... Allah, size kolaylýk diler, zorluk dilemez... (Bakara Suresi,185)

Günümüz toplumlarýnda insanlarýn pek çoðu Kur’an ahlakýndan uzak bir yaþam sürerler. Çünkü toplum genelinde, din ahlakýnýn yaþanmasýnýn zor olduðu þeklinde yanlýþ bir inanýþ vardýr.

Bu yanlýþ bakýþ açýsýnýn temelinde insanlarýn Kuran’ý tam olarak bilmemeleri ve dine dair iþittikleri hurafeleri, dedelerinden ve çevrelerinden kulaktan dolma edindikleri bilgileri ‘din’ zannetmeleri, gerçek Ýslam’ý bunlardan ayýrt edememeleri yatar. Oysa Allah’ýn insanlara yaþamalarý için tavsiye etmiþ olduðu ahlak, insan fýtratýna en uygun yaþam þeklidir. Ýnsanýn da dinin de yaratýcýsý Rabbimiz’dir. Ýnsanýn nefsini, ruhunu, yaþadýklarýnýn ne kadarýna güç yetirebileceðini en iyi bilen Allah, insanlar için de en kolay olaný indirmiþtir. Allah insanlarý din fýtratý üzerine yarattýðýndan, insana dünyada huzur verecek tek model, din ahlakýný gereði gibi yaþamaktýr. Kuran’da din ahlakýný yaþamanýn kolaylýðý, "O, sizleri seçmiþ ve din konusunda size bir güçlük yüklememiþtir, atanýz Ýbrahim’in dini(nde olduðu gibi.)" (Hac Suresi, 78) ayetiyle bildirilir.

Kolaydýr; çünkü dinin özü güzel ahlaklý olmaktýr. Ýnsan ruhunun en çok zevk aldýðý durum güzel ahlaktýr. Bütün insanlar dürüstlükten, samimiyetten, þefkatten, merhametten, güzel sözden ve alçakgönüllülükten hoþlanýr. Sadakatsizlik, yalan, kötü söz, ikiyüzlülük ve kibir ise her insanýn canýný acýtýr. Ýnsanýn güzel olan özellikleri yaþamakta kararlýlýk gösterebilmesi yalnýzca vicdanýna uymasýyla mümkündür. Yaþamý boyunca vicdanýnýn sesini dinlemesi içinse, insanýn Allah korkusunu kalbinde hissetmesi gereklidir.

Kur’an’dan anladýðýmýz üzere yalnýzca Allah’tan korkup sakýnanlar, O’na tam bir teslimiyetle teslim olanlar, sonsuz ahiret hayatýný seçenler Kuran’dan öðüt alýp düþünürler. Allah bir baþka ayetinde þöyle buyurur:

Biz sana bu Kuran’ý güçlük çekmen için indirmedik, içi titreyerek korku duyanlara ancak öðütle-hatýrlatma (olsun diye indirdik). (Taha Suresi, 2-3)

Bu konu Kuran’ýn önemli sýrlarýndan biridir. Kuran’ý anlayabilmek için üstün bir zekaya ya da yeteneðe deðil, samimi, düzgün bir niyete ve ihlasa sahip olmak gerekir. Çünkü Rabbimiz samimi kullarýna Kur’an’ýn aydýnlýða ulaþtýran kapýlarýný açar, onlara doðru yollarýný gösterir ve kurtuluþa ermelerini saðlar. Kuran tüm insanlýða gönderilmiþtir, ancak yalnýzca Allah’tan saygýyla korkan, kesin bilgiyle ahirete inanan müminler için bir hidayet sebebi olur. Samimi müminler için Kur’an rahmet ve þifadýr:

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öðüt, sinelerde olana bir þifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus Suresi, 57)

Tüm bu gerçeklere raðmen bazý insanlar Kuran ahlakýný yaþamaktan kaçýnýr, sebep olarak da çeþitli mazeretler ileri sürerler. Bunlardan biri de din ahlakýný yaþamanýn onlarý kýsýtlayacaðý ve yaþamlarýný zorlaþtýracaðý endiþesidir. Bu çok büyük yanýlgýdýr. Tam aksine din ahlakýndan uzak bir yaþam, insanlarý büyük sýkýntýlarla, zorluk ve kýsýtlamalarla karþý karþýya getirir. Kuran ahlakýnýn insanlara sunduðu yaþam ise rahat, huzurlu ve güven doludur. Kuran, toplumun ve insanlarýn kiþi üzerinde kurduðu aðýr baskýlarý, katý kurallarý ve anlamsýz prensipleri ortadan kaldýrýr ve insanlarýn huzur içerisinde yaþamalarýný saðlar.

Yaþam rehberimiz Kur’an’ýn açýk ve anlaþýlýr olmasýnýn yaný sýra, hüküm ve buyruklarýnýn uygulanmasý da son derece kolaydýr. Sonsuz güç sahibi Allah ayetlerde Kuran hakkýnda þöyle buyurur:

Biz sana bu Kuran’ý güçlük çekmen için indirmedik. ’Ýçi titreyerek korku duyanlara’ ancak öðütle-hatýrlatma (olsun diye indirdik). (Taha Suresi, 2-3)

Allah, hiç kimseye güç yetireceðinden baþkasýný yüklemez. (Kiþinin nefsinin) Kazandýðý lehine, kazandýrdýklarý aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarýmýzdan veya yanýldýklarýmýzdan dolayý bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediðin gibi aðýr yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceðimiz þeyi bize taþýtma. Bizi affet. Bizi baðýþla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamýzsýn. Kafirler topluluðuna karþý bize yardým et." (Bakara Suresi, 286)

Rabbimiz, merhamet edenlerin en merhametlisidir ve kullarýnýn en rahat edecekleri, en güzel yaþam þeklini Kuran’da tüm ayrýntýlarýyla tarif etmiþtir. Ýnsan, sevgi, saygý, þefkat ve merhametten hoþlanan bir yaratýlýþa sahiptir. Kur’an ahlakýna uygun bir yaþam da, insanýn en çok zevk alacaðý, en huzur duyacaðý yaþamdýr. Bu gerçek Kur’an’da “Öyleyse sen yüzünü Allah’ý birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah’ýn o fýtratýna çevir; ki insanlarý bunun üzerine yaratmýþtýr. Allah’ýn yaratýþý için hiçbir deðiþtirme yoktur. Ýþte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanlarýn çoðu bilmezler.” (Rum Suresi, 30) ayetiyle bildirilir.

Kuran’ý kendisine rehber edinen Peygamber Efendimiz(sav) de, "Kolaylaþtýrýnýz, zorlaþtýrmayýnýz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Ramuz el-Hadis, 2. cilt, s. 510) hadis-i þerifiyle öðütte bulunmuþtur.

Dini özünde olduðu gibi kolay göstermek, zorlaþtýrmamak, insanlarýn kalplerini Kuran’a ve din ahlakýna ýsýndýrmak, inanan her insanýn önemli bir sorumluluðudur.

Allah’ýn elçisi de, Kuran’ý teblið ederek insanlarýn üzerlerindeki aðýr yükleri, zincirleri kaldýrýr. Onun çaðrýsýna icabet edenler, ona destek olup yardým edenler ve Kur’an’ýn yolunu izleyenlerin gerçek kurtuluþa ve mutluluða kavuþacaklardýr.

Onlar ki, yanlarýndaki Tevrat’ta ve Ýncil’de (geleceði) yazýlý bulacaklarý ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliði) emrediyor, münkeri (kötülüðü) yasaklýyor, temiz þeyleri helal, murdar þeyleri haram kýlýyor ve onlarýn aðýr yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardým edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; iþte kurtuluþa erenler bunlardýr. (Araf Suresi, 157)

Ayrýca, din ahlakýný yaþamak insaný sosyal yaþamdan, güzelliklerden ve sanattan engellemez, aksine daha çok haz almasýna neden olur. Sanat, güzellikler, tüm nimetler ve estetikten en çok zevki müminler alýrlar. Çünkü güzel bir sanat eserinden rengarenk çiçeklere, meyvelere, etkileyici mekanlara kadar her þeyin Allah tarafýndan verilmiþ nimetler olduðunun bilincindedirler. Ayrýca her þeyin gerçek sahibinin Allah olduðunun þuurundadýrlar ve bu nedenle dünyevi hiç bir þey için bencil tutkularýnýn ardýnda hýrsla koþturmazlar. Dinden uzak cahiliye insanlarý gibi her an sahip olduklarýný yitirme korkusuyla yaþamazlar. Kýsýmlandýran, rýzýklarý, nimetleri adalet, hikmet ve rahmet içinde taksim edip herkese nasibini veren Allah, dilerse tümünü geri alabileceðinin bilincinde yalnýzca Rabb’lerine dayanýp güvenirler.

Kuran tüm insanlýða aydýnlýðý ve güzelliði anlatýr. Ancak karanlýk zihniyetli cahiliye insaný ortaya adeta bir kabus tablosu çýkarýr. Kendi kafasýndaki ve ruhundaki karanlýðý ortaya serer bu kiþi, ancak o din deðildir. Gerçek din pýrýl pýrýldýr, aydýnlýktýr, huzur doludur. Samimi müminler için kesintisiz bir mutlulukla dolu olan Allah’ýn aydýnlýk ve dosdoðru yolu, yaþamlarýndan sonsuz ahirete uzanýr.

Ýþte Allah’a iman edenler ve O’na sarýlanlar, onlarý kendisinden olan bir rahmetin ve bir fazlýn içine yerleþtirecektir ve onlarý Kendisine varan dosdoðru bir yola yöneltip-iletecektir. (Nisa Suresi, 175)