Materyalistler evrendeki tüm yapý ve sistemlerin, bilinçsiz ve þuursuz olaylar sonucu oluþtuðunu iddia ederler ancak yanýlýrlar. Çünkü yeryüzündeki sistemlerin hemen hepsi, insanýn kavrama gücünü aþacak kadar kompleks ve kusursuzdur. Yeryüzündeki olaðanüstü yaratýlýþ delilleri, hiç birinde tesadüfî müdahale olmayacak kadar mükemmeldir.


Ortaya serilen tüm gerçeklere raðmen materyalistler, bilinçsiz atomlarýn her þeyin temeli olduðuna dair iddialarýnda ýsrar ederler. Materyalistlerin her þeyin sebebi olarak gördükleri atom nasýl bir þeydir?


Atomun yapýsý bir anlamda boþluktur. Bunu þöyle açýklayabiliriz: Nötron ve protonlarýn birlikte oluþturduðu atom çekirdeðini, sadece 1 mm çapýnda, bir toplu iðne baþý büyüklüðünde kabul edersek; çekirdeðin etrafýnda dönen elektron bu çekirdekten tam 100 metre uzaklýkta bir noktada bulunur. [1]


Çekirdekle elektronlar arasýndaki bu büyük uzaklýk içinde ise sadece boþluk vardýr. Hiçbir ‘þey’in bulunmadýðý bu 100 metrelik boþluk, gerçek anlamda bir ‘boþluk’tur. Uzmanlarýn atomu bir boþluk olarak kabul etmeleri doðru bir görüþtür. Fizikçi Sir Arthur Eddington atomun yapýsýný, “madde çoðunlukla hayalet gibi boþ alandan oluþmaktadýr” ifadesiyle açýklar.[2] Bir baþka deyiþle, atomun %99.9999999′unda hiçbir þey yoktur.


Parçacýk fizikçisi Fred Alan Wolf, atomla ilgili olarak bu gerçek konusunda þunlarý söyler:


“… Bizim yaþadýðýmýz gezegendeki hayatýn, evrenin ne kadar boþ olduðunu düþündüðümüzde, bir sürpriz olduðunu anlayabiliriz. Aslýnda, evrenin %99′dan fazlasý hiçbir þeydir! Evrenin endiþe verici bir hýzla geniþlemekte olduðunu dikkate alýrsak, daha önce hiç olmadýðý kadar çok hiçlik meydana gelecektir! Buna bu þekilde bakmak bizde hayranlýk uyandýrýcý bir saygý oluþtururken, atom altý parçacýklarýn mikrodünyasýný dikkate aldýðýmýzda, durum daha da fenalaþýr. Deyim yerindeyse, hiçbir þey yoktur.” [3]


20. yüzyýlýn baþlarýnda, her þeyin en küçük parçasý olarak kabul edilen atomun içinde büyük bir boþluk olduðu, bu boþluðun içinde atomun çekirdeðinin ve onun çevresinde de durmaksýzýn dönen elektronlarýn bulunduðu biliniyordu. Madde, atom ve atomun içindeki temel parçacýklarýn ve iþlevlerinin sýrrý da çözülmüþtü. Bilinmeyen; atom çekirdeðindeki, santimetrenin milyonda birinin, milyonda birinin, milyonda biri kadarlýk bir alanda ne vardý? Bu henüz çözülememiþti.


1960′lý yýllarda, protonun derinliklerinde küçük parçacýklar keþfedildi. Protonun artý yükünün ve nötronun yüksüzlüðünün sebebi, iþte kuark adý verilen bu olaðanüstü küçük parçacýklardý . Günümüze dek yapýlan araþtýrmalar sonucu, atomun 0.0000001′ini oluþturan hacmin içinde muhteþem bir dünya olduðu anlaþýldý. [4]


Atomun derinliklerindeki sýrlarýn ve maddenin en küçük yapý taþýnýn olaðanüstü detaylarýnýn ortaya çýkmasý, materyalistleri teorilerini geliþtirmeye zorladý. Evrenin, iddia ettikleri gibi bilinçsizce, rastlantýlarla ortaya çýkmasý için, sadece atomlarýn deðil, bu kez atom altý parçacýklarýnýn hareketlerine de açýklama getirmeleri gerekliydi.


“Karanlýk madde, sicim teorileri, küçük karadelikler, anti madde ve uzayýn diðer boyutlarý var mý?” gibi fizik problemler çözümlendiðinde ise materyalist zihinlerdeki problemlerin sayýsýnýn oldukça artacaðý açýktýr.



Kaynaklar:

[1] Taþkýn Tuna, Ol Dedi Oldu “Big Bang’in Nefes Kesen Öyküsü”, Ekim 2005, Þule Yayýnlarý, s. 59

[2] Peter Russell, The Primacy of Consciousness, http://www.peterussell.com/SP/PrimConsc.html

[3] Fred Alan Wolf, The Spiritual Universe “One Physicist’s Vision of Spirit, Soul, Matter and Self”, Moment Point Press, 1999, s. 99

[4] http://www.evrimteorisi.info