En büyük mutluluk ve en büyük sýkýntý anlarýnda sanatçýya gereksinme duyarýz. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu yazýlarý bizlerle paylaþmak için emek harcayanlara teþekkürler... ***** Kýzýlderili Ata sözleri Üç barýþ vardýr: Birinci barýþ, en önemli barýþtýr. Ýnsan ruhundadýr o. Ýnsan, kainatla ve kainatýn bütün güçleri ile olan iliþkisini, beraberliðini farkettiðinde, kainatýn merkezinde Büyük Ruh’un durduðunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduðunu farkettiðinde birinci barýþ saðlanmýþtýr. Bu gerçek barýþtýr, diðerleri sadece bunun akisleridir. Ýkinci barýþ iki fert arasýnda olan barýþtýr. Üçüncü barýþ ise iki millet arasýnda yapýlýr. Fakat hepsinden önce, anlamalýsýnýz ki ’gerçek barýþ’ dediðim birinci barýþ, insanýn ruhundaki barýþ yoksa ne fertler ne de milletler arasýnda barýþ olabilir. Ekleyen:: Alpaslan Öksüz ** Ömer Hayyam Ezeli sýrlarý ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayý ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardýnda sen ben dedikodusu var amma... Perde kalktý mý ne sen kalýrsýn ne de ben... Ekleyen:: Felsefe Kulübü ** FIKRA :)) Bir gün ormancýnýn biri dallarý nehrin üzerine sarkan aðacýn dallarýný keserken baltasýný suya düþürür - ’Aman tanrým’ diye baðýrdýðýnda bir peri belirir ve ’Ne diye baðýrýyorsun?’ der. Ormancý baltasýný suya düþürdüðünü ve yaþamýný sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacý olduðunu söyler. Peri suya dalar ve elinde bir altýn balta ile tekrar belirir. ’Baltan bu muydu ?’ diye sorar. Ormancý ’hayýr’ diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüþ bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. ’Baltan bu muydu?’ Ormancý yine ’hayýr’ diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. ’Baltan bu muydu?’ Ormancý ’evet’ der. Ormancýnýn dürüstlüðü perinin çok hoþuna gider ve baltalarýn üçünü de kendisine verir. Ormancý mutlu bir þekilde evine döner. Bir zaman sonra ormancý eþiyle birlikte nehir boyunca yürürken karýsý suya düþer. Ormancý ’aman tanrým’ diye baðýrýr. Peri yine belirir ve sorar: ’Ne diye baðýrýyorsun ?’ Ormancý ’karým suya düþtü’ der. Peri suya dalar ve Jennifer Lopez ile birlikte geri döner. ’Senin karýn bu mu?’ diye sorar. Ormancý ’evet’ der. Peri sinirlenmiþtir, ’Yalan söylüyorsun, gerçek bu deðil’ der. Ormancý ’özür dilerim peri, ortada bir yanlýþ anlaþýlma söz konusu. Eðer Jennifer Lopez için hayýr deseydim bu sefer CatherineZeta-Jones ile geri dönecektin, ona da hayýr deseydim karýmla dönecek ve her üçünü de bana verecektin. Oysa ben fakir bir adamým ve üç karýmýn sorumluluðunu taþýyabilecek durumda deðilim. Jennifer Lopez’e evet dememin sebebi budur..’ Bu hikâyeden alýnacak ders: Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygýn bir nedeni vardýr ve bu baþkalarýnýn yararý içindir. Kendileri için bir þey istiyorlarsa ekmek çarpsýndýr!.. Ekleyen:: Fýkra ve resim sevenler *** ÖNEMLÝ OLAN NEDÝR? Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduðu halde derse gelir. Ders baþladýðýnda, hiçbir þey söylemeden, önüne büyükçe birkavanoz alýr ve aðzýna kadar tenis toplarý ile doldurur ve öðrencilere kavanozun dolup dolmadýðýný sorar; Öðrenciler ittifakla kavanozun dolduðunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldýðý çakýl taþlarýný, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakýl taþlarý kayarak, tenis toplarýnýn aralarýndaki boþluklarý doldurur ve öðrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadýðýný sorar, onlar da ‘evet’ doldu derler. Profesör bu defa masanýn üzerindeki diðer kutuyu eline alýr ve içindeki kumu yavaþça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakýl taþlarýnýn aralarýndaki boþluklarý doldurur. Ve tekrar öðrencilere kavanozun dolup dolmadýðýný sorar, Öðrenciler de koro halinde ‘evet’ derler. Bu sefer profesör masanýn altýnda hazýr bekleyen 2 fincan kahveyi alýr ve kavanoza boþaltýr. Kahve de kumlarýn arasýnda kalan boþluklarý doldurur. Öðrenciler gülerler! Profesör öðrencilerin gülüþünü destekleyerek ‘eveet’ diyerek; Ben ‘Bu kavanozun sizin hayatýnýzý simgelediðini ifade etmeye çalýþtým’ der. Þöyle ki; Bu tenis toplarý hayatýnýzdaki önemli þeylerdir; aileniz, çocuklarýnýz, sýhhatiniz, arkadaþlarýnýz ve sizin için önemli olan þeylerdir. Diðer þeyleri kaybetseniz de, bu önemli þeyler kalýr ve hayatýnýzý doldurur. O çakýl taþlarý ise daha az önemli olan diðer þeylerdir; iþiniz, eviniz, arabanýz vs. Kum ise diðer ufak tefek þeylerdir. ‘Þayet Kavanoza önce kum doldurursanýz…’ diye, anlatmaya devam eder, ‘çakýl taþlarýna ve özellikle de tenis toplarýna yeterli yer kalmaz. Ayný þey hayatýmýz için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek þeylere harcar, israf ederseniz, önemli þeyler için vakit kalmayacaktýr . . Dikkatinizi mutluluðunuz için önem arz eden þeylere çevirin. Çocuklarýnýzla oynayýn. Saðlýðýnýza dikkat edin. Eþinizle yemeðe çýkýn. Evinizin ihtiyaçlarýný karþýlayýn. Öncelikle tenis toplarýný kavanoza yerleþtirin. Öncelikleri, sýralamayý iyi bilin. Gerisi hep kumdur. Bu ara bir öðrenci sorar; ‘Peki, O iki fincan kahve nedir?’ Profesör gülerek: ‘Bu soruyu bekliyordum, Hayatýnýz ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarýnýz ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardýr !!!’ NOT: Bu öykü, sayýn Prof. Dr. Nurullah Aydýn’ýn “Bayram ve Yaþamýn Gerçekleri” yazýsýndan alýnmýþtýr. http://www.yenidenergenekon.com/42-onemli-olan-nedir/ ** Eskiden; Çember çevrilir, Su musluktan içilir, Aðaçlara týrmanýlýrdý. Bebekler bezden, Silahlar tahtadan, Resimler kömür karasýndan yapýlýrdý. Kýzlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin Ýsimleri konulur, Saatli maarif okunurdu. Komþuda piþen Bize... Bizde piþen komþuya düþerdi. Geceler ayaz, Sokaklar karanlýk, Yýldýzlar... parlak olurdu. Turþu, salça, mantý Evde yapýlýr, Karpuz kuyuda soðutulurdu. Erik aðacýnýn çiçeði, Pencere camýmýza yaslanýr, Güz yapraklarý bahçemize düþerdi. Kardan adam yapýlýr, Evlerde soba yakýlýr, Kýþ gecelerinde masal anlatýlýrdý. Merdiven çýkýlýr, Aidat ödenmez, Yönetici seçilmezdi. Evler badanalý, Sokaklar lambasýz, Mahalleler bekçili olurdu. Ajans radyodan dinlenir, Çizgi roman okunur, Defterlere kenar süsü yapýlýrdý. Hayat, Arkasý yarýn gibiydi, Kesintisizdi. Her gün yaþanacak bir þey vardý. Herkes kendi düþünü kurar, Kendi hayatýný oynardý. ÞÝMDÝ Þimdi, Herkes Yoðun, Yorgun Ve Tek baþýna.. CAN DÜNDAR... Ekleyen:: ÝMKANIN SINIRLARINI GÖRMEK ÝÇÝN ÝMKANSIZI DENEMEK LAZIM ** Angut.... Herkesin (haksýz bir þekilde) kullandýðý bir ifadedir "Angut". Birisi bir salaklýk yapýnca, bi laftan anlamayýnca, böle boþ boþ bakýnca hemen "Angut’musun" der günümüzün insaný.. . Angut’un aslýnda bir kuþ olduðunu bilmeyen bir ton "Angut!" var ülkemizde.. Angut kuþu’nun eþi öldüðü zaman (yanýna o anda baþka bir yýrtýcý hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eþinin ölüsünün üstünden ayýrmadan o da ölene kadar onun baþ ucunda bekler... Ýþte bu canlýnýn yaptýðý en büyük"Angut"luk budur.. Ayrýca bu olay bütün Angut kuþlarý için geçerlidir, arada bir görülen birþey deðildir.. Çok ürkek bir hayvan olmalarýna raðmen eþinin ölüsünün baþýnda bekleyen Angut kuþuna elini uzatsanýz dahi oradan kaçmaz.. Hani derler ya "Angut gibi bakmasana lan".. keþke herkes Angut gibi bakabilse deðer verdiklerine.. Bundan sonra bazýlarýna "Angut" demeden önce bir kere daha düþünün.. Bir "Angut" bile olamayan o kadar çok insan var ki artýk günümüzde Ekleyen:: Sustum ! Suskunluðum, Susturana Armaðan Olsun. *** Sokak Çocuðuyum Abi, SAYFA NO : YOK !? CÝLT NO : YOK !? HANE NO : YOK !? ANA ADI : YOK !? Ben sokak çocuðuyum abi, Hani þu uçurtmasý gök yüzünde asýlý kalan, Bilyelerini, rüyalarýnda unutan ve oyuncaklarýný masal kahramanlarýna çaldýran çocuk var ya, O benim iþte, o benim abi... Sahi bir annem olmalýydý, deðil mi? Ben dudaklarýmda sokaklarý besteliyorum oysa, Sahi abi tadý nasýldý anne sütünün? Anneler nasýl okþar çocuklarýný? Anne kokusu nasýldýr, kim bilir? Ana ha!... Bir anne çizebilir misin benim için, Karanlýðýn kar soðuðu parmak uçlarýna? Bir anne!?... Unutulmuþ çocuklarýn ürkek avuçlarýna, Bir anne ve yanýna beni ekler misin? abi... Týpký sulu boya resimlerindeki gibi sýmsýcak... Sahi ya abi senin gözlerini kesmiyor deðil mi, Bir köprünün soðuk, gergin ve karanlýk bedeni? Sahi sen hiç seyrettin mi, Aydedeyi bir köprünün altýndan? üþüdün mü abi, kayan bir yýldýza bakarken? Abi sen... Abi sen... Boþ ver. Gel boyat istersen ayakkabýlarýný, Ben aha þu ayakkabýlarýn baðcýklarýndan asýlýyorum yaþama, Gel boyat ayakkabýlarýný, boyat ta resmi çýksýn dostun, düþmanýn, tüm kaldýrýmlarýn. Ekleyen: Filozoflar Dünyasý
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |