Ýnsanlar beklentilerini genellikle sadece bir uçtan sýnýrlar. Çoðu kiþi, en az þu kadar en çok da þu kadar bekliyorum diye düþünmez de, ya 'olsa olsa bu kadar bekliyorum' ya da 'þu kadar en az, üstüne ne kadar olursa o kadar iyi' diye düþünürler.

Bir ev sahibi olmayý arzu ettiðinizi düþünün. Daha hayalini kurarken bir zamanlamayý da gönlünüzden geçiriyor olun. '5 seneden önce ev mev alamam ben!' diye mi düþünürsünüz? Yoksa 'En fazla 5 sene içinde kendi evimde oturacaðým. Daha da erken yapabilirsem ne ala!' diye mi düþünürsünüz.

Bu iki düþünce arasýndaki fark, sadece iki düþünce arasýndaki fark, kendi evinizde birkaç yýl daha erken ya da birkaç yýl daha geç oturmanýzý saðlayabilir.

Daha da çarpýcý bir örnek alýþveriþle ilgili verilebilir. Diyelim yine bir ev alýþveriþi yapýyorsunuz. Alýcý konumundasýnýz.

Kendiniz için istemeyi öðrenememiþseniz, ev için kafanýzda ödemeyi kabulleneceðiniz bir fiyat belirlersiniz. Bu fiyatý görünce de daha fazla indirim için çok bastýrmayarak paralarý bayýlýrsýnýz. Hatta belki de o fiyatý görmeseniz bile, baþtan niyet etmediðiniz halde daha fazlasýný ödemeye razý olursunuz.

Oysa kendisi için istemeyi öðrenmiþ bir kiþi, razý olacaðý üst fiyatý belirleyip o fiyata ulaþana kadar gerçek bir alýcý olmayý kafasýndan bile geçirmez. O noktaya varýnca da pazarlýk onun için daha yeni baþlamýþ sayýlýr. O fiyatýn üstünde zaten alýcý deðilken, þimdi alýcý olma ihtimali belirmiþtir. Satýcýdan isteyebileceði fiyat konusunda kendi lehine bir sýnýr belirlememiþ olan bu alýcý, düþebildiði kadar düþmeye çalýþýr. Bu arada karþýdaki kiþinin psikolojisini de algýlamaya çalýþýp, gerekirse kesin almak istediði bir evi bile birkaç gün erteleyip fiyatýný biraz daha düþürmeyi dener.

Bu arada evi kaçýrma riski yok mudur? Vardýr tabii. Ama kendisi için istemeyi bilen bir kiþi, gerçekten fýrsat haline getirmediði bir alýma atlamaz. Gerçekten fýrsat haline getirirken de bazý fýrsatlarýn kaçývermesinin kaçýnýlmaz olduðunu bilir. Daha iyi fýrsatlarýn kucaðýna düþeceðine tam bir inançla yoluna devam eder.