..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Caner Almaz




18 Aralýk 2010
St. Antuan  
Caner Almaz
Kiþinin þehre katkýsý diye bir þey var, yaþayýnca anlýyor insan.


:AECE:
“iki parmaðý arasýnda tuttuðu saç teline öylesine bakýyordu ki, bu bakýþlarý farkedenlerin, uzaktan bakýnca fark edilmeyen bu saç teline odaklanmýþ bakýþý, bir sanatseverin kusursuz bir sanat eserini inceleyen bakýþýna benzediðini düþünmesi zor olmazdý. öylesine dalgýndý ve öylesine mana yüklüydü iþte bakýþlarý. yüzündeki tatlý yorgunluk ifadesi, güzel geçmiþ bir günün tortularýný taþýyodu. diðer elinde tuttuðu telefona bir mesaj düþünce, mutluluðunun bir suretinin de mesajýn geldiði yerde parladýðý anlaþýlýyordu. istanbul ne kadar eziyet ederse etsin, ne kadar çabalarsa çabalasýn o anýn büyüsü, tüm þehrin griliðinden daha parlaktý.

bir çocuk gülümsedi bu duruma, annesi onu yanaðýndan öptü. istanbul geceyi yavaþ yavaþ büyütüyordu rahminde.”


saatin 3 e yürüdüðünü, adýmlarýmý hýzlandýrmýþken telefonuma düþen mesaja baktýðýmda fark ettim. bu þehir insaný öylesine bir iþkenceye maruz býrakýyor ki, bir yerlere yetiþmeye çalýþtýðýnýzda vaktin su olduðunu fark etmeniz gerçekten can sýkýntýsý yaratýyor bünyenizde. kadýköy den istiklal e geçmem neredeyse bir buçuk saatimi daha eksiltti ömrümden. yetiþmen gereken bir doðum günü partisi varsa üstelik, yetiþemeyeceðinizi belirten bir mesaj atmak daha da sýkýntý yaratýyor, ömrünüzden eksilen bir buçuk saati düþünürken. taksim e ulaþýnca inmek için hareketlendiðimde, bu sýkýntýlarýn yarattýðý stresle ayaðýmýn otobüs merdiveninde tökezlemesi, sakar olduðumu hatýrlamama sebebiyet veriyor o an. gülüyorum, lise çaðýmdayken, okul merdiveninde tüm okulun önünde düþtüðümü hatýrlýyorum, kaç kere hem de. moral oluyor bana bu düþünceler.

hýzlýca yürüyorum istiklal caddesi nde, acelelerinin ne olduðunu hep merak ettiðim acelesi olan insanlara benziyorum nihayet. bir acelesi olduðunda insan gerçekten hýzlýca yürümekte zorlanýyor bu caddede, bunu fark ediyorum. kulaðýmda telefon, bana bulunduklarý kafeyi tarif ederken insanlarý çalýmlýyorum adeta. giriyorum ara sokaða, kafeyi buluyorum. telefon hep kulaðýmda oluyor bunlarý yaparken. telaþla en üst kata çýkýyorum, anlýmda tek damla ter tanesi akýyor, hissediyorum. kalabalýk bir grup, yüksek sesli bir müzik bana hoþ geldin diyor, telefonu kapatýyorum. bense bana ait olana, benim gözlerimin içine bakýp gülen mutluluða bakýp, kollarýmda hissediyorum onun tatlý huzurunu. kalbimden tüm damarlarýmla vücuduma yayýlýyor aþk, bir ferahlama hissediyorum, burnuma aþkýn kokusu doluþuyor. gözlerim, tüm sýkýntýlarýný terk edip, þehrin nasýl bir anda bu denli deðiþebildiðine þahit oluyor. ellerim, sahiplerini bulmuþ olmanýn sevinciyle, diðer eþine farkýnda olmadan baský yapýyor, yüzüme dikilen muzur bakýþlar bunu anlatýyor bana. gülümsüyorum, mutluluðum mekaný aydýnlatýyor sanki, öyle hissediyorum.

bu duygularýn insanýyken, ortamdaki insanlarla hýzlý bir tanýþma aþamasýný gerçekleþtiriyorum, doðum gününü kutluyorum parti sahibinin. iþ insaný olduðumdan ve iþten geldiðimden ötürü hediyem yok, kuru bir dilek demeti sunuyorum. gülümsüyor, gülümsüyorum. oturuyorum bir tabureye, soluklanýyorum, kýz arkadaþýmýn bayan arkadaþlarý tarafýndan derhal bir göz incelemesine alýndýðýmý hissediyorum o an, üzerime dikilen onlarca gözü fark etmem biraz huzursuzlandýrýyor beni. ellerimdeki mutluluðun kulaðýna fýsýldýyorum bu yüzden “gidelim” cümlesini. gözlerinde tatlý bir telaþla hazýrlanýyor hemen. onu benim isteðimin harekete geçirmesini görmem, tatlý bir sevinç yaratýyor göðsümde, gülümsüyorum. kalkýyoruz hafif telaþla, vedalaþýyoruz yeni tanýþýlmýþ isimlerinin çoðunun çoktan hafýzamdan silindiði insanlarla, çýkýyoruz kafeden.

istiklaldeyiz, ayný senkronda adýmlar atýyoruz aþk la. bu kez acelemin olmadýðýný, hatta yavaþ yavaþ yürüme isteðimi hissettiriyorum ona da. caddenin tarihi binalarýný inceleyerek ilerliyoruz. bir dolu heyecanlý kelime akýyor dudaklarýmdan kulaklarýna, öpücük olarak geri dönüþ yapýyor bu kelimeler bütünü bana. mutluluðumuz öylesine yansýyor ki birbirimize, bir film sahnesini andýran bir kare gibi, istiklale karýþan bir motif oluyoruz. adýmlarýmýz eþlerini bulmuþ bir vaziyette, bu hazzý yaþamayý özleyen milyonlarca insana nazire yapýyor.

st. antuan kilisesinin demir kapýsýnýn önünden geçerken durduruyor beni, “girelim mi aþkým” derken zaten çekiþtirmekte olduðu kolumdan beni içeri sokmuþ bulunuyor. “girelim” diyorum ben de gülümseyerek. böyle atik hareketleri ve heyecanlý tavýrlarý öyle hoþuma gidiyor ki, onunla içerisinde bulunduðum her mekaný gözümde cennetten bir parçaya çevirebildiðimi fark ediyorum. kapýdan içeriye giriyoruz, çoðunluðu meraktan gezmeye geldiði anlaþýlan seyrek bir insan topluluðu var içeride. oldukça serin bir hava sessiz bir ortamla sýmsýký kucaklaþmýþ, yüzümüzü okþuyor. ilk defa geldiðim bu mekanýn deðiþik havasý, gözlemlediðim ince çizgilerle süslenmiþ sütunlar dikkatimi çekiyor. sorup öðreniyoruz, dilek dilemek için mum alýyoruz. mum dikilen bölümlerden birinin baþýna geçip, el ele gönlümüzden geçen dileklerimizi dileyerek, yanmakta olan mumlardan kendi mumlarý tutuþturup, yan yana dikiyoruz onlarý. sakar olan ben, yine kendimi belli ediyorum orada da, birkaç mum deviriyorum, ama toparlýyorum ortalýðý hemen. bu acele hareketlerim o nun öyle hoþuna gidiyor ki, hoþ gülüþlerinden çok tatlý bir demet sunuyor bana. sarýlýyorum o na sýkýca, içimden ne dua ettiðimi sanýrým bu anda hissediyor, bakýþlarýndan anlýyorum bunu.

kutsal su var bir de, onun baþýna dikiliyoruz öðrendiðimiz bilgiler dahilinde. önce kendi yüzüne sürüyor bu sudan, daha sonra benim yüzümü resmen yýkýyor. engel olmuyorum yýkamasýna, gülüyorum, gülüyoruz halime. elimdeki elinden öpüyorum birkaç kere, gözleri oluyorum. sarýlasým geliyor, haykýrasým geliyor, “ey insanlar, ey yüce tanrým, iþte ben yüzüme bu leziz gülüþleri layýk gören bu kýzý delicesine seviyorum!” diye baðýrasým geliyor. kulaðýna muhtelif yerlerini özetliyorum, böyle bir çýlgýnlýða kalkýþmýyorum. kokusu doluyor ciðerime. yaþadýðýmý hissediyorum.



ayrýlma vakitlerini sevmiyorum hiç, üzerime sinen kokusunu eve dönerken solumak, yanýmdayken doyamamýþ olmamamýn acýsýný dizginliyor ayrýlýþlardan sonra. ellerini býrakmak istemiyorum, yanýmdan ayrýlmasýný otobüsün onu benden götürmesini, uzaklaþtýrmasýna gönlüm razý olmuyor, ama daha sonra geleceðin bize ait olduðunu bilmem bu burukluktan uzaklaþtýrýyor düþüncelerimi. sarýlýyorum, soluyorum, öpüyorum ve uðurluyorum otobüsüne. biner binmez bir mesaj yazýyorum “muroyives ines” þeklinde, ama düzgün bir yazýmla, bir arkadaþýmýn bir anýsýnda yaptýðý gibi. gülümseyerek kendindeki suretinden bahsediyor bana. giderken günün yorgunluðunun yüzüme taktýðý yorgun bir gülümseyiþle bakýyorum ona, el sallýyor, gidiyor otobüs. ben de kendi duraðýma doðru yürüyorum mecbur ve büyülü bir gün geçirmenin verdiði hazla.

istanbul akþamý giyiniyor.

otobüse biniyorum, montumun boyun kýsmýnda o na ait bir saç teline rastlýyorum, gülümsüyorum bakarken, gözlerim doluyor. bir mesaj geliyor bu sýrada, farkýnda olmadan gülümsediðimi farkediyorum ve cama yansýyan gülümseyiþime bakýp, “özlemiþim seni can” diyorum içimden..

bir çocuk annesine sýmsýký sarýlmýþ, güven duygusunu yaþýyor, gülen gözlerle bana bakýyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zaman - 1
Yanmak - 2
Unutanlar Bürosu - 1
Eksik - 4
Topal Kedi
Varlýk
Gölge
Nokta
Yokluk - 3
Eksik - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yeni Baþlayanlar Ýçin; Yalnýzlýk [Deneme]
Yeni Baþlayanlar Ýçin; Aþk [Deneme]
Çay - 2 / Sen Gittin ve Herkes Ölmeye Baþladý [Deneme]
Ýtiraflar - 1 [Deneme]
Kesik [Deneme]
Çay - 1 [Deneme]


Caner Almaz kimdir?

Ýçimdeki çok sesliliðin esiri olan kalemimle, çok sesliliðinize hitap ediyorum. Sizi duyuyorum ve sizi anlatýyorum. Ýçinizdeki sizi dinlemelisiniz.

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski, Oðuz Atay, Franz Kafka


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Caner Almaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.