Dünyayý isteyen bilime sarýlsýn, ahireti isteyen bilime sarýlsýn; hem dünyayý hem ahireti isteyen yine bilime sarýlsýn" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
M.NÝHAT MALKOÇ Taklitler hiçbir zaman orijinali kadar mükemmel olamaz. Onun içindir ki birçok üründe ‘Taklitlerinden sakýnýnýz’ yazar. Þiir, taklidi kaldýrmayan meþakkatli bir türdür. Taklit dizeler þiir müsveddesidir. Çaðdaþ Arap þiirinin en önemli temsilcisi kabul edilen Suriyeli Adonis’in dediði gibi “Þiir, tanýmý gereðince taklit edilemez. Ancak kötü þairler taklit eder” Þiirde esinlenme bir yere kadar kabul edilebilir ama iþin boyutu taklide varýrsa bu hiçbir þekilde kabul edilemez. Þair, taklide bulaþýrsa kendini bitirir; kendi ipini kendi çeker. Çünkü þiir, söylenmeyeni söylemektir. Mevlana’nýn dediði gibi ‘yeni þeyler söylemek lazým.’ Ýþin baþlangýç aþamasýnda birilerinin yazdýklarýndan yola çýkýlabilir. Fakat bir noktadan sonra buna ‘dur’ demeli ve benliðini bulmalýdýr þair… Edebiyatta intihal meselesi dün olduðu gibi bugün de yaþanmakta ve konuþulmaktadýr. Taklidin ileri boyutu da bir çeþit intihaldir. Edebiyatýmýzýn en önemli devirleri kabul edilen Servet-i Fünun ve Fecriâti’de de Fransýz þiiri taklit edilmiþtir. Fakat o zamanlar bizde modern þiir geleneði yoktu. Onun için þair ve yazarlarýn bu tavrý çok da eleþtirilmemiþtir. Fakat bu dönemler uzun sürmemiþtir. Alýntýyla çalýntý birbirine karýþtýrýlmamalýdýr. Þiirde esinlenmeyi taklit noktasýna getirenler, gönül hýrsýzlarýdýr. Onlar baþkalarýnýn imge taþlarýyla þiir binasý inþa etmektedirler. Nasýl ki taþýma su ile deðirmen dönmezse, öyle de taþýma imgeyle þair olunmaz; böyle biline! Geçmiþte birçok þair, taklit suçlamasýyla karþý karþýya kalmýþtýr. Nazým Hikmet’in Mayakovski’nin þiirini taklit ettiðini söyleyenler ve onu suçlayanlar olmuþtur. Ýlhan Berk, Cahit Sýtký, Cemal Süreya ve Ahmet Muhip Dranas da þiirde taklitçilikle suçlanan þairlerdir. Fakat bu iddialar belli ki öznel bakýþ açýlarýnýn yansýmasýdýr. Bu tartýþmalar bugün de vardýr. Þair özgün olmak zorundadýr. Þair özgün olmayacaksa ne diye çýkar þiir pazarýna? Þairlik bir iddiadýr. ‘Þair’ diye ortaya çýktýysan bir iddian var demektir. Bunu da yazdýklarýnla ispatlamak zorundasýn. Geçmiþ þairleri bir papaðan misali tekrarlayan þair müsveddelerine bu ülkenin hiç mi hiç ihtiyacý yoktur. Þair, milletin önünde yürüyen bir söz büyücüsü ve ufuklarýn ardýna yol alan bir kýlavuzdur. Þiirleri birçok dergide yayýnlanan kiþilerin þair olduðuna hükmetmek bir yanýlgýdýr. Bugün dergilerde ismi hiç gözükmeyen, kendi kabuklarýna çekilerek þiir tezgâhlarýnda özgün dizeler üreten nice usta þairler vardýr. Dergilerde boy göstermek usta þair olmanýn ölçüsü deðildir. Bu biraz da popüler olmayla ve çevre kazanmayla ilgilidir. Þiir piyasasýnda bu anlamda taþlarýn çok da yerine oturduðu söylenemez. Bazen ahbap-çavuþ iliþkisi durumlarý sýkça yaþanmaktadýr bu pazarda da… Olgun insan haddini ve lafýný bilen insandýr. Kiþinin kendini bilmesi kadar kemal olamaz. Birkaç þiir yazýp da kendini üstat saflarýnda görenler saman alevi gibi sönmeye mahkûmdurlar. Zira þiir uzun bir süreçtir. Þairlik çetin bir dil iþçiliðidir. Bu, bir ömür devam eden aðýr bir iþtir. Bunu bilerek bu yola revan olmak gerekir. Þiir, malzemesi kelimeler olan derin bir sanattýr. Bu sahada kalem oynatanlarýn, yazdýklarý birkaç þiirle ahkâm kesmesi doðru deðildir. Bu durum tek kanatla uçmaya çalýþan maðrur bir kuþun durumundan daha beterdir. Þiir yazan kiþilere ‘þair’ sýfatýný aslýnda millet verir. Ýsminin altýna þair yazmakla, damgalara, mühürlere ‘þair’ yazmakla þair olunmuyor. Geçmiþte Servet-i Fünun dergisinde binlerce þair þiir yazmýþsa da bugün bu edebiyatýn temsilcileri olarak Tevfik Fikret ve Cenap Þahabeddin hafýzalara kazýnmýþtýr. Öteki þairler dergilerin tozlu sayfalarýnda unutulmuþtur. Çabuk parlayanlar çabuk sönerler. Þairin kalýcý olabilmesi için saðlam bir þiir altyapýsý olmalýdýr. Þiirsel altyapýsý olmayanlar müteþairdirler. Yani bu zavallýlar kendilerini þair zannederler; kendi yalanlarýna bir süre sonra kendileri de inanmaya baþlarlar. Bunlara kýzmaktan çok, acýmak lazýmdýr. Bugün ülkemizdeki þair kalabalýðý müteþairlerin mantar gibi türemesinden kaynaklanmaktadýr. Günümüzdeki puslu þiir ortamýnda gerçek þairlerle müteþairleri ayýrmak hiç de kolay bir þey deðildir. Müteþairler kör egolarýný tatmin etmekle meþguldürler. Onlarýn þiire hizmetleri yoktur; onlar gerçek þiirin ve þairin düþmanýdýrlar.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |