Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Saat 08.20 de çýkýyor evinden. Çýkmadan annesinin yaptýðý kahvaltýyý yapýyor her sabah. Ýþ yerindeki arkadaþlarýn böyle bir anneye sahip olduðu için imreniyor, bir kýsmý ise ‘sabah sabah yenir mi o kadar þey’ diyerek burun kývýrýyor. 08.25 te servis alýyor kapýdan. Yaklaþýk 15 dakika sürüyor iþ yerine ulaþmalarý. Büyük bir þehirde yaþýyor ama neyse ki iþ yerleri trafik muammasýnýn içine düþmüyor. Bu yüzden en azýndan bu stresten uzakta. Onca düþüncesi içerisinde buna sevinemiyor yinede. Ýçine düþtüðü muðlak, kemiriyor içini ve ne zaman bitecek, bu karanlýðý ne bitirecek bilmiyor. Sadece bekliyor. Neyi beklediðini bilmeyerek. 09.00 da monoton olarak iþ baþý yapýyor. Ofis hayatýna alýþmasý baþta zaman alýyor. Alýþýk olmadýðý bu düzen zorluyor baþta onu. Hayallerindeki iþ deðil bu. Daha çok sevdiði ve haz aldýðý bir iþte çalýþmak isterdi eðer tercih yapmasý konusunda zorlanmasaydý. Ne çok imreniyor hobisini ya da uðraþýný meslek haline getiren insanlara. Hem iþlerini yaþýyorlar hem de geçindiriyorlar kendilerini. Ruhu da bedeni de doyuyor insanýn. Ýçleniyor böyle düþüncelere düþünce aklý. Oturduðu masada, karþýsýnda monitörle bakýþýyor gün boyu. Gülüyor. Eðleniyor gibi gözüküyor. Konuþuyor. Þakalar, espriler yapýyor. Zamaný geçirmeye, üzerine giydirilen mecburiyet elbisesini taþýmaya çalýþýyor. Zorlanýyor ama fark ettirmemek için de elinden geleni yapýyor. Ancak çabaladýkça karanlýða doðru çekiliyor ruhu. Tarifsiz bir çekip gitme, kaybolma, kaçma, yitme duygusuyla doluyor aniden içi. Durup dururken aðlýyor bazen. Kaldýramýyor omuzlarý omuzuna yüklenen modern insan görüntüsünü ve yaþantýsýný. Ýçi kalkýyor, midesi bulanýyor. Bu sahtelik, bu sahte iliþkiler, bu para hýrsý anlamsýz geliyor. Hayatý anlamlý kýlan þeylerin yerini bunlarýn almasý boðuyor onu, boðazýna yapýþýyor düþünceler. Nefessiz kalýyor. Saat 12.00. yemeðe çýkýyor rol modellerine uyarak. Rolünü benimsiyor artýk. Öyle ki karný saat yemek saatini gösterdiðinde acýkmaya baþlýyor bir süre sonra. Fizyolojik saati bile uyum saðlýyor uymak istemediði ama zorla uyduðu düzene. Yemek yerken bile kurtulamýyor etrafýný sarmalayan sahteliklerden. Düþünüyor, ne kadar gerçek gülüyor ki bu insanlar. Dediklerinin kaçýna kendileri inanýyor ki acaba? Boþluk. Dibi gözükmüyor. Saat ücreti biraz daha fazla bir iþ bulsalar ne aralarýnda tanýþýklýk ne de muhabbet kalacak, biliyor. Mecburi çýkar iliþkisi dedikleri bu. Rol arkadaþýna uymalýsýn. Yoksa sahneniz ve oyununuz kötüleþir. Sizden daha az iþ yapýp daha çok para kazanan, üzerinizde emir yetkisi bulunan insanlar memnun kalmazlar bu durumdan. Hemen sorgularlar. Bir sürü yapay sorunun olur kendinkiler yetmezmiþ gibi. Gerek yok buna. Ýþ elbiseleriyle oyununa katlanýyor bu yüzden. Boynunda kravat, üstünde ceket, ütülü pantolon, boyalý pabuç. Traþlý yüz, taralý saçlar. Ýþte günümüz modern toplum ücretli kölesi. Tanýþmayý denemelisiniz. 17.30. gün akþamý rahminde büyütmüþ, doðurmak üzere. Bitmeyen iþler, masanýn her daim üstünde. Bitirilmeyi bekliyorlar. Yarýn. Bir sonraki gün. Günün en kýymetli saatlerini kendisi için bir faydasý olmayan iþleri halletmekle geçirip daha rahat yaþamak için çalýþmaya alýþamayan insan kaygýsýný bilmez ki bu dosyalar. Cinayet kanýtlarýdýr iþte bunlar. Masum insanlarý katleden asýl suç aletleri bunlardýr, kimse bilmez. Bilemez. Her þey kýlýfýna uydurulmuþtur çünkü. Düzen budur. Düzen deðiþmedikçe, düzülen hep ayný kalacaktýr.. Akþam yemeðini anne hazýrlýyor. Evlat iþtahsýzlýkla tüketiyor. Anne umutlu evladýndan. Evlensin, torun büyütsün, kendisine bir torun versin istiyor. Yaþý geçiyor çünkü. Hem kendisinin hem oðlunun. Okuttu, yetiþtirdi, askere yolladý. Ýþ güç sahibi etti. Komþularýna övünerek bahsedebileceði bir konuma getirdi evladýný. Bir torun onun en büyük hakký ona göre. Bekliyor bunu. Ýstiyor ki bir gün oðlu gelsin ‘anne bir kýz var’ desin. Ýçinde heyecanla bekliyor o günü ama evladýný tanýmýyor. Evladý karanlýðýn içinde siyaha boyalý, giderek kararýyor. Köreliyor. Bilmiyor yaþlý kadýn. Ýþ günü. Öðle tatili. Yemek yemiyor. Rol arkadaþlarý dýþarýda onsuz oynuyorlar oyunlarýný bu sefer. Masasýnda oturmuþ sessizliðin içinde soluyor kuru havayý. Elinde kalemtýraþ, vidasýný söküyor. Jiletini çýkarýyor. Düþünüyor akýlýný kurcalayan tüm kýlçýklarý. Nerde olmak isterken nerede, ne yapmak isterken ne yapýyor. Öðle yemeði olarak yiyor kendini yavaþ yavaþ. Kravatýný gevþetiyor. Ýþ elbisesinin yani gömleðinin kolunu kývýrýyor. Bileðine koyuyor iþaret parmaðýný. Kalbini dinliyor, duyumsuyor. Kendini inkar ediyor kalbi. ‘yaþamýyorum diyorsun ama yaþýyorsun iþte’ diyor damarý. Sinirleniyor buna çocuk gibi. ‘yalancý’ deyip bir çizgi atýyor jiletle damarýna. Karanlýðý kýzýla dönüyor ansýzýn. Baþýný masaya koyuyor, kolunu sarkýtýyor aþaðýya doðru. Karþýsýndaki dolaba yansýyan yüzününü seyrediyor bir süre. Bakýþlarýna dalýyor sonra. Uyumaya baþlýyor.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Caner Almaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |