..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > E. Asým Öztürk




11 Ekim 2010
Beyaz Ötesi Beyazlar…  
“Ben söyledim oldu… ben yaptým oldu… ben her þeyi yaparým, olur… Yapýlabileceklerin tamamýný da, yalnýz bennn yaparým…” Acaba?

E. Asým Öztürk


Demokrasiyi sandýða oy atmakla sýnýrlý gören, görmek isteyenlerle seçtikleri, demokratlýðý kimselere býrakmýyor; demokrasiyi anlamanýn ilk basamaklarýnda bile deðillerken.


:AFGA:
Temel sanat yaþamdýr ve temelinde insan vardýr. Var olmalýdýr, olmak zorundadýr.

Olmamasýný yeðleyenlerin huysuzlanmaya, yetinmeyip bir de sürekli ve salt þikâyet etmeye hakký da yoktur.

Dilimizde bu durumu anlatan, “yapanla yapmayan bir olur mu?” ve benzeri güzel sözler de vardýr.

Her geçen gün, “sen ne kadar anlatýrsan anlat, karþýndakinin anlayabileceði, anlama kapasitesiyle sýnýrlýdýr” görüþünü haklý çýkaran örnekler, katlanarak çoðalýyor…

“Anlamayan daha da önemlisi, anlamak istemeyenlere boþuna anlatýp kelimeleri yorma” diye düþünenlerin sayýsý da az deðil.

Benzer düþünceleri yazýp-çizenler ve anlatmak isteyenlerin yaný sýra, özellikle anlatmayýp, anlamamayý yeðleyenler konusunda sýkýntý, söz konusu bile deðil.

Sistemler kendiliklerinden gelmediðinden, yaþananlardan, özellikle yaþanmamasý gerekenlerden kavram olarak insaný bütünüyle soyutlayamayýz.

Geniþ anlamda saðýma, soluma, önüme ve arkama bakýyorum.

Saðým-solum insan ve yaþananlar açýsýndan, olmasý gerekenlerden uzak. Arkaya baktýðýmda da görünenler çoktan gerilerde kalmasý gerekenler yýðýný. Geriye, bir tek ön kalýyor.

Ön. Normal yaþamda sürekli izlediðimiz, izlemek zorunda olduðumuz yön.

Bilindiði gibi gözlerimiz önümüzdedir. Ayaklarýmýz da öyle. Yürüyüþ ve gidiþ yönümüzdür ayný zamanda.

Peki o önde, önümüzde ne ve neler var?

Gazeteler, televizyonlar, internet ortamý örneklerden geçilmiyorken, yalnýzca son birkaç gündür yaþananlarý sýralamayýp genel olarak bakmak, herkes için yeterli…

Elbette ilgilenenler için bu zorunluluk. “Ben ilgilenmiyorum” diyenler de olabilir. “Özgürüm, istediðimle ilgilenirim” de diyebilirler... Bu da sonuçlarýna katlanýlmayý gerektiren bir seçenektir.

Ayrýca, ortamlara uyum saðlamak da, yaþanan günlerinde genel olarak dünyamýzda, özel olarak ülkemizde çok sýk karþýlaþtýðýmýz bir söylem ve yaþam biçimidir.

Bu biçim, azýmsanmayacak çoðunluklarca “olmazsa olmaz” kabul edilmiþ görünürken, bu konuda bukalemunlarýn hiçbir hatasý, dahasý, suçu yoktur.

Havada uçuþan “demokrasi” söylemi oradan oraya savrulurken ülkemizde rüþvet, yalan, talan demokrasisine dönüþüyor, çoðunlukla ve sýk sýk, neredeyse sürekli…

Siyaha beyaz, yetinmeyip beyaz ötesi diyenlerin sesleri kulaklarý týrmalarken, konuþmalar haykýrýþlara, savunma adýna baðýrýþlar, saldýrýlara dönüþüyor.

Demokrasiyi sandýða oy atmakla sýnýrlý gören, görmek isteyenlerle seçtikleri, demokratlýðý kimselere býrakmýyor; demokrasiyi anlamanýn ilk basamaklarýnda bile deðillerken.

Gýrtlaðýna kadar yolsuzluklara, rüþvete ve talana batmýþlar kendilerini en beyaz ilan ederken, hiç zaman yitirmeden bireysel ve kurumsal yandaþlarý ekleniyor onlara.

Yandaþlarý, “haklý ya da haksýz, o bendendir” anlayýþýyla sahip çýkarken, küfürler havada uçuþuyor. Sonra da sürekli, gerekli-gereksiz her yer ve koþulda ahlaktan söz ediyorlar, gözler yuvalarýndan fýrlayýp, aðýzlar köpürürken…

Ahlak onlardan, salt onlardan soruluyor! Üstelik her konuda…

“Dokunulmazlýk” benzeri, verilen sözler tutulmuyorken, sözünü tutmayý da sahipleniyorlar, en gürültülü biçimlerde.

Yol arkadaþlarýnýn(!) yolsuzluk dosyalarý unutulurken, kendilerini koþulsuz destekleyenlerin paylarý, kesinlikle unutulmuyor, ödüller(!) sunuluyor, her anlamda.

Önceden belirlenmiþ bir süre için yönetmekle yükümlü olduklarý kurumlarý, koþulsuz baðýþlanmýþ zannedip, “iyileþtiriyoruz” aldatmacalarýyla kendilerine benzetmeye çalýþýyorlar.

Biçimsel olarak kurallar gereði seçilerek gelenler eh, neyse de, hiç hak etmeyen insanlar hak etmedikleri yerlere getiriliyor. Her þey birbirine karýþtýrýlýrken, ileriye doðru atýlmýþ eksik adýmlarýn ilerletilip geliþtirilmesi adýna, geriletilmeye çalýþýlýyor.

Herkesi, ama herkesi kendileri gibi düþünüp-davranmaya zorlamak için, her ama her yolu deneyip uyguluyor, uygulamaya çalýþýyorlar.

Onlar, her þeyi en doðru biçimlerde biliyor! Herkes onlarýn söylediklerini koþulsuz ve hiç Ýtiraz etmeden kabul etmeli! Yetinmeyip hemen uygulamalý… Onlarýn bilmediði hiçbir þey yok, bilmediklerini bilmedikleri dýþýnda…

O nedenle bin dört yüz yýldýr benzeri toplumlar yeryüzü cennetinde yaþarken, o toplumlar ve insanlarý, özellikle ahlak þampiyonlarý…

O toplumlarda arsýzlýk, hýrsýzlýk, yolsuzluk ve benzerlerinin olmadýðý varsayýlýrken, sonu gelmiyor. Yakýn gelecekte sonlanacaða da benzemiyor…

Dünyanýn geri kalan ülkeleri, hemen her konuda onlarý örnek alýyor…

Bilimden-sanata, ekonomiden-sosyal yaþama, dünden-bugüne ve yarýnlara, her, ama her konunun tartýþýlmaz örnek ve önde gelen ülkeleri…

Bana bu yazýyý ekleyebilme, ilgilenenlere okuyabilme þansýný veren sistemler baþta olmak üzere; tüm keþif-icat ve buluþlar o toplumlarýn insanlarýnýn eserleri.

Elektrikten-uydulara her araþtýrma, buluþ ve uygulamalar onlardan sorulur. Yaþamlarýmýzý kuþatan tüm ürün ve olanaklar, onlar olduðu için var…

Hoþgörü, insanlýk, yardýmlaþma, sosyal toplum ve benzeri kavramlarla, dünden-bugüne örnek uygulamalarý, hep onlarýn eserleri arasýndaki insani hoþluklar…

Diðer ülkeler ve insanlarýnýn yaþamlarý kocaman, kara bir boþluk, hiçlik… Varlýklarý da anlamsýz aslýnda…

Yine onlar, “ne olmuþtu?”, “ne oluyor?” ve neler olacak”ý da bilirler… Bilirler ya! Nedense, gerçekleþmeden önce olacaðýndan söz etmezler… Yeni yorumlarla açýklayýp, kendilerince günceli de kapsadýðýný kanýtlarlar…

Anlayýp-bilmeyenlere de öðretmeye dünden razý ve hazýrlar, kendilerinin anlayýp-bilmediklerini… Yeter ki düþünmeden, koþulsuz onlarýn ardýna takýl…

Yaþamýn nasýl temel sanat olduðunu, yaþayarak gör…

10 Ekim 2010, Ýstanbul
Ertuðrul Asým Öztürk



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum ve birey kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Ýnsanlýk Masalý…
Tüketirken Tükenmek…
Ýnsan Seçmek…
Tek Damla Okyanus…
Sözün Bitmediði Yer…
Küçülen Yalnýz Dünya Deðil…
Vah Ýnsan Vah…
Ben - Ýzm…
Rüyalar Gerçek Olsa…
Beklemek…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gezgin Nean [Öykü]
Yaratýcýlarýn Ýzinde (2) [Öykü]
Güneþin Çocuklarý [Deneme]
Ayný Kalmak… [Deneme]
Toplum Ya da Toplam… [Deneme]
Farkýnda Olmak… [Deneme]


E. Asým Öztürk kimdir?

Dünya benim için dönmüyor. Güneþ benim için doðmuyor. Dünya, dönmesi gerektiði için dönüyor. Güneþ, doðmasý gerektiði için doðuyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyattan müziðe, resimden karikatüre, sayýlarý çok fazla.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © E. Asým Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.