Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
Ah Ebu Bekir! Ey Ebu Bekir! Nasýl bir yük býraktýn bize, bu nasýl sevgi bu nasýl iman? Bu nasýl bir ahit ki; “O ne söylüyorsa doðrudur” deyip sorgulamadýn hiçbir sözünü. Bu nasýl bir muhabbettir ki; hicrette bile ayrýlmýyordunuz. Ey Ebu Bekir sadakatin Ömer’i bile kýskandýrmýþken biz nasýl kýskanmayalým seni? Efendimiz’in en yakýnlarýndandýn sen. Sen ki; öylesine zenginken Allah için tüm servetini harcayýp “Allah ve Rasulü bize yeter” dedin. Sadakat ve cömertik adýna ne çok alacaðýmýz ders var senden Ey Ebu Bekir. Bizi görsen gözlerine inanamazdýn, gözü doymazlýðýmýzý, hep daha çok isteyiþimizi, ufacýk bir sadakayý bile elimiz titreyerek verdiðimizi ve dostlarýmýzý bile arkadan vurup, sözlerimizi tutmadýðýmýzý görsen herhalde kahrýndan ölürdün. Ey Ömer ! Ah Ömer! Seni nasýl kýskanmayýz biz söylesene. Sen ki; Peygamberimizin duasýna giren insansýn. Sen islamla yeniden doðarken islamda seninle ayaða kalkýyordu. Islamiyet henüz gizlenirken, senin cesaretinle ilk kez müslümanlar topluca Kâbe’ye gidiyordu. Kýskançlýðýn güzel olabileceðini seninle öðrendik. Ömrünü hayýrlara harcayan arkadaþýný bir kez geçebilmek için, O’nu için için kýskandýðýný hep gülümseyerek dinledik. Ama ne acý ki; Ey Ömer sadece dinledik, kulaðýmýza küpe yapmadýk. Bizde kýskandýk evet, ama hep dünya mallarýný, kardeþlerimizin servetlerini. Hayýra harcayanlara senin gözünle bakamadýk biz, onlar “enayiydi” bizim lügatýmýzda. “Herkes çalýþsýn kazansýn” dý bizce. Adalaeti hep senin adýnla duyardýk , ama gel gör ki biz adil olmayý da beceremedik. Hep kendimizin ve yakýnlarýmýzýn çýkarlarýný korur olduk. “Dayý” sý olmayanlarýn boynunun bükük kalýþý hiç sýzlatmadý vicdanlarýmýzý. Yani Ey Ömer! “Bir kuzuyu kurt kapsa bunun hesabý Ömer’den sorulur” diyerek gecelerini uykusuz geçirip þehri dolaþan sen, bugün bizlerin adalati ayak altýna alýp çýkarý baþ tacý ettiðimizi görsen kahrýndan ölürdün herhalde. Ah Osman! Ey Osman! Nasýl bir haya idi bu sendeki, nasýl bir aþktý ki bu sendeki Peygamberimiz bile edep duyardý senden. “Melekler bile Osman’dan haya ederken ben neden etmeyeyim” demiþti. Utanma duygusunu, edep kavramýný hep seninle duyduk biz ama edebimizden baþýmýzý önümüze eðip yürüyemedik. Tüm vitrinlerle göz göze gelmemiz þartmýþ gibi, yada “küçük daðlar bizim eserimizmiþ” gibi burnumuz yükseklerde yürüdük hep. Yada baþýmýzý eðmek istesek “suçlular kafasýný eðer, kaldýr kafaný dik yürü” diye azarlandýk. Utanma duygumuzun yerinde çoktan yeller esti. Öz güvenimizi kazanalým derken öz hayamýzý kaybettik. Edep sende zirve yapmýþken bizde de edepsizlik zirve yaptý. Kendimizi ispat edeceðiz derken büyüklerimize bile azarlayarak konuþmamýzý görsen herhalde sende kahrýndan ölürdün. Ah Ali! Ey Ali! Sen ki; ilmin kapýsý oldun. ilim denince ardýndan da senin adýn geldi hep. Sen “bana bir harf öðretenin kölesi olurum” diyecek kadar mütevaziyken, bizler biri bize birþey anlatmaya çalýþsa “ sen kimsin ki” deyip karþýmýzdakini aþaðýladýk. Azýcýk bildiðimizi çok sanýp havalandýk, bizden bilgilisi yok sandýk. Benden bilgilisi yok deyip kapadýk kulaklarýmýzý ve aklýmýzý. Kulaklarýmýzý boþ sözlere açarken, aklýmýzý da kýsa yoldan zengin olmaya çalýþtýrdýk sadece. Ilim sahiplerine Cennet bile hayran olurken, bizler pop starlara, futbol starlarýna hayran olduk, ilim sözcüðü okullarýmýzýn içinde kalmakla yetindi sadece. Ey Ali! Eðer þu cehaletimizi görseydin herhalde kalpten giderdin. Peki ya ey Hatice! Sana ne demeli söylesene. Senden sonra gelen eþlere nasýl bir yük býraktýn öyle. Sen ki; çok zenginken sýrf Allah razý olsun diye herþeyini teslim ettin eþine, Allah yolunda harcasýn diye. Zenginlikten yoksulluða düþtün, sýkýntý çektin ama hiç þikayet etmedin halinden, hiç yakýnmadýn. Bizler se hiç tatmin olamadýk evlerimizde, istedikki hep paramýz konforumuza çalýþsýn, biraz daha kazansa eþlerimiz bizde daha çok harcayalým istedik lükse. Komþularýmýzýn evleriyle kýyaslayýp durduk evlerimizi. “kanaat eskidenmiþ” deyip moda adýna kurban ettik sadakalýklarýmýzý. Sen kendinden geçip muhtaçlarý düþünürken, bizler lüks peþinde kendimizden geçtik. Sen eþinin sýkýntýlarýný gideren, onu rahatlatan, destek veren fedakar eþ olurken, bizler eþlerimizin tabiriyle “kafa ütüleyen, dýrdýrcý” eþler olduk. Yanisi þu ki Ey Hatice, biz yine sýnýfta kaldýk, sen de bizleri görseydin herhalde kahrýndan ölenlerden olurdun. “ Ashabým gökteki yýldýzlar gibidir. Hangisine uyarsanýz hidayete kavuþursunuz.” Diye buyurdu Allah Rasulü. Sizler öyle güzel yarenlerdiniz ki; Allah da Rasulüde çok sevdi sizleri, sizleri sevmek bize de miras kaldý, her birimiz birinizle özdeþleþtirdi kendini. Kimimiz Ayþe olmak istedik, kimimiz Fatýma, kimide Selman ve Bilal ve gururla taþýdýk adlarýnýzý. Ne çok öðreneceðimiz þey var sizlerden, ne çok vereceðiniz ders var bizlere, Rabbim nasip etsin sizlere uymayý ve sizlerle cennette buluþmayý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ayþe Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |