Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac |
|
||||||||||
|
Gittikçe yalnýzlaþýyor insan . Gittikçe dört duvarýnýn ardýna sýkýþýp kalýyor. Herkes, herkesten þikayetçi. Kendisiyle uðraþmayý býrakmýþ, hep baþkalarýyla uðraþýyor. Uðraþtýkça yabancýlaþýyor, uðraþtýkça uzaklaþýyor. Alýnganlýklar, yanlýþ anlamalar, hýrçýnlýklar, içe çekiliþler koparýyor insanlarý birbirinden. Tahammülsüzlük kol geziyor sokaklarda. Sokak lambalarýnýn kör ýþýðýnda ara sokaklara dalýyor sitemler ve kahýrlar. Ýnsanlarýn ensesinde seslerden örülü bir tel duvar. Elini dokunsan batacak, dokunmasan kurtlar sofrasýnda güvenmek , inanmak, hissetmekle ilgili her þey paramparça olacak …Karabasanlar basacak…Oysa (Oruç Baba’dan Aforizmalar-19)’da Sayýn HÜSMÜLLÜ þöyle diyor: ‘Bu dünyadaki hiçbir þey sizin deðildir. Çünkü kaybetmekten korkup da kaybetmeyeceðiniz hiçbir þey yoktur.’ Þu an sorsam kaç kiþi vazgeçebilir elindekilerden? Kaç kiþi: ‘Dünya nimeti deðil mi? Ne önemi var diyebilir?’. Çok özür dilerim yine hata yaptým. Belki der; ancak kaç kiþi eyleme geçirebilir?... Sayýn HÜSMÜLLÜ yanlýþým varsa düzeltin lütfen. Bir ara ‘Sokrates’in Savunmasý’ný okumuþtum. Þöyle diyordu: ‘ Ben güzel konuþuyorum diye benim dediklerime inanmayacaksýnýz. Laf ebeliði yapýyor diyerek suçlayacaksýnýz beni…Kandýrdýðýmý sanacaksýnýz öðrencilerimi….’ Öyle de oldu nitekim sonunda. Maalesef toplumsal bencilliklerimiz iyiye, güzele düþman. Kendimizi yenileyemediðimiz için, sürekli kendini yenileyen ve en iyiyi yapmaya çalýþan insanlara tahammülümüz yok. Örneðin bir büyüðümüz var; yazan, araþtýran, üreten ve bizim de kendimizi yenilememiz için gece-gündüz uðraþan. Yýllarýný verdiði araþtýrma yazýlarýndan tutun , ülke ekonomisine katkýda bulunacak, üretime yönelik araþtýrmalarýna bile kulplar takýlmaya çalýþýlýyor. Yýpratýlýyor, örseleniyor, hafife alýnmaya çalýþýlýyor, bize ait olandan kaçmak deðil de nedir bu. Ayný iþi ve çalýþmayý yabancý ülkelerin bilim adamlarýndan biri yapsa eminim çok daha fazla ilgilenir, çok daha fazla ilgi gösterirdik. Nedir bu toplumsal komplekslerimiz? Nedir bu kendi insanýmýza güvensizliðimiz? Biraz fazla kazansa , emeðinin karþýlýðýný alsa ne çýkar? Bize ne zararý var? Ama olmaz, emekmiþ, alýn teriymiþ hiç önemli deðil bunlar, yeter ki bizim dýþýmýzda kimse kazanmasýn. Oturduðumuz yerde her þey bize yaðsýn, bize aksýn. Hay Allah, þimdi aklýma öðrencilere tariz sanatýný anlatýrken örnek olarak verdiðim Salah Birsel’in ‘Pineklemeye Çaðrý’ þiiri geldi nedense. Madem söz dönüp dolaþýp oturduðumuz yerde kazanmak çabasýna geldi; paylaþayým müsaadenizle: Duralým efendiler biraz Koþmayalým öyle delice Yormayalým kalbimizi Katmerlendirip gerdanýmýzý Oturalým efendiler biraz Ýsteyen dikilsin gönlünce Çökelim biz yere þöyle bir Açalým aðzýmýzý ilkin Gerelim omuzlarýmýzý sonra Giderek bayýltýp gözlerimizi Esneyelim efendiler biraz Aldýrmayalým öyle üçe beþe Yayalým göbeðimizi iyice Dönelim sýrtýmýzý iþe akla Acýyan çýkmaz sonra halimize Vakitken çocuklar büyükler henüz Pinekleyelim pinekleyelim Horlayalým efendiler biraz Salah Birsel A, evet bunu yazmalýyým, ‘Olumsuzluklar karþýsýnda “kader” deyip geçiyor musun, bununla da yetinmeyip bazen kaderin baþýna “kötü” sýfatýný da ekliyor musun? Sen aptalsan, sen tembelsen, sen zayýfsan, sen yeteneksizsen bunda kaderin suçu ne?’(Oruç Baba’dan Aforizmalar- 23) bayýldým buna. Bu, þu ana kadar yazdýklarýmdan daha farklý, bu kez eylemsizlikten söylemle kendini kandýrma yolu. En azýndan kendi içinde çeliþmiyor. En azýndan baþkalarýna zarar vermiyor. Telkin çok güzel ama: ‘aptal olma, tembel olma, zayýf olma, yeteneklerini ortaya çýkar, kaderden þikayet etmek yerine kadere yardýmcý ol!’ süper… Bugünlük de bu kadar…Eleþtirdiðim kuyuya kendim düþmeyeyim ne olur ne olmaz. Ne diyor (Oruç Baba’dan Aforizmalar-15)’te: ‘Seni birisi konuþturana kadar sus, ama seni birisi susturana kadar konuþma!’…. Devamý var….
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hilâl Erboyacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |