sosyal yaþantýnýn içinde olan ve insanlara dini inançlarý konusunda yol gösteren bir kurumdur. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn sivil karakteri, bürokrat karakterinden daha öndedir. Camiler resmi kurum deðildir. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý da resmi kurum deðildir. Zaten din ile devlet bürokrasisinin ayrý tutulmasýnýn anlamý da bu olmalýdýr. Camilerin, ibadet yapmanýn yaný sýra, sosyal hayatta da çok önemli bir yere sahiptir. Camiler, gençlerin, çocuklarýn, kadýnlarýn ve toplumdaki herkesin buluþacaðý sosyal ve kültürel faaliyetlerin merkezi olmalýdýr. Avrupa’da ve Amerika’da müslümanlar bulabildikleri bir camiyi hem ibadet için hem de sosyal ve kültürel faaliyetleri için bir merkez haline getiriyorlar. Toplumun bütün sosyal hayatýna müdahale eden kanaat önderi olduklarýný’’ bildirmektedir.

Ýmam Arapça’da önder demektir. Cami imamýnýn temel görevi müslüman topluluklara ibadet ve din inançlarýný öðrenmede bulunduklarý çevrede halkýmýzý inanç, ibadet ve ahlâk konularýnda aydýnlatmaktýr. Buna yol göstermek de denebilir. Gerçekten müslüman topluluðun içine girmek, onlarla birlikte hareket etmek, acý ve tatlý hatýralarýný paylaþmak çok önemlidir. Bu nedenle din görevlilerinde diðer kamu görevlilerinde olduðu gibi 8-17 saatleri içerisine sýðdýrýlabilecek bir çalýþma kavramýna bakmadan toplumla iç içe yaþamak durumundadýrlar. Daha güneþ doðmadan seher vakilerinde uyanýp camiye koþan, gece vakitlerinde diðer kamu görevlilerinin evlerinde dinlendiði bir saate yine camiye koþturan, kalýplaþmýþ çalýþma saatlerini kýrýp aþarak müslüman topluluða ibadetlerinde önderlik yapar. Ýmamlar gerçek bir toplum önderleridir. Toplumun kafasýný kurcalayan her türlü toplumsal sorunlarla ilgili sorular gelir ona. Nerede, ne zaman, ve nasýl bir soru ile karþýlaþacaklarý belli deðildir. Durum böyle olunca onlar, yalnýzca bir kuþaðýn deðil, tersine çocuklarýn, gençlerin, yaþlýlarýn, okumuþlarýn ve okumamýþlarýn da ümit ve moral kaynaðýdýr. Dolayýsýyla bilgi, kültür, kabiliyet ve donaným bakýmýndan, toplumun beklentilerine cevap vermek zorundadýrlar. Din görevlilerinin müslüman topluluklarla kaynaþmasýný ve çevrelerine ýþýk saçmalarýný hararetle savunan Mehmet Akif Ersoy 30 Haziran 1910 tarihinde yazdýðý, “Din Adamlarý ve Medrese” adlý bir makalesinde þunlarý söylemektedir: “…Lakin vaazlar yine eski Musevilerden kalma olup, bazý vaizlerimizin, söyleyecek sözleri -yani sepette pamuklarý- olmadýðýndan, vakit geçirmek ve yerli yersiz halký korkutup duygulandýrmak için kullandýklarý, kaynaðý ve doðruluðu meçhul masallarý olacaksa bunlarý býrakalým! Doðuda, batýda, kuzeyde ve güneyde ne kadar Müslüman varsa zillet sefalet içinde yaþamaktadýr. Sefil bir milletin elinde kalan bu dini yüceltemeyen, onu bilmeyen ve anlamayan görevliyi kürsüye yaklaþtýrmamalý. Çünkü konuþmacý, milletin mazisini, hâlini bilmeli ve cemaati istikbale hazýrlamalýdýr.” Bu nedenle din görevliliðini tercih eden kiþi, rahat ve kendisinden emin olmalýdýr. Mesleðinin gerektirdiði bilgi, kabiliyet ve deneyimi önemsemelidir. Yerine göre halkla bir sosyolog, psikolog ve hekim gibi ilgilenerek yardýmcý olmalýdýr. Ülkemiz tarihinde ulusal baðýmsýzlýk için verilen çetin uðraþ yýllarýndaki görünüm ve cumhuriyetin kuruluþundaki proje, görevlilerimizin toplumdaki sosyal yapýlarýný ortaya koymak açýsýndan önemlidir. Sütçü Ýmam’ýn Kahramanlýðý, Maraþ kalesine asýlan Fransýz bayraðýnýn indirilmesi, Denizli Çal müftüsü Ahmet Hulusi Efendinin Ýzmir’i iþgalden kurtarmaya yönelik fetvasý ve bölge halkýyla cepheye yürümesi, Ankara Müftüsü M. Rýfat Börekçi’nin Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte cumhuriyeti kurma çalýþmasý, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlýþý, okunan ayetler, mevlitler ve yapýlan dualar… Bu çizgiler ve görüntüler o günlerde olup biten önemli olaylardan birkaç tanesidir. Diðer bir söyleyiþle bunlar; gerektiðinde din görevlilerimizin baþarýlarýný gösteren belge ve kanýtlardýr.

Din iyi ve güzel, kötü ve çirkin, doðru ve yanlýþ, adalet ve zulüm gibi hayatýn temel çeliþkileri hakkýnda perspektifler veren, dünya hayatýný anlamlý ve yaþanabilir kýlan en önemli deðer kaynaklarýndan biridir. Din, gerek kiþisel bir tercih veya metafizik bir tecrübe olarak, gerekse toplumsal var oluþun vazgeçilmez bir unsuru olarak hayatýn her alanýnda kendisini gösterir. Bu itibarla kiþisel ve toplumsal kimliklerin saðlýklý bir biçimde oluþabilmesi için dinin, özellikle de temel inanç ve ibadet alanlarýnýn öðretilip eðitilmesinin gereði görülmektedir.

Ülkemizde din görevlileri yetkilendirilirlerse terör sorununun da üstesinden gelebilirler. Din görevlileri iyi bir eðitimden geçirilerek, yöre halkýnýn dilleri de öðretilerek halkýn arasýna kamu görevlisi olarak deðil, sivil görevliler olarak gönderilip terör konusunda atýnlatýlabilir. Din etnik öðeler arasýnda bütünleþmeyi saðlayacak güçlü bir tutkaldýr. Yöre halkýnýn dilini de bilen din görevlileri köy köy dolaþarak halký bilgisizlik kýskacýndan kurtarýp Ýslam’ýn ýþýðýyla ayrýlýkçý terör örgütlerinin gerçek amaçlarýný daha iyi görebileceklerdir. ‘‘Rahmet iklimi Ramazan'da kalleþçe bir saldýrý nasýl yapýlýr? Bir din adamý neden sýrtýndan vurulur?Taþ atan çocuklarýn ellerinden tutan, onlarý Kur'an'la tanýþtýran bir imamý öldürerek ne elde eder terör örgütü? Hakkari'de bir cami imamýný ezan okumaya giderken, üstelik sýrtýndan kurþunlayan, hýncý geçmediði için baþýna sýktýklarý kurþunlarla onu þehit eden teröristlere, kirli silahlarýn sahibi kirli ellere bu sorular. Aziz Tan 49 yaþýndaydý. On sekiz yaþýndan beri imamlýk vazifesini sürdürüyordu. Kalbi insan sevgisiyle dolu, eðitim âþýðý, barýþ dostuydu. Aziz'di, Ýslam'dý, bir cami imamýydý. Sahurunu yapmýþ, akþamdan kalma teravih yorgunluðu içinde vazife yaptýðý Hacý Sait Camii'ne ezan okuyup, sabah namazýný kýldýrmaya gidiyordu. Hain eller onu yolda yakaladý. Savaþta bile dokunulmayana dokundu kalleþlerin elleri ve sokak ortasýnda kurþun yaðdýrdýlar ona.’’ (HaberVakti, 25 Aðustos 2010).

Ýslâm dininde “ruhban sýnýfý” adýyla bir kesim bulunmamaktadýr. Din bilginlerinin görevleri, sadece bildiklerini bilmeyenlere öðretmek ve bilgilerini soranlardan saklamamaktýr. Ýslâm açýsýndan din bilginlerinin, baþkalarý üzerinde, kendilerine din tarafýndan verilen “dinsel” bir üstünlük ve egemenlik haklarý yoktur. Bununla birlikte, dinin özellikle temel deðerlerinin eðitim ve öðretimi ile toplu ibadetlerinin düzenli bir biçimde yerine getirilmesi ve örgütlenmesi için de birtakým kiþilerin görevlendirilmesine gerek vardýr. Çünkü bugün insanlar bütün gereksinimlerini kendi baþlarýna karþýlayabilecek birkaç kiþi veya birkaç aileden oluþan, yalýn ve basit bir dünyada deðil; yaþam koþullarýnýn ve iliþkilerinin gittikçe güçleþtiði, karmaþýklaþtýðý ve çeþitlendiði bir dünyada yaþamaktadýr. Böyle bir dünyada ise yaþam içerisindeki iliþkilerin düzenli ve gerektiði biçimde gerçekleþtirilebilmesi için iþ bölümü, iþ güvencesi ve sosyal güvenliðe gerek vardýr. Din hizmetlerinin sahipsiz býrakýlmasý, din deðerleri ve ibadetlerin bütünüyle savsaklanmasýna ve yok sayýlmasýna hatta zamanla büsbütün ortadan kalkmasý tehlikesine yol açabileceði için, söz konusu hizmetlerin düzenli bir biçimde yerine getirilebilmesi konusunda birtakým görevlendirmelerde bulunmak gerekmektedir.

Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Kuruluþ ve Görevleri Konusundaki 22.06.1965 gün ve 633 sayýlý yasada, Baþkanlýðýn görev ve yetkileri þöyle belirtilir: “Ýslâm dininin inançlarý, ibadet ve ahlâk esaslarý ile ilgili iþleri yürütmek, toplumu din konusunda aydýnlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Baþbakanlýða baðlý Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý kurulmuþtur.”

Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn camilerde ve cami dýþýnda yerine getirdiði hizmetlere “din hizmetleri” ve bu hizmetlerin gerçekleþtirilmesi sýrasýnda görev alanlara da “din görevlileri” denir. Ýnsanlarý doðru ve güzele, hak ve adalete yönlendiren din görevlisi, huzursuz ve mutsuz gönüller için bir umut ýþýðý; öksüz, yetim, kimsesiz ve haksýzlýða uðramýþ kiþiler için emin ve güvenilir bir sýðýnak; katý kalpli suçlular için düzeltici bir eðitici; kin ve nefretle dolu kalplere sevgi yayan bir gönül doktoru; her türlü günah kirine bulaþmýþ kimselere piþmanlýk ve tövbe kapýlarýný açan bir yol gösterici; toplumun aktöresel deðerlerini koruyan ve toplumsal yozlaþma ve kötürümleþmeye karþý yardýmlaþma, dayanýþma ve kardeþlik duygularýný pekiþtiren gönüllü ve içten bir önder ve benzmeye çalýþýlacak güzel bir örnek kiþidir.

Nitelikli ve düzeyli bir din eðitim ve hizmeti, ancak nitelikli ve düzeyli din görevlileri tarafýndan verilebilir. Bugün, “Kalýplaþmýþ düþüncelerden kurtulmanýn davranýþsal ve toplumsal koþullarý; kalýplaþmýþ düþüncelerin baskýsýndan bizi kurtarmayý baþaracakaraçlardan biri, gerçek anlamda gerçek din adamlarýdýr. Bunlar dini, boþ inançlardan temizlemeyi baþaracak bir eðitim alýrsa, çevrelerine en büyük yol göstrici olmayý baþarabilirler.” (Halis Ayhan, Eðitime Giriþ ve Ýslâmiyetin Eðitime Getirdiði Deðerler, Damla Yayýnevi, Ýstanbul 1982, s. 59)

Din görevlisinin, yerine getirdiði dini açýklama ve yol gösterme görevini yaparken, sahip olduðu derin alan bilgisi ve genel ekin de her zaman yeterli olmayabilir. Bunlar yanýnda onun engin bir sevgi ve hoþgörü kaynaðý olan geniþ bir gönle, her türlü zorluk ve güçlüklerle mücadele edebilecek saðlam bir güce ve kendisini insanlýðýn hizmetine verecek bir toplumsal olgunluk ve adanmýþ bir kiþiliðe de sahip olmasý gerekir. Çünkü etkili bir din açýklamasý ve yol göstericilik görevi, sýradan, deðiþmez ve durðan bir iþ deðildir. Bir kimse bütün içtenliði ile inanmadýkça ve kendi üzerinde bir davranýþa dönüþtürmedikçe, herhangi bir din konusunu baþarýlý ve inandýrýcý bir biçimde baþkalarýna anlatamaz. Birtakým sýradan hareket ve eylemlerimizi yücelten, alýþkanlýklarýmýz ile ibadetlerimiz arasýný ayýran en önemli ögedir, insanlarýn niyet ve Toplumsal olgunluða ve adanmýþ bir kiþiliðe sahip olan din görevlisi, müslüman topluluklarýyla iliþkisi sýrasýnda, yararsýz söz ve davranýþlarda bulunmayacak, insanlar arasý kanaat ve düþünce ayrýlýklarýný derinleþtirmeyecek, doðru, çalýþkan, içi ve dýþý temiz, kendine güvenen, içten, ileri görüþlü, nazik, kolaylaþtýrýcý, olumlu güç ve sevgi dolu bir güzel arkadaþ ve dost olacaktýr. Kur’an-ý Kerim’de; “Allah sizin için kolaylýk diliyor, zorluk istemiyor.” (Bakara, 185) denmiþ, Hz. Peygamber Efendimiz de; “Kolaylaþtýrýnýz, zorlaþtýrmayýnýz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” buyurmuþtur. (Buhârî, “Ýlim”, 11; “Edeb”, 80; “Cihad”, 164; Müslim, “Cihad”, 5; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 17)

Amerika’da siyah müslümanlar için yayýnlanan ‘‘Bilalian News’’ adlý dergide okudum. Mesid -Amerika’da bizdeki cami anlamýnda kullanýlýyor- müslümanlar için yalnýzca namaz kýlýnan bir yar deðildir. Burasý bütün toplumsal etkinliklerin yerine getirildiði canlý bir toplum merkezidir. Çocuklar da burada eðitilir. Burada oturup müslüman toplumun sorunlarý tartýþýlýr, yoksullara yardým edilir. Hatta iþ ilanlarý bile burada verilir. Gençlerin oturabileceði, kafeteryalar vardýr. Ýsterlerse tenis oynayabilirler, isterlerse internete girebilirler. Sözün özü burasý namaz kýlmanýn yaný sýra bütün yaþamý içine alýr.

Almanya ve Ýngiltere’ye gittiðimde de gördüm. Buralarda da Türkiye’deki kalýplaþmýþ cami kavramýnýn dýþýnda tam yaþamýn ortasýnda yer alýr. Bu gurbet ellerde göçmen iþçilerimizin kimliklerini koruyup geliþtirebilecekleri güvenli bir liman, güvenli bir sýðýnaktýr. Buralarda iþçiler biri birleine güçlü birdayanýþma duygusuyla sarýlarak daðýlýp, eriyip yok olmaktan kurtulmaktadýrlar. Kiliseler de benzer tkinlikleri sürdürmeye çalýþmaktadýrlar ancak gençler hýzla kiliselerden uzaklaþýp ateism bataðýna saplanmaktadýrlar. Hatta bazý kliseler toplumlarýný yitirdiklerinden satýlmaktadýrlar. Bunlardan bazýlarýnýn satýn alýnýp camiye çevrildikleri de olmaktadýr. Bizim Türklerde eriyip kaybolma korkusu ortadan kalkmýþ, Alman toplumunda da Ýslamlaþma baþlamýþtýr. Avrupa artýk kendilerini camilere alýþtýrmaya çalýþmaktadýrlar. Özgür düþünceli, önyargýsýz Avrupalýlar bu Ýslamlaþma’ya karþý çýkmazlarken, ýrkçýlar ve tutucu saðcýlar öfkeyle karþý çýkmaktadýrlar.

Irkçý ve Ýslam karþýtý düþünceleriyle tanýnan Hollandalý aþýrý saðcý lider Gert Wilders, Almanya'nýn baþkenti Berlin'i ziyaret etti. Wilders'ýn hedefinde yine Ýslam vardý. Wilders, "Almanya'nýn kendi kimliðini savunabileceði, Ýslam'a karþý bir harekete ihtiyacý var" dedi; Avrupa'daki Ýslam'ý "hayalet"e benzetti. Avrupa'da ýrkçý ve Ýslam karþýtý düþüncelerin sözcüsü oldu. Saðcý hükümete verdiði dýþarýdan destekle, Hollanda'da göçmen ve Ýslam karþýtý yaptýrýmlarý hükümet protokolüne soktu. Ardýndan da Berlin'e gitti, Almanya'yý karýþtýrdý. Ýslam karþýtý "Fitne" isimli filmiyle tanýnan Hollanda Özgürlük Partisi lideri Gert Wilders, Almanya'nýn baþkentindeydi. Bir grup saðcý politikacý ve dernek tarafýndan davet edilen Wilders, bir oteldeki etkinlikte konuþtu. Wilders, hem Ýslam'ý hem de Almanya Baþbakaný Angela Merkel'i hedef aldý: "Almanya'nýn kendi kimliðini savunabileceði, Ýslam'a karþý bir harekete ihtiyacý var. Alman demokrasisi ve ekonomik refahý, Ýslam'ýn tehditi altýnda. Þu an Avrupa'da bir hayalet dolaþýyor. Ýslam'ýn hayaleti. Bu tehlike artýk ayný zamanda politik bir tehdit. Çoðumuzun da bildiði gibi, Ýslam sadece din deðil, tüm politika görüþlerin üzerinde tehlikeli bir ideoloji." Hollandalý Wilders, "Merkel Almanya'nýn Ýslam ülkesi olmasýndan yanadýr" görüþünü de savundu. Wilders karþýtý gösteriler Wilders etkinlikte konuþurken, sokaklarda da hem yoðun güvenlik önlemleri hem de gösteriler vardý. Yüzlerce protestocu, Wilders karþýtý eylem yaptý. (CNN Türk, 03.10.2010).

Avrupa’da ve Amerika’da dinsel örgütlenmeler sekülarizm çerçevesinde oldukça özgürdür. Þu anda dinin devlete müdahalesi engellenmiþ olduðu halde, devletin dine müdahalesinin önü açýktýr. Özerk bir diyanetle din hizmetleri daha özgürce yapýlabilir.Orada din devlete karýþmaz, devlet de dine. Orada din kurumu özerk bir yapýya sahiptir. Avrupa Birliði’ne girmeye hazýrlanan Türkiye de dinsel örgütlenmesini Avrupa düzeyinde özerkleþtirmesi gerekir. Avrupa ölçütlerinde tam bir din özgürlüðü geldiði zaman, hristiyanlar da doðal olarak sýnýrlarýn ortadan kalktýðý Avrupa Birliði topraklarýnda müslümanlar arasýnda yasal olarak da ülkemizde özgürce kendi dinlerini yayma çabasýna gireceklerir. Bizdeki kamu görevlisi olma anlayýþýna sahip din görevlileriyle sýnýrlý-görevli din görevlileriyle müslümanlarýn inançlarýný misyoner akýnýnana karþý koruma olanaðý zayýflayacaktýr. Bizde bir ata sözü var: ‘‘AT ÝZÝ , ÝT ÝZLERÝNE KARIÞMIÞ-KÖYDE ÝTLER SERBEST TAÞLAR BAÐLI’’. Bu misyoner akýnýna karþýn Türkiye’de bize özgü sekülerizle imamlarýn elleri kollarý baðlý kalacak ve müslüman halkýmýzýn inançlarýný korumada yetersiz kalacaklardýr. Bu bakýmdan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn bir an önce yasal düzenlemeler yapýlarak üniversiteler ve Hakimler gibi özerk akademik bir yapýya kavuþturulmasý gerekmektedir. Dünya koþullarý yeniden gözden geçirilerek dinsel örgütlenmemiz de baþtan sona gözden geçirilip Avrupa ölçütlerine göre –kliseden daha geri olmamak üzere- yeni bir örgürlenme aðý kurmak gereði ortaya çýkmýþtýr. Yoksa Avrupa Birliði’yle bütünleþme tamamlanýnca bütün Anadoluyu yeniden hristiyanlaþtýrma çabasýna gireceklerdir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yoksulluða Karþý Savaþta Din Görevlilerinin Önderliði
Çok - Kültürlü Toplumlar
Uygarlýklar Dayanýþmasý mý Yoksa Uygarlýklar Çatýþmasý mý?
Ekinlerlerarasý Ýliþkiler: Erime veya Bütünleþme

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sözleþmeli Öðretmen
Wikileaks, Mossad ve Cýa Ýþbirliði
Kýzýlca Kýyamet: Biliþim Kýyameti
Sökün Köyü'nün Boynu Bükük Tarihi Camisi!
Askerliði Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
Halk Ne Denli Varlýklý ve Eðitim Düzeyi Yüksekse, Yönetim Biçimi de O Denli Demokratiktir
11 Eylül Karartmasý, Amerika Birleþik Devletleri ve Ýsrail

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ozymandias [Þiir]
Pars! Pars! [Þiir]
Ak Güvercinim, Özgür Yiðidim! [Þiir]
Ýl Olma Yolunda Ýlerleyen Silifke [Deneme]
Cayýr Cayýr Yanýyor Ülkemiz Þu Lanet Terör Yangýnýnda! [Bilimsel]


Mevlüt Tok kimdir?

Emekli Ýngilizce okutmanýyým. 1954 Mersin doðumluyum. Bu sayfalarda çeviri denemeleri yapmak istiyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mevlüt Tok, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.