Bilge kiþi her þeye þaþan kiþidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Nefse ve ona "bir düzen içinde biçim verene", Sonra ona fücurunu (sýnýr tanýmaz günah ve kötülüðünü) ve ondan sakýnmayý ilham edene (andolsun). Onu arýndýrýp-temizleyen gerçekten felah bulmuþtur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yýkýma uðramýþtýr. (Þems Suresi, 7-10) Ayetlerde bildirildiði üzere nefsini fücurundan arýndýrýp-temizleyen ve Yüce Allah’ýn ilhamý olan vicdanýna uyarak ondan sakýnanlar kurtuluþ bulacaklardýr. Bu, gerçek ve sonsuz kurtuluþtur, yani Rabbimiz’in hoþnutluðunu ve cennetini kazanmak... Ýþte inanan insanlarla inkar edenler arasýndaki en önemli farklardan biri burada ortaya çýkar. Müminlerin aksine inkarcýlar içlerindeki bu kötülüðe teslim olur, nefislerini örter ve onun fücuruna tutsak olurlar. Tüm davranýþlarý nefislerinin fücurunun telkinlerine göre düzenleyen kiþilerin yaþamý artýk bir çeþit içgüdüsel yaþamdýr. Nefsin söz ettiðimiz bu kötü yönünün amacý, etkisi altýnda olduðu þeytanýn karakterini ve düþünce sistemini insana kabul ettirmektir. Bu nedenle de, organize çalýþtýðý þeytanýn telkinleriyle, günlük hayatta gerçeklerden kaçmak için birçok bahane ileri sürer. Dinin hükümlerini uygulamaktan kaçmak için kiþinin öne sürdüðü bahanelerin en baþýnda ‘ailevi sorunlar’ gelir. Vicdanýnýn deðil bencil tutkularýnýn sesine kulak veren ve Allah’a itaatte tutarlý davranmayan kiþiler, "ailemle ilgilenmek tüm zamanýmý alýyor, vaktim kalmýyor" ya da "dinin gereklerini yapmama ailem izin vermiyor" gibi bahaneler öne sürerler. Ýnsanýn ailesine zaman ayýrmasý doðaldýr ve ailesiyle ilgili iþleri de olabilir. Ancak bunun, Allah’ýn emirlerini uygulamaya zaman bulamamak gibi bir sonucu olmaz. Dolayýsýyla bu samimi bir mazeret deðildir ve Allah Katý’nda geçerli olmayabilir. Kur’an-ý Kerim’de de bu konuya dikkat çekilmekte ve ‘ailevi sorunlar’ mazeretinin geçerli olmadýðý bildirilmektedir. Kuran’da bildirildiðine göre, Peygamberle birlikte Allah yolunda savaþa çýkmayýp geride kalanlar, "bizi mallarýmýz ve ailelerimiz meþgul etti" gibi bir bahane öne sürmektedirler, ancak ayetin devamýnda Allah; "... onlar, kalplerinde olmayan þeyi dilleriyle söylüyorlar..." (Fetih Suresi, 11) buyurarak onlarýn tüm samimiyetsizliklerini ortaya koymaktadýr. Bu kiþiler, belki çevrelerindeki insanlarý aldatabiliyor olabilirler ancak Allah’ýn ‘gizlinin gizlisini bilen’ olduðunu ve dolayýsýyla kalplerinde olaný da bilen olduðunu unutmuþlardýr. Kur’an-ý Kerim’de bir baþka ayette ise Peygamberimiz (sav) döneminde yaþanan bir savaþ zamanýnda evlerinin ‘açýkta’ olduðunu öne sürerek kaçmak isteyenlerden þöyle söz edilmektedir: "... Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açýktýr" diye peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ýn evleri) açýk deðildi. Onlar yalnýzca kaçmak istiyorlardý." (Ahzab Suresi, 13) Nefsinin bencil tutkularýný gözeten kiþinin öne sürdüðü mazeretlerin bir baþkasý ise ‘iþ’ ya da ‘okul’ sorunlarýnýn, ibadetlerini yapmaya engel olduðu þeklindedir. Ýþi ya da okulu nedeniyle çok yoðun olduðu ve namaz kýlmaya, oruç tutmaya, insanlara iyiliði emretmeye, müminlerle beraber olmaya zaman bulamadýðý bahanesine sýðýnan kimsenin düþünce yapýsýnda büyük bir çarpýklýk olduðu açýktýr. Bu kiþi, yaþamýndaki öncelikler konusunda büyük yanýlgýdadýr. Ýþinin ya da okulunun yaþamýnýn en önemli konusu olduðunu düþünmekte, kalan zamanlarý da dine ayýrmaktadýr. Oysa bir mümin için böyle bir durum asla söz konusu olamaz. "De ki: ’Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr." (En’am Suresi, 162) ayeti gereðince, bir mümin tüm yaþamýnda Allah rýzasýný gözetir. Yaþamýn bir bölümünü dine, bir bölümünü ‘dünya iþlerine’ ayýrmanýn ise kendisini Allah’a ortak koþma durumuna düþüreceðinin bilincindedir. Müminin Allah rýzasý gözeterek yaptýðý her iþ birer salih ameldir. Gerçek bilinçten yoksun yaþayan kiþilerin hevalarýnýn, Kuran ahlakýný yaþamasýný engellemek için öne sürdüðü bahanelerden biri de ‘çevre baskýsý’dýr. Bazý insanlar, çevreleri tarafýndan dýþlanmaktan korktuklarý için dinin gereklerini yaþamaktan kaçýnýrlar. Oysa Allah’ýn dinine uyup, Kuran-ý Kerim’i rehber edinerek yaþamaya karar veren bir insan, bazý sýkýntýlarý da göze almalýdýr. Dine yöneldiðinde, yakýn çevresi kendisine tepki gösterebilir. Çünkü iman eden bir insan, çoðunluðu yanlýþ yolda olan ‘cahiliye toplumu’ndan gelmektedir: ... Hüküm, yalnýzca Allah’ýndýr. O, Kendisi’nden baþkasýna kulluk etmemenizi emretmiþtir. Dosdoðru olan din iþte budur, ancak insanlarýn çoðu bilmezler. (Yusuf Suresi, 40) Ýnsanlarýn çoðunun iman etmediði, bir baþka ayette de, “... Allah, vaadinden geri dönmez. Ancak insanlarýn çoðu bilmezler. Onlar, dünya hayatýndan (yalnýzca) dýþta olaný bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardýr.” (Rum Suresi, 6-7) þeklinde bildirilmektedir. Pek çok insan ayette haber verildiði gibi, dünya hayatýnýn yalnýzca ‘dýþta olan’ kýsmýný bilmekte, ‘gizli’ kýsmýný kavrayamamaktadýrlar. Ahiretten ise tümüyle gafildirler. Bu nedenle insanlarýn çoðunluðu her zaman yanlýþta ýsrarlý olacaktýr. Yüce Allah bu konuda tüm müminleri uyarmaktadýr: Yeryüzünde olanlarýn çoðunluðuna uyacak olursan, seni Allah’ýn yolundan þaþýrtýp-saptýrýrlar."... (Enam Suresi, 116) Ýnanan bir insanýn, Yüce Allah’ýn uyulmamasý konusunda uyardýðý çoðunluðun düþüncelerini kendisine kýstas olarak kabul etmesi mümkün deðildir. Bu çoðunluða, doðal olarak kiþinin eski yakýn çevresi de dahildir. Ancak müminler gaflette yaþayan bu çoðunluða ters düþmekten ve onlar tarafýndan kýnanmaktan asla çekinmezler. Kuran-ý Kerim’de de belirtildiði gibi, ‘ kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmazlar. ’ Çünkü müminlerin aradýklarý yalnýzca Allah’ýn rýzasýdýr. Rabbimiz kendisinden hoþnut olursa, zaten insanlar da ona deðer vereceklerdir. Hidayet lütfeden, doðru yola ulaþtýran Allah, samimi olan insanýn kalbini Ýslam’a açar. "Ýþittik ve itaat ettik" demek, Allah’ýn dosdoðru yolunu seçen bir insanýn kalbini tatmin bulmaya götürecek olan ilk adýmdýr. Kendisini yaratan, ruhundan üfleyen, dosdoðru yola yöneltip-ileten Allah’a itaat etmek, onu sonsuz huzur ve mutluluk yurduna götürecektir. Kýsacasý, "Biz ona (insana) ’iki yol-iki amaç’ gösterdik." (Beled Suresi, 10) ayetiyle haber verildiði üzere, insanýn önünde iki yol vardýr; yalnýzca Allah’a boyun eðildiðinde O’nun hoþnutluðunu ve cennetini kazandýracak olan iman yolu ve bencil tutkularýný ilah edinerek izlediði aþaðýlanmaya ve cehenneme sürükleyecek olan itaatten çýkmýþ þeytanýn yolu… Öyleyse güç yetirebildiðiniz kadar Allah’tan korkup-sakýnýn, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayýr (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularýndan (ya da cimri tutumundan) korunursa; iþte onlar, felah (kurtuluþ) bulanlardýr. (Tegabün Suresi, 16)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |