Ýtaat, kelime anlamý uyma, dinleme, alýnan emre göre hareket etme anlamýnda olan Arapça bir terimdir. Kuran’dan anladýðýmýz üzere, itaat etmek, inanan insanlarýn en önemli özelliklerindendir. Kuran’da itaat konusundan, bir çok ayette sýk sýk hatýrlatýlan iyiliði emredip kötülükten sakýndýrma, namaz ve zekat gibi ibadetlerle birlikte söz edilmesi, onun ne denli önemli bir ibadet olduðunun göstergesidir. Örneðin, Tevbe Suresi’nde Yüce Allah þöyle bir mümin tanýmlamasý yapar:

“Mü’min erkekler ve mü’min kadýnlar birbirlerinin velileridirler. Ýyiliði emreder, kötülükten sakýndýrýrlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. Ýþte Allah’ýn kendilerine rahmet edeceði bunlardýr. Þüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)

Bu ayette, ayrýca müminlere verilen bir müjdeye de þahit oluruz. Allah, emrettiði ibadetleri yapan müminlere rahmet edeceðini müjdeler. Her türlü eksiklikten münezzeh olan Yüce Allah, itaat edenlere merhamet edeceði müjdesini “Allah’a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasýnýz.” (Al-i Ýmran Suresi, 132) ayetiyle de haber verir.

Kendisine itaat edilmesi gereken tek büyük güç, hiç kuþkusuz, tüm alemlerin Rabbi olan Allah’týr O’na itaat en önemli, en büyük itaattir. O’nun emirleri tüm emirlerden önemlidir Rabbimizin kudretini gereði gibi takdir edebilen müminler, O’na boyun eðer, O’na itaat ve kulluk ederler. Allah birçok Kur’an ayetinde kendisine itaat etmemizi emreder.

“Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur, itaat-kulluk da (din de) sürekli olarak O’nundur. Böyleyken Allah’tan baþkasýndan mý korkup-sakýnýyorsunuz?” (Nahl Suresi, 52)

Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Yüce Rabb’imiz, Kuran’da baðýþlanma ve ecirle müjdelediði kullarýnýn özelliklerinden söz ederken, itaat ettiklerini de bildirir.

“Þüphesiz, müslüman erkekler ve müslüman kadýnlar, mü’min erkekler ve mü’min kadýnlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadýnlar, sadýk olan erkekler ve sadýk olan kadýnlar, sabreden erkekler ve sabreden kadýnlar, saygýyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygýyla (Allah’tan) korkan kadýnlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadýnlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadýnlar, ýrzlarýný koruyan erkekler ve (ýrzlarýný) koruyan kadýnlar, Allah’ý çokca zikreden erkekler ve (Allah’ý çokca) zikreden kadýnlar; (iþte) bunlar için Allah bir baðýþlanma ve büyük bir ecir hazýrlamýþtýr.” (Ahzab Suresi, 35)

Kuran’da açýkça görülmektedir ki, itaatte öncelik; her þeyi benzersiz yaratan ve yaratmaya devam eden, bütün yaratýlmýþlarý düzenle ve dengeyle idare eden, aklýn alabileceði her þeyden pek Yüce olan Allah’ýndýr. Kendisinden baþkasýna itaat ise, ancak Allah’ýn dilemesiyle ve O’nun izin verdiði ölçüdedir. Allah, Kendisiyle birlikte elçisine de itaat etmemizi ister. O’nun emri dahilinde elçisine itaat etmek de aslýnda Rabb’imize itaat etmektir.

“Kim Resûl’e itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiþ olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onlarýn üzerine koruyucu göndermedik.” (Nisa Suresi, 80)

Allah’a ve elçisine itaat etmek, imanýn kalbe girmesine vesile olur. Hucurat Suresi’nde bu konudan þöyle söz edilir:

“Bedeviler, dedi ki: Ýman ettik. De ki: Siz iman etmediniz; ancak Ýslam (müslüman veya teslim) olduk deyin. Ýman henüz kalplerinize girmiþ deðildir. Eðer Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir þeyi eksiltmez. Þüphesiz Allah, çok baðýþlayandýr, çok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi,14)

Samimi inanan insan, Kuran’daki “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de.” (Nisa Suresi, 59) ayetine uygun olarak, itaat konusunda kesinlikle bir gevþeklik göstermez. Kendisini isyanýn yoluna çekmeye ve “nurdan karanlýklara çýkarmaya” çalýþan þeytana karþý, keskin bir þuurla ve akýlcý bir öfkeyle net tavýr koymasý gerektiðini bilir.

“Bunlar, Allah’ýn sýnýrlarýdýr. Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, onu altýndan ýrmaklar akan, içinde ebedi kalacaklarý cennetlere sokar. Ýþte büyük kurtuluþ ve mutluluk budur. Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve onun sýnýrlarýný aþarsa, onu da içinde ebedi kalacaðý ateþe sokar. Onun için alçaltýcý bir azap vardýr.” (Nisa Suresi, 13-14)
Yüce Rabb’imiz Kuran’da, “Oyun isteseydik Kendi katýmýzdan edinirdik” buyurur. Ýlmi, mülkün ebedi sahibi Allah’a ait olan ve asla oyun amacýyla yaratýlmamýþ olan geçici bir dünyada yaþýyoruz. Ýnsanýn yapacaðý en doðru davranýþ; vücuduna girerek onu hasta eden gözle görülemeyen bir virüse bile güç yetiremediðini, ardýndan da acizliðini anlayýp, Allah’a teslim olmaktýr.

Boyun eðip itaat etmek için bir baþka nedene ihtiyacýmýz yoktur, Allah için itaat etmeliyiz. Çünkü itaati isteyen, tek büyük güç ve makam sahibi olan Yüce Yaratýcýdýr.