Yaþamýn tanýmý yoktur. -Halikarnas Balýkçýsý |
|
||||||||||
|
Seval Deniz Karahaliloðlu “Sanatçý ýþýðý alnýnda ilk hisseden kiþidir” ilkesinden yola çýkan beþ Türk ressamý bütün olumsuz koþullara raðmen Türk Resmini Paris Grand Palais’te “Art En Capital 2010” sergisinde tanýtabilmek için var güçleriyle çalýþýyor. Anayasanýn deðiþtirilmesi, türban, laiklik derken Türkiye, aðýr gündemi ve uluslar arasý platformda her gün yaþadýðý olumsuzluklarla tarihinin en hassas döneminden geçiyor. Böyle bir ortamda, maalesef bir çok kiþiye göre sanat “düþünülecek en son þey”. Tepki vermek. Karþý çýkmak. Hayata karþý duruþunu göstermek. Sanatçý olarak, “ben de varým!” diyebilmek. Bunu, sanatýn evrensel diliyle yapabilmek. Herkes bildiðince hayat görüþünü tanýmlar. Beþ ressam kendilerini çizgiden, renkten ve resimden ibaret olan özel bir dille tanýmlýyor. Hayata bakýþlarý, sanatýn evrensel diliyle anlatmak. Renkler, çizgiler, naif dokunuþlar, fýrçanýn tuvale dokunduðu o özel anda var olabilmek. Bütün bunlarý hissetmek, içine sindirmek, bütün dillere eþ zamanlý olarak tercüme ederek anlatabilmek. Söyleyeceði sözleri akýllarýndan ve vicdanlarýndan damýtarak tablolara taþýyan bu beþ özel insan Türkiye’nin adýný dünya sanat platformunda duyurmak için çaba harcýyor. Nurhilal Harsa, Serdar Leblebici, Korkut Uluð, Ahmet Yeþil ve Hakan Esmer sadece kiþisel olanaklarýný zorlayarak, Türk Resminin dünyanýn en prestijli sergi salonlarýndan birinde sergilenmesi için ellerinden geleni yapýyorlar. Her yýl Paris’te Grand Palais’da düzenlenen “Art En Capital 2010” sergisi, 23 – 28 Kasým tarihleri arasýnda dünyanýn dört bir yanýndan gelen sanatçýlarý ve eserlerini bir araya getiriyor. Dünyanýn en saygýn sergilerinden biri olarak kabul edilen “Art En Capital 2010”, Societe Nationale des Beauz Arts (SNBA) tarafýndan düzenleniyor. Resim sanatýndaki yenilikleri, geliþmeleri, yeni bakýþ açýlarýný dünya çapýnda profesyonel ressamlarýn eserlerinden yola çýkarak dünya sanat merkezlerine sunma amacýný taþýyan Grand Palais’te gerçekleþtirilen “Art En Capital 2010” sergisi yeni yetenekleri de sanat dünyasýna kazandýrmasý açýsýndan da büyük önem taþýyor. “Art En Capital 2010” sergisinin dünyanýn en prestijli sergilerinden biri olmasý, sanatçýlar ve eserleri açýsýndan sergiye katýlýmý da zorlaþtýrýyor. Sergiye katýlmak, eserlerini bu salonda sergileyebilme hakkýný kazanabilmek de her geçen gün giderek daha da zorlaþýyor. Çünkü kabul edilme þartlarýný saðlayabilecek eserin kalitesini belirleyen “çýta çok yüksek”. Sanat, akýl, estetik, yetenek, birikim ve kiþisel resim dilini oluþturabilme kapasitesi gibi temel öðeleri baz alan bir süzgeçten geçen eserler, beþ ayrý kurumun onayý almak zorunda. “Sanatsal yeterlilik” konusunda eserler ve sanatçýlar beþ kez daha sýnanýyorlar. Société des Artistes Francais baþta olmak üzere sýrasýyla Les Indépendants, Comparaisons, Dessin & Peinture à l'eau ve Société Nationale des Beaux Arts eser ve sanatçý seçimlerinde kýlý kýrk yarýyorlar. Bu yýl ilk defa, organizasyondan aldýklarý “özel bir davetle” Türk sanatçýlarý da eserleri ile “Art En Capital 2010” sergisinde yer alýyor. Beþ Türk ressamýnýn eserlerinin bu kurumlar tarafýndan “özel bir davet ile sergileme kazanmasý”, Türk Resminin ulaþtýðý baþarý açýsýndan bütün “Türk Ressamlarý ve Türk Resmi” için gurur vericidir. Grand Palais dönemin büyük ustalarý Paul Gaugen ve Turner gibi saygýn isimlere ev sahipliði yapmýþ bir saray. Resim dünyasýnýn önde gelen isimlerinin altý aylýk dönemler aralýðýnda burada sergiler açmasý Grand Palais’i sanat dünyasýnda çok özel bir yere taþýyor. Dünyaca ünlü sanatçýlarýn bu prestijli sergi salonunda sergiler açmýþ olmasý “Art En Capital 2010”’un önemini arttýrýyor. Hem resimlerini sergileyen ressamlarýn resim tarihine geçmiþ büyük ustalar olmasý hem de sarayýn önünde sergi öncesi alýnan biletler için uzun kuyruklar oluþmasý bu serginin sanat dünyasýnda saygýnlýðýný ve popülaritesini arttýran bir diðer unsur. Dünyayý resim üzerinden algýlayan ve kendini resmin özel dilini kullanarak var eden bu beþ sanatçý dünya görüþlerini tanýmlayan birer eserle sergide yer alýyorlar. Sergiye “Brigitte Bardot’a (BB) Saygý” isimli eseriyle katýlan Korkut Uluð neden BB’ye saygý diye sorduðumuzda þöyle yanýtlýyor. “Erkek egemen dünyada etine paha biçilemeyen dünya güzeli BB genç yaþýnda kendine biçilen rolü terk ederek tüm mal varlýðýný ve yaþamýný hayvanlarý korumaya adadý. Para ve þöhretin en üst noktasýnda hiç bir insanýn yapamayacaðýný yaptý ve “gençliðini harcayan bu düzenin” hayvanlarý harcamasýna karþý çýktý. Gerçek güzelliðine de o anda ulaþtý. Ýþte böyle bir insanýn portresini saygý duyarak yaptým ve izleyeni de saygýya davet ettim.” “Gövdeler Serisi” ile sergiye katýlan Serdar Leblebici “Yaptýðým her yeni resim, benim yeniden doðuþumdur” diyor. “Resmimde, geçmiþteki uygarlýklar, yaþamlar ile gelecek arasýnda köprüler kurmaya çalýþýyorum. Çok katmanlý, temelinde manevi ya da teknik kontrastlýklarýn olgunlaþtýrdýðý, resimsel kaygýlarý ön planda tuttuðum bir yaklaþýmým var. Seriye adýný veren “Gövdeler Serisi”nde duyarlýlýðýn özünde “aðaç” var. Aðacý yaþamýn simgesi olarak görüyor ve kompozisyonumun baþ köþesine yerleþtiriyorum. Onu destekleyen imgelerle de dengeyi kuruyorum; heyecanýmla, sevgimle, düþüncemle kýsacasý tüm benliðimle...” Modern hayatýn sýkýcý insanlarýndan, makineleþmiþ ruhsuz bireylerden uzakta sahiciliði “suya adanan yaþamlar” olarak tanýmladýðý “Heyamola” tablosunda arýyor ressam Hakan Esmer. Onun dünyaya bakýþý çok basit. Þöyle diyor. “Heyamola tablosu, suya adanan yaþamlarý tanýmlar. Gözlemlerime dayanan ifadeleri, duruþlarý ve renkleri; gerek fýrça dokunuþu gerek boya yüklemeleri ile duygu ve düþünce süzgecimden geçip tuvalime yansýyor. Bu yaþamlar, iç bunaltýcý kent dokusunun uzaðýna odaklýyor beni…Ýçtenliðin, sahiciliðin merkezine.” Ressam Nurhilal Harsa “Cevapsýz Sorular” ýn peþine düþmüþ. Hayata karþý duruþunu “doðru sorulmuþ sorular ve dürüst yanýtlar” üzerine kurmuþ. Neden “Cevapsýz Sorular” denince cevabý çok yalýn, bir o kadar da sade. Týpký resmi gibi. “Cevapsýz Sorular aslýnda üç parçadan oluþan bir serinin ilk eseri. Neden “Cevapsýz Sorular”? Cevabýný bulamadýðým sorulara atfedilmiþ bir seri. Bu resimde cevaplanamayan sorulara bir baþkaldýrý var, bir isyan var, bir alay var. Bütün bunlara karþý tepki olarak, vakur ve kibir var. Cevabý bulamasam da umurumda deðil. Ben her þeye raðmen “özgürüm ve özelim” diyebilmek var.” Sanatçý duyarlýlýðý ile “Görsel Dokunuþlar” isimli eseriyle kendini yaptýðý resimler üzerinden tanýmlayan ressam Ahmet Yeþil, neden “Görsel Dokunuþlar” dediðimizde soruyu þöyle yanýtlýyor. "Görsel Dokunuþlar, çünkü yaþamýn gerçekleriyle her an yüzleþme durumumuz, görüntünün anlam deðerleriyle yüzleþme biçiminde karþýmýza çýkar. Bu ise yaþamýn her boyutundaki görüntüler ve yansýmalar arasýnda kendimize ait olanla buluþmamýz demektir. Bulma, buluþma, kavuþma, keþfetme kiþinin kendi gerçeðiyle yüzleþmesidir. Duygularýn,olgularýn insana ait saf, onu özgün kýlan gerçeðiyle buluþmasýdýr. Sanatýn yarattýðý estetik, plastik deðerler, dünyaya yansýyan bir atmosfer kurar. Gündelik yaþama kilitlenmiþ insanlarýn da, belki hiç ilgilenmedikleri bu yansýmalarýn içinden geçmesi kaçýnýlmazdýr; çünkü görsel olana bakmanýn ötesindeki görme biçimi, yaþamý algýlayan aklýn görsel dokunuþlarýdýr. Onlarý hiç istemese de yakalar, emerek içine soðurur ve beklemediði birileriyle ortak algýya zorlar. Görsel olan sataþýr, örter ve estetik aklýn duyarlýðýna yerleþir." Son söz beþ Türk ressamýn. “Amaç böyle prestijli bir sergide Türk sanatýnýn ve sanatçýsýnýn var olduðunu göstermek. Türk resmi böyle bir sergide yer almalý ve Türk sanatçýlar uluslar arasý arenada karþýlaþtýklarý bütün olumsuzluklara raðmen her koþulda var olduklarýný tüm dünyaya gösterebilmeli.” Yola çýkýþ ilkemizi bir kez daha hatýrlayalým. “Sanatçý, ýþýðý alnýnda hisseden ilk kiþidir.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |