Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Bugün kendi reklâmýmý yapmadan doðrudan konuya gireceðim. Çünkü anlatacak o kadar çok þey var ki… Ama siz n’olur bunlarý anlatýyorum diye beni dedikoducu zannetmeyin. Aksine ben dedikodan nefret ederim! Maksat muhabbet olsun caným. Hem ben bütün gördüklerimi, duyduklarýmý anlatmýyorum. Sansürden geçiriyorum. Eðer bildiklerimin hepsini anlatsam cinayet çýkar valla cinayet!.. ** Dün akþam yemeði sýrasýnda beni de masaya getirdiler. Ýçimdeki tavuklu bezelyeyi tabaklara daðýttýktan sonra da orada unuttular. Yemek yendi, sofra silindi, ama beni oradan alýp mutfaða götürmeyi kimse akýl etmedi. Ya da akýl etti de “biri nasýlsa götürür” düþüncesiyle boþ verildi. Bu durum tabii ki benim iþime çok yaradý. Bulunduðum yer oldukça rahattý. Salonun her tarafýný görebildiðim gibi konuþmalarý da duyabiliyordum. Konuyu açan Þehnaz haným oldu: -Oðlum Þeref, bizim þirket iþi nasýl gidiyor? -Ýyi gidiyor babaanne. Maliye ile ilgili biraz daha iþ var. Bu konuþmayý duyan Þekip bey oðluna sordu: -Þirket mi? Babaanenin þirketle ne iþi olacak? -Baba, biz bir þirket kuruyoruz. Finansman kýsmý tamam, ama biraz bürokratik iþleri var. O konularda da sen bize yardým edersen… -Oðlum ben bu güne kadar birçok þirket kurma iþini yaptým. Bu ciddi bir iþ, þakaya gelmez. -Þaka yaptýðýmýz yok Þekip. Torunumla birlikte kuracaðýz þirketimizi. Dosta düþmana inat olsun diye, yapacaðýz bu iþi. -Þeref oðlum, bu kadýncaðýzý da kendini de kandýrma. Bu tür iþleri de çocuk oyuncaðý gibi görme! -Ama baba, baksana her þirket kuran köþelik oluyor. Alýyor dünya kadar krediyi, yapýyor yatýrýmýný. Ýthalat, ihracaat derken katlarýn, yatlarýn sahibi oluyor. Biz de ithalat, ihracaat ve tekstil alanýnda faaliyet göstereceðiz. Aklýma yeni geldi, paranýn bol olduðu bir baþka sektör daha var: Reklamcýlýk. Buluruz birkaç oyuncu, çekeriz reklamý. -Ben bile oynarým o reklamlarda oðlum. Elaleme yedirmeyelim paramýzý. -Oynarsýn, oynarsýn babaanne. Son sözler Þenay haným’ýn kahkasý ile kesildi. Þehnaz haným bu duruma çok sinirlendi: -Gülün siz, gülün! Son gülen de biz olacaðýz. Meðerse ne kadar çok bizi kýskanan varmýþ! -Anacýðým kýskanan filan yok. Bu iþler hayalle olmaz. Þirketi kurmak çok para ister. Kurarsýn istediðin zaman hemencecik kapatamazsýn. Kapatýrsýn, yýllarca devlete birikmiþ vergi borcu ödemek zorunda kalýrsýn. Oðlum Þevket, istersen sen benim yanýmda biraz çalýþ. Hem bu iþler nasýl yapýlýyor öðrenirsin, hem de bana yardým edersin. Þeyda hemen ekledi: -Abiciðim hem de “turp elle mi sökülüyor belle mi” görürsün. Þeref sinirden kýpkýrmýzý kesildi, fakat bir þey söylemedi. Koridordaki ev telefonu çalmaya baþladý. Birkaç gündür gece bu saatte çok telefon gelmeye baþladý. Bedava mýdýr ne? Sahi “akþam 7’den sabah 7’ye kadar bedava konuþ” diye bir reklam duymuþtum. Aramalarýn çok olmasýnýn nedeni bu olmalý. Þeyda telefona bakmak için kalktý. Biraz konuþup annesini çaðýrdý. Yarým saat kadar konuþtuktan sonra Þenay haným içeri girdi. -Amma da muhabbet ettiniz gelin haným! Arayan kim? -Kardeþim. -Hangisi, o hayýrsýz olan mý? -Neden hayýrsýz olsun? -Telefonda sen söyledin az önce “seni hayýrsýz seni” dedin. -O lâfýn geliþi anne. Konuyu kapatmak için Þenay haným bir þey bulmak ister gibi etrafa bakýndý. Buldu da. Anlayacaðýnýz gene kabak benim baþýma patladý: -Þeyda, o tencere kaç saattir orada duruyor? Al onu oradan! Dedi sertçe. Þeyda isteksiz bir þekilde yerinden kalktýðý sýrada Þehnaz haným: -Tencerem kaynarken, maymunum oynarken herkes benim dostum. Dedi. Bunu birisini iðnelemek için mi söyledi, yoksa benden söz edilmesi mi bu sözü çaðrýþtýrdý, doðrusu bilemiyorum. Bu sözdeki kaynadýðý söylenen benim, onu anladým; ama þu maymun iþine aklým ermedi. Yoksa bu ihtiyar eve bir de maymun mu alacak? Diyelim aldý. O maymun nasýl oynayacak? Kafam karýþtý valla. Baþýmýza bir de maymun belasý musallat etmesin þu Þehnaz haným! Þeyda beni masa üzerinden aldý, doðru mutfaða götürdü. Ocaðýn üzerine öyle sert býraktý ki dibim çýkacak zannettim. Bu kýz çok agressiv çoook. Aman bir an önce birisini bulup gitse de þundan kurtulsak! Hem bu yaptýðýn yanýna kâr kalacak zannetme Þeyda haným. Ben de Tencere Çelik’sem bir gün mutlaka bunun intikamýný senden alýrým. Bekle ve gör… Ses tâ salondan duyulmuþ olmalý ki Þenay haným baðýrdý: -Yavaaaþ. Beni oraya getirtme! -Elimden kaydý anne, elimden kaydý. ** Biraz sonra Þekip bey, mutfak balkonuna oturdu, sigarasýný yaktý. Evin içinde sigara içmek yasaktý. O da caný istedikçe buraya gelir, küçük bir plastik tabure üzerine oturur, sigarasýný tüttürürdü. Birkaç nefes çekmiþti ki Þenay haným yanýna geldi. Öfkesini Þekip beyden çýkarmaya kararlýydý. -Þekip, lütfen küllerini yere atma. -Atar mýyým karýcýðým. Bak, kül tablasý elimde. -Balkona ev terliklerinle mi çýktýn yoksa? -Hayýr hayatým. Onlar eþiðin yanýnda, balkondakiler ayaðýmda. Kararlýydý, bir kusur bulacaktý. -Aaaa, aaaa! -N’oldu? -Bu tülün hali ne böyle? -Ne varmýþ tülün halinde? -Baksana! -Yanlýþlýkla sigara deðmiþ. Azýcýk yanmýþ. -Ne azýcýðý, kocaman bir delik açýlmýþ. -Üzülme caným, yenisini alýrýz. -Alýrýz da daha dikkatli olmalýsýn. Dedi ve söylenerek mutfaktan çýktý. O çýktýktan hemen sonra Þeyda içeri girdi. Babasýnýn boynuna sarýldý. -Babacýðým senden bir ricam var. -Söyle güzel kýzým, söyle. -Çift hatlý yeni bir telefon istiyorum. -Senin telefonunun yeni sayýlýr kýzým. -Býktým ondan. Ben yenisini istiyorum. Eskisini de babaanneme veriririm. O da özeniyormuþ cep telefonuna. -Babaannen kullanamaz cep telefonunu. Onun telefonu olursa baþýmýza iþ açarýz. Fatura ödemekten býkarýz. Onun aklýna böyle bir þey sokmayýn sakýn. -Biz onun aklýna sokmadýk baba. Geçen gün “herkesin bir