..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > sedat




21 Kasým 2010
Eski Bayramlar Gerçekten Daha mý Güzeldi?  
sedat
Bugün geriye dönüp baktýðýmda bayramlarýn çok sade bir þekilde kutlanmýþ olduðudur. Yanýlmýyorsam asýl özlem duyulan bayramlar deðil, yaþanýlan o yaþ devreleridir. Çocukluk, gençlik çaðlarýna duyulan özlemin baþka bir tarzda ifadesi olsa gerek.B allandýra ballandýra anlatýlanlar aslýnda bayramlar deðil çocukluk ve gençlik yýllarýnýn o heyecanlarý.


:ADFG:

Her bayramda televizyonda yapýlan söyleþilerde, hep eski bayramlar þöyle nezihti, böyle hoþtu gibi anlatýlar dileriz. Ellili-altmýþlý yýllarý yaþamýþ biri olarak hayrete düþmekteyim ; acaba, bu bahsedilen bayramlar padiþah dönemlerine mi aitti diye düþünmeden edemiyorum. Abartmayý seven bir yapýmýz var millet olarak sanýrým. Ýstanbul da yaþamýyanlar bu anlatýlanlarý dinledikleri zaman “vay be Ýstanbul da bayramlar ne güzel yaþanýrmýþ”, dediklerini duyar gibiyim. Benim de çocukluðum , gençliðim Ýstanbul’un küçük bir mahallesinde geçti. Acaba baþka bir Ýstanbul’dan mý bahsediliyor diyorum kendi kendime . Ayfer Tunç hanýmefendinin “Bir maniniz yoksa akþam annemler size gelecek” adlý kitabýnda, 1970 li yýllarýýn yaþamýndan çok güzel kesitlerini hepimiz okumuþuzdur sanýrým.

Neyse bende kendi bayram hatýralarýmý sizlerle paylaþayým.

Efendim, insanlarýn bu kadar abarttýðý kadar bir hoþluk içerisinde hiç olmazdýk. Bayramlar bugünkünden farklý deðildi. Bence tek fark, imkansýzlýklarýn yaþandýðý bu yýllarda, bayramlarda imkanlarýn zorlanmasýndan baþka bir þey deðildi. Örneklersek eðer ; bayram traþý denilen olay çok daha eskilere dayanýrmýþ. Daha eskiden , yokluk yýllarýnýn çok daha etkili olduðu yýllarda, insanlar ancak bayramdan bayrama traþ olabilirlermiþ. Bayram traþý deyimi o yýllardan kalma olsa gerek. 55-60 lý yýllarda o kadar olmasa bile, gene de sýký sýk berbere gidilmezdi . Sebebi de malum ; maddi yetersizlik.

Keza Bayramlýk kýyafet olayý da ayný þekilde idi. Ýnsanlarýn yeni ayakkabý almalar, ancak ayakkabýlarýnýn tamiri (gizli pençe denilen tabanýnýn deðiþtirilmesi, topuklarýn deðiþimi , topuklara kabara çakalýmasý) artýk olanaksýzlaþtýðý zaman gerçekleþebilirdi. Elbiseler, ceketler , pantolonlar iyice eskiyinceye kadar kullanýlýr, yýrtýlýnca ördürülerek tekrar be tekrar giyilirdi. O zamanlar mahallelerde orücüler vardý. Yýrtýlan elbiseleri makinasý ile itina ile tamir ederlerdi. Tabii gene de belli olurdu tamir yeri, ne kadar itina ile yapýlýrsa yapýlsýn. O yýllarda konfeksiyon bu kadar geliþmemiþti . Mahalle terzileri sanatlarýný konuþtururlardý. Böyle bir ortamda bayramda çocuklara alýnan yeni herþeyin çok deðerli olarak görülmesi gayet doðaldý. Yokluklarýn yarattýðý , bayramda yeni ayakkabý veya elbise sahibi olma sevincinden baþka bir þey deðildi bayram sevinci.

Bayramlarda yapýlan börek, kadayýf, baklava evlerde annelerimiz, ninelerimiz tarafýndan imal edilirdi. Zaten dýþarýdan almak, dediðim gibi maddi açýdan insanlarýn olanaklarý haricindeydi ve de yaygýn deðildi . Keza bayram ziyaretlerinde genellikle kaðýtlý þeker, akide þekeri , badem þekeri veya lokum ikram edilirdi. Sýk sýkta özellikle yazýn limonata baþlýca içecek olurdu. Çukulata nadirattan ve kýymetli idi ; bayramda her çocuða kýsmet olmazdý çukulata tatmak. Hediye olarak mendil verilirdi genellikle. Maddi durumu iyi olanlar ise mendilin içerisinde harçlýk koyarlardý. Biraz hali vakti yerinde olanlarýn bayram ikrami, likör ve yanýnda çukulata olurdu

Çocuklarýn bayram eðlencesi sokakta oynamaktý . Çocuklar için eðlence aþaðýda anlatacaðým þekilde yaþanýrdý çoðu kez. Bu anlatacaklarým sadece bayrama has olmayýp hergün veya iki, üç günde bir yaþanýlan gündelik olaylardý. Bayram da biraz daha sýk olarak mahallelerden geçerlerdi tabii ki.

Macuncularýmýz vardý. Macuncunun mahalleye geldiðini zurna veya klarnet sesinden anlardýk . Eritilmiþ þekerin boyanmasý ile yapýlmýþ macun þeklinde bir tür þekerleme olan renga renk macunlarý, macuncu bir tahta çubuða elindeki tornavida ile dolayýp bizlere satardý. Çoðu kez macuncunun elinde bir zurna veya klarnet olurdu, sokak baþýnda durur bir iki melodi çalardý. Arkasýndan elma þekeri ve horoz þekeri satan þekerci dolaþmaya baþlardý. Simitçileri saymýyorum, onlar bugün de varlýklarýný hala sürdürebiliyorlar. Günümüzde de devam eden kaðýt helva, pamuk helva satýcýlarý da mahallenin müdavimlerindendi.

Sanýrým en ilginci ayý oynatan çingenelerdi. Ayý oynatýcýlarý çocuklarýn en fazla ilgisini çeken göstericilerdi. Çoðu çingenelerden oluþan ayý oynatýcýlarý, arkalarýnda bir sürü çocuk ile mahalleye girerler ve tam sokaðýn orta kesiminde sanatýný göstermeye baþlarlardý. O dönemde hayvan haklarý olmadýðýndan ( ! )zavallý ayýlar burnundaki halka yý çeken çingene tarafýndan, zorla ayaða kaldýrýlarak iki ayaðý üzerinde hareket etmesi saðlanýr ; bu arada oynatýcý def’ini çalarak þarký söylerdi . Hadi bakalým “Ayþe teyze hamamda nasýl bayýlýr” deyip hayvaný sýrt üstü yere yatýrýr,” Ayþe teyzem hamamda nasýl oynar “ deyip hayvaný iki ayak üzerinde saða sola hareket ettirir ve zýplattýrýrdý. Tabii bu iþlemi, zavallý hayvanýn burnundaki halkayý çekerek , acý verdirerek saðlardý. Hiç unutamadýðým bir anýmda, sýrtý aðrýyanlar yere yatar ayý iki ayaðý ile sýrtýný ezer, yatan kiþi “oh,kulunçlarýma iyi geldi “ derdi. Daha sonra, günün sevilen þarkýlarýný söyleyen mahalle þarkýcýlarý mahalleye gelirdi. Köþede durur þarký söylemeye baþlar ,sonra elinde þarký sözlerinin yazýldýðý kaðýtlarý satmaya çalýþýrdý. Bayramda mahallenin postacýsý, bekçisi, çopçüsü en iyi kýyafetlerini giyerek kapýlarý çalar ve bahþiþ toplamaya baþlarlardý ; ama bunlar biz çocuklarýn ilgisini hiç çekmezdi.

Öyle atlý karýnca, dönmedolap heryerde yoktu. Ýstanbul da sayýlý yerlerde kurulurdu ; ancak, o cývara yakýn olanlar çocuklarýný oraya götürebilirlerdi. Örneðin Ýstanbul’un Kadýköy yakasýnda Kuþdili denilen mevkide vardý bu tür etkinlikler. Ýstanbul’un Avrupa yakasýný hiç mi hiç bilmezdik. Büyük kentte yaþamanýn bir ayrýcalýðý olarak sinemaya götürürlerdi bizleri annelerimiz babalarýmýz, bize uygun filmler olunca tabii. Ýþte biz çocuklarýn tüm eðlencesi bunlardý. Sinemaya gitmek, macun þekeri, kaðýt helva, pamuk helva, simit ve halka satýcýlarý, þarký sözü satanlar, ayý oynatýcýlarý sadece bayramlara has deðildi ;her zaman gözlenirdi bunu tekrar belirtmekte yarar var.Tabii bayramlarda daha sýk dolaþýrlardý.

Ýstanbul da ulaþým zor olduðundan, bayram ziyaretine uzak yerlerdeki akrabalarýmýza gidemezdik, hele Avrupa yakasýndakilere gitmek çok seyrek olurdu . Yollarda trafik sýkýþýklýðý söz konusu deðildi ama ulaþým araçlarý çok kýsýtlý idi. Halk en çok tramvaylarý kullanýrdý. Tramvay güzargahlarý da belli ana yollarý takip ettiðinden her yere ulaþmak zor olurdu. Minübüs ve dolmuþ az sayýdaydý. Damalý taksilere ise halk pek kolaylýkla binemezdi. Ýnsanlar zaten belli bir çevrenin dýþýna pek çýkmazlardý. Sanki herkesin belli bir mahallesi vardý ve oraya aitti. Bayram ziyaretleri , insanlarý çevrelerinin dýþýna çýkmaya zorladýðý zamanlar olduðundan , biz çocuklar için , bir yere gitmek heyecan verici olurdu. Komþuluk iliþkileri, nüfus azlýðýndan dolayý mecburen daha sýcak olmak zorundaydý. Hergün mahallede birbirlerini gören , tanýyan insanlarýn bayramlarda birbirlerini ziyarete gitmelerinden daha doðal bir þey olamazdý ; fazla bir seçenekleri de yoktu insanlarýn. Televizyonda anlatýlanlar o dönemin maddi olanaklarý fazla olanlarýn yaþadýklarý olsa gerek. Büyük bir çoðunluk anlattýðým þartlarda bayramlarý kutlardý.

O dönemde telefon yaygýn olmadýðýndan bayram tebrikleri, veya kartpostallar elyazýsýyla –dolmakalemle- itina ile yazýlýr (zaten tükenmez kalem o zamanlar henüz yoktu) ve bayramdan çok önce postaya verilirdi. Babamýn , annemin yazdýðý bu tebrikleri postahaneye götürmek bizlerin görevi idi. En büyük zevkimiz eve gelen tebrik kartlarýný beklemek ve okumak olurdu ; hele kendi adýmýza geldiði zaman bir baþka hissederdik kendimizi. Mahallemizin postacý amcasýný beklerdik hergün ayný saatte. Belki artýk adam yerine konduðumuzun, belki de büyüdüðümüzün bir iþaretiydi bizim için adýmýza tebrik, mektup, kart gelmesi . O zaman küçük tebrik kartlarý modaydý (boyutlarý kredi kartlarýndan biraz fazla düz beyaz kartondan yapýlmýþ, ayný boyutta zarflarý olan kartlar), gençler ise daha çok kartpostallarý tercih ederlerdi.

Çocuklar için en güzel olan serbestçe mahallede arkadaþlarý ile oynayabilmekti. Oyun alanlarý, yani bomboþ kocaman arsalar etrafta dolu idi. Yani heryer oyun sahasý idi bizler için. O dönemlerin en güzel, en aranan yönü bu tarafýydý sanýrým. Her yaþ gurubundan çocuðun hepbirlikte oynadýklarý, iliþkilerin bugünkünden çok daha ileri olduðu zamanlar. Abilik ve ablalýk kavramlarýnýn tam anlamýyla yaþandýðý yýllar. Arkadaþlýklarýn çok daha candan yaþandýðý , paylaþýmýn çok daha ileri düzeyde olduðu bu yýllarda, topu olan ýn tek ayrýcalýðý, kendi takýmýný kurabilme hakkýný kazanmasýydý. Zaten, hemen hemen mahallelerde ki aileler arasýnda hayat standardý birbirlerine çok benzerdi ; arada büyük uçurumlar yoktu. Bisiklet sahibi olmak en büyük hayalimizdi. Bayramlarda toplanan harçlýklarla bisiklet kiralamak bir diðer eðlenceli olaydý. O zaman bahçeli evlerimizde yetiþen meyveleri gizlice toplayýp yemek ayrý bir heyecan verirdi bizlere. Bahçe olgusu, toprakla , çayýr,çimenle haþýr neþir olmak kentli çocuklar için aranýpta bulunmaz bir nimetti. Tabii tüm bunlarýn bayramla bir ilgisi yok ama genede deðinmeden geçemedim.

Eski ramazanlar içinde anlatýlanlarý da hiç yaþayamadýk. Belki bizim Ýstanbul’un Asya yakasýnda oturmamýzdan kaynaklanýyor olabilir. Ramazanda radyodan karagöz hacývat dinlemek tek eðlencemizdi. Oda radyo parazit yapmazsa tabii.

Bugün geriye dönüp baktýðýmda bayramlarýn çok sade bir þekilde kutlanmýþ olduðudur. Yanýlmýyorsam asýl özlem duyulan bayramlar deðil, yaþanýlan o yaþ devreleridir. Çocukluk, gençlik çaðlarýna duyulan özlemin baþka bir tarzda ifadesi olsa gerek.B allandýra ballandýra anlatýlanlar aslýnda bayramlar deðil çocukluk ve gençlik yýllarýnýn o heyecanlarý.Ý nsan zihni burada da kendi kendine yalan söylemeyi becerebiliyor. Televizyonlarda anlatýlanlarý dinleyenlerin zihninde, o eski devirler adeta ulaþýlmaz, efsunlu (sihirli) özellikler çaðýrýþtýrýyor. Bende acaba baþka bir Ýstanbul daha mý var diye þaþýrýp kalýyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Alýþýlmýþýn Dýþýna Çýkmak
Kutlamalar Hakkýnda
Aðlamak
Din ve Ahlâk Üzerine (Japon
Altýn Diþ
Mektubu Bitirmek
Saygý
Karþýlaþtýrma/kýyaslama
Yoksula Yardým Etmek Mi, Yoksulluðu Ortadan Kaldýrmak mý?
Kendi Hapishanemiz

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Söz Gümüþse, Sükut Altýndýr.
Kamera ve Yönetim!
Sevgi Karþýlýksýzmýdýr?
Yapay Hayatlar
Bayram Ziyaretleri
Aynalar
Neden Saçmalarýz?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Beyaz Yalanlar,siyah Yalanlar,pembe Yalanlar... [Eleþtiri]


sedat kimdir?

Yazýlarýmda çevremizdeki insan manzaralarýný yansýtmaya çalýþtým. Aslýnda tüm amacým belki de kendi kendimi yeniden yaratabilmek,zihinsel de olsa dinginliðe eriþebilmek. Belki de hiç bir amacý yok. Sadece vakit geçirmek için belkide. Belki de yapmak isteyipte yapamadýðým yaþanmamýþ hayatýmý dile getiriyorum kimbilir. Bilemiyorum inanýn.

Etkilendiði Yazarlar:
J.Kriþhnamurti,A.schopenhauer,I.Yalom,H.Cibran,D.M.Ruiz.Ý.Arabi.Y.N.Öztürk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sedat, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.