..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > Mustafa Mert




16 Þubat 2011
Viran Daðlar - Necati Cumalý  
Mustafa Mert
Balkan Savaþý, Birinci Dünya Savaþý Makedonya’da nasýl hissedilmiþ? Ne onulmaz yaralar açmýþ? Oralarda günlük yaþam nasýlmýþ? Daðlarda kaçak yaþayanlar neler yapýyorlarmýþ? Tüm bunlar Zülfikar Bey’in yaþamý ekseninde anlatýlýyor


:BGCF:
Necati Cumalý –Viran Daðlar*
‘’Ohri Kýyýsýnda Bogradeç’te hazýrlanan raporlar, Biliste’ye, oradan Florina köylerine geliyor, Soroviç’ten trenle Selanik’e, oradan da Ýstanbul’a ulaþtýrýlýyordu. Ýstanbul’dan verilen yazýlý emirler, yine bu yoldan Bogradeç’e dönüyordu. ‘’Necati Cumalý’nýn doðduðu kasaba olan Florina yakýnlarýnda geçen Zülfikar Bey’in yaþamýnýn anlatýldýðý roman Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda Makedonya Bölgesi civarlarýnda genel durumun arka planda anlatýldýðý giriþle baþlýyor.
. ‘’Zülfikar, babasýnýn belindeki tabancaya el uzattýðý zaman iki yaþýnda yoktu henüz. ‘’Bummm!’’ diyordu tabancaya, baba bummm! demesi, baba hadi çek tabancaný ateþ edelim! demekti. Taþlarýn ikiye yarýldýðýný, kütüklerden kopan kýymýklarýn havalandýðýný gördükçe coþar, el çýrpardý Zülfikar. Tabancayý almaya kalkardý babasýnýn elinden. ‘’ Birinci bölümden itibaren Zülfikar Bey’in doðduðu, yaþadýðý yerler Cumalý’nýn buralarý iyi tanýmasýndan olsa gerek enikonu anlatýlýyor. Bebekliðinden baþlanarak yaþamý anlatýlan kahramanýn romanýnýn sýradan bir öykü deðil, bir destan olduðu anlaþýlýyor
Bütün eser boyunca Cumalý’nýn özgün üslubu, dikkati çekiyor, okuyucuya gerçek edebiyatýn keyiflerini yaþatýyor. Devrik cümleler sýk kullanýlmasýna raðmen, o kadar ustalýkla kurgulanmýþ ki, ikinci defa okuyunca ayýrt edebiliyorsunuz cümlenin devrik olduðunu.
‘’Deniz küçük çýrpýntýlarla kabarýyor, serpintiler saçýyordu rüzgâra. Küçük dalgalar, çatlayýp yarýldýkça, çatlaklarýnda deðiþik maviler, yeþiller oluþuyor, sýrtýnda beyaz köpüklerle atýlýyorlardý kýyýya.’’
Yazar, o dönemde yaþanan, maalesef günümüzde de yer yer devam eden politik sýkýntýlara, deðiþik etnik kökenli, farklý dini inançlý insanlarýn bir arada barýþ içinde yaþama özlemine ket vurulmasýna, kâh kahramanlarýn aðzýndan, kâh doðrudan doðruya sýk sýk deðiniyor. Bakýn Zülfikar Bey’in arkadaþý Halit durumu nasýl özetliyor. ‘’-Makedonya bölündü, diye sürdürdü Halit. Makedonya, yaþlýlardan dinlediðimiz, çocukluðumuzdan bildiðimiz Makedonya deðil! O Makedonya Makedonyalýlarýndý! Hýristiyaný, Müslümaný, Rumu, Bulgarý, Sýrp Arnavutu, Osmanlýsý Makedonyalýyým demeyi birbirine çok görmezdi. Þimdi bu din ayrýlýðý uluþçuluk kavgalarý çýktý çýkalý Makedonya’da hava karardý, dostluk, kardeþlik, komþuluk hatýrý kalktý, herkes birbirine girdi. Bulgar Rumu, Rum Bulgarý, Sýrp arnavutu, sonunda hepsi bir olup Türk’ü Müslümaný vuruyor, öldürüyor. Sonu ne bunun? Neye niçin? Saçma bir kavga bu! Yanlýþ bir anlayýþ. Herkesin anasýndan babasýndan öðrendiði dille konuþmasýný, türkü söylemesini anlarým, ama kendi diliyle konuþmayaný düþman bilmesini anlamam! Oklar yayýndan çýktý, bu kavga baþladý bir kez. Kolay kolay yatýþmaz. Sürer artýk. Kim bilir ne kadar sürer? ‘’
Necati Cumalý tüm bu politik çekiþmelerin, Zülfikar Bey’in çalkantýlý hayatýnýn arasýna doðal güzelliklerin betimlemelerini de ustalýkla yerleþtirmiþ. Böylelikle okuyucunun anlatýlan öykünün içine girmesi, olaylarýn geçtiði yerleri gözünün önüne getirmesi saðlanmýþ. ‘’Yokuþlarý inerek, yokuþlar çýkarak kayýyordu araba. Dönen tekerlekler, atlarýn dalgalanan yeleleri, kabarýk kuyruklarý, aðaç telgraf direkleri, sýra sýra telgraf telleri, konup kalkan, saða sola daðýlan sýðýrcýklar, yükseklerden geçen bir yaban ördeði sürüsü, doðuya doðru yaðmur götüren bulutlar…’’
Cumalý zaman zaman hissettirmeden romanýn içine girerek, kendi felsefi görüþlerini de kýsaca ekleyerek, hem anlatýyý zenginleþtirmiþ, hem de okuyucuyu daha fazla düþünmeye sevk etmiþ. ‘’ Gerçekte kaç kiþidir ya da kaç canlýdýr bir insan? Sorarken ya da seçimini yaparak sorulan soruya karþýlýk verirken? Ýçinden gelen bir sesi susturur ötekinin dediðini yerine getirirken, hep o arada bir aynada yüzünü gördüðü, ‘’ben’’ diye tanýdýðý, bildiði kiþi midir? Deðiþmez biri midir o? Zaman zaman kiþi býrakýr gider yattýðý, oturduðu yerde o beni. O sesine kulak vermediði, dediklerini dinlemediði ben’ini, ben’lerini yaþar…’’

Bu arada Zülfikar Bey büyüyor, delikanlý oluyor, fýrtýnalý bir yaþam sürüyor, ama benliðini, ailesini unutmuyor. Ýçindeki yurtseverlik duygularý yaþamýný yönlendiriyor. Makedonya’da barýþ içinde yaþanmasý için çabalýyor. Ancak o karýþýklýklarýn içinde kendisinin de tutuklanmak üzere arandýðýný fark edince daða çýkýyor, bazen tek baþýna bazen de komitacýlarla birlikte daðlarda yaþýyor.
Balkan Savaþý, Birinci Dünya Savaþý Makedonya’da nasýl hissedilmiþ? Ne onulmaz yaralar açmýþ? Oralarda günlük yaþam nasýlmýþ? Daðlarda kaçak yaþayanlar neler yapýyorlarmýþ? Tüm bunlar Zülfikar Bey’in yaþamý ekseninde anlatýlýyor. Aralara serpiþtirilen kýsa ama etkileyici öykülerle roman büyük bir zenginlik kazanýyor.
Zülfikar Bey’in kiþiliði de okuyucuya hem anlatýlan olaylarla hem de zaman zaman araya girilerek iyice benimsettiriliyor, kahramanýn sevilmesi saðlanýyor. ‘’Ne gelirdi elinden? Baðýmsýz yaratýlýþlýydý o! Uygun adýmla baþladýðý hiçbir yürüyüþü ayak deðiþtirmeden sonuna kadar götüremezdi! Þu beþ ay içinde bile bile saygýsýzlýk ettiðini hatýrlamýyordu. Hatýrlayamazdý da! Ne þu beþ ay içinde, ne de ondan önceki bütün yaþamýnda bile bile saygýsýzlýk ettiði olmamýþtý ki hiç kimseye! Kendiliðinden herkese, büyük küçük, güçlü ya da ezik herkese, kendine nasýl davranýlmasýný isterse öyle davranýrdý! Baðýmsýzlýk nasýl yaratýlýþýnýn belirgin bir özelliði ise, alçakgönüllülük de baþka bir özelliðiydi!’’
Necati Cumalý romaný þu sözlerle bitiriyor;
‘’ Erken ya da geç, bir gün öleceði deðil, nasýl yaþadýðýdýr önemli olan kiþinin. Bu dünyadan Zülfikar Bey gibi dolu dolu yaþayýp göçenlerin þavký, çakan bir yýldýz gibi gözlerde kalýr!.. ‘’
Evet, Necati Cumalý’nýn þavký da ürettiði eserlerde yýldýz gibi parlýyor.
Ýnsanlar günlük yaþantýlarýnda türlü türlü sýkýntýlarla uðraþýrlar, didinirler. Ýyice bunalýrlar. Bu sýkýntýlardan kurtulmak için en güzel çarelerden biri de edebiyattýr. Gömülürsünüz bir kitaba her þeyi unutursunuz, kitabýn kapaðýný kapattýðýnýzda arýnmýþ, dinlenmiþ olursunuz. Montesquie’nin dediði gibi ‘’On beþ dakikalýk okumanýn gideremediði sýkýntým yoktur.’’ Necati Doðru’nun Viran Daðlar adlý romaný da bu tür sýkýntý giderici, edebi zevkleri tatmin edici bir yapýt.

*=Necati Cumalý Viran Daðlar / Cumhuriyet kitaplarý 13. baský nisan 2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Siegfried Lenz - Almanca Dersi ve Edebiyat Hakkýnda Subjektif Düþünceler
Ahmet Ümit Beyoðlu Rapsodisi
Pascal Mercier - Lizbon’a Gece Treni Üzerine

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurban Bayramý da Ýptal Olsun
Hâlâ Þaþýrdýðýma Þaþýyorum
Wikileaks ve Ýsviçre
Diziler ve Kitaplar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Plajda Bir Gün [Öykü]
Motorsiklet Çilesi [Öykü]
Ablak Yüzlü [Öykü]
Deniz Sevdasý [Öykü]
Üçkapýlar'da Çay Ýçmek [Öykü]
Mektup [Öykü]
Ýddia [Öykü]
Yere Düþen Tek Terlik [Öykü]
Parkta Otururken [Öykü]
Çevre Koruma ve Biz Türkler [Öykü]


Mustafa Mert kimdir?

Antalya'da doðup,büyüdüm. Çocukluðum ve gençliðim futbol topunun peþinde koþmakla geçti. 26 Yaþýndayken son oynadýðým futbol takýmýnýn kaptaný,baþkaný ve sponsoru olan kiþiyle tartýþtýktan sonra futbolu kesin olarak býraktým. Jose Mauro De Vasconcelos'un Güneþi uyandýralým ve Þeker Portakalý,Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyýllýk Yalnýzlýk,Paulo Coelho'nun Simyacý kitaplarý gibi o dönemin çok satanlarý ile birlikte Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sýný da okuyunca edebiyet'a ilgim bir tutku haline geldi. Çetin altan'ýn yazdýðý ilk öykü kitabýný okuyana kadar,kendimi sadece tutkulu bir okuyucu olarak görüyor,yazarlýða yeteneðim olmadýðýný düþünüyordum. Çetin Altan'ýn ilk yazdýklarý ile bugün yazdýklarý arasýndaki fark bende yazarlýðýn geliþtirilebileceði duygusunu uyandýrdý. Ancak evli ve çocuklu olduðumdan eve ekmek gitmeliydi. Bu nedenle sadece yazarak geçinmeye çalýþmayý deneyecek cesaretim olmadý. Hem çalýþýp,hem de fýrsat buldukça yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Vedat Türkali,Orhan Kemal,Yaþar Kemal,Jose Mauro De Vasconcelos,Emile Zola,Sait Faik Abasýyanýk,Orhan Veli Kanýk,Nazým Hikmet,Ümit Zileli,Erol Manisalý,Tahsin Yücel


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.