Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Çocukken ebat olarak yaþýtlarýmdan hayli küçüktüm. Yani þimdi nasýl ki onlar kýrklý yaþlarýnda, ben yirmili yaþlarýmda görünüyorum iþte o günlerde de yaþýtlarým on yaþýnda görünürken, ben beþ yaþýmda görünüyordum! (Kaþýnan ve coþan yazganý arkadaþlarý topuðundan vururlar)Neyse… Bu sebeple hiç arka sýrada oturup hayale dalma ya da haylazlýk yapma þansý vermedi bana hayat! Yani öðretmenlerim. O kadar ki orta üçte bile yani yaþ itibariyle eþek kadarken; matematik öðretmenim tarafýndan kucaklanýp öðretmenler odasýna götürülmüþlüðüm “þu þirinliði bakýn” denilerek diðer öðretmenlere gösterilmiþliðim, kedi yavrusu misali sevilerek utandýrýlmýþlýðým, sirk maymunu gibi seyredilerek sýkýndýrýlmýþlýðým vardýr. Hayatýmýn en öðretici dayaðý da; lisede ilk ve son kopya teþebbüsümde, kâðýdýn deðiþtirilirken çýkardýðý hýþýrtýya dönüp, onu havada yakalayan Ýngilizce öðretmenimizce pay edilen; ben deyim üçer, siz deyin beþer tokattan hisseme düþen dayaktýr. Canýmýn ve gururumun acýsýný hatýrlamýyorum bile ancak ne zaman samimiyetle seven ve güvenen birini hayal kýrýklýðýna uðratmaya kalksam, ne zaman dürüstlükten sapsam, öðretmenimin sesi yankýlanýr vicdanýmýn duvarlarýnda hala. “Hem de en sevdiðim, en güvendiðim öðrencilerim” Bu olaydan sonra bana; “Hem suçlu hem güçlü olmak” öðretilmediðinden olmalý, eve gider gitmez ayýlýp bayýlarak öðretmenimi aileme þikâyet etmedim. Babam müdürü ya da öðretmenimi arayýp benim yanýmda onlara hakaret etmedi. Sabah ailecek okulun kapýsýnda bitmedik. Okuldan çýkýp müdürlüðe gitmedik. Bakanlýða isimsiz mailler atmadýk. Zaten o zamanlar þimdide olmasý gerektiði gibi; anne, baba, çocuk, yedi sülale hep bir aðýzdan, haklý haksýz demeden, uluorta öðretmenin arkasýndan veya yüzüne karþý çemkiremeyecek kadar cahildik. Çünkü eskinin ebeveynleri çocuklarýnýn saygý duymadýklarý bir öðretmenden hiçbir þey öðrenemeyeceklerini sezecek kadar hisliydi. Hemen hepsi, öðretmene yapýlan saygýsýzlýðýn bedelini ilerde hem kendilerinin, hem içinde yaþadýklarý toplumun fakat en çok da çocuklarýnýn ödeyeceði gibi boþ ve batýl inançlara sahipti. Çünkü o zamanlar insanlar ya keldiler, ya fodul. Yani eðitimsizleri vicdanlý, vicdansýzlarý eðitimliydi. Yani demem o ki insanlar þimdiki gibi hem kel, hem fodul deðildi. Tabi o zamanýn öðretmenlerini de bir bakýþta tanýrdýnýz. Öyle þimdiki gibi Bakkal Hasan amcayla, Trikocu Selime teyzeyle, reklam yýldýzý Ahu ablayla karýþtýrmazdýnýz. Sonra cüzdaný yine böyle yükte hafif olmasýna raðmen, onurunun paha biçilmez bir aðýrlýðý vardý öðretmenin. O günlerde kimse öðretmenden elma pazarlar gibi kendini pazarlamasýný beklemezdi. O okul senin bu okul benim gezip müdüre, diðer öðretmenlere, veliye, hizmetliye, öðrenciye kendini övmesini, beðendirmesini de. “Vay efendim öðretmen kimmiþ, toz yutturacaðým, asacaðým, keseceðim” dedi mi biri, öðretmenden önce yüzlerce ses “Saygýlý ol. O bizim kýymetlilerimizin harcýdýr” derdi. Öðretmenin gözünü vara yoða yýrttýrmak yürek isterdi. O göz bir kez yýrtýldýðýnda da kaçýlacak delik aranýrdý.Öðretmen doðrudan dönmez, bedeni ölür ruhu ölmezdi. Ama bizde öðrenciydik caným. Þimdiki çocuklar gibi zeki deðildik. Salak mýydýk neydik, bunalým nedir bilmezdik! Anasýnýfýnda obsesif, ilkokulda nevroz, lisede psikopat olmazdýk. Büyüklerimiz bizle birlikte ayný yolda yürümekten, ayný asansöre binmekten korkmazdý. Saygýsýzlýðýmýzý sevgisizliðimizi, çarpýk, bozuk, eksik özelliklerimizi þeref gibi taþýmazdýk. Gereksiz bir utanma sýkýlma duygumuz vardý. Zaten o zamanlar bize doðru þeyler öðretmiyorlardý ki. Demek ki toplum bu kadar bilgili, geniþ ve hazýr deðildi. Hýrsýz, arsýz, ahlaksýz alkýþlanmazdý. Hak, suçluda olsa yalnýz güçlünün tekelinde olmazdý. Aman caným bizimkilerde anne babamýydý! Mesela biz düþtüðümüzde annelerimiz aðlamazdý. Babalarýmýz çantalarýmýzý taþýmaz, bütün gün okulun bahçesinde bekleyip, bizi döven pis çocuklarla ya da onlarýn babalarýyla kavga etmezdi. Býrakýn caným idare de idaremiydi o zamanlar. Býrakmazlardý ki sülalecek okulun bahçesine doluþalým. Çok merak ederim bizim müdürler ne sanýyorlardý acaba kendilerini. Ne okul yönetmeyi bilirlerdi ne iþlerini. Her þeyi bakanlýktan beklemeyeyim; bari hizmetlinin, tamircinin, güvenlikçinin parasýný yardýmseverlerden karþýlamaya çalýþayým demezlerdi. Daha bir müdürümüzün bir öðretmenimizi þöyle aðýz tadýyla tören alanýnda azarladýðýný, bir soruþturmada öðretmeninin arkasýný býraktýðýný görmedim. Hep de öðretmenin tarafý tutulmaz ki caným. Biraz eðilin öðretmenlerinizde eðilsin. Ne olacak yani, beliniz mi kopacak, deðil mi? Oysa þimdikiler öyle mi? Okulu mu zimmetlediler bunlara? Yok. “Okul sizin, bütçe sizin.Ya baþýnýzýn çaresine bakýn ya býrakýn” mý dediler? Sanmam. “Maaþ alýyorsunuz. Devlet daha ne yapsýn” mý dediler. Hiç deðil. Sýrf düþünceli olduklarýndan okulun giderlerini karþýlamak için okullara langýrt masasý bile kurmuþlar. Bir yetkili de çýkýp " Nereye harcýyorlar" diye meraklanan masum çocuða;" Aile birliði panosuna bakaydýn ya çocuðum. Her gün kýrýp döktüðünüz cam çerçeveye, bilgisayar parçasýna para mý dayanýyor caným oðlum, biz veremiyoruz ama Allah cezanýzý verecek yavrum. " diyemiyor. Tabi tasarruf için. Yoksa okullarýn kasasý aðzýna kadar dolu, her yerden yaðýyor okullara. Zaten okul dediðinin ne gideri olur caným üç - beþ yangýn tüpü, iki cam, bir çerçeve, iðne, iplik, zýmpara, kaðýt dediðin kaç para? Ne de olsa çað atladýk biz eðitim zorunlu, üstelik bedava. Çok þey kaybettirdi köhne anlayýþlarçoook bizim kuþaða. Eðitim camiasý baðýþ verenlere þirinlik yapsa, veliler þimdiki gibi her an, derslerde bile okulda bulunsa, anne baba nöbetleþe sýnýfa dalýp terimizi silse, aðzýmýza tost-cola-cips týksa, elbet bizim aklýmýzda þeytanýn bile aklýnýn ermediði þeylere ererdi. Elbet bizim velimizde okula beþ lira verip; öðretmene de müdüre de haddini on liralýk bildirmeyi becerirdi. Acaba... Yani belki... Doðrusu pek de emin deðilim...Ahir zaman öðretmenlerinin en baþta kendilerine saygýlarý vardý. Onlara iþini öðretmeye kalkmak en cahil cüretlisinin bile boyunu aþardý. Sonra ne haddimizeydi öðretmenle feyz arkadaþý olmak, elalemin kültürüyle ne güzel ziftlendiðimizi öðretmenin gözüne sokmak. Öðretmenin gölgesinde büyüyen dostluk ve güven baþýmýzdan ziyadeydi. Iþýðý hepimize yeter, artardý. O zaman da her öðretmen kutsal deðildi belki ancak öðretmenlik gerçekten kutsaldý. DÝP NOT Takdir edersiniz ki eskiyle þimdi arasýndaki “gel git” de "gerçek" yazganca parlatýlmýþ, hem olumlu hem olumsuz özelliklere, eðitimin etkileþtiði birey, unsur ve kimliklere olanaklar ölçüsünde makyaj yapýlmýþtýr. Yazganýn da yaþadýklarýndan öðrendiði bir þey var; "dünya gerçekle, gerçek hafif bir makyajla güzeldir." Belki bende öðretmen olduðumdan; on yýllar sonrasýnda bile öðretmenlerimi çok sýk anarým. Her birinin adlarý, yüzleri, sesleri capcanlý duruyor artýk es vermeye baþlayan belleðimde ve öðretmenlerimin hayatýmda býraktýklarý izlerin birini bile kaybetmek istemediðim tümüyle gerçektir. Bu sebeple bu gün ben, ilk olarak baþta Ýngilizce öðretmenim olmak üzere olmak üzere kendi öðretmenlerimin gününü kutluyor annem þahsýnda tüm emekli öðretmenlerin sevgili ellerinden saygýyla öpüyorum. Ve tabii ki çaðdaþlarým; birine hele de bana, bu çaðda, bu olanaklar ve bu malzemeyle, bir harf öðretmeyi baþaran deneyimli veya genç meslektaþlarým; ben sizin bir bu gününüzü deðil, her gününüzü samimiyetle kutlarým… Arzu KULAÇ SEVÝMLÝ Ýzmir- 2010
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Arzu Kulaç Sevimli, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |