Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus |
|
||||||||||
|
Ýnsanlarýn iman etmemelerinin pek çok sebebi vardýr. Ancak en temel iki sebepten ilki, insanýn Yüce Allah’ý tanýmamasý, düþünmemesi, Rabb’imizin sonsuz kudretini gereði gibi takdir edememesidir. Bir diðer sebep de içinde yaþadýðý toplumun telkinleri nedeniyle dinin baskýcý, sýkýntýlý ve özgürlüðünü kýsýtlayýcý bir hayat sunacaðýný zannetmesidir. Ancak insan ilk engeli aþtýðýnda, yani kendisini ve herþeyi yaratan tek mutlak varlýk olan Yüce Yaratýcý’yý tanýdýðýnda, iman etmenin asla ‘zannettiði’ gibi kabus dolu bir yaþama yol açmayacaðýný anlayabilir. Allah’ýn Kendisini tanýttýðý mesajý olan Kur’an’ý samimiyetle okur, Allah korkusunu ve sevgisini içine yerleþtirir, gafletten kurtulur, kulluðunu kabullenir, Allah’ýn varlýðýnýn delillerini görür, ölümü ve ahireti tefekkür ederse, onu sonsuz mutluluk ve kurtuluþa götürecek yola girmeyi baþarabilir. Ýman eden insanlarýn, Allah’a karþý duyduklarý sevgi, baðlýlýk ve kadere olan teslimiyetleri, onlarý huzursuz edebilecek her türlü nedeni ortadan kaldýrýr. Çünkü inanan insan için hayatý boyunca ‘kötü’ olarak nitelendirebileceði hiçbir þey yoktur. Yüce Allah’ýn, zahiren ‘þer’ gibi görünen herþeyi, kendisi için ‘hayra’ dönüþtüreceðini çok iyi bilmektedir. Bu da müminin her zaman imani bir coþkuya sahip olmasýný saðlar. Herkesin karamsar olduðu ortamlarda bile, onu üzecek herhangi bir neden mevcut olmadýðýndan, neþesinden hiçbir þey kaybetmez. Allah’a inanan, O’na dua eden ve tevekkül eden insanlarýn, diðer insanlardan hem ruhsal hem de fiziksel olarak daha saðlýklý olmalarýnýn sebebi, yaratýlýþlarýna uygun davranmalarýdýr. Ýnsanýn yaratýlýþýna aykýrý olan felsefe ve sistemler ise, insanlara hep acý, hüzün, sýkýntý ve bunalým getirmektedir. Ýman ile insan ruhu arasýndaki özel iliþki, týp dünyasýnda da çeþitli araþtýrmalarýn konusu olmuþtur. Bir bilimsel araþtýrma sonucuna göre, inanan gençlerin inanmayan gençliðe nazaran daha mutlu olduklarý ortaya çýkmýþtýr. Associated Press bu araþtýrmayý, 24 Aðustos 2007 günü “Birçok çocuk için inanç mutluluðun anahtarýdýr” baþlýðý ile dünyaya duyurmuþtu. Ayrýca Harvard Üniversitesi Týp Fakültesi’nden Dr. Herbert Benson’ýn dini inanç ve bedensel saðlýk arasýndaki iliþkiyi inceleyen kapsamlý araþtýrmalarý da, bu konuda dikkat çekici sonuçlar vermiþtir. Benson, inançsýz bir kiþi olmasýna raðmen, Allah’a olan inancýn ve ibadetlerin insan saðlýðý üzerinde baþka hiçbir þeyde görülmeyecek derecede olumlu bir etki meydana getirdiði sonucuna varmýþtýr. Benson, ayrýca “diðer hiçbir inancýn, Allah’a olan inanç gibi zihne huzur vermediði sonucuna” vardýðýný açýklamaktadýr. (M. Grant Gross, Oceanography, A View of Earth, 6. baský, Englewood Cliffs, Prentice-Hall Inc., 1993, s. 205) Seküler bir araþtýrmacý olan Benson’ýn vardýðý sonuç, kendi ifadesiyle, insan bedeninin ve zihninin “Allah’a iman etmeye göre ayarlý” olduðudur. (Rod R. Seeley, Trent D. Stephens, Philip Tate, Essentials of Anatomy & Physiology, 2. Baský) Ýman etmeyen insanlar, ne kadar gayret etseler de, imani bir neþeye sahip olamadýklarýndan, hiçbir zaman gerçek mutluluðu yaþayamazlar. Çok isteseler bile, bir türlü samimi ve içten bir neþe ile hareket etmeyi baþaramazlar. Çünkü mutluluk hissini insan ruhuna hissettiren Allah’týr ve sadece iman eden kullarýna bu hissi verir. Ýmanýn kendilerine getireceði huzurdan uzak kalan insanlar gerçek anlamda rahat olamaz, karþýlarýndaki insanlara da rahatsýzlýk verirler. Çevrelerine ‘hikmetle bakan bir iç göz’ leri yoktur, o nedenle olaylarý sadece zahiri yönden deðerlendirebilirler. Batýnýný görmemeleri, onlarý Allah’a iman etmekten alýkoyar. Kýsacasý; sadece bakarlar, görmezler. Allah’a samimi bir þekilde iman ederek kazanacaklarý mutluluðu, akýlsýzlýklarý yüzünden kaybedip mutsuz bir yaþam sürerler. Ýnanan insanlara ise Allah, O’nu veli ve dost edinmelerinin ve hoþnutluðunu gözetmelerinin karþýlýðýnda, bir nimet olarak manevi bir güç verir. Bu güç onlarý Allah’ýn rýzasýný daha çok kazanmak için çalýþmaya ve ‘Allah’a yaklaþmak için vesile aramaya‘ yöneltir. Zorluk anlarýnda sabretmelerini de kolaylaþtýrýr. Allah onlarýn kalplerine ’sabýr ve kararlýlýðý raptetmiþtir’ . Gösterdikleri çaba, onlarýn her geçen gün cennet ehlinin ahlakýna biraz daha yakýnlaþmalarýný saðlar. Salih amellerde bulunmanýn verdiði mutluluk, sürekli salih amellerde bulunma isteði oluþturur. Göstermiþ olduklarý bu çaba ne kadar çok olursa olsun, bundan dolayý bir yorgunluða kapýlmazlar. Allah, cennette vereceklerine bir sýnýr koymayacaktýr, nimetleri sonsuzdur. Ýman eden insanlar da yaptýklarý salih amellere bir sýnýr koymazlar, Allah’ýn rýzasýnýn en çoðunu ararlar. Karþýlýðýnda da Allah’ýn rahmetini ve cennetini kazanmayý umarlar. Allah’ýn emirlerine uyan ve Allah’ýn rýzasýný kazanabilmek için durmaksýzýn çalýþan müminler, hem dünyada hem de ahirette mutlu bir yaþam sürerler. Allah, iman edenlerin dünya ve ahiret mutluluðuyla müjdelendiðini Kuran’da birçok ayette bildirir. Müjde, dünya hayatýnda ve ahirette onlarýndýr. Allah’ýn sözleri için deðiþiklik yoktur. Ýþte büyük ‘kurtuluþ ve mutluluk’ budur. Yunus Suresi, 64 Ýman etmeyenler ise, mutsuzluklarýný itiraf etmekten kaçýnýr ve bu durumun çeþitli sebepleri olduðunu ileri sürerler. Onlarý mutsuz eden ve ‘tesadüfen’ kendilerine gelip çattýðýný düþündükleri herþey, aslýnda Allah’ýn onlar için yarattýðý imtihanlardýr. Yaþadýklarý zorluklarý, Allah’ýn bir hikmet üzerine kendilerine verdiðinin þuurunda olmadýklarý için, hoþlarýna gitmeyen olaylar onlarý üzüp, mutsuzlaþtýrmaktadýr. Ýnkâr edenler ile müminler arasýndaki bu fark dünyada olduðu gibi ahiret gününde de ortaya çýkacaktýr. Allah bu durumu Kuran’da birçok ayetle haber verir. O gün yüzler ýþýl ýþýl parlar. Rablerine bakýp-durur. O gün, öyle yüzler vardýr ki kararmýþ-ekþimiþtir. Kendisine, beli büken iþlerin yapýlacaðýný anlamaktadýr. Kýyamet Suresi, 22…25 O gün, öyle yüzler vardýr ki apaydýnlýktýr; Güler ve sevinç içindedir. Ve o gün, öyle yüzler vardýr ki üzerini toz bürümüþtür. Bir karartý sarýp-kaplamýþtýr. Ýþte onlar da, kafir, facir olanlardýr. Abese Suresi 38…42
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |