Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Ve neden yalnýzlýk diye bir þey sözkonusudur? Bu iki soru beni epey ilgilendiriyor. Ýnsan ana rahminden baþka bir kimseyle birlikte çýksa bile yalnýz doðar. Ve savaþ alanýnda, her tarafýnda O'nunla ayný kaderi paylaþan insanlarla birlikte ölse bile yalnýz ölür. Peki neden yalnýzdýr insan? Neden kucak kucaða yaþadýðý canlýlardan dýþlar kendisini? Daha doðrusu, O'nu yalnýzlýða, yani bir çeþit dýþlanmýþlýða sevk eden þey nedir? Bu soruya birçok cevap bulabiliriz: Yaþananlarýn çeþitliliði, insanlarýn karakteristik özellikleri, çevresel etmenler, ve en önemlisi de insanlarýn bireysel varlýklar olmalarý. Ve bu cevaplar asla yeterli olmayacaklardýr. Ýnsanýn yalnýzlýðýný bir lanet olarak görmüþtüm hep ve karýncalara imrenmiþtim. Hala da imrenmeye devam ediyorum onlara. Zira onlar toplumsal yaratýklar olduklarýndan yalnýz deðildirler. Bireysellikten uzak olduklarýndan ilerlemeleri doðrudandýr. Aralarýndaki iletiþimi antenleriyle, birbirlerinden hiçbir þey saklamaksýzýn gerçekleþtirirler. Oysa insanlar bireysel yaratýklardýr. Ama, insanýn yalnýz olduðu düþüncesine, madalyonun tek bir yüzüne bakarsak kapýlýrýz. Eðer madalyonun diðer yüzüne zahmet edip de bakan olursa, insanýn aslýnda hiç de yalnýz olmadýðýný görecektir. Nedir insanýn yalnýzlýðýný dolduran þey? Yakýiiyet hissidir. Yakiniyet hissini insana en doðrudan ne hissettirebilir? Ve nedir bu yakiniyet hissine raðmen bilinmez kalan þey? Baþka bir deyiþle, insana en yakýn ve bir o kadar da uzak ve bilinmez þey nedir? Bu sorularýn cevabý olarak tek þey geçerlidir. Ýnsanýn kendi benliði, yani ruhu. iþte, madalyonun diðer tarafýna bakarak göreceðimiz þey, insanýn, kendi benliðiyle dopdolu olduðu, bunun için de asla yalnýz sayýlamayacaðý gerçeðidir. Bu keþiften sonra, insanýn doðasýnda var olan, bilinmezliði bilinir yapmaya dair güçlü tutku kemirmeye baþlar içimizi. Ýþte insan bu güçlü tutkuyu doyurmak için gelmiþtir dünyaya. Daha da doðrusu, bu amaç, insanýn dünyaya gelmesi için geçerli bir gerekçedir. Ýnsan kendisindeki bilinmezi bilinir yaparak ne kazanýr? Neden bu kadar zor bir iþe giriþmeye gerek duyar? Bu iþ ilk bakýþta tatmin edici görünmeyebilir. Eski ve kirli bir kýnýn içindeki süslü bir kýlýç gibidir bu iþ. Görünüþte gereksiz ve kazançsýzdýr. Kazançsýz ve gereksiz olduðu için de zor bir iþtir. Ancak bu iþe bulaþtýðýmýzda, sözkonusu eylemin, yani Benliðimizdeki bilinmezi bilinir yapmanýn bize saðladýðý huzurun, yaþamak için belirlediðimiz amaçlarýn toplamýnýn bize saðladýðý huzurdan daha fazla olduðunu görürüz. Ve daha da önemlisi, belirlediðimiz amaçlara ulaþmak için bu iþin gerekli olduðunu fark ederiz. Herhangi bir insanýn hedefleyebileceði, herhangi bir hedefi ele alalým: Belli bir iþ sahibi olmayý hemen hemen hepimiz hedefleriz mesela. Peki neden böyle bir þey hedefleriz? Hayatýmýzý yaþanýlabilir kýlmak için paraya ihtiyaç duyarýz ve parayý kazanmak için de bir iþe ihtiyacýmýz vardýr. Ya da, yaþantýmýzdaki boþluklarý doldurmak için bir iþ bulmamýzýn gerektiðini düþünürüz. Daha birçok nedenden dolayý iþe ihtiyacýmýz vardýr ve bu nedenlerin herbiri geçerlidir. Peki bulmak istediðimiz iþ nasýl olmalýdýr? Yani bir iþ hedeflerken, bu iþin nasýl bir iþ olacaðýný da düþünür müyüz? Birçoðumuz düþünür. Evet, ama neye göre düþünürüz? Yani aradýðýmýz iþin ölçütlerini neye göre belirleriz? Bu ölçütleri kabataslak sýralýyorum: Kapasitemizin yeterlilik derecesi, iþ yapýldýðýnda kazanýlan para, iþi yaparken hissettiðimiz duygular, iþin boyutu... Ve daha birçok ölçüt var. Peki bu ölçütleri neye göre belirleriz? Elbette kendi yaþam koþullarýmýza göre. Ýnsanýn yaþam koþullarýný belirleyen yegane þey, o insanýn kendisidir. Kendi yaþam koþullarýmýzý keþfetmek, düþünüldüðü kadar kolay deðildir. Birçoðumuz, Hatta rahatlýkla diyebilirim ki hiçbirimiz sýnýrlarýmýzý bilmeyiz. Bazen, yapamayacaðýmýz, hatta yapmak istemeyeceðimiz bir þeyin üzerine abanýrken, rahatlýkla yapabileceðimiz, daha da önemlisi yapmak isteyeceðimiz þeye arkamýzý döneriz. Bazen de, kendi ellerimizle kendi çevremize bir duvar örer, ve kendi ellerimizle ördüðümüz bu duvarý asla aþamayacaðýmýza inanýrýz. ... Yaþam koþullarýmýzý belirlemede, tarafsýzlýktan uzak bu tür takýntý diyebileceðimiz düþünceler varken, nasýl bir iþ bulmayý ve bu iþte çalýþýrken mutlu olmayý düþünebiliriz? Bana kalýrsa, insan önce kendisini yoklamalý. Yani keþfetmeli. Daha doðrusu keþfetmeye çalýþmalý. Bunu söylerken, önce kendimizi keþfedelim sonra iþ arayalým demeye çalýþmýyorum. Çok komik bir þey olur bu. Çünkü insanýn kendisini keþfetmesi ciddi ve uzun bir süreçtir. Ben, Bu sürecin baþlýbaþýna bir amaç olduðunu söylüyorum. Ve iþ ya da her hangi bir þeyi bu amaçta kullandýðýmýz bir araç olarak niteliyorum. Bu amaca ulaþmayý önemsememin asýl sebebinin, yalnýzlýðýmý yenmeye olan istek olduðunu da açýkça belirtiyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Eylem Yurtsever, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |