“Bir elma yuvarlanarak yanaþtý bakýþlarýna.”

Elmalarý çok severdi ufak kýz. Yaz aylarýnýn geldiðini anladýðý zamanlar, elma yiyeceðinin sevinciyle dolardý içi. Anneannesi öðretmiþti, mevsimlerden yaz aylarýnda eriþirdi elmalar. Güneþte yanaklarý iyice kýzartmaya baþladýðý aylarda anlardý ki, mevsim yaza ulaþmak üzere. Bunu da anneannesi söylemiþti. Aylarýn adlarýný ezberleyemeyince küçük kýz, "yanaklarýn ne zaman al al olmaya baþlarsa sýcaktan, o zaman yaz gelmiþ demektir." demiþti. O da bunlarý aklýnda en deðerli bilgiler olarak saklamýþtý her daim.

Köylerinde birkaç tane elma aðacý vardý. Yaz aylarýnda kýzaran elmalarýn aðýrlýðýyla eðilir, oyunlarýnda yorulan köy çocuklarýnýn bir ay boyunca dinlence ve eðlence odaðýna dönüþürdü yorgun dallar.

Ufak kýz ise, henüz 5 yaþýna yeni basmýþtý. Dilinde kelimeleri yuvarlamasý, pelteleyerek konuþmasý, gamzeli yanaklarýnýn süslediði yanaklarýnýn buluþtuðu küçücük aðzýndan çýkan her kelimeyi bambaþka bir tatlýlýða bürüyordu. Kumraldý, gözleri yeþile çalardý. Ufacýk boyu, þirin ama hafif çarpýk adýmlarý, bilmiþ konuþmalarý onu köyün en tatlý kýz çocuðu yapmaya yetiyordu bile. Köyde onu herkes sever, görenler muhakkak ki bir süre peltek konuþmasýný dinlemek için konuþturmaya çalýþýr, ilgilenirler, daha sonra da kucaklarýna alýp gamzeli yanaklarýndan öperlerdi. Tam sevilmelik zamanlarýydý.

Yanaklarý güneþten iyice kýzarmýþtý ufak kýzýn anneannesinin kendisi için yaptýðý bebekle oynarken. Su içmek için mutfaktan içeri girdiðinde aynaya bakýnca gördü yanaklarýný. Kolundan tuttuðu bebeðiyle beraber, anneannesinin yanýna baðýrarak koþmaya baþladý. "ananeee yaz gelmiþ, bak yanaklarýmaa" diye baðýrýyor, telaþla merdivenlerden iniyor, alt katta duran anneannesini ise bu hareketleriyle hem bir mutluluða ulaþtýrýp hem de bir korku çepherine sokuyordu. Merdivenlerden inerken düþecek diye ödü kopardý yaþlý kadýncaðýzýn. Bir keresinde merdivenlerde tökezleyip düþmüþ, soyulan dizi yüzünden dakikalarca aðlamýþtý ufak kýz. Anneannesinin ise içini parçalamýþtý yeþil gözlerinden akan damlalar. Bu yüzden düþmesinden korkuyordu ufak kýzýn.

Anneannesini ikna edemedi ufak kýz elma aðacýndan elmalarý toplamaya gitmek için. Evlerinden görülebiliyordu aðaç, balkona çýkýnca bakýp bakýp "anane olmamýþ mýdýr o elmalar" diye sormuþtu tüm bahar boyunca. O gün ise bir þey diyemedi yaþlý kadýn. Hem ufak kýzýn sevincinden çok mutlu olmuþtu hem de artýk elmalarýn olduðuna o da kanaat getirmiþti. Ufak kýza;

"Akþam olsun, hava serinleyince, yaramaz çocuklar evlerine dönünce gidersin kuzum elmalarý toplamaya" dedi.

Bir kaç haylaz çocuk bir kaç kere oyun oynarken düþürmüþlerdi ufak kýzý, bu yüzden nazar boncuðunu takmaya baþlamýþtý anneannesi ufak kýza.

Kolundan tuttuðu bebeðine sarýlýp balkona tekrar çýktý ufak kýz. Balkondan aðaca týrmanan çocuklara imrendi. Akþam olmasý için sabýrsýzlanmaya baþladý.

Arada sýrada "ananeee akþam olmuþ muduur?" þeklinde baðýrarak tatlý tatlý sorular soruyordu oyunlarýndan baþýný kaldýrýp. Anneannesi de gülümseyerek "olmadý daha kuzum, az kaldý" diye yanýtlýyordu genelde. Üfleyerek bebeðiyle oynamaya devam ediyordu sonra ufak kýz. Vakit böylece akþama doðru yavaþ yavaþ yürümeye baþlamýþtý.

Güneþin eteklerini toparlayýp vadiden ellerini çektiði vakitlerde, ufak kýz aðaca doðru koþar adým yürümeye baþlamýþtý bile. Bir elinde tuttuðu bebeði sallanýyordu býkkýn bir þekilde. Gözleri kocaman olmuþtu, heyecanlýydý ufak kýz. "Ananee ben elma toplamaya gidiyorum" deyip evden çýkmýþtý, anneannesi ses etmemiþti bu sefer. O da koþarak inmiþti yine anneannesini korkutarak. Aðacý görünce koþarak yaklaþtý yanýna, hiç çocuk yoktu. Yerlerde toplanan elmalardan dökülen elma yapraklarý vardý. Bebeðini aðacýn altýna býrakýp týrmanmaya baþladý ufak kýz. Yanaklarý al al olmuþtu yine.


Alt dallardaki elmalarý toplamýþtý köy çocuklarý, en kolayda olanlarý çoktan hazmedilmiþti bile sevinçle. Bu yüzden ufak kýz, ufacýk boyuna raðmen iþtahla yükseðe çýkmaya çabaladý. Baþlarda dallardan tutuna tutuna çýkýyordu. Ama daha sonra minik kollarý ve bacaklarý aðrýmaya, yorulmaya baþladý. Çabuk hareket etmiþti dallara ulaþabilmek için. Ama oldukça yüksekteydi daha elmalar. Ulaþamamýþtý henüz. Hevesle soluðunu toparlayýp tekrar týrmanmaya baþladý dallara. Ýnce bacaklarý titremeye baþladý. Alnýnda tomurcuk terler belirdi, yanaklarý kýpkýrmýzý kesilmiþti.

Bir adým attý kendini gördüðüne inandýrdýðý dala, ama orada dal yoktu. Çok yorulmuþtu ufak kýz, adýmýný boþluða attý. Tiz bir çýðlýk kopardý ciðeri, tüm köy duydu bu çýðlýðý. Düþmeye baþladý dallar arasýndan. Düþerken tutundu ince bir dala, aðlýyordu minik kýz. Ama dal onu taþýyamadý, kýrýldý. Dallar narin derisinde derin sýyrýklar oluþturdu. Ufacýk bedeni katlanarak yüz üstü düþtü sert zemine.

Yanaklarý alaldý yine ama bu kez kan bulanmýþtý ufacýk yüzüne. Gözleri kapalýydý. Sarsýlan aðaçtan bir elma düþtü yere. Yuvarlanarak baþýnýn yanýna geldi. Ufak kýz gözlerini açtý. Elmayý gördü, týrnaðý kýrýlmýþ elline aldý. Bir diþ ýsýrdý. Çiðneyemedi.

Aðacýn altýnda oturan bebek, sanki çok üzgün, ufak kýza bakýyordu.