cep telefonu var. Bir tek benim yok. Burada ayýrýmcýlýk yapýlýyor. Referandumdan sonra zaten herkes beni düþman belledi.” Diyordu.Alacaksýn deðil mi babacýðým? -Peki, bakarýz. -Bakarýz deme baba. Öyle dediðinde o iþ olmayacak anlamý çýkýyor. Lütfen baba, lütfen! -Tamam, tamam. Hemen alamam, ama birkaç aya kadar alýrým sanýyorum. Bir fabrika ile görüþüyorum. Anlaþýrsam hemen alacaðým, söz. -Teþekkür ederim babacýðým. Dedi ve o da gitti. Fazla vakit geçmeden Þeref geldi. -Baba bana bir pantolon lâzým. -Alalým öyleyse. -Ne zaman alýrýz? -Yarýn benim yanýma gel, büronun yanýndaki alýþveriþ merkezinden alalým. -Orada kaliteli mal yok. Hep tapon mallar satýyorlar. -Sen yarýn gel, istediðin yere gider bakarýz. -Teþekkür ederim. Þeref de çýktý. Þekip beyden istek ve þikayette bulunmak için gelmeyen sadece Þehnaz hanýmdý. Gelmemesi imkansýzdý. Neler konuþulduðunu öðrenmeden duramazdý. Nitekim mutfak kapýsýndan kafasýný uzattý, içeri baktý. Kimse olmadýðýný görünce girdi ve kapýyý da kapattý. Þekip bey, onu görünce bir sigara daha yakmasý gerektiðini düþündü. Ayaða kalkýp cebindeki çakmaðý aramaya baþladý. -Ne o, beni görünce kaçmaya mý karar verdin? -Neden kaçayým anacýðým? Çakmaðý arýyorum. -Ýçme þu zýkkýmý! Sabahlarý senin öksürüðünden benim uykularým kaçýyor. -Ýçmesem iyi olur da, kendimi engelleyemiyorum iþte. -Herkes gelip gelip gitti yanýna. Neler konuþtunuz bakalým? -Önemli bir þey yok. Dedi ve sigarasýný yakýp bir nefes çekti. -O karýn olacak çenebazýn baðýrýþlarý geliyordu tâ içeri kadar. Gene benden mi yakýndý sana? -Senden söz edilmedi anacýðým. Yanlýþlýkla sigarayý mutfak tülüne deðdirmiþim. Tül yandýðý için söylendi biraz. -Ona ne oluyormuþ? Tülü alan da sensin, yakan da. Yanarsa yansýn, senden kýymetli mi? Canýn sað olsun. -Daha dikkatli davranmam gerekirdi. Kadýncaðýzý üzdüm istemeden. -Amaaan, üzülürse üzülsün. Boþ ver! Geçende bazý þeyler duydum. Haberin olsun diye söylüyorum. Bunlar Þeyda’yý birilerine vermeye uðraþýyorlar. -Olur mu öyle þey? Bir þey olsaydý bana da söylerlerdi. -Söylemezler, söylemezler. Önce kendi aralarýnda fiskos yaptýlar. Ben duymuyorum ya, ben saðýrým ya! Gelin “aman yavaþ konuþun, bir duyarsa valla ortalýk karýþýr” diye uyardý arkadaþlarýný ama ben gene de duyacaðýmý duydum. Tam bu sýrada Þeyda’nýn çýðlýðý ile irkildiler. Þeyda hýzla mutfaða girdi: -Ne oldu kýzm? -Deprem oldu baba. Duymadýn mý? -Ben hiç farketmedim. Demek ki küçük bir depremmiþ. -Küçük olur mu? Bayaðý salladý. Çok korkuyorum baba. -Korkma kýzým, bir þey olmaz. Son sözü Þehnaz haným söyledi: -Korkacaðýnýza imana gelin! Bunlar hep birer uyarý. Ders almasýný bilene tabii… Þimdiki ufaktý, yola gelmezseniz büyüðü de yakýnda. Daha anlamadýnýz mý bu dünya kimin yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor? (Devam edecek)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |