Bir güvercindim. Uçtum bulutlarla gökyüzüne. Sonra dolu dolu aðladým. Bir hapishanenin penceresine kondum. Göz göze geldim bir mahkumla. Bakýþlarýnda sarmaþýk gülller vardý. Duvarlara týrmanýp, sokaða taþmak isteyen bir hali vardý. Sustu, sazýn sesiyle. Titreten tellerde, gözyaþlarý diken olmuþtu. Dikenli tellerde þarkýlarý bile hapis kalmýþtý. Yýllarýn biriktirdiði acýlar, yüreðini yakmaktaydý. Duygularý kül rengindeydi. Gözleri alev alevdi. Daha fazla dayanamadým. Havalandým göklere. Tüylerim tellere takýlmýþtý. Kuþ bakýþýyla gördüm bir týmarhaneyi. Kondum bir delinin omuzlarýna. Kimsenin kol izleri yoktu boynunda. Tüm dostluklarý dýþarda kalmýþtý. Týrnak boylarý, kimsede olmayacak kadar kýsaydý. Kendini týrmaladýðý aþikardý. Bir kedi gibi dört bacak üzerine düþmemiþti. Ýþte bu yüzden týmarhaneye düþmüþtü. Aklý ve fikri bir kalem olsaydý, kaðýdý acýtýrdý. Dertleri yüreðine saplanmýþtý. Yüreðindeki delikten içeri girdim. Yüreðinde hiçbir kafes yoktu. Kimseye tuzak kuramamanýn verdiði saflýk yüreðinde bir temiz kandý. Yüreðinin en kuytu köþesini öptüm. Yüreði kanatlandý. Ben bile öyle bir güvercin bakýþýyla bakmamýþtým gökyüzüne. Gözleri parlak mavi kadar berraktý. Gözlerinden öpmek istediðimde, göz kapklarýný kapadý. Dedi bakýþlarým bir cami avlusudur. Seni de dualarla ezmelerinden korktum. Buna göz yummamak için, gözlerimi kapadým. Sana zarar verilirse, kan aðlamaktan korktum. Saçlarý rüzgar oldu. Savurdu beni gökyüzündeki yaðmur damlalarýnýn biriktiði yere. Her damla düþerken yere, kanatlarým ýslandý. Yere doðru sorti yapmak zorunda kaldým. Yüreðimdeki sevgileri bomba gibi yere yaðdýrmak istedim. Bir huzurevi görünce damaðým kurudu. Huzurum kaçtý. Bir yaþlýnýn saçlarýna kondum. Dedi, " Hangi kediden kaçtýn da yanýma geldin. Peki korkularýn kadar büyük bir adiliði mi vardý, kaçtýðýnýn? Biz nankör kedilerden dolayý deðil de, insanýn kadir bilmezliðinden dolayý buradayýz; býrak hayvanlarý, insandan daha büyük vahþi mi vardý?" dedi. Dedim, " Acýlarýnýz bir oyadýr, eþarbýnýzýn ucunda. Alnýnýzdan öpenler olmadýðý için mi kaþlarýnýza kadar baþýnýzý örttünüz?". Dedi " Ýnsan burada ölmeden önce acýlara gömülür, bu yüzden acýlarýmýzdýr kaþlarýmýza kadar baþýmýzý örten. Saçlarýmýzdý gençliðimiz güzelliði. Þimdi itilmiþliktir saçlarýmýzdaki her örgü. Kar beyazdýr ölüm. Saçlarýmýza yaðan, kýraðý vurmuþ yalnýzlýðýmýzdýr ve ölüm soðukluðudur. Cenazemizi bekler akrabalar ve akbabalar.". Uçtum yine göklere. Kanat çýrptým oradakilere. Taksim'de yýlbaþý þenliði vardý. Bir kýz, çantasýna, dudaklarýný, cinsel organýný koydu ve kalabalýða daldý. Bir oðlan çantayý kaptý. Kýz arkasýndan ýrzýna geçilmiþ gibi baktý ve aðladý. Bir güvercin olarak, Ýstanbul'un kýrýtan göbeðinde dans eden ve eðlenen insanlara þaþkýn gözlerle baktým.