Anlamak beðenmenin baþlangýcýdýr. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Kurmuþ binlerce çadýr. Ak otaðý diktirmiþ, Gökyüzüne yükseltmiþ. Ýpek halýlar sermiþ, Otaðýný döþemiþ. Ýç – Dýþ Oðuz beyleri Gelmiþ tüm yiðitleri. Bayýndýr’ýn yanýnda Tam onun karþýsýnda Kara Göne’nin oðlu, Yaya dayamýþ kolu. Uzun ve Kara Budak Karþýsýnda durarak, Pay Püre’ye bakarmýþ. Pay Püre kahýrlanmýþ... Döðünmüþ ve sýzlamýþ, Böðürerek aðlamýþ. Kazan Han görmüþ bunu, Çaðýrýp sormuþ onu: — Ne aðlarsýn Pay Püre, Derdini de bir kere... Pay Püre demiþ: — Kazan, Bedduâlýyým Hakk’tan! Oðuldan yok nasibim, Kardeþten de kardeþim. Yerim, yurdum boþ kalýr, Adým nice anýlýr? Bir tek oðlum olsaydý, Sana hizmet sunsaydý., Ben de bakýp sevinsem, Kývansam ve güvensem. Ýþte maksudum budur, Beni yakar, kavurur!.. Pay Püre’nin sözüne Keder, üzüntüsüne Tanýk olan tüm beyler, Göðe açarak eller Toplu duâ etmiþler, Bir oðul dilemiþler. O vakitler beylerin, Alperen, yiðitlerin Hayýrlar hayýr duâ, Bedduâsý bedduâ... Pay Piçen Bey yerinden, Kalkarak demiþ birden: — Bana da duâ edin, Beyler hayýr dileyin... Demiþler ki: — Pay Piçen, Duâ istiyorsan sen Hakk seni sevindirsin, Sana da bir kýz versin. Pay Piçen demiþ: — Beyler, Kýz verirse Hakk eðer Þimdiden o kýzý ben, Söz alýp Pay Püre’den Oðluna beþik kertme, Ýzin verin etmeme. O kýz yavuklu olsun, Hepiniz þahit olsun... Böyle kaç zaman geçmiþ, Dilekler gerçekleþmiþ. Oðlan Pay Püre Bey’e, Kýz da Pay Piçen Bey’e Ol Yaradan verince, Garkolmuþlar sevince. Bütün Oðuz þad olmuþ, O günde bayram olmuþ. Bir gün bezirgânlarý, Çaðýrarak onlarý, Þöyle demiþ Pay Püre: Gidin Rum’a, kâfire. Oðluma hazýr edin, Hediyeler getirin. Yola çýkan tüccarlar, Ýstanbul’a varýrlar. Çarþý, pazar gezmiþler. Üç armaðan seçmiþler. Beðenmiþler nadide, Hepsi de fevkalâde. Boz aygýr deniz tayý, Ak kiriþli sert yayý, Gürz altý kanatlýymýþ, Üçü de pahalýymýþ... Ýstanbul’dan dönmüþler, Oðuz’a yönelmiþler. Su gibi akmýþ zaman, Oðlan olmuþ kocaman. “Dönüp baksa çalýmlý,” Kara burma býyýklý, Kendi kartal hünerli, Beli altýn kemerli... On beþ yaþýna girmiþ, Delikanlý yiðitmiþ. O zamanda bir oðlan, Baþ kesip, dökmese kan, Ýsmi bile konmazmýþ, Adý saný olmazmýþ. Oðlan bir gün atlanmýþ, Ava gitmiþ, avlanmýþ. Yoldaki bezirgânlar, Oðuz’a yaklaþmýþlar. Kara Derbent aðzýnda Mola verip uykuda, Yatarken habersizce Beþ yüz kâfir sessizce, O kervaný basmýþlar, Mallarýný almýþlar. Bezirgânlardan biri, Kaçýp kurtulmuþ diri. Gelince tam sýnýrda, Görmüþ ki o çayýrda, Bir beyoðlu ortada. Solunda ve saðýnda Kýrk yiðitle oturmuþ; Otaðda konuþurmuþ. Girerek selâm vermiþ, Ondan medet dilemiþ: — Yiðit bey, aman medet, Han’ým bize yardým et! Onaltý yýl önceden, Çýkmýþtým Oðuz’dan ben. Yalnýz deðildi baþým, Vardý üç arkadaþým. Ýyi ticaret yaptýk, Pek güzel mallar aldýk. Oðuz’a eriþmiþtik, Derbent’e dek gelmiþtik. Biz uykuya geçince Kâfirler de sessizce, Bize baskýn yaptýlar, Malýmýzý aldýlar. Rýzkýmýz yaðmalandý, Ortaklar tutuklandý. Kaldýrýp karabaþým, Sana geldim gardaþým. Allah’ýn hatýrýna, Yardým et yiðit bana... Bu haberle irkilmiþ, Oðlan kalkýp yekinmiþ. Yiðitlere emretmiþ, Koç atýný istemiþ. Bezirgân öne düþmüþ, Tüm yiðitler yürümüþ. Kâfirler akçeleri Bölerken sikkeleri, “Meydanlarýn aslaný Pehlivanlar kaplaný,” Boz Oðlan, yiðitlerle Saldýrmýþlar birlikte. Gürz vurup kelle almýþ, Bezirgâný kurtarmýþ. Demiþ ki bezirgânlar: — Sað olunuz aslanlar! Yiðit, erlik iþledin. Bizden ücret hak ettin. Var ise beðendiðin Þu mallardan sevdiðin, Al da götür onlardan, Gözünün tuttuðundan... Oðlan mallara bakmýþ, Gürzü eline almýþ. Boz aygýr deniz tayý, Ak kiriþli sert yayý, Bu üçünü beðenmiþ. Onlara þöyle demiþ: “— Bre bezirgânlar ben, Çok mu istedim sizden?..” Cevap vermiþ bezirgân, Demiþ ki: — Yiðit, aslan; Niye çok olsun beyim. Ama nasýl söyleyim... Bu üç armaðaný biz, Çok arayýp seçmiþiz. Beyimiz emretmiþti, Oðluna istemiþti... Vermeyiz baþkasýna, Götürmek gerek ona!.. Oðlan demiþ ki: — Beyler, Beyinize kim derler? Demiþler: — Erdemli bey, Beyimiz, Pay Püre Bey. Bamsý oðlunun adý, Þimdi yaþý on altý. Bamsý için getirdik, Ona verelim derdik... Oðlan þöyle düþünmüþ: “Meðer benim içinmiþ! Minnetle almaktansa, Babam yanýnda orda; Minnetsiz almak varken, Israr etmeyeyim ben...” Atýný kamçýlamýþ, Oradan uzaklaþmýþ. Bezirgânlar ardýndan, Bakakalmýþ uzaktan. Demiþler: “Ýnan vallah, Erdemli yiðit billah!..” Bamsý baba evine, Gitmiþ güle, sevine. Haber verilmiþ beye, “Tüccarlar geldi “ diye. Bey buna çok sevinmiþ, Ala gölgelik dikmiþ. Çadýr otaðý kurmuþ, Oðlu ile oturmuþ. Bezirgânlar girince, Selâm vermiþler önce. Baþ indirip edeple, Göz göze gelmiþ gençle. Görmüþler ki baþ kesen, Bir gün önce kan döken, Pay Püre’nin yanýnda Genç, oturur saðýnda! Hayret etmiþler önce. Þaþkýnlýðý geçince, Boz Oðlan’a gitmiþler, Ellerini öpmüþler. Pay Püre sinirlenmiþ, Kýpkýrmýzý kesilmiþ: “— Kavat oðlu kavatlar!” Böyle âdet nerde var? Baba burda dururken Oðlanýn ellerinden, Öpülür mü salaklar? Sizi gidi manyaklar!.. Þaþýran bezirgânlar, Pay Püre’ye sormuþlar: — Bu genç oðlunuz mudur, Beyim bu doðru mudur? Pay Püre çok sert çýkmýþ, Baðýrýp, azarlamýþ: “— Evet, benim oðlumdur.” Yalan deðil, doðrudur! Demiþ ki bezirgânlar: — Han’ým gece düþmanlar, Bize baskýn yaptýlar. Malýmýzý aldýlar. Oðlunuz olmasaydý, Hâlimiz çok yamandý! Malýmýz Gürcüstan’a, Biz düþmüþtük zindana... Onun eline önce Senden evvel gidince, Buydu tek mahsadýmýz Öfkelenme Han’ýmýz... Pay Püre demiþ: — Aman! Baþ mý kesmiþ bu oðlan?.. Demiþler: — Evet Han’ým, Yalansa çýksýn caným. Baþ kesti ve kan döktü, Tüm kâfirler diz çöktü!.. Pay Püre Oðuzlarý, Beyleri ve hanlarý, Çaðýrýp yemek vermiþ. Duyduðunu söylemiþ. Dedem Korkut da gelmiþ, O da duâ eylemiþ: — Beni dinle Pay Püre, Allah hayýrlar vere. Hakk sana oðul vermiþ, O yiðit de baþ kesmiþ. “Ak sancak kaldýrýnca,” Müslümanlar ardýnca, Peþine düþüp gitsin. Karadað aþýt versin. Kanlý kanlý sulardan, Azgýn akan çaylardan, Geçit versin girince Cenk etmeye gidince. Allah Teâlâ senin, Oðluna fýrsat versin. Adýný Bamsý Beyrek, Çaðýrsýnlar diyerek. Ben býraktým adýný, Allah versin yaþýný... Beyler el kaldýrmýþlar, Duâ kýlýp çýkmýþlar. Atlarýna binmiþler, Aladað’a gitmiþler. Birdenbire o anda, Bir sürü av alanda... Hepsi güzel geyikmiþ; Bamsý birini seçmiþ. Onun peþine düþmüþ, Kova kova götürmüþ. Geyik inmiþ çayýra, Niþan almýþ ki vura. Görmüþ çayýr üstünde Asýlý direðinde, Bir bayrak sallanýrmýþ, Yelde dalgalanýrmýþ. Beyrek çekmiþ yayýný, Geyiðin ayaðýný, Vurarak yere sermiþ. Sonra yanýna gitmiþ. Han’ým bu otað meðer Duâ etmiþti beyler, Pay Piçen’in kýzýnýn Banu Çiçek Hatun’un Kýrmýzý çadýrýymýþ, Beyrek’e adaklýymýþ. Otaðdan Banu Çiçek, Bakýyormuþ gülerek. Dadýlara seslenmiþ, Onlara þöyle demiþ: — Dadýlar, gidin bakýn Amacý ne oðlanýn? Bu kavat oðlu kavat, Çayýrda koþturur at! Erlik mi gösteriyor, Bizlerden ne istiyor? Pay isteyin, varýn da Ne diyecek sonunda?.. Kýsýrca Yenge Hatun, Demiþ: “Gideyim þunun Avýndan pay kapayým, Ne diyecek bakayým!” Böyle düþünüp, gitmiþ. Oðlandan pay istemiþ. Beyrek demiþ ki: — Dadý, Vallah kaným kaynadý. Bir sürü geyik geldi, Gönlüm tek bunu sevdi. Avcý deðilim ki ben, O gelince peþinden, Gelmek zorunda kaldým. Onu vurmak muradým. “Yalnýz bey oðlu beyim,” Geri dönüp gideyim. Hepsi de sana kalsýn. “Sormak ayýp olmasýn” Bu al otað kimindir, Sahibi kimlerdendir? Kýsýrca Yenge, demiþ: — Hikâyesi uzun iþ... Yiðidim beni dinle, Sana diyeyim þöyle: Beyimiz Pay Piçen’in, Kýzý Banu Çiçek’in. Beyrek baþka sormamýþ, Ama kaný kaynamýþ. Atýný döndürerek Sürüp giderken Beyrek, Kýzlar geyiði çekmiþ, Al otaða getirmiþ. Çok semiz ve alýmlý, Tüyleri alacalý. Yabani bir geyikmiþ, Sevimli ve güzelmiþ... Demiþ ki Banu Çiçek: — Kýzlar kimmiþ o erkek? — Sultaným bir bey imiþ, Yiðit oðlu yiðitmiþ. Güzel yüzü örtülü, Karakaþ, kara gözlü... Banu Çiçek demiþ ki: — Dadýlar olmaya ki!.. Babam derdi ki seni, Ta beþikten kertmeni, Örtülü bir yiðide, Verdim Bamsý Beyrek’e... Çaðýrýn, öðreneyim. Beyrek midir bileyim. Kýzlar gidip seslenmiþ, Beyrek dönerek gelmiþ. Banu da yaþmaklanmýþ, Beyrek’i karþýlamýþ: — Yiðit, geliþin nerden? — Ýç Oðuz’dan, beylerden. — Oðlan kimin nesisin? — Oðluyum Pay Püre’nin. — Niçin geldin yiðidim, Meramýný bileydim? — Bir Banu Çiçek varmýþ, Duydum buralardaymýþ. Yavuklummuþ o benim, Onu görmeye geldim... Banu demiþ ki: — Dinle, O görüþmez kimseyle. “Ben onun dadýsýyým” En yakýn yoldaþýyým. “Senle ava çýkalým” Ovada yarýþalým. Beni yenebilirsen, Onu da geçersin sen... Beyrek demiþ: — Pekâlâ! Bin de beni yakala... Yay ile oku almýþ, Ýkisi de atlanmýþ. At tepip yarýþmýþlar, Yay gerip, ok atmýþlar. Kýzý yenince Beyrek, Banu demiþ gülerek: — Okun, okumu geçti; Atýn atýmý geçti. Yiðit, bu ana kadar Kazandýðým yarýþlar, Sayý ile sayýlmaz, Hesaba bile sýðmaz... Bir de güreþ tutalým, Kim kazanýr bakalým. Attan inmiþler yere, Çayýra, çimenlere. Kýz Beyrek’i kaldýrýr, Beyrek kýzý kaldýrýr, Yere çalmak istermiþ; Hiç biri yenemezmiþ. Bir an bunalmýþ Beyrek. Ýçinden geçirerek: Yenilirsem bu kýza, Rezil oldum Oðuz’a! Baþýma kakýnç olur, Yüzüme dokunç olur... “Gayret ile kavramýþ, Kýzý sarmaya almýþ. Tutarak memesinden,” Girerek ince belden. Kucaklayýp kaldýrmýþ, Sýrt üstü yere yýkmýþ. Kýz demiþ: — Bamsý Beyrek, Yavuklun Banu Çiçek! Pay Piçen’in kýzýyým, Ne diyorsan razýyým... Beyrek bunu iþitmiþ, “Üç öpmüþ, bir diþlemiþ.” Öperken yanaðýndan, Yüzüðü parmaðýndan Çýkarýp kýza takmýþ. Kucaklayýp kaldýrmýþ: — Han kýzý parmaðýnda Bu yüzük aramýzda, Bizlere niþan olsun; Hayýrlý kutlu olsun... Banu demiþ: — Beyoðlu, “Madem ki böyle oldu.” Bunda gerek ne ise, Tez yapýlsýn öyleyse... Beyrek demiþ ki: — Han’ým, Baþ üstüne sultaným... Atýný kamçýlamýþ, Banu mendil sallamýþ. Pay Püre karþý gelmiþ, Beyrek’e þöyle demiþ: — Oðul anlat bugünde, Oðuz’da fevkalâde Neler olmuþ, ne gördün; Hem niçin erken döndün?.. Beyrek demiþ ki: — Babam, Deðiþmiþ buldum obam. “Oðlu olan evermiþ.” Kýzý kocaya vermiþ... Pay Püre Han düþünmüþ, Sonra hafifçe gülmüþ: — Yoksa sen oðul Beyrek, Ýster misin evlenmek? Nasýl bir kýz istersin, Bu hususta ne dersin? Beyrek demiþ: — Bey baba, Bunu vurdum hesaba... “Evet ya, aksakallý” Oðuzlar’da saygýlý, Han babam evlenirim. Þöyle bir kýz isterim: “Ben yerimden kalkmadan,” Atýma atlamadan, Düþmanýma varmadan, Ona kýlýç çalmadan; Benden önce kalkmalý, Atýna atlamalý. Hasmýma saldýracak, Kellesini alacak... Püre Han demiþ: —Oðlum, Beyrek’im yiðit yavrum, “Sen kýz istemiyorsun Bir hempâ istiyorsun.” Oðul bu söylediðin Galiba Pay Piçen’in, “Kýzý Banu Çiçek’tir.” Oðuz’da belli, tektir. Kardeþi Deli Kaçar, Dünürcüyü hýrpalar! Biz Oðuz beylerini, Davet edip hepsini Çaðýralým, soralým. Ne diyorlar bakalým... Davet edilmiþ beyler, Yemiþler ve içmiþler. Oðuz beyleri demiþ: — Pay Piçen bu çok zor iþ! Eþ olunmaz deliye, Kim gider istemeye!.. Yapsa yapsa bu iþi, Oðuz’da bilge kiþi Dede Korkut becerir; Kaçar’a söz dinletir... Dede demiþ: — Dostlarým, O deliden korkarým! Bilirsiniz ki Kaçar, Ne büyük, ne dost sayar!.. Ýyi, gideyim fakat Bayýndýr’dan iki at, Keçi baþlý aygýrý, Toklu baþlý koç kýrý, Ýsteyiniz bineyim. Tedbir alýp gideyim. “Eðer ansýzýn kaçma Olursa kovalama,” Birisi binmeðime, Öteki yedeðime... Dede’ye hak vermiþler, Atlarý getirmiþler. Binerek çýkmýþ yola, Dede gitmiþ dörtnala. Deli Kaçar o günde Kara yerin yüzünde, Çayýrda otað kurmuþ, Yiðitlerle oturmuþ. Dede korkut gelerek, Selâm vermiþ gülerek. Baþ indirmiþ saygýyla, Baðýr basmýþ kaygýyla. O anda Deli Kaçar, Aðzýndan köpük saçar! Hiddetlemmiþ, kudurmuþ, Dede’ye karþý durmuþ. Ata’ya dönüp bakmýþ, Ve þöyle selâmlamýþ: — Dede, “aleykesselâm” Gel, otur tatlý belâm... Ölümüne az kalmýþ, Söyle, ameli azmýþ! Gökte yýldýzý sönmüþ, Hele fiili dönmüþ ...” Hakk, belâ yazmýþ sana, Karalar da bahtýna... Bura kimse gelmezdi, Bir tas suyum içmezdi. Yoksa vaden mi doldu, Ýhtiyar sana n’oldu?.. Ýki atla gezersin, “Buralarda neylersin?..” Dede demiþ: — Ey Kaçar, Er olanlar dað aþar. Karadaðýn aþmaya, Seninle konuþmaya, “Dar etek, koltuðuna” Sýðýnmak için sana... Allah’ýn emri ile, Resulün kavli ile O güzeller güzeli Bacýn Banu Çiçek’i, “Beyrek’e istemeye” Gelmiþim evermeye... Kaçar küplere binmiþ, Silahýný istemiþ. “Dede kösteði üzmüþ ” Kaçar ardýna düþmüþ. Ata’yý kovalamýþ, On tepeyi aþýrmýþ. Derede sýkýþtýrmýþ. Dede Korkut bunalmýþ. Duâ okumuþ nice, Yaradan’a gizlice... “Deli bey dilemiþ ki,” Dede ortadan iki Bölünsün bir hamleyle. Kýlýcýný öfkeyle, Kaldýrmýþ ki bir vura. Dede, demiþ Kaçar’a: — Kaçar ellerin ile, Çalarsan bana hamle, Elin asýlý kalsýn. Ýkisi de kurusun! Emri ile Allah’ýn, Ýnat, Deli Kaçar’ýn “Eli asýlý kalmýþ,” Hamleyi çalamamýþ. Oracýkta aðlamýþ, Ata’ya çok yalvarmýþ: — Medet aman, el’aman! Allah bir, yoktur gümân. Dede medet eriþtir, Elimi iyileþtir. Ýsterse Banu Çiçek, Alsýn bacýmý Beyrek... Üç kere ikrar etmiþ, Allah’a tövbe etmiþ. Dede bir duâ etmiþ, Elleri iyileþmiþ. Banu’ya yol istemiþ, Dede’ye þöyle demiþ: — Yoluna kardeþimin, Dede neler verirsin?.. Þöyle söylemiþ Dede: — Aklýnda ne var de de, Seni bir dinleyeyim, Ne istersin bileyim. Kaçar demiþ ki: — Dede, Pay Püre’ye söyle de; “Bin tane erkek deve,” Bulup göndersin eve. Daha diþi görmemiþ. “Kýsrakla çiftleþmemiþ, Bin de aygýr getirin.” Bin tane ak koç verin. Bin de it ver kulaksýz, Yerden yýðma bacaksýz. Öyle yaman ve yavuz! Hem de olsun kuyruksuz... Bir torbanýn içinde, Pire isterim bin de... Bunlarý verirseniz, Kýzý alýrsýnýz siz. Ýsteðimi vermezsen, Kendini ölmüþ bil sen!.. Dede Oðuz’a dönmüþ, Pay Püre’yle görüþmüþ. O, Dede’yi görünce Þöyle söylemiþ önce: “— Oðlan mýsýn kýz mýsýn;” Dede hâlâ sað mýsýn?.. O delinin elinden, Nasýl kurtuldun ki sen! Deli neler söyledi, Ne kadar yol istedi? “Dede demiþ : —Oðlaným .” Esirgedi Allah’ým. “Allah’ýn inayeti, Erenlerin himmeti...” Yardým edince bana, Kýzý aldým oðluna... Maksuduna ermesin, Ýyi günler görmesin! Diþi deve görmemiþ, Daha hiç çiftleþmemiþ, “Bin at, bin deve” dedi. Daha neler istedi! Bin koç, koyun görmemiþ, Pay Püre bu nice iþ!.. Bin it yaman ve yavuz, Kulaksýz ve kuyruksuz! “Bin de pire ufacýk,” Verilecek karacýk... “Bunlar gelecek” dedi, Sýkýca tembihledi... Pay Püre demiþ: — Dede, Üçünü say ki bende. Ancak pire ve köpek, Sen bulursun yalnýz, tek... Püre, tavlaya gitmiþ. Koç, aygýr, deve seçmiþ. Köpekle pireyi de, Bulup getirmiþ Dede. Kaçar iþitip, gelmiþ. Dördünü çok beðenmiþ. Görmeyince pireyi, Sýkýþtýrmýþ Dede’yi. Dede demiþ ki: — Kaçar, Onlar müthiþ canavar! Doldurarak torbaya, Koymuþum bir odaya. Ýstiyorsan gidelim, Hediyeni verelim. Zayýflar kalsýn bize, Semizler olsun size... Kaçar aðýla girmiþ, Torbayý incelemiþ. Soyunup çýrýlçýplak, Baðýný çözmüþ ahmak! Torbadan çýkan pire, Henüz inmeden yere, Üþüþmüþler Kaçar’a, Kaçar olmuþ kapkara! Aðýlda naçar kalmýþ, “Medet” demiþ, yalvarmýþ. Dede demiþ ki: — Kaçar, Ne edersin feryatlar? Ismarlamýþtýn bana, Ýstiyordun alsana! Seç, ayýr semizini Býrak sevmediðini... O demiþ: — Dede Sultan, Kurtar beni belâdan. Tümü de girsin yere, Canavarmýþ bu pire! Gülme Allah aþkýna, Bir fikir söyle bana... Dede demiþ ki: —Oðul, Irmaða gir de kurtul... Deli, ýrmaða kaçmýþ Kendini suya atmýþ. Kurtulunca pireden, Af dilemiþ Dede’den. Düðüne karar kýlmýþ, Hazýrlýðý baþlatmýþ. Bir yiðit o zamanda Evlendiði sýrada, Yayýný gere gere Ok atarmýþ bir yere. Okun düþtüðü yerde, Çadýr kurup içinde, Âdet imiþ beklemek, Bunlarý yapmýþ Beyrek. Banu Çiçek Hatun’dan, Gelmiþ bir kýzýl kaftan. Beyrek kaftaný giymiþ, Arkadaþlar yerinmiþ. Demiþler ki: — Ey Beyrek, Bize de kýzýl gerek. Sen kýzýl giyiyorsun, Bize ak veriyorsun!.. Beyrek demiþ ki: — Canlar, Sýrayla arkadaþlar. Bu günlük ben giyeyim, Sonra size vereyim. Kýrk gün sýra ile siz, Kura çekip giyiniz. Düðün tamam olunca, Bir derviþ ya da hoca Bulup veririz ona, Baþýmýzýn hayrýna... Kýrk yiðit ile Beyrek Çadýrda eðlenerek, Geçirirken zamaný, Haber almýþ düþmaný. Kâfirin bir casusu Giderek bu hususu, Beyine haber vermiþ, Ona þöyle söylemiþ: — Ne yatarsýn burada, Bir düðün var Oðuz’da. Banu Çiçek’le Beyrek, Toy yapýp evlenerek Erecekler murada; Sen de kaldýn arada... Yedi yüz kâfir hemen, Ata binip geceden, Otaða hücum etmiþ, Kýrk yiðit esir gitmiþ. “Derin olsa batýrýr, Kalabalýk korkutur.” Erde maharet, hüner; “At iþler, övünür er.” Ümidi yayan erin, Kalýr mý yenilenin! Tan aðarmýþ, gün çýkmýþ. Pay Püre gelip bakmýþ. Yýkýlýp gitmiþ gerdek, Ortalýkta yok Beyrek! “Uçandan kuzgun kalmýþ,” Tazý da dolaþýrmýþ... Ak otað parçalanmýþ, Nâip yerde yatarmýþ! Pay Püre çok aðlamýþ, Sarýðý yere çalmýþ. Ve Beyrek’in anasý, Yedi tane bacýsý, Yüzlerini yýrtmýþlar, Saçlarýný yolmuþlar. Feryatla aðlamýþlar, Karalar baðlamýþlar... Yavuklu Banu Çiçek, “Beyrek Beyrek!” diyerek Zârý zârý aðlamýþ, Al duvaðýný yýrtmýþ. Bütün Oðuz beyleri, Ýhtiyarý, gençleri... Beyrek’e üzülmüþler. Hepsi kara giymiþler. On altý sene geçmiþ, Ümitler de tükenmiþ... Bir sabah Deli Kaçar, Bayýndýr Han’a kadar Gelip çýkmýþ divana. Þöyle söylemiþ ona: — Kudretli, yiðit Han’ým, Sana kurbandýr caným. Uzun olsun ömrünüz, Daim gülsün yüzünüz. Beyrek gitti gideli, Onca yýl geçti belli. Esir mi, tutsak mýdýr; Ölü müdür, sað mýdýr?.. Onun sað haberini, Getirip bildireni, Akçelere boðarým. Doðru deðil mi Han’ým? Eðer ölmüþse Beyrek, Ne bekler Banu Çiçek?.. Haberin getirene, Vereyim kendisine... “Yaltacuk” denen biri, Çýkmýþ biraz ileri: — Ýzin verirse Han’ým, Gidip araþtýrýrým. Sað veya ölü eðer, Getiririm bir haber... Bu yalancýya Beyrek, Çok önceden bir gömlek, Meðerse baðýþlamýþ. O, giymemiþ saklamýþ. Giderek bir ormana, “Gömleði kana mana” Batýrarak getirmiþ, Bayýndýr’a göstermiþ. Demiþ ki: — Yüce Han’ým, Delili bu sultaným. Öldürmüþler Beyrek’i, Ýþte size gömleði!.. Gömleði gören beyler, Yiðitler, alp erenler... Orada tanýmýþlar, Döðünüp aðlamýþlar... Yavuklu Banu Çiçek, Kendi diktiði gömlek, Gelince böyle kanlý, Gitmiþ baþýndan aklý: — Vay göz açýp gördüðüm, “Gönül ile sevdiðim;” Sahibi duvaðýmýn, Umuduydun baþýmýn. “Bir yastýða baþ koyduðum, Yoluna kurban olduðum...” Ah Han Beyrek Han Beyrek, Senin bu kanlý gömlek!.. Feryat figan aðlamýþ, Týrnakla yüzün yýrtmýþ... Herkes umudu kesmiþ. Beyrek’i öldü bilmiþ. Baba ve anasýna Soyuna, atasýna “Apalaca yurduna” Gelinine, kýzýna... Feryatla figan girmiþ. Hapsi karalar giymiþ. Yaltacuk iþte böyle Amacýna hileyle, Biraz daha yaklaþmýþ. Düðüne karar kýlmýþ. Kervancýyý Pay Püre, Uzak yaban illere Tembihleyip göndermiþ. “Haber getirin” demiþ. Onlar Bayburt’a gitmiþ, Çarþý, pazarda gezmiþ. Hisara yaklaþmýþlar, Görünce þaþýrmýþlar! Sultaným o gün meðer, Kâfirler þenlik eder. Tüm ülkede düðünmüþ, Bayram gibi bir günmüþ. Yerlermiþ, içerlermiþ. Beyrek’i de getirmiþ, Kopuz çaldýrýrlarmýþ. Bamsý, çardaktan bakmýþ. Gelenleri tanýmýþ, Sonra hisara çýkmýþ. Haber sormuþ saz ile, Seslenmiþ avaz ile: “— Engin, havadar yerden” Gelen kervancý senden, Salur Kazan’ý sorsam, Bir de anamla babam; Soylu Oðuz ilinde, Budak ve Korkut Dede, Kara Göne, ile Dündar; Ölü mü, sað mý onlar?.. “Göz açýp da gördüðüm, Gönül ile sevdiðim” Banu Çiçek adaklým, Hep onda kaldý aklým! Evde mi, evlendi mi Gelin olup gitti mi? Bir haber söyle bana, Baþým kurbandýr sana... Kervancý sura bakmýþ, Gözünden yaþlar akmýþ. Ýþitince Banuy’u Cevaplamýþ soruyu: — Kazan Han, Kara Göne, Yaþ doldu gözlerine. Aksakallý baban da, Akbürçekli anan da, Dede Korkut ve Dündar... Hepsi esende, saðlar. Yavuklun Banu Çiçek, Seni beklerdi Beyrek. O Yalancý Yaltacuk, Zýr deli, aklý uçuk, Kara haber getirdi, Öldüðünü söyledi!.. Oðuzlar kara giydi, Yaltacuk çok sevindi. Yavuklunu kaçýða, Verdiler Yaltacuk’a. Durum böyledir Beyrek, Yastadýr Banu Çiçek... Haberi almýþ Beyrek, Gözünden yaþ dökerek Kalkýp gitmiþ zindana, El atmýþ sarýðýna. Kaldýrýp yere çalmýþ, Yiðitlere baðýrmýþ: “— Benim kýrk arkadaþým,” Alp erenler, gardaþým... Kötü bir haber aldým, Arkadaþlar yýkýldým! Meðerse o Yaltacuk, Deli ve aklý uçuk; Yalan bir haber vermiþ. Öldüðümü bildirmiþ! Otaða figan girmiþ, Herkes karalar giymiþ. Düðüne mühlet koymuþ, Banu’yu alýr olmuþ... Kýrk yiðit tümü birden Ayaða kalkýp yerden, Sarýðý yere çalmýþ, Böðürerek aðlamýþ!.. Kâfirlerin beyinin, Hisarýn melikinin, Bekâr bir kýzý varmýþ. Beyrek’e sevdalýymýþ. Gelmiþ onu görmeye, Þöyle demiþ Beyrek’e: — Her gün güler, oynardýn, Neþelenir coþardýn. Bugün üzgünsün caným, Sebebi nedir Han’ým? Derinden ah çekerek, Her þeyi demiþ Beyrek. Kýz demiþ: — Bak yiðidim, Sana yardým edeyim. Hisardan seni eðer Yere indirsem gider, Babana ve anana, Kavuþup yavukluna, Buraya geri gelip Benim ile evlenip, Alýp gidecek misin Bana söz verir misin? Beyrek demiþ: — Gelirim. Ýstersen and içerim! Oðuz’a bir gideyim, “Yer gibi kertileyim, Okuma saplanayým, Kýlýçla doðranayým...” Saðlýk ile varýrsam, Banu’yu kurtarýrsam, Gelip alýrým seni. Bey kýzý bekle beni... Kýz bir urgan getirmiþ, Sallandýrýp indirmiþ. Beyrek yere inince, Hamd ve þükretmiþ önce. Bir at sürüsü görmüþ, Ona doðru yürümüþ. Boz aygýr içindeymiþ, Koþup Beyrek’e gelmiþ. Beyrek ata sarýlmýþ, Baþýný kucaklamýþ. Ona övgüler demiþ, Sonra sýçrayýp binmiþ. Kalenin kapýsýna Gelince ta yanýna: — Bre pis dinli kâfir! Beni görmüþtün hakir. Aðzýma sövüyordun, Domuz yediriyordun! Allah bana yol verdi. Otuz dokuz yiðidi, Emanet ediyorum, Oðuz’a gidiyorum. Bir þey olsa birine, On öldü bil yerine... Kovalamýþ kýrk atlý, Beyrek olmuþ kanatlý. Girmiþ Oðuz yurduna, Rastlamýþ bir ozana. Demiþ ki: — Bre ozan, Yolculuk ne taraftan? Acele ediyorsun, Nereye gidiyorsun? Ozan demiþ ki: — Beyim, Dilim varmaz söyleyim! Ölmüþ meðer Han Beyrek, Evlenir Banu Çiçek... O düðüne giderim. Ama çoktur kederim! Beyrek demiþ ki: — Ozan, Hoþlandýnsa þu attan; Sana vereyim bunu, Bana ver kopuzunu... Alýþ-veriþ yapýlmýþ, Beyrek kopuzu almýþ. Babasýnýn yurduna Gelmiþ hudut ucuna. Görmüþ ki birkaç çoban, Taþ toplayýp tarladan, Yollara yýðarlarmýþ. Böðürerek aðlarmýþ! Beyrek demiþ: — Çobanlar, Söyleyin bana canlar. Bu ne iþ arkadaþlar, Niçin toplanýr taþlar? Taþý yoldan Oðuzlar, Alýp dýþarý atar... Çobanlar demiþ: — Yiðit, Çekil, baþýmýzdan git! Haberin yoktur senin, Bir oðlu vardý beyin. On altý yýldýr kayýp, Bulamadýk arayýp. Yaltacuk derler biri, Verdi kara haberi! Beyimin adaklýsý, Yüzü al duvaklýsý, Yaltacuk’a varýyor. Benim baðrým yanýyor! Düðün alayý burdan, Geçip, gidecek þurdan. Onu salmayacaðýz, Gelince vuracaðýz... Beyrek demiþ: — Çobanlar, Helâl olsun tüm nanlar ... Beyrek ordan ayrýlmýþ, Baba yurduna varmýþ. Elinde su testisi, Kapkara elbisesi... Bakmýþ küçük bacýsý, Yüreðinde acýsý. Pýnardan su alýyor. “Beyrek!..” diye aðlýyor! Bamsý çok hüzünlenmiþ, Boncuk boncuk terlemiþ. Bacýsýna seslenmiþ, Görelim neler demiþ: — Bacý ne aðlýyorsun, Saçýný yoluyorsun? Aðabeyin mi yitmiþtir, Söyle nere gitmiþtir? Baðrýn mý sarsýlmýþtýr, Yüreðin mi yanmýþtýr? Þu karþý karadaðlar, Üstündeki pýnarlar, Tavla dolusu atlar, Develerle katarlar... Söyle bana kimindir? Aðýz dilden de, bildir. Bacýsý demiþ: — Ozan, Karþý daðý sorarsan, Aðabeyim Bamsý’nýndý. Yiðit ve kahramandý. Yaylasý ýssýz kaldý, Otaðý yaðmalandý. Katarla develeri, Koyunu sürüleri, Hepsi kaldý sahipsiz, Deyiniz gördüyseniz. “Beyrek” derdik ismine, Rastladýn mý kendine? Yýkýlmýþtýr daðlarým, Kesilmiþtir aðacým. Sularým kurumuþtur. Kardeþim kaybolmuþtur! Ozan söyleme, çalma Bana hiç soru sorma!.. Bundan vazgeçip Beyrek Gidince yürüyerek, Görmüþ kýzkardeþleri Kara giymiþ her biri. Çaðýrmýþ ve söylemiþ, Bakalým neler demiþ: — Sabah kalkýp yerinden Kara otaða giren, Ak soyup, kara giyen Feryat, figân eyleyen Karasac ekmeðinden, Tandýrýn yemeðinden, Varsa veriniz bacým, Yorgunum ve çok acým. Üç günlük yoldan geldim, Sizi gördüm, sevindim... Kýzlar yemek getirmiþ, Beyrek yemiþ, bitirmiþ. Beyrek demiþ ki: — Kýzlar, Caným kurban bacýlar... Varsa aðandan kalan Þöyle eski bir kaftan, Verin sadaka bana, Sevap gelsin aðana. Kaftaný getirmiþler, Beyrek’e giydirmiþler. Kolu koluna uymuþ, Bedenine oturmuþ. Kýzlar onu süzmüþler, Beyrek’e benzetmiþler. Biri demiþ: — Ay ozan, Nasýl uydu bu kaftan! Gözlerin fersizleþmiþ, Kollarýn ince imiþ. Solmasaymýþ bileðin Diyecektim: Beyrek’sin! Kartal gibi süzüþün, Salýnýp yürüyüþün... Beyrek’e çok benzersin. Söyle ozan sen kimsin?.. Beyrek demiþ içinden: “Ne yapayým þimdi ben? Beni bildi bacýlar. Öyle ise Oðuzlar, Tanýrlar bu kaftanla. Gitmeyeyim bununla. Kaftaný çýkarayým, Gidip bir çul bulayým. Kimmiþ, dostum düþmaným Hele gidip bakayým.” Kaftanýný sýyýrmýþ, Yere doðru fýrlatmýþ: — Þu kaftaný verdiniz, Kafam, beynim yediniz! Ne Beyrek kalsýn, ne siz. Baþýmdan çekiliniz!.. Bir deve çulu almýþ, Delip boynuna takmýþ. Oynatmýþa benzeyip, Düðüne gitmiþ çekip. Oðuzlar da toplanmýþ, Güveyle ok atarmýþ. Ok atýnca Yaltacuk, Beyrek demiþ: — Domuzcuk!.. Elin kurusun senin, Çürüsün bileklerin. Güveylere ol kurban, Seni yalancý oðlan! Yaltacuk demiþ: — Kavat! Al yayýmý sen de at. Böyle söyleme bana, Bir vurursam boynuna!.. Beyrek yayý alarak, Yere atmýþ kýrarak. Yaltacuk sinirlenmiþ. — Bre durmayýn! demiþ. Beyrek’in yayý var ya, Verin þu yabancýya... Beyrek yayýný almýþ, Bakýp bakýp aðlamýþ. Demiþ ki: — Beyler, Hanlar Hani hedef Oðuzlar? Aþkýnýza çekeyim, Hedefi devireyim! Meðerse hedef Han’ým, Bir yüzükmüþ sultaným. Tek atýþýyla vurmuþ, Hedef göðe savrulmuþ. Beyler görünce bunu, Alkýþlamýþlar onu. Meðer Han seyredermiþ, Bir adamý göndermiþ. Çaðýrýnca Kazan Han, Yanýna gitmiþ ozan. Selâmla baþ indirmiþ, “Baðýr basmýþ” ve demiþ: “— Darda kalanýn arkasý, Han Uruz’un babasý, Amut Su’yun aslaný, Karacuk’un kaplaný, Bayýndýr’ýn güveysi, Türkistan’ýn direði, Yaðýz atýn sahibi, Biçârenin ümidi...” Bugün erken sabahtan, Kalkmýþsýn ey Kazan Han. Ak ormana girmiþsin, Yaycýðýný eðmiþsin. Otaðýný kurmuþsun, Geleni oturtmuþsun. Selâm size sað beyler, Sol kolunda sol beyler. Ýnançlýlar eþikte, Has beyler ise dipte... Yiðidim, alp erenim Dilerim Kazan Beyim, Daim olsun þöhretin; Kutlu olsun devletin... Böyle deyince ozan, Ona demiþ Kazan Han: — Deli deli söylersin, Ne ister, ne dilersin?.. Beyrek demiþ ki: — Han’ým, Ýyice açtýr karným. Þölen yerine varsam, Karnýmý bir doyursam... Kazan demiþ: — Bu deli, Aklý noksandýr belli. Ýstemedi nimeti, Geri tepti devleti! Býrakýnýz da gitsin, Ne dilerse eylesin... Beyrek, þölene gitmiþ, Önce yemekten yemiþ. Kazanlarý devirmiþ, Hepsini tekmelemiþ. Yönelmiþ kadýnlara, Haber gitmiþ Kazan’a. Kazan demiþ: — Býrakýn! Nere isterse varsýn... Kazan’dan güç almýþ ya, Davul ve zurnacýya, Birer tekme sallamýþ, Hepsini kovalamýþ. Kopuzunu çalarak, Kapýya oturarak, Hatunlarý seyretmiþ, Burla çok öfkelenmiþ... Demiþ ki: — Kavat oðlu! Gezersin saðý-solu. Böyle düþer mi sana, Teklifsizce otaða, Biz çaðýrmadan girdin? Töremizi çiðnedin!.. Beyrek demiþ: — Sultaným, Biliyor Kazan Han’ým. Söyledim Kazan Han’a, O, izin verdi bana... Burla demiþ: — Madem sen, Buyruk almýþsýn beyden, Maksadýn nedir söyle, Ne iþin var bizimle?.. Beyrek demiþ: — Sultaným, Þudur benim maksadým: Gelin olan kýz kalksýn, Ben çalayým, oynasýn. Demiþler: “Deli ozan, Kimseyi tanýmadan Gelmiþtir yanýmýza, Bakmaz geline, kýza... Kýsýrca Yenge kalk sen, De ki iþte gelin ben...” Kýsýrca Yenge kalkmýþ, Oynamaya baþlamýþ: — Çal haydi deli ozan, Benim kocaya varan... Beyrek çalmýþ sazýný, Yükseltmiþ avazýný: — Kýsýr kýsraða binmem, Savaþlara gidemem. Çobanlar sana bakar, Gözünden yaþlar akar. “Onlarýn yanýna var, Murad verecek onlar...” Kýsýrca beni dinle, Ýþim yoktur seninle. Gelin olan kýz kalksýn, “Kol sallayýp oynasýn...” Kýsýrca demiþ: — Aman! Beni tanýdý ozan... Ayýplarýmý saydý, Nerden bildi, tanýdý!.. Boðazca Fatma kalkmýþ, Oynamaya baþlamýþ: — Çal bre deli ozan, Benim kocaya varan... Beyrek kopuzu çalmýþ, Baðýrmaya baþlamýþ: — Derenin yaný evin, “Barak, senin köpeðin.” Otur Boðazca Fatma, Boþuna beni yorma... Gelin olan kýz kalksýn, Kol sallayýp oynasýn... Boðazca Fatma demiþ: “Bu delide var bir iþ! Beni bile tanýdý, Ayýplarýmý saydý...” Çaresiz Banu Çiçek, Al kaftaný giyerek; Kalkýnca oynamaya, Þöyle demiþ ozana: — Çal bre deli ozan, Benim kocaya varan... Beyrek kopuzu çalmýþ, Baðýrmaya baþlamýþ: — Ben buradan gideli, Çokça kar yaðmýþ belli. “Han kýzýnýn evinde, Halayýk tükenmiþ de Maþrapla suya varmýþ, Parmaðýn soðuk almýþ!” Getirin kýzýl altýn, Bu kýza týrnak takýn. “Han kýzý ayýplýca,” Seni neylesin koca!.. Böyle deyince Beyrek, Çok kýzmýþ Banu Çiçek: — Bana bak deli ozan! O saydýðýn ayýptan, Ben de yoktur bir eser, Ýþte sen de görüver... Ak bileði sýyýrmýþ, Yüzüðü parýldamýþ. Beyrek yüzüðü bilmiþ, Görelim ne söylemiþ: — Beyrek burdan gideli, Kýz sen oldun mu deli? Döktün mü gözyaþýný, Yoldun mu hiç saçýný? Yýrttýn mý yanaðýný, Attýn mý niþanýný? Kocaya varýyorsun, Yüzüðüm takýyorsun! Benimdir altýn yüzük, Geri ver olmasýn yük. Onu ben taktým sana, Yüzüðümü ver bana... Banu burada demiþ, Görelim ne söylemiþ: — Tepelere çok çýktým, Beyrek’imi aradým. Yýrttým al yanaðýmý, Hep yoldum saçlarýmý. “Vardý gelmez yiðidim,” Kayboldu Han Beyrek’im! Beyrek’in armaðaný, Yüzüðün var niþaný. Seninse yüzük eðer, Niþanýný deyiver... Beyrek demiþ: — Han kýzý, Oðuz eli yýldýzý. Boz ayðýra binmiþtim, Otaðýna gelmiþtim. Bir geyiði avladým, Sizlere baðýþladým. Sen beni çaðýrmýþtýn, Orda yarýþ yapmýþtýn, At, ok, güreþte yendim, Yanaðýný diþledim... “Üç öptüm, bir ýsýrdým.” Yüzüðü o gün taktým. Ýþte benim o Beyrek, Bildin mi Banu Çiçek?.. Böyle deyince Han’ým, Kýz tanýmýþ sultaným... Ayaðýna kapanmýþ, Sevincinden aðlamýþ. Atlayarak atýna, Beyrek’in babasýna, Giderek müjde vermiþ. Ona þöyle söylemiþ: — Yýkýlmýþtý daðlarýn, Çekilmiþti sularýn. Tay vermiyordu atýn, Gitmiyordu kervanýn. Kuzlamazdý akkoyun, Müjde geliyor oðlun!.. “Kayýn baba, kaynana” Müjdeme ne var bana?.. Pay Püre demiþ: — Gelin, Ne tatlý söyler dilin! Eðer doðruysa haber, Canýmý isteyiver... Karadað senin olsun, Pýnarý içmen olsun. Develerim katarla, Koyunlarým aðýlla, Halayýðým, cariyem, Param, altýným, akçem... Otaðým, gölgeliðim, Hepsi senin gelinim... Bu sýrada Kazan Han, Haber almýþ olaydan. Beyrek’i alýp gelmiþ. Pay Püre’ye söylemiþ: — Pay Püre müjde sana, Bak kavuþtun oðluna!.. Pay Püre demiþ: — Han’ým, Ben nasýl inanayým? Bilirsin aðlamaktan, Oldum gözden, ayaktan... Parmaðýný kanatsýn, Mendiline damlatsýn, Ben gözüme süreyim, Açýlýrsa bileyim... Beyrek, az kan akýtmýþ Mendiline damlatmýþ. Silince mendiliyle, Allah’ýn kudretiyle, Ýki gözü açýlmýþ! Feryat figân aðlamýþ: — Kýlýcýmýn kabzasý, Þu gönlümün sevdasý, “Gelinimin çiçeði,” Gözlerimin bebeði, Evdeþimin serveti, Tutan belin kuvveti, Oðuz’un sevileni... Çok þükür buldum seni... Yaltacuk iþitince, Kaçýp gitmiþ sessizce. Beyrek ardýna düþmüþ, “Dana sazýna sürmüþ.” Gizlenip bir yerinde, Kayýp olmuþ içinde. Beyrek çakmak istemiþ, Sazý ateþe vermiþ. Çýkýp gelmiþ Yaltacuk, Sanki küçük bir çocuk. Ayaðýna kapanmýþ, Yalvararak aðlamýþ. Beyrek de baðýþlamýþ, Oradan uzaklaþmýþ... Kazan demiþ: — Gel Beyrek, Bekliyor Banu Çiçek. “Tatlýya baðlandý iþ, Var da murada eriþ...” Beyrek demiþ ki: — Han’ým, Esir arkadaþlarým! Çýkmayýnca hisardan, Bahsetmeyin murattan... Ata binmiþ Kazan Han, Yiðitler, arkasýndan. Rüzgâr gibi esmiþler, Bayburt’u çevirmiþler. Abdest alarak suyla, Ýki rekât namazla, Allah’a yalvarmýþlar, Muhammed’i anmýþlar... Çalýnmýþ tunç borular, Gümbür gümbür davullar... “Kýyamet savaþ olmuþ,” Meydan kan ile dolmuþ. “Kâfire kýran girmiþ,” Tümü kýlýçtan geçmiþ. Beyrek zindana girmiþ, Yoldaþlarý esenmiþ... Yýkmýþlar kiliseyi, Yerine bir camiyi, Yapýp tamamlamýþlar, Ezan da okutmuþlar. “Kýzlarýn güzelinden, Kumaþýn temizinden” Ýþlenmiþ elbiseler, Kaftanlar ve cüppeler, Bayýndýr’a hisseler... Ayýrarak seçmiþler. Melik kýzýný Beyrek, Atýna bindirerek Oðuz Ýle gelmiþler, Ak otaða girmiþler. “Her biri kýrk yiðidin, Oðuz’dan almýþ gelin.” Kýrk gündüz ve kýrk gece, Toy yapýlmýþ güzelce... Korkut Dede gelince, Destan demiþ dilince: — Bu Oðuzname Han’ým, Bamsý’nýndýr sultaným. Duâ edeyim Han’ým, Kabul etsin Allah’ým. Daðlarýn yýkýlmasýn, Sularýn kurumasýn. Aksakallý babanýn, Akbürçekli ananýn, Mekâný cennet olsun, Mezarýna nur dolsun. “Gardaþtan ve oðuldan, Ahir vakti imandan,” Ayýrmasýn ol Settar, Amin deyin Oðuzlar!.. “Amin amin diyenler, Hak yüzünü görsünler.” Günahýmýz silinsin, Toplansýn ve derlensin. “Muhammed Mustafa’nýn, Yüzü suyuna O’nun” Bizleri baðýþlasýn, Esirgesin, saklasýn. Ahmet KARAASLAN 28/06/2000 - Kayseri
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet KARAASLAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |