Türlü, türlü oyunlarýn vardý senin. Tren raylarýnýn üzerine býraktýðýn çiviler o tonlarca aðýrlýk altýnda ezilirdi de bunlardan kargýlar ve ok uçlarý yapardýnýz. Küçükyalý’dan bindiðiniz banliyö treninin vagonlarý arasýnda koþuþturur, içeride baþkalarýný rahatsýz etmeði göze alarak köþe kapmaca oynardýnýz hani. Suadiye sinemalarýnýn gündüz matinelerinde dönemin en güzel filmlerini izlerde, dönüþte anlatýlaný merakla dinleyen diðerlerine ballandýra, ballandýra keyifle aktarýrdýnýz çocukça yaþanan tüm o anlarý. Taksim sinemalarýnýn adýný þimdi hatýrlayamadýðým en gösteriþli olanlarýndan birinde izlediðin ve baþrollerinde Charles Bronson’un oynadýðý “ Beyaz Buffalo” adlý film ne unutulmaz güzellikte bir filmdi öyle. Sinemanýn yukarýdan aþaðýya olan eðimli iç mekâný ise nasýlda büyülemiþti seni hani, hatýrlar mýsýn acaba bunu þimdi. Bostancý’dan Göztepe’ye bütün o kýyý boyunca yaya olarak gezilip dolaþýlmadýk hiçbir yer býrakmazdýnýz. Otomatik kumar makinesini ilk kez orada görmüþtün. Hazneye atýlan bozuk paranýn, düþeceði son noktaya ininceye dek çarparak iliþtiði tüm metal yüzeylerde duyulan o metalik bozuk para sesi ile heyecanlanýr, içini kazanma hýrsý kaplardý. Sonra dönmeye baþlayan o renga renk küçük yuvarlak silindirlerle birlikte ayný renklilikte yanýp sönen ýþýklar. Küçük kazançlarýn ardýndan baþlayan kayýplar. Ýyice araþtýrýlan ceplerde bulunan yirmi beþ kuruþlara baðlanan büyük umutlar. Pendik’ten Kartal’a uzanan o güzergâhtan ise hoþlanmazdýn hiç. Ama telli baba’yý nedense çok sevmiþtin. Kâðýt helvalar mýydý bunun nedeni, o vakitler yeþili fazla olan bakir doðasý mýydý? hatýrlamýyorum ama sevmiþtin iþte kýsaca, o yakayý. Gülhane Parký’ndaki hayvanat bahçesinden çok istediðin o evcil hayvanlarý ise satýn alamamýþtýn bir türlü. Yine orada, bir gözü kýrmýzý diðeri yeþil olan köpek bulunamadýðý için Japonya’ya sipariþ verilmiþti sözde! Onun yerine uyuz görünüþlü, tek gözü kör olan kirli bir sarman kedi alýnmýþtý ya!. Zayýflýktan zavallý hayvanýn kaburga kemikleri sayýlýyordu. Ýçerlemiþtin tabii ki bu duruma. Kýzmýþtýn evdekilere de, taa ki, köpeðin yanýnda Avustralya’dan bir de kanguru getirilmesi sözü karþýlýðý barýþmýþtýn yeniden, o hinoðlu hinlerle. Nedense hiçbir zaman gelmedi oralardan, sipariþ edilen þu hayvanlar. Ýlk haftalar ve aylar boyunca tüm o beklemeler nafile. Iýýý, gelmiyordu iþte! Acaba bir daha mý verilseydi þu sipariþler?

Tommiksler, teksaslar,zagorlar derken, hayvan dergilerinin o dönemler fasikül halinde yayýmlanan serilerine abone olunmuþtu. Çocuk aklýyla neydi ki acaba bu abonelik? Abonman bileti gibi bir þey ise, sonuçta ne iþime yarardý ki bu! Fakat þu arabalý vapurun en üst katýndan suya atlayan aðabeyler var ya, hayrandýn vallahi onlara. Nasýlda, hiç korkmadan dalýyorlardý suya. Her bir dalýþta suda, yüzeyden derine kaybolmakta olan þu iki buçuk liralarý balýklara kaptýrmadan aðýzlarýnda çýkarýveriyorlardý hemencecik dýþarý. Bir dalýþ iki buçuk liraydý demek haa, üstelik onca alkýþ, onca pohpohlama! Ne iyi vallahi! Büyüyünce onlar gibi mi olsaydým acaba bende. Þöööyle gererek kaslarýmý metrelerce yüksekten baþ aþaðý dalabilseydim denize. Üstelik ben para da istemezdim kimsecikten. Yalnýzca, þu küçük alkýþlar olsun, yeterdi bana. Bir de þeyy, utanýyorum söylemekten belki ama þu karþý sitedeki kýzýn kulaðýna þöyle hafiften bir çalan olsaydý yapacaðým o dalýþlarý! Manzarayý düþünmek bile kýpýr, kýpýr ediyor insanýn içini. Birde gerçek olsa, ne iyi olurdu bu. Göz göze gelmekten kaçýnýrdým onunla. Yüreðimin gümbürtüsü dýþarýdan duyulmasýn diye neler, neler yapmazdým ki. Ama o, salaþ bir yürüyüþle sýrýtarak yanýmýza geldiðinde ise yatýþýrdý kendiliðinden tüm o telaþ ve o kargaþa. Köþe baþlarýnda saklambaçlar oynar, aramýzda ebeyi yanýltmak için giysilerimizi deðiþtirirdik.

Vakit çarçabuk geçer akþam oluverirdi birden. Balkonlardan uzanan meraklý baþlar, yükselen ve gittikçe öfkelenen çýðýrtýlar arasýnda sokaða saldýklarý çocuklarýnýn adlarýný haykýrýrdý. “ Esiin, Füsuuun nerdesiniz gýýz, körolasýca þeyleee., Allah belanýzý vermesin, sabahtan beri nerelerde sürtmektesiniz bakiiim siz öööle, gelmek bilmediniz nedense bi türlü eve! ”

Aydýn AKDENÝZ