Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Vapurla karþý yakaya geçiyorum, kýþ güneþi tabirine uyan bir güneþ var gökyüzünde. Bakabiliyorsunuz çýplak gözle, biraz kamaþtýrýyor ama o turunculuk içinde gözleriniz canýnýz yanmýyor. Yaydýðý sarýdan bozma ýþýklar Ýstanbul siluetini öylesine belirginleþtiriyor ki bu þehrin görseline bir kere daha hayran býrakýyor insaný. Havanýn soðukluðunu sindiriyor bu durum. Etrafýmda insanlarýn çok azýnýn bunu fark etmiþ olmasýný ellerinde tuttuklarý ve ýsýnmak için yudumladýklarý saleplerden anlayabiliyorum. Zamanýn deðerini çözebilse eðer insan, bu koþuþturmanýn gereksiz olduðunu anlayacak diye düþünüyorum büyük bilginler gibi. Daha sonra, 'sen önce bir aynaya bak þuursuz' lafýný yapýþtýrýyorum ki kendime, yalnýz olmama raðmen gülümsemem kimse tarafýndan fark edilmiyor. Ýnsanlar, hepsinin acelesi var ve hepsi bir þeylerle meþguller sürekli. Vapur iskeleye yanaþýyor, karmakarýþýk atlýyoruz üstünden ve herkes acelelerinin peþinde sürükleniyor. Bense otobüs duraklarýnda hangi otobüse bineceðimi bilmeden bakýnýyorum otobüslere. Unkapaný'na giden bir otobüs arýyorum ve kolay bir þekilde buluyorum. Biniyorum, kýsa bir süre sonra, camlarý buðulanmýþ otobüs Ýstanbul soðuðunu yararak hareket ediyor. Ýçimde, mutluluðu tadacak olmanýn heyecaný ile ineceðim duraðý kaçýrmamak için gözlerimi dört açmýþ vaziyette dýþarýyý gözlemliyorum. Güneþ þehre veda etmiþ, akþamýn koyu grisi Ýstanbul'u sarmak üzere. Unutulmuþ evliyalar gibi eski binalar þehrin karanlýðýnda yükseliyor göðe doðru, yalnýzlýklarýndan mý yoksa unutulmuþluklarýndan mý bilemiyorum, üzerlerinde bir hüzün tortusu var sanki. Her biri ayrý bir öykünün kahramaný, her bina içinde yüzlerce dünyayý barýndýrýyor. Þehrin kalabalýðýnda onlarýn yalnýzlýðý fark edilmiyor bile. Unutulmuþlar ve yalnýzlar. Yalnýzlýklarýný kendi baþlarýna yaþamaya mecburlar. Ýniyorum otobüsten, ýþýklardan karþýya geçerken yolu tarif etmek üzere arýyor beni. Gireceðim sokaðý tarif ediyor, ara bir sokak. Giriyorum sokaða, telefon halen kulaðýmda, konuþa konuþa ilerliyoruz. Sokaðý öylesine ezberlemiþ ki artýk, yanýndan geçeceðim tüm dükkanlarý tek tek sayýyor. Þaþýrýyorum belli etmeden. Bir mont dükkaný, bir kitapçý, bir kuruyemiþçi, bir kafe, sonra bir kafe daha. Tek tek sayýyor bunlarý. Bense her saydýðý mekan ile þaþkýnlýðýmý büyütüyorum çaktýrmadan. Ve nihayet bulunduðu yere varýyorum. Ýçerinin sýcaklýðýný üþümüþ yanaklarýmý okþarken hissediyorum, bu tatlý bir hissiyat doðuruyor bünyemde. bulunduklarý kata doðru çýkarken heyecaným artýyor, kalbimin sesini duyar gibi oluyorum. Görüyorum, yaklaþýyorum.. … Ara sokaklardayýz, bir mahalle bakkalýna götürüyor beni. Çok sevineceðimi biliyor çünkü, çocukluðumu koklatacak bana. Giriyoruz bakkala, bana gösteriyor cinolarý, gözlerim büyüyor o an. Nasýl bir sevincin insaný oluyorum tarif edemem size. Alýyoruz bir sürü. Bakýyorum bu arada raflara, tanýdýk baþka þeyler arýyorum çocukluðuma dair. Ýþte görüyorum onu da, sulu göz kutusu. Oraya da dadanýyoruz, bir sürü sulugöz alýyoruz. 23 yaþýmda girdiðim bakkaldan 10 yaþýmda kýsa pantolonlu halimle çýkýyorum. Sanki elimi cebime atsam, misketlerimi bulacaðým. Öyle bir haldeyim. Bir adet cinoyu paylaþarak yiyoruz mutluluðumla. Bir ýsýrýk alýyorum cinodan, gözlerimi kapatýyorum, okul çýkýþlarým aklýma geliyor. Daha sonra bir öpücük konduruyorum mutluluðuma, bana bunlarý yaþattýðý, çocukluðumu yeniden hatýrlattýðý için. Ellerinden sýkýca tutuyorum, býrakmamaya yeminler ediyorum o an. Ayrýlma vakti geliyor. Bakýyor gözlerime, öpüyorum onu, gidiyor. Bakýyorum arkasýndan, bakýyor bana. Koþarak geri dönüyor ve sarýlýyoruz birbirimize yeniden. ‘Seni seviyorum’ diyorum. Gülümsüyor öpüyor beni. Gidiyor bu kez, gülümseyerek ben de geri dönüyorum. Ceplerimde çocukluðum, sokaklara karýþýyorum. Otobüs duraðýna doðru ilerlerken bir mesaj atýyorum mutluluðuma; -benim büssürü cinom vay yaaaa (= istey misin? Binalar… Yalnýzlar ve sanki yalnýzlýklarýný paylaþtýðým için bana tatlý tatlý gülümsüyorlar.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Caner Almaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |