Kendinden daha uyanýk insanlarý iþe aldýðýn zaman, senin onlardan daha uyanýk olduðunu kanýtlamýþ oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Peygamberimiz(sav) döneminde Mekke’nin önde gelen müþriklerinin gösterdiði tepki de ayný olmuþtu. Onlar da Allah inancýna sahiplerdi ancak çok sayýda küçük ilahlarý bulunuyordu. Sevginin, savaþýn, ticaret ve tarým gibi dünyevi iþleri için ayrý ayrý küçük ilahlarý vardý. Bu þirk düzeni onlara çok normal ve mantýklý geliyordu. Bu nedenle Peygamberimiz (sav)’in tek bir Allah’a iman etmeye çaðrýsý ve diðer ilahlarý reddetmelerini istemesi onlarý þaþýrtmýþtý. Ýçlerinden kendilerine bir uyarýcýnýn gelmesine þaþtýlar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. Ýlahlarý bir tek ilah mý yaptý? Doðrusu bu, þaþýrtýcý bir þey." Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, ilahlarýnýza karþý kararlý olun; çünkü asýl istenen budur" diye çekip gitti. "Biz bunu, diðer dinde iþitmedik, bu, içi boþ bir uydurmadan baþkasý deðildir." (Sad Suresi, 4-7) Peygamberimiz (sav)’in tek kudret sahibinin Allah olduðunu ve taptýklarý bu sözde ilahlarýn hiçbir gücünün olmadýðýný söylemesi, müþriklere çok anlaþýlmaz gelmiþti. Daha doðrusu bu kiþiler, tek bir ilaha kulluk edilen bir düzenin nasýl iþleyeceðini anlayamýyorlardý. Onlara göre her tanrýnýn bir görevi vardý ve örneðin ticaret tanrýsýný terk ettikleri takdirde ticaretleri karmaþaya dönüþürdü, bereket tanrýsýný býraktýklarýnda ise rýzýklarýný nasýl kazanacaklardý?.. Bu kiþiler, edindikleri bu küçük ilahlarýn gerçekte hiçbir güce sahip olmadýklarýný göremiyorlardý. Oysa “Kureyþ’i biraraya getirip anlaþtýrdýðý, yaz ve kýþ yolculuðunda onlarý ýsýndýrýp yakýnlaþtýrdýðý için, þu Ev (Kabe’n)in Rabbine kulluk etsinler; ki O, kendilerini açlýktan doyuran ve korkudan güvenliðe kavuþturandýr.” (Kureyþ Suresi, 1-4) ayetiyle bildirilir; bereketlendiren ve rýzký dilediði kuluna hesapsýzca veren, geniþleten, daraltan Yüce Rabb’imizdir. Günümüz toplumlarýnda da Kureyþliler’in içinde bulunduklarý sapkýn duruma düþerek, tek ilah olan Yüce Allah’a iman etme çaðrýsýný þaþkýnlýkla karþýlayan insanlar vardýr. Böyle bir kiþi, yaþamýnda ilah edindiði herþeyi terk edip yalnýzca Allah’a kulluk etmenin nasýl olacaðýný anlayamayabilir. Oysa onu yaþatan, çeþitli ürünlerle rýzýklandýran, koruyan yalnýzca Allah’týr. Ne maaþýný müdürü vermektedir ne de evinin rýzkýný kendi baþýna kazanmaktadýr. Kuran’da, “Yeryüzünde hiçbir canlý yoktur ki, rýzký Allah’a ait olmasýn. Onun karar (yerleþik) yerini de ve geçici bulunduðu yeri de bilir. (Bunlarýn) Tümü apaçýk bir kitapta (yazýlý)dýr.” (Hud Suresi, 6) ayetiyle haber verildiði gibi gerçekte hepsini veren Rezzak olan Allah’týr. Ýnsanýn çevresindeki olaylar rastlantýlarla deðil, Yüce Allah’ýn dilediði ve ezelde takdir ettiði þekilde geliþmektedir. Allah herþeyi bir kader dahilinde yaratmýþtýr ve insanlar da “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” (Ýnsan Suresi, 30) ayetinde bildirildiði gibi, O dilemeden hiçbir þey dileyemeyecek kadar Allah’ýn kontrolü altýndadýrlar. Ve Hud Suresi’nin 56. ayetindeki gibi "O’nun, alnýndan yakalayýp-denetlemediði hiçbir canlý yoktur.” Apaçýk düþmaný olan þeytan insana þirkten kurtulmayý çok zor, din ahlakýný yaþamayý da imkansýz gibi göstermeye çalýþýr. Çeþitli taktik ve telkinlerle dini yaþamaktan uzaklaþtýrmak ister. Ýþ hükme baðlanýp-bitince, þeytan der ki: "Doðrusu, Allah, size gerçek olan va’di va’detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karþý zorlayýcý bir gücüm yoktu, yalnýzca sizi çaðýrdým, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kýnamayýn, siz kendinizi kýnayýn. Ben sizi kurtaracak deðilim, siz de beni kurtaracak deðilsiniz. Doðrusu daha önce beni ortak koþmanýzý da tanýmamýþtým. Gerçek þu ki, zalimlere acý bir azab vardýr." (Ýbrahim Suresi, 22) Ýnsaný gömüldüðü þirk bataklýðýndan kurtaracak olan ve hidayeti verecek olan ancak Allah’týr. Ýnsan samimiyetle þirkten kurtulup, Allah’ý birleyen hanif bir mümin olmak için Allah’a yönelerek dua etmeli ve O’nun da bu samimi çaðrýya cevap vereceðini bilmelidir. Kiþi ümitsizliðe kapýlmamalý, Allah’ýn kendisini doðru yola ileteceðinin, þeytanýn vesveselerinden koruyacaðýnýn þuurunda olmalý ve bunun huzurunu yaþamalýdýr. Allah’a sýðýnan samimi müminler üzerinde, “Onun zorlayýcý-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O’na (Allah’a) ortak koþanlar üzerindedir .” (Nahl Suresi, 100) hükmü gereði þeytanýn zorlayýcý gücü de olmayacaktýr. Gerçek sýkýntý ve eziyet, “…Kim Allah’a ortak koþarsa, sanki o gökten düþmüþ de onu bir kuþ kapývermiþ veya rüzgar onu ýssýz bir yere sürükleyip atmýþ gibidir.” (Hac Suresi, 31) ayetiyle bildirildiði gibi þirktedir. Sahte ilahlarýný terk ederek Allah’a yönelen bir insan, boþlukta sürüklenmekten kurtulur, tek gerçek ilah olan Allah’a sýðýnarak huzur ve güven içinde yaþar. Þirkin karanlýklarýndan –Allah’ýn dilemesiyle- nura çýkar. Sahip olduðu mallarý, paralarý, evleri kendisinin sanan, tüm bunlarý kendisine verenin ve gerçek sahibinin Allah olduðunu düþünmeyen ve bunlarla büyüklenen kiþi büyük yanýlgýdadýr. Mülkün tek ve gerçek sahibi Allah’týr ve sahip olduðu her þeyi Allah kendisine imtihan amacýyla vermiþtir. Ve kiþi hepsini yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðu için kullanmalýdýr. Dünyevi deðerlere karþý beslediði sahiplenme duygusundan acilen kurtulmalýdýr. Ýþte bunlarý yaptýðýnda kalben putlarýný kýrmýþ olacaktýr. Putlarýný fiili olarak kýrdýðýnýn kanýtý da malýný, parasýný gelecek korkusu taþýmadan Allah yolunda harcamasýdýr. Peygamber kýssalarýnda görüyoruz ki, Hz. Ýbrahim(as), kavminin önlerinde bel büktükleri putlarýný, Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) Kabe’deki putlarý fiili olarak kýrmýþlardýr. Hz. Musa(as) da kavminin taptýðý buzaðýyý yakýp küllerini denize savurmuþtur. Tüm bunlar sembolleþtirilen þirklerin yok ediliþidir. Toplumda da sembolleþtirilmiþ þirklere karþý ayný eylemler yapýlabilir, ancak önemli olan þirkin mantýðýný yok etmektir. Bu da, niyet ve bakýþ açýsý deðiþtirilerek gerçekleþtirilebilir. Yaþamýmýzdaki putlarý kýrabilmemiz için Allah’ý hiç unutmamamýz ve O’nun her þeyi sürekli/an an yarattýðýnýn bilincinde olmamýz gerekir. Hiçbir þeyi insan kendisi yapamaz, Yüce Allah dilemedikçe hiçbir þeyi…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |