..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaþýyým. -Sokrates
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Öyküsel > Ahmet KARAASLAN




13 Kasým 2010
Salur Kazan"ýn Evininyaðmalanmasý  
Ahmet KARAASLAN

:ACBE:
Ulaþ oðlu Salur Kazan,
Kýz alýnca Bayýndýr’dan
Güveyisi olmuþ onun;
Babasý yiðit Uruz’un.
Karacuk’un kaplanýymýþ,
Amýt Su’yun aslanýymýþ.
Doksan baþlý otað dikmiþ,
Koyundan koç kurban kesmiþ.
Seksen yere ocak yakmýþ.
Göl gibi kýmýz saðdýrmýþ.
Hanlar, aða ve beyleri...
Çaðýrmýþ alp erenleri.
Al þarabýn keskininden,
Doldurup altýn kadehten,
Sunuyormuþ güzel kýzlar,
Sarhoþ olmuþ o yavuzlar.
Al þarabýn etkisinden,
Salur da geçmiþ kendinden.
Yekinmiþ sendeleyerek,
Þöyle demiþ gürleyerek:
— Beni dinleyin erenler,
Ünümü anlayýn beyler...
Yaným aðrýmýþ yatmaktan,
Belim kurudu durmaktan.
Kalkýnýz da yürüyelim,
Kýrlara, daða gidelim.
Avlayalým, kuþlayalým…
“Yabani geyik yýkalým.”
Tekrar otaða dönelim,
“Yiyip, içip, hoþ geçelim.”

Selçuk oðlu Deli Dündar,
Demiþ: — Han’ým buyururlar.
Evet, uygundur Kazan Han,
Haydin çýkalým otaðdan...

Göne oðlu Kara Budak,
“Doðru” demiþ, baðýrarak.

“At aðýzlý Aruz Koca,”
Yerinden kalkmýþ usulca:
— Doðru dersin Kazan Han da,
Pis dinli Gürcü aðzýnda…
Çok yakýnda oturursun,
Yurda kimi koyuyorsun?

Kazan demiþ: — Üç yüz erle,
Oðlum Uruz o yiðitle,
Beklesinler obamýzý,
Eþimizi, kýzýmýzý...

Yaðýz atýný çektirmiþ,
Sýçrayarak ona binmiþ.
Kudretli Oðuz Beyleri,
Atýna binerek her biri,
Uruz’u koyup otaða,
Ava gitmiþ Ala Dað’a.
Meðerse kâfir casusu,
Haber vermiþ bu hususu.
En azgýný kâfirlerin,
Yedi bini askerlerin,
O pis dinli, kara saçlý
Kaftanlarý da yýrtmaçlý
Atlarý varmýþ alaca,
Din düþmaný azgýn onca,
Kazan Han’ýn ocaðýna,
Gece gidip otaðýna,
Ani bir baskýn yapmýþlar.
Altýn otaðý yýkmýþlar.
Körpecik bebeklerini,
Kýzlarý, gelinlerini...
Feryat, figan ettirmiþler,
Döverek, sürüklemiþler.
Koç atlarýna binmiþler,
Develerini çekmiþler.
Burla Hatun, avaz ile
Kýrk ince belli kýz ile,
Üç yüz yiðit eli baðlý,
Kazan’ýn anasý asýlý,
Gitmiþ devenin boynunda.
Eynik’in Sarý Kulmaþ da,
Þehit olup ruhu uçmuþ.
Kazan’ýn haberi yokmuþ.
Bir kâfir de melikine,
Demiþ ki: — Bak talihine!
Kazan Han’ýn atlarýný,
Eþi, oðlu, anasýný...
Katarýyla devesini,
Üç yüz yiðit askerini,
Götürürüz iyi ama
Bir darbe daha Kazan’a
Vurup alsak öcümüzü,
Ak eylesek yüzümüzü...
Þökli Melik demiþ neyle?
— Bre asilzade söyle.
Sence daha ne öcümüz,
Varken alalým gücümüz?

Kâfir demiþ: — Þökli Melik,
On bin koyun, on bin emlik
“Kapukulu Derbendin’de”
Askere emir verin de,
Alýp gelsinler hepsini,
Koymasýnlar bir tekini...

Þökli Melik emir vermiþ,
Altý yüz askeri gitmiþ.
O gece Karacýk Çoban,
Uyanmýþ kara rüyadan,
Sýçrayýp ayaða kalkmýþ.
Kýyan, Demir’i çaðýrmýþ.
Beraberce taþ toplamýþ;
Aðýlý yeniden yapmýþ.
Berkiterek kapýsýný,
Eline almýþ sapaný.
Altý yüz kâfir o anda,
Gelip durmuþlar kapýda.
Karacýk’a seslenmiþler,
Ona þöyle söylemiþler:

— Karanlýkta çok kaygýlý,
Elleri yalnýz sapanlý
Karda, yaðmurda çakmaklý
Sütü, peyniri kaymaklý
Haberin var mý obandan?
Dinle ey Karacýk Çoban.
Biz Kazan Han’ýn yurduna,
Altýn baþlý otaðýna
Bu gece baskýn yapmýþýz,
Her bir þeyini almýþýz.
“Kazan’ýn helâllisini,”
Oðul, kýz ve gelinini,
Ýhtiyarcýk anasýný,
Tavladaki atlarýný...
Topladýk, götürüyoruz.
Sana da bildiriyoruz.
Gel baþ indir önümüzde,
Sana dokunmayýz biz de.
Koyunlarýný alalým,
Canýný baðýþlayalým.
Melikimize gidelim,
Sana da beylik verelim...

Demiþ Karacýk Çoban da:
“— Ýtim ile bir yalakda
Bulaþýðým içen kâfir!”
Boþa övünmen kimedir?
Alaca atýný övme,
Gelmez alaca keçime.
Baþýndaki o tulganý
Altmýþ kulaç mýzraðýný,
Kýlýncýný, okluðunu...
Var gösterme, yokluðunu.
Eðri baþýyla çomaðým,
Alaca kollu sapaným,
Bu ikisi yeter sana.
Ýster dene, saldýr bana...
Kâfirler hücum etmiþler,
Mýzrak atýp, ok serpmiþler.
Karacýk da sapanýna,
Taþ koyarak atmýþ ona.
Bir atmada üç devirmiþ,
Ýkinci de beþ serermiþ.
Üç yüzünü yere yýkmýþ,
Atmaya taþ bulamamýþ.
Keçileri, koyunlarý
Sapanla atmýþ onlarý.
Kalan üç yüz kaçmýþ geri,
Karacýk’ýn kardeþleri,
Kýyan Gücü, Demir Gücü
Þehit olmuþ, kalmaz öcü!
Çakmaðý alýp çakarak,
Keçesinden kül yaparak,
Yaralarýna kül basmýþ.
Yola çýkýp çok aðlamýþ.
“Ölü müsün, diri misin?”
Salur Kazan neredesin?

O gece Salur Kazan Han,
Gördüðü kötü rüyadan
Sýçrayýp ayaða kalkmýþ,
Kaygýlý düþü anlatmýþ:
— Ey kardeþim Kara Göne,
Kötü rüya gördüm gene !
Þahin kuþum yumruðumda
Kanat çýrpar dururdu da.
Yurduma kara bulutlar,
Otaðýma yýldýrýmlar,
Kuduz kurt evimi yýrtar,
Saçým kargý gibi uzar;
Gözlerimi örter, kapar.
Ellerimden al kan akar...
Han kardeþim þu rüyamý,
Yor hele aldý aklýmý!

Kara Göne, bir an durmuþ.
Rüyasýný þöyle yormuþ:
— Bulut senin devletindir,
Çakan þimþek askerindir.
Saç kaygýdýr, karadýr kan.
Ýþin kötü Salur Kazan!
Gerisini yoramadým,
Allah’ýma ýsmarladým.

Kazan Han göklere bakmýþ,
Beyninde þimþekler çakmýþ:
— Av törenim bozulmasýn,
Askerlerim daðýlmasýn.
Þimdi atý mahmuzlarým,
Varýp yurduma uðrarým.
Obam esense ve saðsa,
Düþüm de hayra çýkarsa,
Gerisin geri dönerim,
Avýma devam ederim.
Esen deðilse vataným,
Yýkýlmýþsa ak otaðým,
Baþýnýzýn çaresine,
Siz bakýnýz Kara Göne...

Kamçý vurarak atýna,
Çabucak gelmiþ yurduna.
Yurtta bir tek tazý kalmýþ,
Bir de kuzgun dolaþýrmýþ!
Gözlerinden yaþlar gelmiþ,
Kazan, yurt ile söyleþmiþ:
“Düþman dalamýþ gecede,
Kavim, kabilem nerede?
Altýn otaðlar kurduðum,
Geyiklere komþu yurdum.
Hani yaþlý anacýðým,
Uruz oðlum, Burla Haným?
Cirit attýðým meydandan,
Aþ yediðim mutfaðýmdan,
Bir ses gelsin bana þu an.
Haber isterim obamdan...”

Alamayýnca haberi,
O kara süzme gözleri,
Kan kaplamýþ, yaþlar dolmuþ
Çýkýp yoluna koyulmuþ.
Bir ýrmak çýkmýþ önüne,
Demiþ ýrmaðýn seline:
“Tanrý yüzünü gören su,
Belki bir haber söyler bu...”

Irmak ile haberleþmiþ,
Bakalým nice söylemiþ:
— Kayalardan çaðlayarak,
Taþý, topraðý oyarak
Þýrýl þýrýl akan caným;
Gemileri oynataným.
Hasan, Hüseyin hasreti
Baðýn, bostanýn ziyneti...
Bakýþý Ayþe, Fatma’nýn
Gelip içtiði atlarýn…
Develerimin uðraðý,
Akkoyunumun sulaðý,
Yurttan bir haber ver bana.
Karabaþým kurban sana...

O, su nice kelâm desin
Dili yok ki ne söylesin!
Bir kurt görüp, ona sormuþ.
Hayvana bakýp konuþmuþ:
“— Karanlýkta günü doðan,
Karda er gibi dik duran,
Koç atlarý kiþnettiren,
Akça, kara koyun yiyen,
Kýzýl deveyi baðýrtan,
Sürülerimi daðýtan,
Karma öðeç alýp tutan,
Kuyruk yüzüp çap çap yutan,
Köpeklere kavga salan,
Çobanlarý da koþturan...
Yurdumdan bir haber bana,
Karabaþým kurban sana ...”

Kurttur, nice haber versin;
Dili yok ki ne söylesin!
Önüne bir köpek gelmiþ,
Bir de onunla söyleþmiþ:
“— Karanlýkta vaf vaf üren,
Çap çap acý ayran içen.
Gelen hýrsýzý korkutan,
Gece çok þamata yapan...
Yurdumdan bir haber bana,
Karabaþým kurban sana...”
Ýt, ayaðýna sürünmüþ,
Sinilemiþ, çap çap düþmüþ.
Köpektir nice söylesin;
Dili yok ki o ne desin!
Han, köpeðin kafasýna
Bir sopa vurunca ona,
Köpek, çenilemiþ kaçmýþ.
Kazan, atý kamçýlamýþ.
Köpek gitmiþ, Kazan gitmiþ.
Öðleye dek takip etmiþ.
Köpek bulunca çobaný,
Heyecan sarmýþ Kazan’ý.

Çobana demiþ ki Kazan:
— Gecede kaygýlý çoban,
Yaðmur yaðýnca çakmaklý,
Kürklü, keçeli, külâhlý
Ak otaðým þurdan geçmiþ,
Görmedin mi nere gitmiþ?
Yurdumdan bir haber bana,
Karabaþým kurban sana...

Çoban demiþ: — A Kazan Han,
Haberin yok mu dünyadan!
Ölmüþ müydün, yitmiþ miydin?
Nere gittin, neredeydin?
Ýki gün oluyor evin,
Katarýyla develerin,
Anan da deve boynunda
Asýlýydý bir urganda.
Helâllin Burla Hatun’la,
Ýnce belli kýzlarýyla,
Aðlayarak þurdan geçti,
Kâfirlere esir gitti!
Kýrk yiðit ve Uruz oðlun,
Hazinen, akçen, altunun...
Tümü kâfirin elinde,
Yüreðim yandý, gördüm de...

Böyle söyleyince çoban,
Deliye dönmüþ Kazan Han.
Üzülmüþ hem öfkelenmiþ;
Çobana þöyle söylemiþ:
— Yeter kurusun o dilin!”
Kitlensin inþallah diþin.
Bahtýna da belâ gelsin,
Çoban çenen de çekilsin!
Ulu Allah canýn alsýn,
Kapatsana þu þom aðzýn!..

Onu paylayýnca Kazan,
Bir karþýlýk vermiþ çoban:
— Ne kýzýyorsun Kazan Han,
Yok mu ki göðsünde iman?..
Altý yüz kâfir de bana,
Saldýrdýlar bu çobana.
Gece yaman savaþ yaptým,
Hâlime bak yaralandým!
Üç yüz kâfiri öldürdüm,
Kalaný geri püskürttüm.
Ýki gardaþ þehit verdim,
Bir kötü toklu vermedim.
Yalnýz baþýma kalmýþtým,
Hakk biliyor bunalmýþtým
Suçum nedir ki Kazan Han?
Ne istiyorsun çobandan!
Ver de bana al atýný,
Altmýþ tutam mýzraðýný,
Bir de alaca kalkaný,
Kara çelik kýlýncýný,
Ve kiriþli sert yayýný,
Oklarýný, sadaðýný...
Kâfire tek ben varayým,
Mýzrak ile ok atayým.
Kalkanla, kýlýç çalayým
Öcümüzü de alayým.
Yenim ile kan sileyim,
Bütününü öldüreyim.
Sen geri dön git avýna,
Þehit olayým uðruna.
Allah’a çok yalvarayým,
Gidenleri kurtarayým.

Böyle söyleyince çoban,
Çok kahýrlanmýþ Kazan Han.
Atýný döndürüp gitmiþ.
Çoban da koþup yetiþmiþ.
Geriye bakmýþ ki Kazan,
Ardýndan gelirmiþ çoban.
Öfkelenmiþ, hiddetlenmiþ,
Çobana þöyle söylemiþ:
— Nere böyle oðul çoban,
Neden gelirsin arkamdan?

Çoban ona cevap vermiþ,
Aðlayarak þöyle demiþ:
— Kazan Han’ým sen eþini,
Ben de iki kardeþimi,
Þehit vermiþim kâfire,
Ne kýzarsýn þu fakire!

Bir oyun düþünmüþ Kazan.
Demiþ ki: — Ey oðul çoban,
Þafakla çýkmýþtým yola
Daha hiç vermedim mola.
Ala Dað’dan geliyorum,
Karným açtýr, ölüyorum!
Daðarcýktan vereceðin,
Var mý biraz yiyeceðin?
Karnýmýzý doyurup da,
Yola düþelim sonra da...

Karacýk demiþ: — Geceden,
Bir kuzu piþirmiþtim ben.
Vaktim yoktu, yiyemedim;
Yemeyi hiç düþünmedim.
Gel þu aðacýn altýnda,
Gölgeye oturalým da,
Karnýmýzý doyuralým,
Sonra yola koyulalým.

Oturmuþlar bir gölgeye,
Azýklarýný yemeye.
Fikreylemiþ ki Kazan Han:
“ Benimle gelirse çoban,
Oðuz’un beyleri duyar,
Baþýma da kakýnç kalkar.
Derler: “Gitmeseydi çoban,
Yalnýz baþýna Kazan Han,
Yenemezdi ki kâfiri,
Kurtaramazdý evini.”
Bir aðaca þu çobaný,
Elleriyle, ayaðýný
Baðlamalýyým muhkemce,
Çekeyim, gideyim gece...

Kazan Han gölgeden kalkmýþ,
Karacýk’ý kucaklamýþ.
Kollarýndan yakalamýþ.
Onu iyice baðlamýþ.
Çoban ile alay etmiþ,
Ve ona þöyle söylemiþ:
— Karýncýðýn acýkmadan,
Gözlerin de kararmadan,
Kurtulmalýsýn aðaçtan,
Aç kurtlara yem olmadan.

Kazan Han, az ilerlemiþ.
Çoban da “Ya Allah! ” demiþ.
Koca aðacý yerinden,
Çekerek sökmüþ kökünden.
Bir solukta koþup gitmiþ,
Kazan’ýn ardýndan yetmiþ.
Kazan görünce þok olmuþ!
Dönüp Karacýk’a sormuþ:
— Bu aðaç nedir ey çoban,
Ýndirmiyorsun sýrtýndan?

Karacýk demiþ ki: — Beyim,
Sana þöyle söyleyeyim:
Düþmanýnla savaþýrsýn,
Savaþta da acýkýrsýn.
Kâfiri tepelerken sen,
Bu odunlarla sana ben
Yemek yapar, piþiririm;
Doyururum, yediririm.
Doyurmazsan sen karnýný,
Yenemezsin düþmanýný...

Bu söz çok hoþuna gitmiþ,
Atýndan atlamýþ inmiþ.
Çobaný alnýndan öpmüþ,
Baðlarýný bir bir çözmüþ.
Kazan Han gayrete gelmiþ,
Karacýk’a þöyle demiþ:
— Ýyi dinle beni çoban.
Yardým olursa Allah’tan,
Kurtarýrsam ben evimi;
Oðlumu, Burla eþimi...
Alýp gelirsem düþmandan,
Kurtulursun çobanlýktan.
Tavlacý baþý ederim,
Büyük bir ödül veririm...

Kazan düþmüþ tekrar yola,
Birlikte gitmiþ çobanla.
Þökli Melik beri yandan,
Þarap içip þen þaduman
Sarayýnda eðlenirmiþ.
Askerlere þöyle demiþ:
— Bilir misiniz beylerim,
Asilzade askerlerim!
Kazan Han’a kadreylemek,
Büyük darbe vurmak gerek!
Karýsý “Burla” hatununu,
Gidip getiriniz onu.
Kadehimizi doldursun,
Hepimize þarap sunsun.
Duyunca bunu Kazan Han,
Ölüp gidecek kahrýndan…

Bunu iþitince Burla,
Gidip konuþmuþ kýrk kýzla.
Birer birer öðütlemiþ,
Onlara þöyle söylemiþ:
— Eðer size gelirlerse,
Hanginiz Burla? Derlerse,
Kýrkýnýz da kýrk yerden,
Söyleyiniz ki: Burla ben...

Þökli’den bir asker gelmiþ,
Burla “Hanginizdir?” demiþ.
Kýzlarýn kýrký da birden
Demiþler: “Burla Haným ben.”

Adam bu iþe þaþýrmýþ,
Haber Þökli’ye ulaþmýþ.
Melik kýzmýþ, öfkelenmiþ;
Askerlere sövüp demiþ:
— Ah ahmaklar, ah kavatlar!
Bundan daha kolay ne var?
Oðlu Uruz var Kazan’ýn
Getirin, çengele asýn!
Ak etlerinden koparýn,
Doðrayýn, kavurma yapýn.
Kýrk bey kýzýna yedirin,
Kim yemediyse getirin...
Biliniz ki Burla odur,
Kazan Han’ýn hatunudur.

Bunu da iþitmiþ Burla,
Gidip konuþmuþ oðluyla:
— Nasýl söylesem ay oðul!
Ananý dinle de doðrul...
Dokuz ay karnýmda seni,
Taþýmýþtým iþit beni.
Sonra dünyaya getirdim,
Sarmaladým hem beledim...
Beþiklerde sallamýþtým,
Nice uykusuz kalmýþtým...
Düþmanlarýn fiilini,
Ýþitmiþim dediðini.
Uruz oðlum bunlar seni,
Kavuracaklar etini!
Kýyma yapýp verecekler;
Anan kimdir, bilecekler!
Kazan Han’ýn namusunu,
Kirletmeyeyim ben onu!
Oðul nice söyleyeyim,
Ne yapayým, neyleyeyim?
“Burla ben” mi diyeceðim,
Etinden mi yiyeceðim?

Uruz demiþ ki: — Ay ana,
Bu çok aðýr geldi bana!
Ana kurusun o aðzýn,
Kopasýca þu dudaðýn…
Yaradan’dan korkmasaydým,
Ayakaltýna alaydým,
Sýkacaktým boðazýndan,
Kan getirirdim burnundan!
Bu nice bir sözdür ana!
Nasýl söylersin sen bana?
Býrakýn beni assýnlar,
Kýyma yapsýn, kavursunlar.
Sakýn ola ki aðlama!
Yemeden de geri kalma.
Kýzlar bir kez yediðinde,
Durma, iki kez ye sen de.
Sakýn pis dinli kâfirler,
Anamý hiç bilmesinler.
Onlara bir kadeh sunma,
Döþeklerine de varma!
Sen unut Uruz oðlunu,
Han babamýn namusunu,
Koru ve de lekeleme,
Bana baþka söz söyleme!

Uruz böyle söyleyince,
Boyu uzun, beli ince,
Burla Hatun çok aðlamýþ,
Gözlerinden kan akýtmýþ.
“Oðul, Uruz’um!” diyerek,
Feryat figan eyleyerek,
Kara yerde yuvarlanmýþ.
Uruz, tutarak kaldýrmýþ:

— Kadýn aman sen bana bak,
Saç ve baþ yolmayý býrak!
Kara koçla, að koyunlar
Aygýrlarla, arap atlar...
Kýzýlca tüylü develer,
Sað olsa yavru verirler.
Babam ile sað olunuz,
Pek çok oðul bulursunuz.
Ne çýkar ölsün bir Uruz!
Kadýn anam kurtulunuz...

Baþkaca söz diyememiþ,
Burla, býrakarak gitmiþ.
Han Uruz’u getirmiþler,
Tam asmaya yeltenmiþler.
Uruz demiþ ki: —Kâfirler,
Beni dinleyin dinsizler!
Allah birdir, Resûl haktýr;
Ýnkâr edenler ahmaktýr.
Þu aðaçla söyleþeyim,
Ölmeden bir dertleþeyim.
Sizler çekilin aradan,
Bakalým neyler Yaradan?

Aðacýn altýna gitmiþ,
Ona bakarak söylemiþ:
— Aðaç dersem hiç üzülme,
Kapý olmuþsun Kâbe’me.
O kutlu yerin kapýsý,
“Musa Kelim’in asasý.”
Sen köprüsün nehirlerde,
Gemi oldun denizlerde.
Düldüle eyer olmuþtun,
Zülfükâr’a kýn olmuþtun.
Hasan ile Hüseyin’e,
Beþik yapýlmýþtýn yine.
Aðaç aðaç güzel aðaç,
Asmaklýða özel aðaç...
Beni sana asacaklar,
Etlerimi kýyacaklar!
Beyliðime doyamadým,
Canýmdan da usanmadým...
Hem ilime, hem obama,
Burla anam, han babama;
Av kovalayan tazýma,
Arkadaþlarýma, atlarýma,
Yazýk olur al kanýma.
Eðer çekersen sen beni,
Bedduam tutacak seni…

Böyle diyerek aðlamýþ,
Gözlerinden yaþ akýtmýþ.
Sultaným tam bu sýrada
Karacýk’la Kazan Han da,
Dörtnala uçup gelmiþler,
Asýlmadan yetiþmiþler.
Üç yaþýndaki dananýn,
Derisinden o çobanýn,
Bir büyük sapaný varmýþ,
On beþ batman taþ atarmýþ!..
Nereye düþse oyarmýþ,
Kayalarý parçalarmýþ.
O taþýn düþtüðü yerde,
Ot bitmezmiþ üç sene de.
Sapanýnýn korkusundan,
Kurt yemezmiþ toklusundan.
Karacýk o sapanýyla,
Taþ fýrlatmýþ kollarýyla.
Bir kýyamet savaþ olmuþ;
Dere, tepe leþle dolmuþ...

Kazan Han demiþ: — Dur çoban.
Bekle anamý küffârdan,
Ýsteyeyim, kurtarayým,
Verirler mi bir sorayým?..

“At ayaðý çabuk olur,
Ozan dili çevik olur.”
Kazan Han burda söylemiþ,
Bakalým ki neler demiþ:
— Bre kâfir Þökli Melik,
Böyle mi olur erkeklik?
Pencereleri altýndan,
Çadýrlarýmý yurdumdan,
Hazinemi ve akçemi,
Kýrk kýzla Burla eþimi,
Yiðitleriyle Uruz’u,
Getirmiþsin koyun-kuzu...
Tavlalardan atlarýmý,
Develerden katarýmý,
Alýp gelmiþsin istemem.
Yalnýz anamý veremem!
Gel kýlýç çalmadan sana,
Çabuk anamý ver bana.
Vuruþmadan gideceðim,
Çekilerek, döneceðim.

Þökli demiþ: — Ey Kazan Han,
Sen otur da derdine yan!
Getirdiklerim benimdir,
Anan dahi esirimdir.
Yayhan Keþiþi oðluna,
Verdireceðim koynuna.
Keþiþten bir oðlu doðsun,
Büyüyünce hasým olsun...

Bunu iþitince çoban,
Al kan gelmiþ dudaðýndan.
Elleri, yüzü kabarmýþ,
Þökli Melik’e baðýrmýþ:
— Bre dinsiz, hey imânsýz!
Ey derneksiz ve akýlsýz...
Yaþlý daðda ot bitmez ki,
Kuru çaydan su gelmez ki...
Tay veremez koca atlar,
Ýhtiyar olsa analar,
Çocuðu olmaz onlarýn.
Eðer var ise kýzlarýn,
Getir de ver Kazan Han’a,
Çokça torun versin sana.
Kýzýndan da oðlu doðsun,
Beðe onlar hasým olsun...

Tam bu sýrada kudretli
Güçlü, kuvvetli, haþmetli,
Oðuz beyleri gelmiþler,
Þimþek gibi yetiþmiþler.
Kara taþlarý kül eden,
Býyýðýný on yerinden
Ensesinde düðümleyen,
“Yiðit ejderha” denilen,
Yardým için kardeþine,
Çýkýp gelmiþ Kara Göne:
— Vur kýlýcýný kardeþim,
Ben yardýmýna gelmiþim...

Mýzraðýna taktýðýnda,
Erler böðürten ucunda.
Selçuk oðlu Deli Dündar,
Gelmiþ ta yanýna kadar:
— Çal kýlýcýný, vur beyim!
Ben yardýmýna gelmiþim...

Han’ým bunlarýn ardýndan,
Hasýmlara kan kusturan,
Al ipekten, þalvarýyla,
Elinde demir yayýyla,
Kazan’ýn yiðit damadý,
Kara Budak onun adý.
Oðludur Kara Göne’nin,
Yeðenidir Kazan Bey’in:
— Vur hele amcam Kazan Han!
Ýþte ben geldim arkandan...

Ak, boz atýn yelesinde,
Kar, buz durduran üstünde;
Destursuzca Bayýndýr’dan
Altmýþ bin kâfiri basan;
Þir Þemsettin de dörtnala
O da gelmiþ boz atýyla:
— Çal kýlýcýný Han Kazan!
Ben de yetiþtim arkandan...

Han’ým bunlarýn ardýndan
Bayburt’ta surlardan uçan,
Oðuz’un sevilenidir,
Yedi kýzýn ümididir.
Yola çýkmýþ sabahleyin,
Ýnançlýsý Kazan Bey’in,
Boz aygýrlý Bamsý Beyrek,
O da dalmýþ kükreyerek:
— Vur kâfire Han Kazan!
Ben de geldim arkandan...

Han’ým bunlarýn ardýndan
Nice kâfirleri kýran,
Atýndan beyleri yýkan,
Hasmýný kovarak yoran...
“Dönüp bakarsa çalýmlý,
Beli de eklem kuþaklý,”
Alýcý, kartal hünerli,
Kulaðý altýn küpeli...
Kara çelik demir kolu,
Kazýlýk Koca’nýn oðlu,
Yardýma gelmiþ dörtnala.
Seslenerek Kazan Han’a:
— Vur hele aðam Kazan!
Ben de geldim arkandan...

Ýrice butlarý, kolu...
Oðuzlar’da uzun boylu,
Altmýþ öðeçin derisi,
Bir kürk yapýlsa gerisi,
Yine de kalýrmýþ çýplak.
Altý deriden de kalpak,
Yapýlsa kulaða inmez.
Hiç bir kimseye yenilmez...
Dayýsýymýþ Kazan Han’ýn,
Ödü koparmýþ düþmanýn!
“At Aðýzlý Aruz Koca”
Kesmiþ düþmaný haraca.
Bir seslenmiþ gök gürlemiþ,
Kazan Han’a þöyle demiþ:
— Vur hele yeðen Kazan!
Ýþte geldim arkandan...

Bineksiz Mekke’ye giden,
Peygamber yüzünü gören,
Oðuzlarýn sahabesi,
Yiðitlerin hiddetlisi.
Büðdüz Emen de alana,
Koþmuþ gelmiþ Kazan Han’a:
— Çal kýlýcý Kazan Han!
Ben de geldim arkandan...

Yurdun çok uzaklarýnda,
Aygýr Gözler’i Suyu’nda,
Gidip atýný yüzdüren,
Altmýþ kaleyi fetheden,
Cüppe giyerek kýz çalan,
Yüzlerinden, dudaðýndan
Öpüp öpüp kucaklayan...
Düþmanlarýný horlayan,
Eylik Koca oðlu Eren,
Bir nara atmýþ geriden:
— Çal kýlýcý Han Kazan!
Bak yetiþtim arkandan...

Sayýlarý hiç bilinmez,
Sayýlmakla da tükenmez...
Oðuz Ýlinin beyleri
Kahraman alp erenleri...
Nasýl, kimden öðrenmiþler?
Hepsi birden yetiþmiþler.

Abdest alýp arý suyla,
Ýkiþer rekât namazla,
Allah’ý zikreylemiþler...
Sâlâvat, hamd þükretmiþler.
Gümbür gümbür davullarý,
Çalýnmýþ tunç borularý.
Kâfirlere at salmýþlar,
Kýlýçlarýný çalmýþlar...
Namertler sapa yerlere
Her yanlarý yara-bere,
Çekilerek, saklanmýþlar;
Kesilmiþ binlerce baþlar...
Serilmiþler orta yerde.
Oðuzlar bu kýyâmette,
Alaca mýzrak sallamýþ.
Düþmanýna kýlýç çalmýþ.
At koþunca nalý düþmüþ,
Oklarýn temreni düþmüþ...
Hizmetkârlar beylerinden,
Ayrýlmýþlar birbirinden.
Kâfire kýran girince,
Kuzgunlar gelmiþ leþine...
Kâfirlerin on beþ bini,
Oðuzlarýn beþ yüz eri,
Can yitirmiþ bu savaþta.
Sað kalanlarý kaçmýþ da,
Kovalamamýþ Kazan Han.
“Aman!” diyen, el kaldýran
Af görmüþler Kazan Han’dan.
Kýzlarýyla, gelinleri,
Yaþlýlarý, bebekleri...
Affedilip, baðýþlamýþ,
Bir tek kýlýç çalýnmamýþ.
Han, anasýyla, eþini;
Mallarýný, akçesini...
Her þeyini geri almýþ,
Oðuz Ýline yollanmýþ.
Yedi gün ve yedi gece,
Þenlik yapýlmýþ güzelce.
Kýrk kulunu, kýrk köleyi
Kýrk tane de cariyeyi...
Sevgili yiðit oðlunun,
Hatýrý için Uruz’un
Salývermiþ, azat etmiþ.
Çobanlarý bey eylemiþ.
Koçyiðitlere de ülke,
Vermiþ þalvar, çuha, cüppe...
Birçok kiþi sevindirmiþ.
Oðuz ili þenlendirmiþ.
Korkut Atamýz gelerek,
Bir de destan söyleyerek,
Oðuzlara öðüt vermiþ.
Görelim neler söylemiþ:
— Hani o beyler, erenler
“Dünya benimdir” diyenler?
Ecel eriþti de, geldi.
Onlarý da yer gizledi.
Ölümlü dünya kalmadý,
Hiç kimseye yâr olmadý.
Gelenler gidimli dünya,
Son ucu ölümlü dünya...
Bir duâ edeyim Han’ým,
Kabul buyursun Allah’ým.
Daðlarýnýz yýkýlmasýn,
Sularýnýz kurumasýn,
Aðacýnýz kesilmesin,
Kýlýncýnýz çentilmesin,
Atýnýz sendelemesin,
Rabbim muhtaç eylemesin.
Akbürçekli ananýzýn,
Aksakallý babanýzýn,
Cennet olsun duraklarý.
Sýrat’tan da ayaklarý,
Kaymasýn, yuvarlanmasýn.
Ecdadýnýz baðýþlansýn.
Ümidiniz kesilmesin,
Günahlarýnýz silinsin.
Hep yalvaralým Mevla’ya,
Adý güzel Mustafa’ya
Azim, bizi baðýþlasýn,
Esirgesin ve saklasýn...

Ahmet KARAASLAN
28/02/2000 – Kayseri




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn öyküsel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yanlýþý Kazýmak...
Aslan Postu Giyen Eþek
Gözüne Atacaksýnýz... (Nasrettin Hoca Fýkrasýndan)
Tarladaki Hazine )
Köse Daðý (Türk Halk Masallarýndan Þiirlerim)
Duha Koca Oðlu Deli Dumrul (Dedekorkut Destaný"ndan)
Kurt Ýle Kuzu (Lafontein Masallarýndan)
Anadolu Efsanesi (Türk Halk Efsanesinde)
Kibritçi Kýz (Dünya Çocuk Masallarýndan)
Mukaddime (Dedekorkut Destaný Önsözünden)

Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kazan Öldü! (Nasrettin Hoca Fýkrasýndan)
Begil Oðlu Emren"in Destaný
Tahta Çanak
Köylü Kýzý (2)
Uþun Koca Oðlu Segrek Destaný
Cýrcýr Böceði
Öküz Ýle Pire (La Fontaine Masallarýndan Þiirleþtirdiklerimden)
Konuþan Kaval
Köylü Kýzý (1)
Ettin Beni…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kazýlýk Koca Oðlu Yigenek Destaný [Öykü]
Hasta Ziyareti [Öykü]
Aslan Dövmesi (Mevlâna Hikâyesinden) [Öykü]


Ahmet KARAASLAN kimdir?

Emekli öðretmen. Þiire duygusal, gurbet, kahramanlýk, yurt temalý olarak baþladým. Nasrettin Hoca'nýn fýkralarýný, Mevlâna'nýn hikâyelerini, halk masallarýný ve hikâyelerini þiirle anlatmaya devam ederken; bir arkadaþýmýn hatýrlatmasýyla DEDEKORKUT hikâyelerinin tümünü aslýna uygun, kiþi yer ve zamana baðlý olarak anlattým. Bu tür çalýþmalarým devam etmektedir.

Etkilendiði Yazarlar:
En çok etkilendiklerim halk þairleridir.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet KARAASLAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.